- 3 Mayıs 2012
- 1.388
- 1.576
- 133
- Konu Sahibi kavun kokusu
-
- #321
Annelik biraz da paranoya barındırır :)) Annelerin aklında hep bir felaket senaryosu vardır, elbette tüm çocuklar bütün kötüler ve kötülüklerden korunsun, hiç zarar görmesinler ama bu kötülükler var mı? Var.:) Konu sahibine "Neden haklı olduğunuz konusunda yorum yapmayacağım" demiştim ama siz çok güzel ifade etmişsiniz o yazmadığım kısmı. Yüreğinize sağlık.
Çocuksuzluk; çelik bi zırhla korunmaksa, çocuk sahibi olmak tüm kötülüklere "bakın benim yaram burada" demek gibi bir şey. Özellikle bizim gibi eril egemen toplumlarda kadının rolü temizlik, yemek ve çocuk bakımı olunca anne olmayı istemeyen kadınları anlamakta zorlanıyoruz. İstememek ile sevmemek arasında uçurum bi fark var. Hatta belki çok sevmekten korktuğu için istemiyordur. Çok iyi bi anne olmaya çalışmaktan korktuğu için, her an yanında olmak isteyeceğini, ona bi şey olursa yüreğinin kavrulacağını bildiği için istemiyordur. Yazdığınız çoğu ihtimali hayal edip durduk yere ağladığım çok olmuştur. Anne olmak asla kolay değil. Hele de bu kadar kötülüğün, kötünün olduğu bi dünyada...
Peki sizin hamile ve hassas bir kadına böyle dan dun konuşmanız?Üffffffff... bu ne ya??
Evet, okuyunuca ilk dediğim söz bu oldu.
Bu ne şımarıklık. Ne diyeyim inşallah tam çocuğa alınmışken evren size bir şaka daha yapıp da o çocuğu elinizden almaz. Bu kadar istemediğinize göre... Bu arada istersem banlanayım ama söylemeden edemeyeceğim, burada binlerce insan çocuk sahibi olmak için üzüntüden kahrolurken böylesi bir içerikte ve de böyle bir üslupla bir konu açmak cidden büyük bir zeka geriliği işareti. Ve üstü kapalı ego.
Iki cocugum var. Daha dun bu konuyu konustum bi arkadasimla. Tabi ki dogduklarindan beri iyi bakmaya maddi manevi her ibtiyaclarini karsilamaya calistim cocuklarimin ama ikisini de 1 yasindan sonra bi askla sevmeye basladim :) bana da oyle ulvi hisler gelmedi. Ilki isteyerek oldu ama doktor suratima bakinca istenmeyen gebelik sanirim dedi. Ikincisi kaza kursunuydu bitse de gitsek modunda bir gebelik ve dogum oldu. Simdiyse.. anlatmaya gerek yok bence :) ikisinin de aski sevgisi bambaska.İki buçuk yaşında çocuğum var doğumda kucağıma verdiklerinde de, ilk emzirdiğimde de sevgi hissetmedim. Korktum, ağladım, ben ne yaptım dedim. Beceremeyeceğim dedim. Bu söylemler eksik hissettirdi en çok. Herkes hemen öğrenir öğrenmez sevmek zorunda gibi gelince korktum ya hiç sevemezsem diye.
Halbuki öyle normalmiş ki. O yorucu tempoda daha bana tepki veremeyen bir bebeğe sevgi duyamamak. Zamanla başladı sevgim. Şimdi birbirimize deli oluyoruz.
Yapmayln bunu artık ya lütfen.
Nice lohusa anne benim gibi kendini canavar hissediyor hemen sevgi hissedemediğinde.
Zamana ihtiyacımız var belki de.
Herkes farklı, her annelik kendine özgü
Çok haklısınız, bu o kadar doğru ki.
Sırf bu sebeplerle doğduğu gün hüngür hüngür ağladım, ben şimdi ne yapacağım diye. Mükemmel anne değilim ama, artık iyi anne olduğumu düşünüyorum. Çünkü kızımı çok seviyorum o da beni seviyor, beraber büyüyoruz, birbirimizi tanıyıp öğreniyoruz. Bencekavun kokusu da böyle olacak.
Şu yazıyı okurken ah ah Allahım biz isteyenlere emek verenlere evlat ver dedim.. Seni kınamıyorum kesinlikle senin tercihin ama çocuğun ana karnına düşmesiyle annelik duygusunun kadına geldiğini düşünüyordum sende öyle olmamışKoalina lütfen gel ve yorum yaz, lütfen.
Ağlamak ile çığlık atmak arasında gidip geliyorum.
Erken yaşta evlendim, evlenirken amacım üremek değil, sevdiğim adamla aynı evde olmaktı. Hatta üniversiteyi bıraktım evlendiğim için, sonra beni eşim okuttu.
10 küsur yıldır da evliyim.
Kendimi bildim bileli emin olduğum tek şey çocuk istemediğimdi. Hatta bir tık üstü, çocuk sevmem. Bir çocuğa tebessüm etmem için çok sevimli ya da güzel olması gerekir. Ağladığı anda araziyim.
Bunca yıl gayet güzel korun, bir kere bile kürtaj ya da hamilelik deneyimin olmasın, sonra pat!
Yıllardır deli gibi uğraşanlar, ilaçlar kullananlar, çocuk diye yalvaranlar varken elbette çocuk istemeyen birisi hamile kalacaktı, çünkü hayat böyledir. Murphy kanunları geçerlidir.
Önce evde test yaptım, 2 tane. 5 dakika bile beklemeye gerek kalmadı, anında iki çizgi.
Testler aynı markaydı, bozuktur dedim, ama içten içe hissediyorum, zaten hayatımda ilk defa test yapma gereği duydum.
Koştur koştur git sağlık ocağına. Sabah 10a kadar kan alıyorlarmış. Devlete gidersem mesai bitimine çıkarmış. (saat daha 11)
Koş özel hastaneye. Sonuç? Beta denilen bir şey varmış 4000e yakınmış, gözüm aydınmış. Ama kese diye bir şey varmış, o olmazsa dış gebelikmiş yani gebelik yokmuş. Randevu al, ultrasona gir.
Bir gözünüz aydın silsilesini de orada ye. Nasıl bir suratım varsa artık
"şoktasınız galiba"
"istenmeyen gebelik galiba"
"3. çocuğunuz falan mı çok mu geldi"
gibi laflar duydum sık sık.
Bunlar söylenirken eşim ayağıyla beni dürtüyor. Benim yerime cevap veriyor. Ben hayatım boyunca uğramayacağıma emin olduğum kadın doğum bölümünde irite bir şekilde etrafa bakıyorum, kadınlar birbirlerini anlayan, onaylayan bakışlarla bakıyor. Yanımda bir çocuk olmadığına göre karnımda var demek, ben de onlardanım demek, herkes mutlu, ben içime böğürüyorum.
Tek kalmış bir prezervatif, kutusu olmayan, tek duran, onun yanında da jelatini daha açılmamış yeni kutu. Sevişme anında kim jelatini, arkasından kutuyu, arkasından da prezervatifi sırasından koparır? Tek başına duran varken kimse yapmaz işte. Yapmazsan böyle oluyor demek. Yırtıldı belki de.
Keyfi kürtaja karşıyım, haliyle benim için seçenek değil.
Zaten bütün bunlar olurken eşin ne alemde derseniz, eşim çocuk istiyordu ama ben istemediğim için ve çocuk %99 annenin alanı olduğu için baskı yapmıyordu. Şu an çok mutlu ama mutsuz olduğum için anlık mutluluk yaşayabiliyor. Adama yine huzur yok yani.
Gerçekten anlamıyorum. Çocuk isteyenlerin beni anlamayacağını da biliyorum. Peki ben sizden ne istiyorum?
4 haftalık mıymış neymiş, 2-3 hafta sonra bir şey için gidecektik unuttum ne için olduğunu da, ben (olumsuzluk harici) hiçbir şey hissetmiyorum. Annelik mannelik yok içimde. Ben nasıl alışacağım? Bana tavsiye verin.
Arkadaşım "kızım-oğlum" diyerek karnını sev dedi. Ben karnımı ellediğimde tek düşündüğüm "zaten 8-9 kilo fazlam vardı, bir de bu çıktı" oluyor. Diyetisyene gideceğim, neden? En faydalı besinler nedir diye değil, en az kiloyu alarak nasıl atlatırım onu öğrenmek için.
Çok mutsuzum. Umutsuzum. Hayatın artık bittiğini düşünüyorum. İpoteklendi hayatım.
Bu yazdıklarımı okumak zorunda olan, tedavi gören arkadaşım senin için de mutsuzum. Benim bunları yazmam yerine senin mutlulukla "hamileyim" diye konu açman gerekiyordu. Lütfen bana kızma. Hayat adil değil, bunu bilmiyor muyduk zaten?
Yüzde yüz istemiyorum çok netim deseydin konu açmayıp direk aldırırdın. Kürtaja aşırı karşıyım ama bu kadar 'asla'cı olsam yapacak başka şeyim olmazdı. Bence sen içten içe seviniyorsun gibi hissettim. En önemlisi,bebegin doğunca bu konunu okuyup kahrolacağın için çok üzüldüm.
Kadın hamileliğine 4 haftalık mıymış neymiş gibi bir üslüpla yaklaşıyor ne diyez ona kıyamisuu mu?Peki sizin hamile ve hassas bir kadına böyle dan dun konuşmanız?
Sizin üslup nedir kıyamisuu falan?Kadın hamileliğine 4 haftalık mıymış neymiş gibi bir üslüpla yaklaşıyor ne diyez ona kıyamisuu mu?
Koalina lütfen gel ve yorum yaz, lütfen.
Ağlamak ile çığlık atmak arasında gidip geliyorum.
Erken yaşta evlendim, evlenirken amacım üremek değil, sevdiğim adamla aynı evde olmaktı. Hatta üniversiteyi bıraktım evlendiğim için, sonra beni eşim okuttu.
10 küsur yıldır da evliyim.
Kendimi bildim bileli emin olduğum tek şey çocuk istemediğimdi. Hatta bir tık üstü, çocuk sevmem. Bir çocuğa tebessüm etmem için çok sevimli ya da güzel olması gerekir. Ağladığı anda araziyim.
Bunca yıl gayet güzel korun, bir kere bile kürtaj ya da hamilelik deneyimin olmasın, sonra pat!
Yıllardır deli gibi uğraşanlar, ilaçlar kullananlar, çocuk diye yalvaranlar varken elbette çocuk istemeyen birisi hamile kalacaktı, çünkü hayat böyledir. Murphy kanunları geçerlidir.
Önce evde test yaptım, 2 tane. 5 dakika bile beklemeye gerek kalmadı, anında iki çizgi.
Testler aynı markaydı, bozuktur dedim, ama içten içe hissediyorum, zaten hayatımda ilk defa test yapma gereği duydum.
Koştur koştur git sağlık ocağına. Sabah 10a kadar kan alıyorlarmış. Devlete gidersem mesai bitimine çıkarmış. (saat daha 11)
Koş özel hastaneye. Sonuç? Beta denilen bir şey varmış 4000e yakınmış, gözüm aydınmış. Ama kese diye bir şey varmış, o olmazsa dış gebelikmiş yani gebelik yokmuş. Randevu al, ultrasona gir.
Bir gözünüz aydın silsilesini de orada ye. Nasıl bir suratım varsa artık
"şoktasınız galiba"
"istenmeyen gebelik galiba"
"3. çocuğunuz falan mı çok mu geldi"
gibi laflar duydum sık sık.
Bunlar söylenirken eşim ayağıyla beni dürtüyor. Benim yerime cevap veriyor. Ben hayatım boyunca uğramayacağıma emin olduğum kadın doğum bölümünde irite bir şekilde etrafa bakıyorum, kadınlar birbirlerini anlayan, onaylayan bakışlarla bakıyor. Yanımda bir çocuk olmadığına göre karnımda var demek, ben de onlardanım demek, herkes mutlu, ben içime böğürüyorum.
Tek kalmış bir prezervatif, kutusu olmayan, tek duran, onun yanında da jelatini daha açılmamış yeni kutu. Sevişme anında kim jelatini, arkasından kutuyu, arkasından da prezervatifi sırasından koparır? Tek başına duran varken kimse yapmaz işte. Yapmazsan böyle oluyor demek. Yırtıldı belki de.
Keyfi kürtaja karşıyım, haliyle benim için seçenek değil.
Zaten bütün bunlar olurken eşin ne alemde derseniz, eşim çocuk istiyordu ama ben istemediğim için ve çocuk %99 annenin alanı olduğu için baskı yapmıyordu. Şu an çok mutlu ama mutsuz olduğum için anlık mutluluk yaşayabiliyor. Adama yine huzur yok yani.
Gerçekten anlamıyorum. Çocuk isteyenlerin beni anlamayacağını da biliyorum. Peki ben sizden ne istiyorum?
4 haftalık mıymış neymiş, 2-3 hafta sonra bir şey için gidecektik unuttum ne için olduğunu da, ben (olumsuzluk harici) hiçbir şey hissetmiyorum. Annelik mannelik yok içimde. Ben nasıl alışacağım? Bana tavsiye verin.
Arkadaşım "kızım-oğlum" diyerek karnını sev dedi. Ben karnımı ellediğimde tek düşündüğüm "zaten 8-9 kilo fazlam vardı, bir de bu çıktı" oluyor. Diyetisyene gideceğim, neden? En faydalı besinler nedir diye değil, en az kiloyu alarak nasıl atlatırım onu öğrenmek için.
Çok mutsuzum. Umutsuzum. Hayatın artık bittiğini düşünüyorum. İpoteklendi hayatım.
Bu yazdıklarımı okumak zorunda olan, tedavi gören arkadaşım senin için de mutsuzum. Benim bunları yazmam yerine senin mutlulukla "hamileyim" diye konu açman gerekiyordu. Lütfen bana kızma. Hayat adil değil, bunu bilmiyor muyduk zaten?
Ben okurken sadece ( rabbim bin defa esirgesin) bu kadar irrite olmuş Allah’ın gücüne giderde engelli bir bebek verirse diye hissettim
Yapmayın o size bir hediye Allahtan gelen
O bir emanet
O canınız
Ne desem boş kucağınıza alın sağlıcakla inşallah
Ama bir defa müsait bir anda “rabbim ben şaşırdım boş bulundum seni gücendirecek söz ettimse affet beni onunla sınama ne olur “deyin oldu mu
Annelik biraz da paranoya barındırır :)) Annelerin aklında hep bir felaket senaryosu vardır, elbette tüm çocuklar bütün kötüler ve kötülüklerden korunsun, hiç zarar görmesinler ama bu kötülükler var mı? Var.
Kapısının önünde oynayan çocukların sesinden rahatsız olup rastgele ateş eden, kuytu bir köşeye çekip istismar etmeye çalışan, eşine kızdığı için çocuklarını katleden babalar var mı? Var.
Korkuları dile getirelim, ki anne olup da bu korkularını ayıplanacak diye söylemekten çekinen kadınlar bu tip konularda yazmak için cesaretleniyor, bırakalım kadınlar yazsınlar, anlatınca taşlanacakları çevreleri yüzünden buraya yazıyorlar bir de biz vurmayalım onları, biz kutsal değiliz, annelik kutsal değil ve annelik bebeğin doğumuyla öğrenilen bir duygu yani sonradan yok olabileceği gibi sonradan gelişebiliyor da.
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?