- Konu Sahibi bircocukannesi
-
- #81
yani kararlısınız evlenmeye. yaşayıp göreceğim dört dörtlük olmayacak diyorsunuz. biraz yalnızlık psikolojisine boşluğa düşmüşsünüz gibi gördüm sizi sanki. bence kendinize farklı meşgaleler bulun derim. süreyi olabildiğince uzatın. evladınız için buradaki insanlara danıştığınız ve ince eleyip sık dokuduğunuz için sizden Allah razı olsun.yorumunuza saygı duyuyorum. teşekkür ederim.
bu yazılanların hepsini tek tek tartıp biçeceğim kafamda.
elbette hiç birşey kusursuz dört dörtlük olmayacak. bunun da farkındayım
yaşayıp göreceğim.
tek istediğim önce oğlum sonra kendim için hayırlısını diliyorum.
Bir deyis vardır bilirsiniz " dereyi geçene kadar ayıya dayı denir " diye başka da bir şey demiyorumailesi ile yaşıyor. düzenli bir aile yapısı var
evet kültürlerini yaşatıyorlar ve tutucu bir aile giyim kuşam konusunda
ailenin evlilik konusuna karışacağını sanmam.
çünkü babası oğluna her zaman güzel telkinler vermiş. çocuklu bir kadınla da evlenecek olsan kendi çocuğundan üstün tutacaksın anlamında.
Annem ikinci evliliğini ben 7 yaşındayken yaptı.. Hiç evlenmemiş, çocuğu olmayan, doğulu biriydi üvey babam.. Hemen kardeşim oldu.. Babam beni hep kardeşimden daha çok sevdi.. ailesi de beni sanki onun çocuğuymuşum gibi gördü sevdi.. Geçmiş zaman kullanıyorum çünkü tam 1 ay önce aniden kalp krizinden kaybettim babamıMerhaba hanımlar
35 yaşındayım, 12 yıllık bir evlilik yaşadım ve 4 yıl evvel boşandım.
bir erkek evlada sahibim. şuanda 12 yaşında ve birlikte yaşıyoruz.
asıl konuya gelecek olursak;
tüm detayına kadar anlatacağım ki bana tavsiyelerinizi ona göre yapın ve beni yönlendirin.
inanın buna çok ihtiyacım var. benim aklımı kurcalayan, acaba mutlu olabilir miyiz acaba oğlum kabullenir ve mutlu olur mu düşüncesi.
1 yıllık bir ilişkim var.
kendisi benden 2 yaş küçük. doğulu, olgun bir adam
kendisi hiç evlilik yapmamış. 2 yıl evveline kadar da askermiş zaten. sözleşme bitiminden sonra görevi bırakmış.
Ben balık burcuyum, kendisi başak burcu. düzene, çalışkanlığa, harcama konusunda dikkat eden, mantığıyla hareket eden bir adam.
ikili ilişki olarak baktığımızda konuşkan espirili gülmeyi ve güldürmeyi seven, dert dinleyen sohbeti hoş bir adam var karşımda.
mesela insan onunla sohbet ederken asla sıkılmaz. adam genel anlamıyla böyle bir adam. unutmadan yazayım ayrı şehirler de yaşıyoruz
ben aslında davul bile dengi dengine mantığıyla hareket edip, ilerde yaşanacak olumsuzlukları göz önünde bulundurarak defalarca güzellikle bitirmek istedim. oğluma nasıl anlatırım ne düşünür nasıl karşılar, oğlumla anlaşabilicekler mi, oğlum mutlu olur mu, aynı evin içine girersek nasıl olur vb.. düşünceler beni yiyip bitirdi. ama kendisi bunca reddime rağmen asla bırakmadı beni. bitirmeyi de asla düşünmüyor. kendsi şu mantıkta. ilk evienip boşanan ve ilk çocuklu olarak evlenecek olan da ben değilmişim. ve benim çocuğumun olmasından zerre kadar rahatsızlık ya da ileriye yönelik acabaaa duygusu taşımıyor. vakti zamanı geldiğince oğlumla tanışacak ve abilik edecekmiş. ve gerekirse babalık.
benim gibi aynı durumu yaşayan arkadaşlarımdan tecrübelerini duymaya ve akıl almaya öyle ihtiyacım var ki.
şimdiden yorumlarınız için teşekkür ederim
Kusura bakmayın yazamadım bir türlü. Benim arkadaşlarımdan gördüğüm kadarıyla. Mesela ne kadar okusalar da erkek bir adım önde anlayışı vardır. Ben senin kocanım saygılı olmak zorundasın gibi. Evlenene kadar bu böyle görünmez. Ayrıca yatılı misafir kavramı üst düzeyde. Benim eşimin tarafında bir tık az olsa da bana çok değişik geliyor. Çünkü alışkın değilim. Yanlış anlamayın misafire değil kalabalık yatılı misafire. Eşimin ailesinin ağzı bozuktur mesela. Ben nefret ederim ama onların eğlence anlayışı bu şekilde. Tanıştığımız zaman eşim dedikodudan nefret ederim bizim ora küçük yer çok oluyor derdi. O zaman derdim aynen ben de nefret ederim falan filan. Meğer ben dedikodu görmemişim ömrümde. Yani eşimin nefret ederim dediği ile benim nefret sınırım arası uçurum. Kalem kalem aklıma gelmiyor ama kültür farkı denen şey gerçekten var ve ç ok önemlimesela ne gibi farklılıkları var aile yapısı ve kültür olarak.
ben mümkün olduğunca öğrenmeye ve görmeye çalışıyorum fakat şu şu konular derseniz bana daha iyi gözlemleyebilirim.
Bu o aileye özgü de olabilir. Bizde de eşim ailesinde çok kıymetli erkek olduğu için evet ama benimle ilgili hiçbir konuda tek laf edemiyorlar bu yüzden. Kimseyle görüştürmüyor da beni gerek yok diyor. Kimse neden diye soramıyor bile. Ama Kendisi benm ailemle çok içli dışlı. Tamamen kendi tercihi ve isteği. Evde her işte ben ona yardımcı gibiyim, hiçbirşeyi tek yapmama müsaade etmez. Yada birine yaptırtır. Çocuk istemememe bile saygı duyuyor ki ben batılı erkeklerde görmedim bu anlayışı. Daha bir çok şey var bunun gibi. Görüşmeye başladğmda arkadaşlar aile herkes sonunu merak ediyor ve anlaşamayız zannediyordu ama ex batılı koca ile 1 haftada yaptığımız kavgaları toplasan 6 yılda yapmamışızdır. Ex in ailede de erkek Çocuk çok önemliydi ama aile içinde aslında söz hakkı yoktu, miş gibi yapıyorlardı onlar da kanıyordu. Gelinler de paspas gibi eziliyordu. Kişileri önce birey sonra aile olarak değerlendirmek lazım bence. Bölge en son sırada gelir bu değerlendirme için.Kusura bakmayın yazamadım bir türlü. Benim arkadaşlarımdan gördüğüm kadarıyla. Mesela ne kadar okusalar da erkek bir adım önde anlayışı vardır. Ben senin kocanım saygılı olmak zorundasın gibi. Evlenene kadar bu böyle görünmez. Ayrıca yatılı misafir kavramı üst düzeyde. Benim eşimin tarafında bir tık az olsa da bana çok değişik geliyor. Çünkü alışkın değilim. Yanlış anlamayın misafire değil kalabalık yatılı misafire. Eşimin ailesinin ağzı bozuktur mesela. Ben nefret ederim ama onların eğlence anlayışı bu şekilde. Tanıştığımız zaman eşim dedikodudan nefret ederim bizim ora küçük yer çok oluyor derdi. O zaman derdim aynen ben de nefret ederim falan filan. Meğer ben dedikodu görmemişim ömrümde. Yani eşimin nefret ederim dediği ile benim nefret sınırım arası uçurum. Kalem kalem aklıma gelmiyor ama kültür farkı denen şey gerçekten var ve ç ok önemli
Yok dediğim gibi herkes için geçerli bir durum asla değil. Ama 5 yıl yaşadım doğu anadoluda öncesinde arkadaş çevrem genişti gözlemleriöimi aktardım. Yoksa batısı doğusu değil.Her yerde iyi de var kötü de ama kültürün varlığını da yoksayamayız o yüzden aileyi çevreyi yaşadığı yeri şeklini tarzını mutlaka yerinde görmek lazımBu o aileye özgü de olabilir. Bizde de eşim ailesinde çok kıymetli erkek olduğu için evet ama benimle ilgili hiçbir konuda tek laf edemiyorlar bu yüzden. Kimseyle görüştürmüyor da beni gerek yok diyor. Kimse neden diye soramıyor bile. Ama Kendisi benm ailemle çok içli dışlı. Tamamen kendi tercihi ve isteği. Evde her işte ben ona yardımcı gibiyim, hiçbirşeyi tek yapmama müsaade etmez. Yada birine yaptırtır. Çocuk istemememe bile saygı duyuyor ki ben batılı erkeklerde görmedim bu anlayışı. Daha bir çok şey var bunun gibi. Görüşmeye başladğmda arkadaşlar aile herkes sonunu merak ediyor ve anlaşamayız zannediyordu ama ex batılı koca ile 1 haftada yaptığımız kavgaları toplasan 6 yılda yapmamışızdır. Ex in ailede de erkek Çocuk çok önemliydi ama aile içinde aslında söz hakkı yoktu, miş gibi yapıyorlardı onlar da kanıyordu. Gelinler de paspas gibi eziliyordu. Kişileri önce birey sonra aile olarak değerlendirmek lazım bence. Bölge en son sırada gelir bu değerlendirme için.
Belkıde cok ıyı anlasacaklar.Bılemezsınkı.Oncelıkle oglunla bu konuyu konuşman lazım.Nasıl karsılayacak be diyecek?Merhaba hanımlar
35 yaşındayım, 12 yıllık bir evlilik yaşadım ve 4 yıl evvel boşandım.
bir erkek evlada sahibim. şuanda 12 yaşında ve birlikte yaşıyoruz.
asıl konuya gelecek olursak;
tüm detayına kadar anlatacağım ki bana tavsiyelerinizi ona göre yapın ve beni yönlendirin.
inanın buna çok ihtiyacım var. benim aklımı kurcalayan, acaba mutlu olabilir miyiz acaba oğlum kabullenir ve mutlu olur mu düşüncesi.
1 yıllık bir ilişkim var.
kendisi benden 2 yaş küçük. doğulu, olgun bir adam
kendisi hiç evlilik yapmamış. 2 yıl evveline kadar da askermiş zaten. sözleşme bitiminden sonra görevi bırakmış.
Ben balık burcuyum, kendisi başak burcu. düzene, çalışkanlığa, harcama konusunda dikkat eden, mantığıyla hareket eden bir adam.
ikili ilişki olarak baktığımızda konuşkan espirili gülmeyi ve güldürmeyi seven, dert dinleyen sohbeti hoş bir adam var karşımda.
mesela insan onunla sohbet ederken asla sıkılmaz. adam genel anlamıyla böyle bir adam. unutmadan yazayım ayrı şehirler de yaşıyoruz
ben aslında davul bile dengi dengine mantığıyla hareket edip, ilerde yaşanacak olumsuzlukları göz önünde bulundurarak defalarca güzellikle bitirmek istedim. oğluma nasıl anlatırım ne düşünür nasıl karşılar, oğlumla anlaşabilicekler mi, oğlum mutlu olur mu, aynı evin içine girersek nasıl olur vb.. düşünceler beni yiyip bitirdi. ama kendisi bunca reddime rağmen asla bırakmadı beni. bitirmeyi de asla düşünmüyor. kendsi şu mantıkta. ilk evienip boşanan ve ilk çocuklu olarak evlenecek olan da ben değilmişim. ve benim çocuğumun olmasından zerre kadar rahatsızlık ya da ileriye yönelik acabaaa duygusu taşımıyor. vakti zamanı geldiğince oğlumla tanışacak ve abilik edecekmiş. ve gerekirse babalık.
benim gibi aynı durumu yaşayan arkadaşlarımdan tecrübelerini duymaya ve akıl almaya öyle ihtiyacım var ki.
şimdiden yorumlarınız için teşekkür ederim
Evet haklısınız. Ben memleketten uzak oldğm için de iyi anlaşıyor olabiliriz yakın olsak sorunlar olabilirdi belki. Uzakta dengeyi sağlamak daha kolay olabiliyor. Konu sahibi de gitmeyecektir diye düşünerek yaptım yorumları hep ama eğer taşınacak kişi olacaksa işler daha farklı olabilir.Yok dediğim gibi herkes için geçerli bir durum asla değil. Ama 5 yıl yaşadım doğu anadoluda öncesinde arkadaş çevrem genişti gözlemleriöimi aktardım. Yoksa batısı doğusu değil.Her yerde iyi de var kötü de ama kültürün varlığını da yoksayamayız o yüzden aileyi çevreyi yaşadığı yeri şeklini tarzını mutlaka yerinde görmek lazım
Yorumlayan arkadaşlarım hepinize teker teker teşekkür ederim.
Allah allah nerak ettim yahu bizde doguluyuz cok gelin aldik verdik ama galibasizinkiler baya koylerdr yasiyolar. Arrik sehirlerde kalmadi bu. Gerci dedgnz gibj este bitiyor. Bizim gelin babannemle oturmak istegnde babaanemm aman aman gidin evinizi tutun ayda yilda bir geliyosaniz gelin ben yasliyim daha kimseyi cekemem demisti. Hakkatende oyle annem gelinleridir. Cani isterse gider istemesse gitmez. 50 yasinda annem tisort bluz kotunu ceker topuklusunu giyer. Saclar daima fonlu. Babam o kafaya getirmeye calisiyo bazenn biz hot diyoruz kesiyo sesini. Hamgi devirdyiz diyoruz cok istuosan tut bir yardimci baksin ailene diyoruz. Sizde tavrinizu koyunBenim eşimde doğulu ordan biliyorum zor insanlar .Ben türbanlı değilim mesela eşim de hiç türbanlı biriyle evlilik düşünmemiş. Annesi ablası falan türbanlı . Uzağız bir bayramda gittiğimizde ya da kaynana yanımıza geldiğinde bile sıkıntı oluyor .Açık giyinen bir insan değilim zaten bir tişört kot giyiyorum o tişört niye kalçayı kapatmıyor niye bol pantolon giyilmiyor başarsalar tunik giydirecekler .Açık olduğumu biliyordunuz dyrm en başta problem etmeyen eşimde onlara uyuyor e başlıyor hengâme. Sonra haftada bir abla anne mutlaka aranmalı. Hastalıkmış,keyifsizlikmiş bunlar bahane olamaz. Aramayınca saygısız oluyorsunuz. Saygı kavramı çook önemli onlar için. Birde erkek her konuda üstün onlara göre . Ben eşimin yanında rahatca konuşamam mesela onuda saygısızlık olarak kabul ediyorlar. Düşünün ablası anneme bile sarmıştı o annesi niye beni aramıyor diye .Şaka gibi kaç yaş büyük kadın niye arasın seni ne zorunluluğu var .Ya genellemek istemem eşim doğulu ve benim tecrübelerim bunlar .Ha benimkiler kötü insanlar özlerinde de ondan böyledirler belki .Arkadaşımın eşi de doğulu benimkilere alakaları yok .Burda iş eşte bitiyor sanırım
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?