- Konu Sahibi kavun kokusu
-
- #241
Bununla bir de normal doğum baskısı var.
30 saat sanci+suni sancıdan sonra sezaryen doğum oldu.
Eve geldim, emmiyor velet.
Kucağıma geliyor ağlıyor.
Göğüslerin şişti, süt sağma, ilk defa emzirdiğim için neredeyse kan gelecek göğüs ucundan öyle yara..
Ve sonuç kendimi odaya kilitleyip
Nolur götürün başkası baksın, ben yapamayacağım diye kriz :)
Şimdi bile hatırlayınca o halimi gözlerim doluyor.
Mesajları okudum yani yazmayim yazmayim bi polemiğe giren de ben olmayım diyorum yok dayanamyorumbu kadar çocuk istemeyen bir kadın üniversite çağında evlenmemeli demek mi sorun?
Kalp atışında da birşey hissetmeyeceksiniz muhtemelen sadece makine sesi gibi gelmişti bana. Hamilelik boyunca anne gibi hissetmedim hiç kendimi hatta hiç hazır değildim kaza ile olmasa ömür boyu da hazır hissetmezdim ama oldu hastanede ilk defa yüzünü görünce ısındım anne gibi hissettim.Kese varmış, kalp demek ki 2-3 hafta sonraki. Hani belki kalp atışı işin içine girince duygulanır mıyım acaba bilemiyorum ki.
Keyfi kürtaja karşıyım, evet. Evlilik dışı değil, sağlıkla ilgili de bir problem çıkmazsa doğacak.
Üzüldüğünüz için teşekkür ederim, anlamışsınız beni demek ki.
Biyolojik saat dediler, an gelecek isteyeceksin dediler, hiçbiri olmadı. E bariz hamileyim şu an, hala his yok.
Adım adım gideyim o zaman. Sırada kalp atışı.
O benim işte sekiz yıldır uğraşan 4aşılama 4 tüp bebek deneyip sebep olmadığı halde hamile kalamayanBu yazdıklarımı okumak zorunda olan, tedavi gören arkadaşım senin için de mutsuzum. Benim bunları yazmam yerine senin mutlulukla "hamileyim" diye konu açman gerekiyordu. Lütfen bana kızma. Hayat adil değil, bunu bilmiyor muyduk zaten?
35 yaşındayım, çocuğum yok, bekarım ve halimden cok memnunum. Ama şunu çok iyi biliyorum fiziksel, fizyolojik ve psikolojik olarak çocuk sahibi olmaya çok musaitiz. Düşündüğünüz gibi kötü olmayacak. Hatta süper bir aile olacaksınız. Çünkü birey olarak önce kendine değer veren birisiniz. Sizin çocuk yetiştirme yolculuğunuz, yeni bir arkadaş edinme süreci olacak.Koalina lütfen gel ve yorum yaz, lütfen.
Ağlamak ile çığlık atmak arasında gidip geliyorum.
Erken yaşta evlendim, evlenirken amacım üremek değil, sevdiğim adamla aynı evde olmaktı. Hatta üniversiteyi bıraktım evlendiğim için, sonra beni eşim okuttu.
10 küsur yıldır da evliyim.
Kendimi bildim bileli emin olduğum tek şey çocuk istemediğimdi. Hatta bir tık üstü, çocuk sevmem. Bir çocuğa tebessüm etmem için çok sevimli ya da güzel olması gerekir. Ağladığı anda araziyim.
Bunca yıl gayet güzel korun, bir kere bile kürtaj ya da hamilelik deneyimin olmasın, sonra pat!
Yıllardır deli gibi uğraşanlar, ilaçlar kullananlar, çocuk diye yalvaranlar varken elbette çocuk istemeyen birisi hamile kalacaktı, çünkü hayat böyledir. Murphy kanunları geçerlidir.
Önce evde test yaptım, 2 tane. 5 dakika bile beklemeye gerek kalmadı, anında iki çizgi.
Testler aynı markaydı, bozuktur dedim, ama içten içe hissediyorum, zaten hayatımda ilk defa test yapma gereği duydum.
Koştur koştur git sağlık ocağına. Sabah 10a kadar kan alıyorlarmış. Devlete gidersem mesai bitimine çıkarmış. (saat daha 11)
Koş özel hastaneye. Sonuç? Beta denilen bir şey varmış 4000e yakınmış, gözüm aydınmış. Ama kese diye bir şey varmış, o olmazsa dış gebelikmiş yani gebelik yokmuş. Randevu al, ultrasona gir.
Bir gözünüz aydın silsilesini de orada ye. Nasıl bir suratım varsa artık
"şoktasınız galiba"
"istenmeyen gebelik galiba"
"3. çocuğunuz falan mı çok mu geldi"
gibi laflar duydum sık sık.
Bunlar söylenirken eşim ayağıyla beni dürtüyor. Benim yerime cevap veriyor. Ben hayatım boyunca uğramayacağıma emin olduğum kadın doğum bölümünde irite bir şekilde etrafa bakıyorum, kadınlar birbirlerini anlayan, onaylayan bakışlarla bakıyor. Yanımda bir çocuk olmadığına göre karnımda var demek, ben de onlardanım demek, herkes mutlu, ben içime böğürüyorum.
Tek kalmış bir prezervatif, kutusu olmayan, tek duran, onun yanında da jelatini daha açılmamış yeni kutu. Sevişme anında kim jelatini, arkasından kutuyu, arkasından da prezervatifi sırasından koparır? Tek başına duran varken kimse yapmaz işte. Yapmazsan böyle oluyor demek. Yırtıldı belki de.
Keyfi kürtaja karşıyım, haliyle benim için seçenek değil.
Zaten bütün bunlar olurken eşin ne alemde derseniz, eşim çocuk istiyordu ama ben istemediğim için ve çocuk %99 annenin alanı olduğu için baskı yapmıyordu. Şu an çok mutlu ama mutsuz olduğum için anlık mutluluk yaşayabiliyor. Adama yine huzur yok yani.
Gerçekten anlamıyorum. Çocuk isteyenlerin beni anlamayacağını da biliyorum. Peki ben sizden ne istiyorum?
4 haftalık mıymış neymiş, 2-3 hafta sonra bir şey için gidecektik unuttum ne için olduğunu da, ben (olumsuzluk harici) hiçbir şey hissetmiyorum. Annelik mannelik yok içimde. Ben nasıl alışacağım? Bana tavsiye verin.
Arkadaşım "kızım-oğlum" diyerek karnını sev dedi. Ben karnımı ellediğimde tek düşündüğüm "zaten 8-9 kilo fazlam vardı, bir de bu çıktı" oluyor. Diyetisyene gideceğim, neden? En faydalı besinler nedir diye değil, en az kiloyu alarak nasıl atlatırım onu öğrenmek için.
Çok mutsuzum. Umutsuzum. Hayatın artık bittiğini düşünüyorum. İpoteklendi hayatım.
Bu yazdıklarımı okumak zorunda olan, tedavi gören arkadaşım senin için de mutsuzum. Benim bunları yazmam yerine senin mutlulukla "hamileyim" diye konu açman gerekiyordu. Lütfen bana kızma. Hayat adil değil, bunu bilmiyor muyduk zaten?
emek verdıgınız seyı sevıyorsunuz :)Yettim
kavun kokusu o hissi doğumdan sonra da bekleme. Bana da her kademede farklı hissedeceğimi, duygulanacağımı söyleyen çok olmuştu. Yok doğunca seversin, doğurana kadar alışırsın. Değil duygulanmak bari kalbi atmasa diyerek girdiğim odadan "tüh" diyerek çıktım. Doğurunca da "ee bu mu şimdi" dedim. 3 ay boyunca ağlamadığım, kafamı duvarlara vurmadığım, ölümü düşünmediğim bir gün dahi geçmedi. Bırakıp kaçsam, evlatlık versem bile dedim ama işte içim elvermedi. Sevgiden değil ama merhamet var ya, hani verirsin bırakırsın nasıl yetiştirirler, döverler mi söverler mi, zaten ailesi terketmiş bla bla...
İşin garibi açık sözlülükle anlattığım hissiyatlarıma cani damgası vuran, dahası çocuğuma acıyan salak tiplerdi. Onlar kim köpek ki senin çocuğuna acıyor. Şu an mesela tek pişmanlığım zamanında "yazık senin çocuğuna" diyenlere küfretmemem oldu
Şimdi bilin ki hiçbirinizi unutmadım ve size acıyarak gülüyor, bolca anıyorum.
Şimdi olduk 9 aylık, gayet hayatım oturdu. Sabahları lanet olsun rüya değilmiş diyerek uyanırken, "uyandın mı kara böceğim" diye tiz seslerle çığırıyorumha her şey pembe mi asla değil ve olmayacak ama sana öyle bir güç kuvvet geliyor ki çocuğu at kucağına ayağınla yeri sil, elinle yemek karıştır o derece dişi oluyor, gazı oluyor, ek gıdası, emeklemesi derken bir çok süreçten geçiyorsun ve her aşamada beraber başardığınız için midir nedir daha çok severek ve güçlenerek ilerliyorsun. Bebeğini tanıyor ve bakışından ihtiyacını anlıyorsun, bu sebeple kimseye emanet de edemiyorsun hatta çünkğ senden başkası anlamaz, yapamaz gibi geliyor.
Bana hala o yollarına ölürüm hissi gelmedi ama kesinlikle daha çok seviyorum. Hayatımı da ona adamadım, yeri geliyor çok bunalıyor babaya satıyorum. Beraber bir şeyler yapmak daha keyifli hale geliyor. Çok spontane takılamıyorum henüz ama alıp alıp çıkıyorum. Kötü değil emin ol ama özellikle bu ilk bir kaç yıl zorlu. Emek emek dokuyor ve başkalaşıyorsun.
İnsanlar sana eski hayatını unut diyecek, en güzel zamanları yenidoğan zamanları diyecek, emeklemeye yürümeye başlayınca yandın diyecek, şimdiden böyleysen sen anne olamazsın diyecek; diyecek de diyecek... Hepsi yalan. Her şey gittikçe kolaylaşıyor merak etme. Ve sen kendi bebeğin için gayet güzel bir anne oluyorsun.
O hayatım bitti hissi başlarda seni çok boğuyor, gerçekten bazı şeyleri yapamıyorsun, vakit olmuyor, canın istemiyor, tadı olmuyor ama yavaş yavaş geri alıyorsun eski hayatını.
Kendini kötü hisseder hissetmez destek al, param yok falan deme gerekirse kredi çek, önemse. Ben hem ilaç hem psikolojik destek almıştım çok iyi geldi. Ve yazanları, konuşanları değil içgüdülerini dinle her zaman.
Şimdi ikinci çocuğu düşünüyorum evet ama çok sevdiğim için değil, oğlum kardeşsiz olmasın diye. Demek ki öyle bir deli cesareti de geliyor insana
Ve olmayacaksa aldır diyenleri dinleme, bu asla yaşamadan bilebileceğin bir şey değil.
Yaşadıklarını ve belki daha fazlasını yaşadım, daha da fenasını yaşayanlar da var emin ol herkes düzeliyor. Düzelemeyenler destek almayanlar. Ben dahi bu hale geldiysem herkes gelir.
Ciddi misiniz , hemen o konuyu bulmalıyım
Ben istemediğim için midir nedir her şey yolunda gitti çünkü en ufak zorlukta pes ederdim kesin.emek verdıgınız seyı sevıyorsunuz :)
ben cocugumu cok ıstemıstım , hemende oldu ıster ıstemez... ama hamılelıgım bır zor gectı acıdan agrıdan 14 kılo verdım . dogumum berbat gectı ... cocugum reflu kolık gobek fıtıgı bırde oldu amıplı dızanterı. bunların hepsı aynı anda. bende ustune mastıt oldum ve tum bunlar olurken bende hastayken 4 aylıktık tek basıma koca ev tasıdım...
allahım dedım... benı neyle sınıyorsun boyle olacagını bılsem hıc ıstemezdım dedım ve bu depresyon 1 yasına kadar surdu 1 yasını doldurdu benım kız konusmaya basladı gayet guzel yuruyor konusuyor bıcır bıcır oldu bızım ılıskımız ıletısımımız duzeldı bebek oldugunu anladım cunku 1 yasına kadar sureklı hastalıklarla bogustugumuz tasınmalarla ugrastıgımızdan ben anne oldugumu anlayamamıstım...
ısteyerek hemen hamıle kalan ben 1 sene resmen berbat bır hayat yasadım her gun agladım hayatım bıttı artık gerı donusu yok dıye...
meger ne tatlıymıs ne guzel bır kokuymus o, emek verdıkce o emek bebegı buyuttukce , sıze benzedıkce... sımdı yememek ıcın zor tutuyorum cıddı cıddı yıyesım gelıyor 3 bucuk yasında suan cocugum. ha bır daha asla cocuk dusunmuyorum cunku maddı manevı cok buyuk sorumluluk cocuk yetıstırmek cok zor . kendımı duzgun yetıstırmelıyım kı benden cıkacak cocuk vatana mıllete hayırlı olmalı . bıtmıyor ogrenmek ogretmek bır omur. ısteyerek hamıle kalan ben yasadım bunu
oyuzden acımasız yorumları umursamamak gerek...
allah da ıyı anne baba olacak kısılere evlat nasıp etsın artık son zamanlarda duam bu oldu
Seninki korku alt yapılı çocuk istememe. Hayatım ipotek altına girdi filan demişsin ya şöyle düşün belki de bu ipotek durumunu seveceksin. Mesela bazı insanlar hiç aşure yememesine rağmen tadını bilmeden aşureden nefret eder, tatlının içinde fasulyenin nohutun ne işi var derler ama lezzetli bi aşure yediklerinde fasulye nohutun bi tatlıya nasıl yakıştığını farkederler ya.. ipotek gibi gördüğün şey hayatına güzel bi tat katabilir. İstemeden oldu, gönül isterdi ki hazır hissettiğinde gelsin ama aldırmayı düşünmüyorsan (ki ben de keyfi kürtajı doğru bulmam) olumlu düşünmeye çalışKoalina lütfen gel ve yorum yaz, lütfen.
Ağlamak ile çığlık atmak arasında gidip geliyorum.
Erken yaşta evlendim, evlenirken amacım üremek değil, sevdiğim adamla aynı evde olmaktı. Hatta üniversiteyi bıraktım evlendiğim için, sonra beni eşim okuttu.
10 küsur yıldır da evliyim.
Kendimi bildim bileli emin olduğum tek şey çocuk istemediğimdi. Hatta bir tık üstü, çocuk sevmem. Bir çocuğa tebessüm etmem için çok sevimli ya da güzel olması gerekir. Ağladığı anda araziyim.
Bunca yıl gayet güzel korun, bir kere bile kürtaj ya da hamilelik deneyimin olmasın, sonra pat!
Yıllardır deli gibi uğraşanlar, ilaçlar kullananlar, çocuk diye yalvaranlar varken elbette çocuk istemeyen birisi hamile kalacaktı, çünkü hayat böyledir. Murphy kanunları geçerlidir.
Önce evde test yaptım, 2 tane. 5 dakika bile beklemeye gerek kalmadı, anında iki çizgi.
Testler aynı markaydı, bozuktur dedim, ama içten içe hissediyorum, zaten hayatımda ilk defa test yapma gereği duydum.
Koştur koştur git sağlık ocağına. Sabah 10a kadar kan alıyorlarmış. Devlete gidersem mesai bitimine çıkarmış. (saat daha 11)
Koş özel hastaneye. Sonuç? Beta denilen bir şey varmış 4000e yakınmış, gözüm aydınmış. Ama kese diye bir şey varmış, o olmazsa dış gebelikmiş yani gebelik yokmuş. Randevu al, ultrasona gir.
Bir gözünüz aydın silsilesini de orada ye. Nasıl bir suratım varsa artık
"şoktasınız galiba"
"istenmeyen gebelik galiba"
"3. çocuğunuz falan mı çok mu geldi"
gibi laflar duydum sık sık.
Bunlar söylenirken eşim ayağıyla beni dürtüyor. Benim yerime cevap veriyor. Ben hayatım boyunca uğramayacağıma emin olduğum kadın doğum bölümünde irite bir şekilde etrafa bakıyorum, kadınlar birbirlerini anlayan, onaylayan bakışlarla bakıyor. Yanımda bir çocuk olmadığına göre karnımda var demek, ben de onlardanım demek, herkes mutlu, ben içime böğürüyorum.
Tek kalmış bir prezervatif, kutusu olmayan, tek duran, onun yanında da jelatini daha açılmamış yeni kutu. Sevişme anında kim jelatini, arkasından kutuyu, arkasından da prezervatifi sırasından koparır? Tek başına duran varken kimse yapmaz işte. Yapmazsan böyle oluyor demek. Yırtıldı belki de.
Keyfi kürtaja karşıyım, haliyle benim için seçenek değil.
Zaten bütün bunlar olurken eşin ne alemde derseniz, eşim çocuk istiyordu ama ben istemediğim için ve çocuk %99 annenin alanı olduğu için baskı yapmıyordu. Şu an çok mutlu ama mutsuz olduğum için anlık mutluluk yaşayabiliyor. Adama yine huzur yok yani.
Gerçekten anlamıyorum. Çocuk isteyenlerin beni anlamayacağını da biliyorum. Peki ben sizden ne istiyorum?
4 haftalık mıymış neymiş, 2-3 hafta sonra bir şey için gidecektik unuttum ne için olduğunu da, ben (olumsuzluk harici) hiçbir şey hissetmiyorum. Annelik mannelik yok içimde. Ben nasıl alışacağım? Bana tavsiye verin.
Arkadaşım "kızım-oğlum" diyerek karnını sev dedi. Ben karnımı ellediğimde tek düşündüğüm "zaten 8-9 kilo fazlam vardı, bir de bu çıktı" oluyor. Diyetisyene gideceğim, neden? En faydalı besinler nedir diye değil, en az kiloyu alarak nasıl atlatırım onu öğrenmek için.
Çok mutsuzum. Umutsuzum. Hayatın artık bittiğini düşünüyorum. İpoteklendi hayatım.
Bu yazdıklarımı okumak zorunda olan, tedavi gören arkadaşım senin için de mutsuzum. Benim bunları yazmam yerine senin mutlulukla "hamileyim" diye konu açman gerekiyordu. Lütfen bana kızma. Hayat adil değil, bunu bilmiyor muyduk zaten?
Herkeste annelik içgüdüsü olmuyor, herkes anne olmak için ölüp bitmiyor. Siz bebek istemediğiniz için doğum sonrası depresyonunu fazlasıyla yaşayabilirsiniz; çünkü hazır olmadan bebek yapmak sizi daha çok alt üst ediyor. Ben sizi çok iyi anlıyorum; bende çocuk istemezdim, anne olayım hayallerim yoktu hiç sonra eşim çok istedi diye çocuk yaptım. Çok güzel bir şey ama hala ara ara küfür ederim eşime:)Koalina lütfen gel ve yorum yaz, lütfen.
Ağlamak ile çığlık atmak arasında gidip geliyorum.
Erken yaşta evlendim, evlenirken amacım üremek değil, sevdiğim adamla aynı evde olmaktı. Hatta üniversiteyi bıraktım evlendiğim için, sonra beni eşim okuttu.
10 küsur yıldır da evliyim.
Kendimi bildim bileli emin olduğum tek şey çocuk istemediğimdi. Hatta bir tık üstü, çocuk sevmem. Bir çocuğa tebessüm etmem için çok sevimli ya da güzel olması gerekir. Ağladığı anda araziyim.
Bunca yıl gayet güzel korun, bir kere bile kürtaj ya da hamilelik deneyimin olmasın, sonra pat!
Yıllardır deli gibi uğraşanlar, ilaçlar kullananlar, çocuk diye yalvaranlar varken elbette çocuk istemeyen birisi hamile kalacaktı, çünkü hayat böyledir. Murphy kanunları geçerlidir.
Önce evde test yaptım, 2 tane. 5 dakika bile beklemeye gerek kalmadı, anında iki çizgi.
Testler aynı markaydı, bozuktur dedim, ama içten içe hissediyorum, zaten hayatımda ilk defa test yapma gereği duydum.
Koştur koştur git sağlık ocağına. Sabah 10a kadar kan alıyorlarmış. Devlete gidersem mesai bitimine çıkarmış. (saat daha 11)
Koş özel hastaneye. Sonuç? Beta denilen bir şey varmış 4000e yakınmış, gözüm aydınmış. Ama kese diye bir şey varmış, o olmazsa dış gebelikmiş yani gebelik yokmuş. Randevu al, ultrasona gir.
Bir gözünüz aydın silsilesini de orada ye. Nasıl bir suratım varsa artık
"şoktasınız galiba"
"istenmeyen gebelik galiba"
"3. çocuğunuz falan mı çok mu geldi"
gibi laflar duydum sık sık.
Bunlar söylenirken eşim ayağıyla beni dürtüyor. Benim yerime cevap veriyor. Ben hayatım boyunca uğramayacağıma emin olduğum kadın doğum bölümünde irite bir şekilde etrafa bakıyorum, kadınlar birbirlerini anlayan, onaylayan bakışlarla bakıyor. Yanımda bir çocuk olmadığına göre karnımda var demek, ben de onlardanım demek, herkes mutlu, ben içime böğürüyorum.
Tek kalmış bir prezervatif, kutusu olmayan, tek duran, onun yanında da jelatini daha açılmamış yeni kutu. Sevişme anında kim jelatini, arkasından kutuyu, arkasından da prezervatifi sırasından koparır? Tek başına duran varken kimse yapmaz işte. Yapmazsan böyle oluyor demek. Yırtıldı belki de.
Keyfi kürtaja karşıyım, haliyle benim için seçenek değil.
Zaten bütün bunlar olurken eşin ne alemde derseniz, eşim çocuk istiyordu ama ben istemediğim için ve çocuk %99 annenin alanı olduğu için baskı yapmıyordu. Şu an çok mutlu ama mutsuz olduğum için anlık mutluluk yaşayabiliyor. Adama yine huzur yok yani.
Gerçekten anlamıyorum. Çocuk isteyenlerin beni anlamayacağını da biliyorum. Peki ben sizden ne istiyorum?
4 haftalık mıymış neymiş, 2-3 hafta sonra bir şey için gidecektik unuttum ne için olduğunu da, ben (olumsuzluk harici) hiçbir şey hissetmiyorum. Annelik mannelik yok içimde. Ben nasıl alışacağım? Bana tavsiye verin.
Arkadaşım "kızım-oğlum" diyerek karnını sev dedi. Ben karnımı ellediğimde tek düşündüğüm "zaten 8-9 kilo fazlam vardı, bir de bu çıktı" oluyor. Diyetisyene gideceğim, neden? En faydalı besinler nedir diye değil, en az kiloyu alarak nasıl atlatırım onu öğrenmek için.
Çok mutsuzum. Umutsuzum. Hayatın artık bittiğini düşünüyorum. İpoteklendi hayatım.
Bu yazdıklarımı okumak zorunda olan, tedavi gören arkadaşım senin için de mutsuzum. Benim bunları yazmam yerine senin mutlulukla "hamileyim" diye konu açman gerekiyordu. Lütfen bana kızma. Hayat adil değil, bunu bilmiyor muyduk zaten?
madem bu kadar çocuk istemiyorduysan, tüplerini neden bağlatmadın....kazaran hamile kalanları duymuşsundur mutlaka...ayrıca istemem, yan cebime koy yapıyorsunuz gibi geldi bana...Koalina lütfen gel ve yorum yaz, lütfen.
Ağlamak ile çığlık atmak arasında gidip geliyorum.
Erken yaşta evlendim, evlenirken amacım üremek değil, sevdiğim adamla aynı evde olmaktı. Hatta üniversiteyi bıraktım evlendiğim için, sonra beni eşim okuttu.
10 küsur yıldır da evliyim.
Kendimi bildim bileli emin olduğum tek şey çocuk istemediğimdi. Hatta bir tık üstü, çocuk sevmem. Bir çocuğa tebessüm etmem için çok sevimli ya da güzel olması gerekir. Ağladığı anda araziyim.
Bunca yıl gayet güzel korun, bir kere bile kürtaj ya da hamilelik deneyimin olmasın, sonra pat!
Yıllardır deli gibi uğraşanlar, ilaçlar kullananlar, çocuk diye yalvaranlar varken elbette çocuk istemeyen birisi hamile kalacaktı, çünkü hayat böyledir. Murphy kanunları geçerlidir.
Önce evde test yaptım, 2 tane. 5 dakika bile beklemeye gerek kalmadı, anında iki çizgi.
Testler aynı markaydı, bozuktur dedim, ama içten içe hissediyorum, zaten hayatımda ilk defa test yapma gereği duydum.
Koştur koştur git sağlık ocağına. Sabah 10a kadar kan alıyorlarmış. Devlete gidersem mesai bitimine çıkarmış. (saat daha 11)
Koş özel hastaneye. Sonuç? Beta denilen bir şey varmış 4000e yakınmış, gözüm aydınmış. Ama kese diye bir şey varmış, o olmazsa dış gebelikmiş yani gebelik yokmuş. Randevu al, ultrasona gir.
Bir gözünüz aydın silsilesini de orada ye. Nasıl bir suratım varsa artık
"şoktasınız galiba"
"istenmeyen gebelik galiba"
"3. çocuğunuz falan mı çok mu geldi"
gibi laflar duydum sık sık.
Bunlar söylenirken eşim ayağıyla beni dürtüyor. Benim yerime cevap veriyor. Ben hayatım boyunca uğramayacağıma emin olduğum kadın doğum bölümünde irite bir şekilde etrafa bakıyorum, kadınlar birbirlerini anlayan, onaylayan bakışlarla bakıyor. Yanımda bir çocuk olmadığına göre karnımda var demek, ben de onlardanım demek, herkes mutlu, ben içime böğürüyorum.
Tek kalmış bir prezervatif, kutusu olmayan, tek duran, onun yanında da jelatini daha açılmamış yeni kutu. Sevişme anında kim jelatini, arkasından kutuyu, arkasından da prezervatifi sırasından koparır? Tek başına duran varken kimse yapmaz işte. Yapmazsan böyle oluyor demek. Yırtıldı belki de.
Keyfi kürtaja karşıyım, haliyle benim için seçenek değil.
Zaten bütün bunlar olurken eşin ne alemde derseniz, eşim çocuk istiyordu ama ben istemediğim için ve çocuk %99 annenin alanı olduğu için baskı yapmıyordu. Şu an çok mutlu ama mutsuz olduğum için anlık mutluluk yaşayabiliyor. Adama yine huzur yok yani.
Gerçekten anlamıyorum. Çocuk isteyenlerin beni anlamayacağını da biliyorum. Peki ben sizden ne istiyorum?
4 haftalık mıymış neymiş, 2-3 hafta sonra bir şey için gidecektik unuttum ne için olduğunu da, ben (olumsuzluk harici) hiçbir şey hissetmiyorum. Annelik mannelik yok içimde. Ben nasıl alışacağım? Bana tavsiye verin.
Arkadaşım "kızım-oğlum" diyerek karnını sev dedi. Ben karnımı ellediğimde tek düşündüğüm "zaten 8-9 kilo fazlam vardı, bir de bu çıktı" oluyor. Diyetisyene gideceğim, neden? En faydalı besinler nedir diye değil, en az kiloyu alarak nasıl atlatırım onu öğrenmek için.
Çok mutsuzum. Umutsuzum. Hayatın artık bittiğini düşünüyorum. İpoteklendi hayatım.
Bu yazdıklarımı okumak zorunda olan, tedavi gören arkadaşım senin için de mutsuzum. Benim bunları yazmam yerine senin mutlulukla "hamileyim" diye konu açman gerekiyordu. Lütfen bana kızma. Hayat adil değil, bunu bilmiyor muyduk zaten?
Senin durumunda bu tek seçenek. Lütfen istemediğin bir çocuğu doğurma lütfen. Hayatın gerçekten sadece çocuktan ibaret olacak ve bunu gerçekten istemiyorsan alma bu sorumluluğuKeyfi kürtaja karşıyım, haliyle benim için seçenek değil.
Sizinle bastan beri ayni hissediyor olmamiz ve hemen hemen ayni cevaplari vermemizYettim
kavun kokusu o hissi doğumdan sonra da bekleme. Bana da her kademede farklı hissedeceğimi, duygulanacağımı söyleyen çok olmuştu. Yok doğunca seversin, doğurana kadar alışırsın. Değil duygulanmak bari kalbi atmasa diyerek girdiğim odadan "tüh" diyerek çıktım. Doğurunca da "ee bu mu şimdi" dedim. 3 ay boyunca ağlamadığım, kafamı duvarlara vurmadığım, ölümü düşünmediğim bir gün dahi geçmedi. Bırakıp kaçsam, evlatlık versem bile dedim ama işte içim elvermedi. Sevgiden değil ama merhamet var ya, hani verirsin bırakırsın nasıl yetiştirirler, döverler mi söverler mi, zaten ailesi terketmiş bla bla...
İşin garibi açık sözlülükle anlattığım hissiyatlarıma cani damgası vuran, dahası çocuğuma acıyan salak tiplerdi. Onlar kim köpek ki senin çocuğuna acıyor. Şu an mesela tek pişmanlığım zamanında "yazık senin çocuğuna" diyenlere küfretmemem oldu
Şimdi bilin ki hiçbirinizi unutmadım ve size acıyarak gülüyor, bolca anıyorum.
Önceden hissettiklerime de asla pişman değilim, çocuğumun gözlerine bakıp nasış böyle hissetmişim demiyorum çünkü çok normal olduğunu biliyorum. Hatta gurur bile duymaya başladım ki o kadar kötü haldeyken dahi hep ben baktım, kötü davranmadım ve çokça konuştum. Bütün o hamilelikteki negatifliğe, doğum sonrası depresyonlara rağmen oğlum aşırı neşeli bir bebek. Bir de o dönem ben böyleyim bu çocuk kesin etkilenecek diye kahrolmuştum çünkü öyle olur demişlerdi.
Şimdi olduk 9 aylık, gayet hayatım oturdu. Sabahları lanet olsun rüya değilmiş diyerek uyanırken, "uyandın mı kara böceğim" diye tiz seslerle çığırıyorumha her şey pembe mi asla değil ve olmayacak ama sana öyle bir güç kuvvet geliyor ki çocuğu at kucağına ayağınla yeri sil, elinle yemek karıştır o derece dişi oluyor, gazı oluyor, ek gıdası, emeklemesi derken bir çok süreçten geçiyorsun ve her aşamada beraber başardığınız için midir nedir daha çok severek ve güçlenerek ilerliyorsun. Bebeğini tanıyor ve bakışından ihtiyacını anlıyorsun, bu sebeple kimseye emanet de edemiyorsun hatta çünkğ senden başkası anlamaz, yapamaz gibi geliyor.
Bana hala o yollarına ölürüm hissi gelmedi ama kesinlikle daha çok seviyorum. Hayatımı da ona adamadım, yeri geliyor çok bunalıyor babaya satıyorum. Beraber bir şeyler yapmak daha keyifli hale geliyor. Çok spontane takılamıyorum henüz ama alıp alıp çıkıyorum. Kötü değil emin ol ama özellikle bu ilk bir kaç yıl zorlu. Emek emek dokuyor ve başkalaşıyorsun.
İnsanlar sana eski hayatını unut diyecek, en güzel zamanları yenidoğan zamanları diyecek, emeklemeye yürümeye başlayınca yandın diyecek, şimdiden böyleysen sen anne olamazsın diyecek; diyecek de diyecek... Hepsi yalan. Her şey gittikçe kolaylaşıyor merak etme. Ve sen kendi bebeğin için gayet güzel bir anne oluyorsun.
O hayatım bitti hissi başlarda seni çok boğuyor, gerçekten bazı şeyleri yapamıyorsun, vakit olmuyor, canın istemiyor, tadı olmuyor ama yavaş yavaş geri alıyorsun eski hayatını.
Kendini kötü hisseder hissetmez destek al, param yok falan deme gerekirse kredi çek, önemse. Ben hem ilaç hem psikolojik destek almıştım çok iyi geldi. Ve yazanları, konuşanları değil içgüdülerini dinle her zaman.
Şimdi ikinci çocuğu düşünüyorum evet ama çok sevdiğim için değil, oğlum kardeşsiz olmasın diye. Demek ki öyle bir deli cesareti de geliyor insana
Ve olmayacaksa aldır diyenleri dinleme, bu asla yaşamadan bilebileceğin bir şey değil.
Yaşadıklarını ve belki daha fazlasını yaşadım, daha da fenasını yaşayanlar da var emin ol herkes düzeliyor. Düzelemeyenler destek almayanlar. Ben dahi bu hale geldiysem herkes gelir.
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?