rahatsız olanlar olmuş, tartışma olmasın kullandığım kelimeleri düzeltiyorum...
tükendim artık.
sinirlerim harap oldu...
ben oğlumu çok zor bir doğumla kucağıma aldım. hatta alamadım. yüzünü görmeden, sesini duymadan küveze gitti. 4 gün kokusunu bilmeden yaşadım "acaba yaşayacak mı" diyerek...doktor "her şeye hazırlıklı olun" dedi... sonra Rabbim onu bana bağışladı.
ama ben tekrar eskisi gibi olamadım. hep ona bir şey olacak diye korkuyordum. aylarca rüyalarım oğlumu kaybederek bitti. gözümü her kapatışımda ameliyathana, boş küvezler görüyordum. anne olmayan hele bu korkuyu yaşamayn anlayamaz...
eve geldik, manyağa dönmüştüm. geceleri kalıp nefesini dinliyordum. hijyen takıntım başladı... uzatmayacağım. 40ımız çıkınca köydeki evimize getirmek için kaynanam ve eşim geldi. hiç unutmam sütümü sağmıştım bardağa, kaynanaın ilk işi milletin içinde bardağı sallamak oldu " BAKAYIM SÜTÜN YAĞLI MIYMIŞŞ"
neyse köye geldik, kimsede o dikkat yok... uyuyan bebeğimi şapur şupur öpmeler, ağzı burnu akan çocukları sabah akşam bize göndermeler(şuan biri hala bizde)...ev sobalı, her yer leş...güya kaynana bizde kalmış eşim için ama 4 koca ay bir bez sürmemiş bir yere...borular donmuş sular akmıyor...ben ameliyatlı..
ogünler çok zordu ve benim oğluma zarar gelecek takıntım gittikçe arttı. yenidoğan yoğunbakımdan taburcu olurken doktor çok sıkı tembihlemişti. "onu emzirdiğin kıyafet bile farklı olsun,ellerini her seferinde yıka,hasta kimse aynı odaya bile girmesin" gibi... burada kimsenin umrunda değil..sokaktan gelip yapışıyorlar...hele o çocuklar...köylü olmak eşittir pis olmak mı...o çamurlu ellerini oğlumun ağzına sokmaya çalışıyorlar...bunlar genel sorunlarım...
bu kaynanam olacak kadını ben defalarca diğer torunlarına annelerini kötülerken yakaladım. şimdi benimkine sardı. eve gelince oğlumu alıyor "bunu kendime aloştırayım da gör, bir daha seni arar mı, bunu alıp götürecem, diğerleri gibi bu da bana yanacak, vs.."
yukardakileri laf olsun diye anlatmadım. bende zaten kaybetme korkusu var, o da iyice körüklüyor...
son gelişinde oğlumu emziriyordum, ona vermedim. o da karşı çekyatta bekliyor kucağına gçtüreyim diye. yine söyleniyor. "ona alıştıracakmış, beni unutturacakmış" inat ya vermedim kucağına...küstü gitti. "onun anası var. beni ne yapsın" dedi kapıda da. umursamadım... 2 gün sonra(dün) birlik oturduğu eltim aradı. "aman yetişin annem hasta ölüyor" ben anladım ama neyse... gündüz gittim, ölen ana evde yok.. tarlada... eşim ilçedeydi. gece geldi. oğlum da tam yatıyordu. tutturdu gidip anama bakalım.. o terli çocuğu uyukulu götürdük..başına yorganı çekmiş yalandan yatıyor.. "neyin var" ses yok.. "yemek yemiyormuşşşşş da"...hiç gitmedim yakınına..oğlum da kucağımdaydı.. eşim kaş göz işaretiyle anasına götürmemi söylüyor. oğlumu kucağına verdim dirildi . kalktı eşime yakınıyor.. "bilmem kimin böyle çocuğu evden çıkmazmış sonunda delirmiş, bu çocuk beni bilmeyecek, bu çocuk beni sevmeyecek, gör de bak ben buna doyamadan ölürüm...hiç yanıma getirmiyor..." sustum. allaha havale ettim... eve gelirken eşim uyardı. sustum.. yatacaktık ben oğlumla yatacağım dedim. ısrar edince girişte yazdıklarımı, korkumu anlattım... bir celallendi, anasıyla niye uğraşıyormuşum...torununu niye götürecekmiş saçmalıyormuşum...
şimdi soruyorum...
haklı mı o kadın? ben miyim kötü olan? uyduruyor muyum ben bunları?
ölmek istiyorum. canımdan bezdim...