İşte tam olarak bunu kastetmiştim ...Konuya 3 mesaj yazmışsınız. Size kısmen katılıyorum, kısmen katılmıyorum.
Bakın bu bir "ahlak bekçisi" yorumu. Ne kadar terbiyesiz olduğunu ifade etmeyeceğim. Kibledim zira.
bu hanımefendi de karşı olmasına rağmen düşüncesini ne kadar üsluplu ve saygılı ifade etmiş.
Hiddetlenmesi üst mesajdan olamaz mı, herkes sizin gibi seviyeli yorum yapmıyor. Burada yazıyorsanız bunlara açık olacaksınız diye bir şey yok. Bakın eleştiri ve hakareti, düpedüz terbiyesizliği karıştıran çok kişi var.
o kişiler noluyor sonra söyleyim hemen. Kocası aldatsa her şeyi yapsa gene kocamdır ne yapsa yeridir diyen kişiliktir.Hele bir kendini bilmez çıktı ne dedi biliyor musun senin namusun mu kalmış da bekçiliğini yapacağız sen çocuk doğurup da wc ye atarsın dedi, güldürdü vallahi beni cahilliğiyle ve yarım akıllılığıyla :)
Tamamen ilişkiye ve adama bağlı. Bizim kuzen 2 yıl beraber yaşadı sonra evlendiler iki yılın sonunda on yıldır da evliler gördüğüm en uyumlu en deli dolu en şeker çift olur kendisi. İlişkileri her zaman öyleydi çok eğlenceliydiler beraber yaşamak da evlenmek de bozmadı..
Sevgilin de böyle bir adama ilişkiniz de güzelse neden olmasın bence
onlara da ne mutlu :))Biz 9 sene sonunda evlendik eşimin bizden küçük bir iş arkadaşı var oturmaya gittik onlara 5 6 ay içinde evlenmisler adam.eşine hanım diyo, benim bildiğim 70 yaşında amcalar öyle hitap eder onlar 1.5 senelik evli biz 3.5, 13 senedirde beraberiz geçen gülecem.diye altıma işedim al sana heyecan bak gene gülme geldi
aynen kim bilir neler yaşadı da hep başını eğdi,gerçi acıyorum ama dünya görüşünü az çok tahmin edebiliyorum öyle insanların. saygı duyuyorum yobazlıklarına...o kişiler noluyor sonra söyleyim hemen. Kocası aldatsa her şeyi yapsa gene kocamdır ne yapsa yeridir diyen kişiliktir.
Aile yaşantısı çevre faktörü bunun en büyük sebebi.aynen kim bilir neler yaşadı da hep başını eğdi,gerçi acıyorum ama dünya görüşünü az çok tahmin edebiliyorum öyle insanların. saygı duyuyorum yobazlıklarına...
kaideye alınmıyor sadece cahilliklerine veriyorum çünkü gerçekten cahillik..Bir de aynı evde yaşamak= cinsellik yaşamak değildir. Yaşamayanlar da var. Yaşamak kadar yaşamamak da normal.
Bazılarının aklı sadece bel altına çalışıyor burda :)
Aynı evde yaşamaktan çıkılmış aile planlaması eksikliğine, oradan kürtaj yoksunluğuna ve Bebek cinayetine uzanan bir engin hayal gücü yelpazesi gördüm burada... :)
teşekkür ederim,amin...acıkcası evlı veya bekar farketmıyor bozuk adam her sekılde her yerde her kosulda bozuktur
bı arkadasım 2 yıl bırlıkte yasadı toplam 5 yıl ılıskısı vardı evlendıkden 8-9 ay sonra ayrıldılar
adı bıle samımı degıl ''bırlıkte yasamak''
ınsallah senı pısman etmeyecek bırı olur bırlıkte yasamıs oldugunla kalmazsın derım
Bu kararı aldıktan sonra hiç pişman oldunuz mu? Ve nasıl yürütüyorsunuz.. (Lütfen ahlak bekçiliği yapmayın)
Bazı yorumlarda evlenmeden önce bir arada yaşamayanların büyük riske girdikleri kuvvetle vurgulanmış.
Aynı evde yaşamadan evlenen hüsrana uğruyor da diğerlerinin bir garantisi mi var?
Tüm mutsuz evliliklerin muhatapları evlilikten önce aynı evi paylaşmayanlar mı?
Bu ülkede eşi tarafından katledilenler olduğu gibi nikahsız birliktelik yaşadığı adamlar tarafından öldürülen sayısız kadın da var.
Birlikte yaşadığı sevgilisi tarafından aldatılan, dolandırılan...
Yani bu münasebeti bir sağlamcılık olarak görmek, bu sayede adamın huyunu suyunu öğrenmeyi artı olarak algılamak her zaman geçer akçe olamıyor.
Adam henüz sevgiliyken haftada bir görüşüp bir cafede sakin sakin otururken de bağıra bağıra "evlenince ben seni aldatırım" diyebilir yan masadaki kızı keserken...
Aynı evde yaşarken yan odada başka bir kızla yazışırken de.
Yani kızın adamın gerçek yüzünü görmeye niyeti yoksa, verilen akılları görmezden geliyorsa, aptal aşık modunda dolanıyorsa çocuğun peşinde, değil aynı evde yaşamak ensesine yapışıp onunla yirmi dört saat dolaşsa da gerçek yüzünü göremez...
Yeterince uyanık, mantıklı ve elbette biraz da şanslıysa ayda bir de görüşse adamın ciğerini öğrenir.
Aksi halde değil haftada birkaç kez görüşen sevgililerin, iş, güç, okul, askerlik vs sebebiyle yılda birkaç kez bir araya gelebilen çiftlerin asla mutlu evlilikleri olamazdı.
Bir de şu var.
Siz istediğiniz kadar bu topraklarda aynı evde yaşamaya sıcak bakın karşınızdaki erkek ya da ailesinin en azından belli üyeleri hatta çoğunlukla kendi aileniz bu konuya mesafeli olacak, erkek arkadaşıyla aynı evi paylaşıp ev arkadaşlarından Aysel, Müjde vs diye bahsedeceksiniz mesela.
"Ben evlenmeden birlikte yaşamaya karşı erkekler ve aileleriyle muhatap değilim" diyeceksiniz belki.
İşte bu ülkede, o küçük azınlıkta büyük şansı yakalamak da kolay iş değil.
Birlikte yaşadığınız çocukla ilgili konunuz da bunun ispatı.
Umarım kafanızdaki soru işaretlerinden en doğru kararla kurtulursunuz.
Ben kadınların erkekleri bu kadar kıymetli bulup, evlenelim aman adam gitmesin diye yapışmalarını cidden anlayamıyorum.
Evlilikten usanıp metres tutanlar genelde erkekler. Kadın saçını süpürge ediyor bırakın aldatmayı , bıkmayı bile aklından geçirmiyor. Bıkan taraf hep adam, kaybetmekten korkmayan taraf hep adam.
Oysa cidden alakası yok. Yabancı bir arkdaşım bana Türk kadınları çok güzel, erkeklerine göre zaten çok çok daha güzel demişti. Ben de katılıyorum. Fiziksel olarak kadınlarımız daha güzel, erkeklerimiz pek bir şeye benzemiyor.:) Buna rağmen kadınlarımız erkeklerinn peşinde kendilerini paspas yapıyorlar ilginç.
Bazı yorumlarda evlenmeden önce bir arada yaşamayanların büyük riske girdikleri kuvvetle vurgulanmış.
Aynı evde yaşamadan evlenen hüsrana uğruyor da diğerlerinin bir garantisi mi var?
Tüm mutsuz evliliklerin muhatapları evlilikten önce aynı evi paylaşmayanlar mı?
Bu ülkede eşi tarafından katledilenler olduğu gibi nikahsız birliktelik yaşadığı adamlar tarafından öldürülen sayısız kadın da var.
Birlikte yaşadığı sevgilisi tarafından aldatılan, dolandırılan...
Yani bu münasebeti bir sağlamcılık olarak görmek, bu sayede adamın huyunu suyunu öğrenmeyi artı olarak algılamak her zaman geçer akçe olamıyor.
Adam henüz sevgiliyken, haftada bir görüşüp bir cafede sakin sakin otururken de bağıra bağıra "evlenince ben seni aldatırım" diyebilir yan masadaki kızı keserken...
Aynı evde yaşarken yan odada başka bir kızla yazışırken de.
Yani kızın adamın gerçek yüzünü görmeye niyeti yoksa, verilen akılları görmezden geliyorsa, aptal aşık modunda dolanıyorsa çocuğun peşinde, değil aynı evde yaşamak ensesine yapışıp onunla yirmi dört saat dolaşsa da gerçek yüzünü göremez...
Yeterince uyanık, mantıklı ve elbette biraz da şanslıysa ayda bir de görüşse adamın ciğerini öğrenir.
Aksi halde değil haftada birkaç kez görüşen sevgililerin, iş, güç, okul, askerlik vs sebebiyle yılda birkaç kez bir araya gelebilen çiftlerin asla mutlu evlilikleri olamazdı.
Bir de şu var.
Siz istediğiniz kadar bu topraklarda aynı evde yaşamaya sıcak bakın, karşınızdaki erkek ya da ailesinin en azından belli üyeleri hatta çoğunlukla kendi aileniz bu konuya mesafeli olacak, erkek arkadaşıyla aynı evi paylaşıp ev arkadaşlarından Aysel, Müjde vs diye bahseden kızlardan olacaksınız mesela.
"Ben evlenmeden birlikte yaşamaya karşı erkekler ve aileleriyle muhatap değilim" diyeceksiniz belki.
İşte bu ülkede, o küçük azınlıkta büyük şansı yakalamak da kolay iş değil.
Birlikte yaşadığınız çocukla ilgili konunuz da bunun ispatı.
Umarım kafanızdaki soru işaretlerinden en doğru kararla kurtulursunuz.
derin mevzu kurcalayınca çok şey çıktı :))ooo gittim geldim konu hala kapanmamış
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?