Kendimi hiçbir yere ait hissedemiyorum...

Her yıl düzenli olarak kan veriyorum. Bu yıl da verdim demir(serum),ferritin, B12 değerim düzelmiş. Ama d vitamini hâlâ düşük. Magnezyum değeri ise en son geçen yıl 2024te görünüyor .
D vitamini düşüklüğü depresyon vb. Durumları yaşatır kişiye. Ben bu durumu lisedeyken çok uzun süre yaşadım. D vitamininizi yükseltmelisiniz. Ayrıca her insanın zaman zaman böyle dönemleri olabilir. Kendinizle konuşmayı denediniz mi? Mesela gökyüzünü izlediğiniz bir an defter kalem alın. İnsanın içinde 2 ses olur. Birisi daha katıdır, diğeri daha çocuksu. İlk önce kendi içinizdeki o çocuğun ne istediğini anlamalısınız. Doğan cüceloğlu içimizdeki çocuk okuyabilirsiniz. Benim dediğimin daha detaylı hali. Ama kendinize yüklenmeyin. Herkes çok mutlu değil. Sadece duygularımızı yönetmeyi öğreniyoruz zamanla.
 
Çok üzüldum burayi okuyunca senin sagligin,psikolojin ve gelecegin icin bir an once kendi hayatini kurman, gerekirse ayri bir eve cikman gerek
 
aslinda insanlar sana gorev vermeden sen atliyorsun. kadin sana al cocuguma bak dememis, daha ortada mezuniyet yok, is yok, iki seneye nelki evleneceksin - kimse sana guvenmemis. sen durduk yere diyorsun ki "Eee nasıl olacak peki , annemin yaşı geçiyor, sağlık sorunları var, ben de çalışırsam o zaman bebeği kime emanet edeceksin"
ya cidden sana ne?
vallahi sinir oldum
sana ne?
kimse senden iyilik istememis buna ragmen hemen onun calisip senin cocuga baktığın bir evren hayal etmis paniklemissin "ben calisirsam cocuk ne olaack" diye.
ne olacaksa olacak. halasiz da cocuk büyür
sen boyle düşündükçe zaten sana guveniyorlar .
ayrica sen calismasan bile neden elin cocuguna bakasin? birine bakiyorsun ikinciye niye bakasin?
ille de elin cocuguna bakacagim dersen yatili bakici ol hem kira derdin olmaz, hem kacma diye üstüne duserler hem de dunyanin parasini kazanirsin.
cok ciddiyim bu teklifimde
 
Beni bu duruma iten şeyler: ailem, potansiyelimi keşfetmemek, bencil olamamak, sınır koyamamak, kendimden ödün vermek, hayata geç kaldığımı , güzel olan her şeyi kaçırdığımı düşünmek yani kısacası yaşamak istediğim hayat, olmak istediğim yer burası değil.

Söz konusu başkası olunca bu sitede ya da gerçek hayatımda arkadaşlarıma çok güzel öneri sunarım, destek olurum, akıl veririm ama kendime gelince sanki Allah bana akıl, irade vermemiş gibi acımasızca davranıyorum. Ben de aklı başında bir kadın olduğumu sanıyordum ama değilmişim.
 
Son düzenleme:
Güzel yorumunuz için teşekkür ederim. Psikiyatristten beni psikoloğa yönlendirmesini rica edeceğim. Hem psikolojik destek alarak hem de çalışarak ruh halimi iyileştirmek için uğraşacağım.
 
Yengem üniversite mezunu birkaç kere kpssye girdi ama puanı yüksek olmasına rağmen atanamadı. Şimdi açıktan başka bölüm okuyor.

Ben de kendime kızıyorum, kızmakta çok haklısın. Mesela bebeği yıkamak için yardım istiyor yanına gidiyorum ya da duş almam gerekiyor yardıma gelebilir misin müsait misin diye beni arıyor. Bir şeye ihtiyacın olursa söyle,haber ver diyorum. Yardım ederim gocunmam ama her gün aynı şeyi tekrar edince bunaldım. Değişikliğe ihtiyacım var.

Bebek daha doğmadan önce,kendisi hamileyken bana " sen çok sabırlı birisin yeğeninle çok güzel ilgileniyorsun , hala gibi değil de annesi gibisin, bebeğim doğduğunda çok şanslı olacak böyle bir halası olduğu için " demişti. Arada bir evlenmeyi , çocuk sahibi olmayı düşünüyor musun diye soruyor bana. Şuanlık evlilik düşünmüyorum demiştim.

Ama ona sen çalışırsan bebeğe kim bakacak diye sormam çok gereksizdi haklısın.
 
ille de elin cocuguna bakacagim dersen yatili bakici ol hem kira derdin olmaz, hem kacma diye üstüne duserler hem de dunyanin parasini kazanirsin.
cok ciddiyim bu teklifimde
Bakıcılık işi beni çok yıpratır yeterince yıprandım , kendime severek yapabileceğim iş bulmak istiyorum. Ama kimse güle ,oynaya işe gitmiyordur zaten. Hiç yoktan evde durmaktansa 10 saat ve üzeri çalışmak iyi gelir bana. Daha farklı iş seçenekleri düşüneceğim,ilanlara bakacağım.
 
sizi çok iyi anlıyorum aile en kilit nokta bence orda ki düğüm çözülse hersey çözülür gibi duruyor. Peki maddi olarak güvenceniz var ise aileniz den ayrı yaşama şansınız yok mu ? Baskıcı bir aileniz mi var ? Genelde baskı içinde buyuyup kendi sesini çıkaramamış ve herseye boyun eğen bahsettiğiniz sınır koyamama, fazla fedakar olma eğiliminde oluyoruz. Bu da birileri bizi sevsin diye işte çünkü hep koşullu sevilmişiz. Ben bunları fark edip artık yapmamaya başladığım da kabullendiğim de çok rahatlamıştım zaten benı seven insan da benı yine sevıyo dıye düşünüyorum tabi beklentimi de düşürdüm insanlardan o ayrı da . Önceliğiniz tedavi olsun bence bu süreci daha ıyı yönetebilmeniz için sonra belki tahmın ettiğinizden bile farklı biri olursunuz
Sürece güvenin biraz akışına bırakın.
Umarım hersey daha da ıyı olur sizin için
 
Annene karşı çok güzel sınırlarını koymuşsun. Yorumlarını severek okuyorum ve her okuduğumda "ne kadar güzel, mantıklı düşünen, olgun, güçlü, kendini geliştirmiş, sosyal birisi, birçok ülke gezmiş diyorum. Sen birçok insana göre (iyi anlamda) farklı birisin, kendi ayağının üzerinde duruyorsun, bunu yorumlarından anlamıştım.



Anneme ben de kızıyorum cevap veriyorum,onun yanında ağlamam hiç. Ama tepkim yetersiz kalıyor demekki.

Bir keresinde sinirden dayanamayıp

" seninle hastaneye geliyorum, sen iyi ol diye uğraşıyorum " dediğimde baya bir küfretmişti " ben sana mı kaldım " demişti. Ruh hastası gibi davranıyorsun senin psikiyatriye gitmen, hastanede yatman gerek"
dediğim zaman "asıl senin doktora gitmen lazım benim bir şeyim yok. Beni siz delirtiyorsunuz" demişti.
 
Kendini ailene feda etme ne olacak ilerisi hiç düşündün mü mesleğin var mı? 29 yaşında hala gençsin ama zaman hızlı geçiyor gözünü açtın 50 yaşında allah uzun ömür versin anne baban gitmiş hiç abim sahip çıkar deme insana güven olmaz. Çok var çevremde hayatını anne babasına adayan sonra anne baba ölünce ortada kalan. Kendi hayatını yaşaman lazım. Mutlaka çalış ya da tekrardan oku lisans mezunu değilsen 2 yıllık oku. Mesela benim arkadaşımın ablası 2 yıllık nüfus mu ne okudu atandı. Ya da diş protez okuyup diş kliniği açmış insan tanıyorum. Bi tanıdığımın eşi diş hekimiydi o da 30dan sonra okudu beraber çalışıyorlar. 2 yıllık sağlık bölümleri kolay atanıyor. Yine bir arkadaşım 2 yıllık havacılıkla alakalı bir bölüm okudu çalışıyor. Bi tanıdığım liseden sonra sosyoloji okudu sırf şehrinde diye. O ara sevgilisi vardı evlendi eşinin ve babasının durumu çok iyiydi bu kadın tekrar lisansa başladı özel eğitim okudu evde zaman geçmiyor dedi. Çocukları da büyüdü iş hayatına girdi. Tecrübe yok 29 yaş bu gidişte iş işten gitmiş olacak. Evde durdukça deliriyorum ben yeni işsizim sabah 8 gibi uyanıyorum temizlik yemek öğlen olmuş 3 gün hamile pilatesine gidiyorum 4 saat ders çalışıyorum yine bu saat geçmiyor bir bakıyorum saat daha 3 4. Böyle bi hayatta mutlu olmak imkansız bence
 
Evet baskıcı bir ailem var. Ailemle aramızda bir sevgi bağı yok pek. Çok zıttız, düşünce yapıları, zihniyetleri hiç hoşuma gitmiyor. Elimden geldiğince kendimi onlardan izole ediyorum işim bitince odama gidiyorum. Çalışmıyorum , çalışmak için adımlar atacağım. Çalışsam bile ayrı evde yaşamama müsaade etmezler. Ne yapıyorsam onlardan gizli saklı, yalan söyleyerek yapıyorum.

Ailemden iç dünyamı, düşüncelerimi gizlerim. Sevgilim olduğunda da kız arkadaşlarımla görüşeceğim diyip çıkıyorum. Çocukken çok sessiz ,içine kapanıktım lise ve sonrasında açıldım. Bu öğrenilmiş,kabullenilmiş çaresizlik mi neyin nesidir bilmiyorum ama psikolojiye, şemalara ilgim var. Daha önce online olarak psikolojik destek almıştım bana iyi gelmişti. Ama yine kötüleştim.

Kurban rolünden çıkma zamanım geldi de geçiyor bile.
 
Slm, sizi çoğu zaman buradaki üyelere destek verici yorumlar yaptığınızı görüyorum ve çok takdir etmişimdir sizi... Aşırı duygusallık ve hassasiyet de sizi çıkmaza sokar. Bu da yıpratır insanı. Erkek arkadaşınız var mı? Ailenizle aranız nasıl?
 
Erkek arkadaşım yok. Ailemle aram çok kötü değil ama iyi de değil.
 
Koşullu sevilmeye bile razıydım ama onu bile hissedemedim aileme karşı. İşte bu yüzden yeniden hatalı bir ilişki ya da evlilik yapmamak için ruhumu iyileştirmeye çabalayacağım. "Ben şunu yaparsam ailemin her istediğini kabul edersem, dört dörtlük mükemmel bir evlat olursam beni severler, beni onaylar takdir ederler " bunların hepsi hikaye.

Daha geçen gün anneme "yaptığın yorumlar, eleştiriler beni çok fazla sarsıyor ne dediğin farkında değilsin ağzından çıkanı kulağın duymuyor, sürekli hakaret ediyorsun" dedim

"Ben senin iyiliğini düşünüyorum sen daha güçlü ol diye böyle konuşuyorum " dedi şok oldum.

Senin böyle konuşman beni güçlü yapmaz , ayrıca istediğin şeyi yapasım varsa bile öyle konuştuğun için hiç yapmam, sözlerin beni kötü hissettirmekten başka bir işe yaramıyor, bana zarar veriyorsun" diye cevap verdim. Gayet sakince konuştum.

İletişimde sen dili- ben diline dikkat ederim. Sen dili suçlayıcıdır ve kişiyi kötü hissettirir, kendini savunmaya sebebiyet verir ve açık,net iletişim olmasını engeller, aksine sorunları arttırır, tartışma olabilir.
Ben dilini kullanıp o kişinin (annemin) bana hissettirdiği duyguları kendisine ifade ettim. Ama kime ne anlatıyorum? Boşuna. Annem anlamaz beni, anlamak istemiyor çünkü.
 
e kiziyorsun yine yemegini yapiyorsun, sana mı kaldım diyor yine hastaneye götürüyorsun. yani ne ise yarayacak ki?
sen ben dili falan sacmaliklarla ugrasma. oyle seyler boyle insanlara gelmez. normal insanlar icin guzel bir iletisim yontemidir o.
senin ailene yapman gereken
madem umrunda degilsin madem sana kalmadi o gun de "tamam haftaya carsamba randevun vardi kocan gotursun ben o gune plan yapacagim" diye. o gun de cikip gitmek. ya da yemegine hakaret etti hic dusunme abim ac kalacak bilmemne. dolap dolu acikan yumurta kirar ya da disaridan söyler. at cope koca tencereyi.
yapacagin tek yol bu.
ben de sınırlarımı gülerek, konusarak cekmedim. kavgayla - vicdan azaplariyla - ic sıkıntılarıyla cektim. inan su ulkede saglikli psikolojide ailesi olan cok az insan var. geriye kalanlardan kim asi gelip kendi yolunu bir sekilde cizerse deli deliyi gorunce comagini saklar misali o yolunu buluyor. kim pes ederse ailesi tepesine cikiyor. hep yazdigim bir arkadasim var, benim gibi 34 yasinda. bu cizgiyi hic cizemedi. daha birkac gun once bana yazdigi mesaj su;

kiz sevgilisi icin siparis vermis. annesine acma yengencin demis. kadin ona ragmen gelen kargoyu acmis icine bakmis ne var diye. erkege hediye oldugunu anlayinca kzii suclamis biri mi var falan filan diye.
bu kisi ayni zamanda kizina her firsatta evde kaldin baskisi yapan biri, ayni zamanda aksam isten bir saat gec gelsi arayip darlayan biri.
bu arkadasim zamaninda cizemedi sınırını, ileride duzelir dedi. ileride dedigi zamana geldik 34üz aha hali bu
hala 16 yastan farki yok ailesinin gozunde.
bu kiz 46 fa olsa yine farki olmayacak.
bazi kalpler kirilmali, bazi kavgalar edilmeli, bazi sınırlar cizilmeli
 
Ben de babamla aynı sıkıntıları yaşıyorum eskiden düşüncelerimi söyleyemezdim şimdi söylüyorum bir şeyin değişmeyeceğini biliyorum onun kafa yapısı. değiştiremediğimiz için de böyle hırpalıyoruz kendimizi ne kadar kabullenmeye çalışsam da hayatımda önemli ve kritik noktaları etkiliyor o yüzden sürekli bir kısır döngü içerisindeyiz Allah sonumuzu hayır etsin aslında istediğimi sadece anlaşılmak onlar üzülmesin onlar kırılmasın diye gezinip duruyoruz.
Bilmiyorum belki deli bir cesaret olması gerekiyor herseye rest çekebilmek aslında olmak istediğimiz kişi olmak için . Hatta sırf bu aile tabuları yüzünden çoğu şeyde cesaretim olmadığının farkındayım. İnşallah bir gün olmak istediğimiz kişi gibi oluruz
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…