Gerçekten ruh hastası mıyım?

Idrakyollariiltihabi

Nirvana
Kayıtlı Üye
2 Kasım 2013
7.796
37.040
748
Merhaba hatunlar
Oğlumla ilgili açtığım konular malumunuz. Bu kez konu oğlum değil. Oğlumun neden bu kadar hırçın olduğunu sorgularken, kendi değişik hallerimi düzeltmem gerektiği sonucuna vardım. Hoş, bunun için yıllardır uğraşıyorum ama belki sizin yardımınız olur. Baştan rica edeyim, "bak oğlunda sorun yokmuş senin yüzünden böyle olmuş" demeyin. Zira her daim anneliğini sorgulayan bir kişiye bunu demeniz anksiyete atağından başka bir işe yaramaz.

Geçtiğimiz hafta hayatımın en kötü zamanlarından biriydi. Oğlumla şehir dışına çıktım çok zorlandım vs. Kısa yazmaya çalışacağım, okumaktan haz etmeyen insanlar için. Ben şehir dışındayken eşimle şiddetli bir tartışma yaşadık telefonda. 4 yıllık evliliğimde, evliliğimle ilgili hiçbir mevzu aileme yansımadı. Lakin bu sefer yansıdı istemesem de. Annem ilk kez böyle bir durumla karşılaştığı için şaşırdı ve korktu. Kendisi biraz da magazin sevdiğinden, size gelip konuşacağım diye tutturdu. Bittabi bu isteğinin asıl sebebi telefondaki tartışmada bahsi geçen boşanma mevzusuydu.

Annem evime geldi ve adeta bir hakim edasıyla kanepedeki yerini alarak, tatlı sert kıvamında sorular sormaya başladı. Ben konunun benimle hiç alakası yokmuş gibi halı desenlerini incelerken, annemin hakimlikten evrilip psikolog mertebesine geçiş yaptığı anda halı deseni ile ilişkimi sonlandırdım.

-sen idrak'in sana değer verip sevdiğini düşünüyor musun? Dedi eşime.

Ay ben gülerim diyecektim ki eşim nefes almadan konuşmaya başladı. İyi ki dememişim ama birazcık gülmüş olabilirim.

Benim çok sert bir insan olduğumu, asla şefkat göstermediğimi, her daim eleştirdiğimi, sürekli şikayet ettiğimi, asla memnun olmadığımı, aşırı kibirli olduğumu, kendim haricinde herkesin mükemmel olmasını istediğimi ve bu yüzden sürekli telkinde bulunduğumu söyledi. Kendim haricinde imiş çünkü ben kendimi mükemmel sandığım için hiçbir konuda çaba göstermiyor ve adım atmıyormuşum. Asla özür dilemediğimi de ekledi.

Söylediği birçok şey doğru olduğundan, her zaman yaptığım gibi öfke ile savunmaya geçmedim bu sefer. Zihnimdeki "kaydet ve sonra uygun zamanda kullan" tuşunu da devre dışı bıraktım. Kindar olduğumu da söyledi çünkü. Ruh hastası olduğumu düşündüğünü de özür dileyerek ekledi.

Şimdi diyeceksiniz ki, bunca suçlamaya sessiz mi kaldın. Tabi ki hayır. Sadece bu sefer kendimle yüzleşmekten kaçmak istemedim.

Hanımlar, öncelikli problemim hislerimi hiçbir şekilde ifade edemiyor oluşum. Sevgimi gösteremem, üzgün olduğumu belirtmem ve bunu öfkeyle baskılarım. Özür dilemekte çok zorlanırım. Zor bela dilesem de pek samimiyetsiz bir hal alır. Gerçekten kırıldıysam "ben sana kırıldım" demek yerine inanılmaz can yakan cümleler söyler, bununla yetinmez günlerce öfke kusarım. Halbuki sadece kırıldım desem, eşim özür diler zaten. Oğlumun dışında hiç kimseye sevgimi göstermiyorum. Sebebini inanın ben de bilmiyorum.

Bunun dışında özellikle son iki yılda inanılmaz çirkef bir insan oldum. Öyle ki bir kavgada eşime "öl inşallah da oğlumla mutlu olalım" dedim. Gerçekten bunu istemediğimi söylememe gerek yok sanırım. Ancak bu can yakma hissine engel olamıyorum. Özellikle kırıldığım anlarda. Sadece eşimin değil, herkesin ortak şikayetidir bu durum. "idrak bizi sevmez" halbuki seviyorum. Sadece dile getirmeyi, fiziki temas vs beceremiyorum işte.

Eşime birkaç kez beddua da ettim. Kibariye'nin annesine dönüştüğüm o anlarda eşim fazlasıyla kırılmış haklı olarak. Evliliğim zaten sallantıda. Bunda benim boşanma lafını gerekli gereksiz kullanmamın da büyük etkisi var tabi. He eşimin hataları yok mu, fazlasıyla var. Lakin konu evliliğim değil, benim bu hallerim.

Hatta daha özele girecek olursam, neredeyse hiç cinselliği başlatan taraf olmadım. İstek belirtmedim. Utangaç bir insan da değilim üstelik. Hiç durduk yere sarılmadım, sevgimi dile getirmedim. İlk öpen kişi hep eşim oldu. Durumu eşime karşı hislerime bağlayacak olan arkadaşlara önemle belirtmeliyim ki, canımı istese vereceğim kardeşime de hiç sarılmadım durduk yere. Aslında çok istedim ama yapmadım. Sadece çocuklara ve hayvanlara karşı sevgimi ve ilgimi gösterebiliyorum. Oğluma sık sık onu çok sevdiğimi söyler, öper sarılırım. Sürekli mıncıklarım. Peki benim yetişkinlerle alakalı sorunum nedir?

Aslında anlatacak çok şey var ama siz sordukça cevaplarım. Psikolog, psikiyatr önermeyin. Yıllarca denedim bu yolları, pek etki etmedi. Belli ki bu durumu kendi başıma çözmeliyim. Sahi, ben gerçekten ruh hastası mıyım?
 
Son düzenleme:
Ben çok dokunmatik biriyim. Annem hiç öyle değildir. Yani her insan sevdiğini yansıtacak diye birşey olamaz bence. Bazısı belli eder, bazısı etmez. Belli eden taraf genelde kadınlardır aslında. Ancak Bu konularda aşırı izole ediyorsanız kendinizi, Muhtemelen çocuklukta yaşadıklarınızla alakalıdır. Ben en çok şeyi merak ettim ama. Oğlunuzu bir doktora gösterecektiniz. O konuyu hallettiniz mi? Siz kapatsanız da Kamu davasına döndü olay.
 
Öfke kontrolü sorununuz geçmişten aile hayatınızdan geliyor olmalı..
Duygularınızı yetişkinlere karşı bastırmanız da keza bu sebepten..
Annenizin babanızla ilişkisi çok normal değildi gibi anlaşılıyor durumunuzdan..
Şu ilk adımlara bir odaklanın zaten kendiniz bulmuşsunuz sorunu:KK51:
 
Idrakyollariiltihabi Idrakyollariiltihabi inanmıyorum eğer bunu bir erkek yazmış olsa kesin benim koca kişisi derdim a dan z ye ayni....tek fark çocuğuna da sevgisini göstermez ...
Sen benim eşimin kadın halisin ben çok yoruldum ayrılma kararı aldım ancak adam boşanmak istemiyor eninde sonunda ayrilacagim kesin..

Eğer gerçekten esini seviyorsan mutlaka psikoloğa gitmelisin karşı taraf tek taraflı cabalamaktan yoruluyor ve tukeniyor....Sonra pes ediyor ..insan sevildigini bilmekten cok hissetmek ister .
 
Öldüğünü düşün bir sabah evden çıkıyor her zamanki gibi
Ve akşam ölüm haberi geliyor
Ve senin son yaptığın ise ona beddua etmek hiç satılmamış olmak o seni sevmesine rağmen ona bir kez şefkat göstermemek üç günlük ölümlü dünya da sebepsiz günlerini zehir ettiğini düşün
Ve artık bitti sen üzüntüden saçını yol üstünü başını yırt artık o evden içeri giremeyecek ve senin pişman olduklarını telafi etme sansin olmayacak
Sana kırgın senim bir gün sevgini görmeden hep bağırma kavga gürültüyle toprağa gittiğini hayal et
Boğazında birşey duyumlenirse bunu hayal ettiğinde kendine gelme sansin var demektir
Ölümü hatırla ben öfke krizine girdiğimde bunu yapıyorum ve gerçekten durduruyor
Çünkü ölümden ötesi yok kalan bilmem kaç gününü bu şekilde mi gecireceksin ?
Hemde kötü bir adamda degilmis resmen dert yanmış annene işin vebal olayına hiç girmiyorum
Bile
 
Ben çok dokunmatik biriyim. Annem hiç öyle değildir. Yani her insan sevdiğini yansıtacak diye birşey olamaz bence. Bazısı belli eder, bazısı etmez. Belli eden taraf genelde kadınlardır aslında. Ancak Bu konularda aşırı izole ediyorsanız kendinizi, Muhtemelen çocuklukta yaşadıklarınızla alakalıdır. Ben en çok şeyi merak ettim ama. Oğlunuzu bir doktora gösterecektiniz. O konuyu hallettiniz mi? Siz kapatsanız da Kamu davasına döndü olay.

Sonra yazılanları okudum ama kavga gürültüden kafamı toparlayıp yazamadım. Biraz da gergin olduğumdan kimseyi kırmak istemedim ve yazmadım o konuya. İki ay sonra götüreceğim oğlumu, konuya yazmıştım aslında bunu.
 
Aslında yazım tarzınızda insana geçen birşeyler var. Tatlı bir kadın olduğunuzu düşünüyorum. O yüzden ruh hastası felan değilsiniz de korkuyor musunuz acaba??
Sevmekten, kaybetmekten, arkasındaki acıdan? Böyle davranarak kendinizi korumaya mı çalışıyorsunuz acaba!
Geçmişinizde sevdiğiniz ve kaybettiğiniz biri var mı?
Eğer tüm bunlar yoksa ve bu ketumluğunuz varsa biraz! sıkıntı :KK14:
Yazık adama yaw :KK67:
Aslında farkındasınızda tavırlarınızın. Düzeltebilirsiniz bence ve hayatınızı çooookkk güzel yapabilirsiniz. Göstermezseniz sevginizi ne bilsin çevrenizdekiler, eşiniz! Müneccim b... yedi bunlar canım:halay:
Güçlü insanlar özür diler, sevgisini gösterebilir, ister... Bence sizde güçlü bir kadınsınız..
 
Bence degilsiniz.

Soyle ki, mesela ben hayattan cok kaziklar yemeden once daha mutlu, daha iyimser bir kizdim. Daha sonra nemrut, soguk, mesafeli biri oldum...yani sizin de hayatinizda sizi cok uzen derinden degistiren bir sey oldu mu diye merak ettim. Ben sevdigim erkegi kaybettikten sonra dunya yansa umursamaz moda dustum, nasil diyeyim ruhum hayatta kalmak icin adeta bir zirh ordu kendine. Sizinki de belki hayata, olumsuz olaylara karsi bir zirhtir.
 
Ruh hastası insan "ben hasta mıyım" demez. Hastalığı daima reddeder. Ha ama evet sizde bir sorun olduğu kesin de. Bu bir hastalık değil. Sorunlu bir mizaç gibi görünüyor bana.
Çocuğunuz da elbette mizacını anne babasından alacak. Sorunsuz olmasını beklemek hata olur
Bencr yapılması gereken şey hatalarınızı biliyorsunuz madem. Üzerine gidin. Bi kerecik eşinize sarılın. Güzel bi sms atın bakalım. Yol almaya çalışın. Sitematik olarak kendinize hedefler koyun. Bu şekilde az çok bi düzelme olacaktı.
Şunu da belirtmek isterim ki hepimiz bir parça anormal olabilirz. Mesele çoğunluğa uymak .
 
Öfke kontrolü sorununuz geçmişten aile hayatınızdan geliyor olmalı..
Duygularınızı yetişkinlere karşı bastırmanız da keza bu sebepten..
Annenizin babanızla ilişkisi çok normal değildi gibi anlaşılıyor durumunuzdan..
Şu ilk adımlara bir odaklanın zaten kendiniz bulmuşsunuz sorunu:KK51:

İşte bulsam ne çare. Atamıyorum o adımı. Kaskatı kesiliyorum, geriliyorum fazlasıyla. Hatta yapamadığım için kendime kızarken, "böyle olmasının sebebi eşim. O şöyle yapmasaydı sorun olmazdı. Kavga çıkmazdı" diyerek bahaneler buluyorum kendime.
 
Back
X