Konu sahibinin duygularını, ne hissettiğini bilmeden "aşk değildir, hevestir, bilmem ne" diye yargılamanız da ayrı bi garip.
İnsanların hislerinin adını siz mi koyacaksınız?
Bende kendimden büyük birine aşık olmuştum. Hiç öyle heves falanda değildi, bildiğin aşktı.
Aşk denilen şeyde sayıların bi önemi olmuyor. Kişi aşık oldu mu tamam artık. Yaş, boy, kilo sadece sayı olarak kalıyor.
Kolayca "heves o heves" denmesi, hissedilene saygısızlık..
Genelde bu denli büyük yaş farkı olan ilişkilerin altından kadının güvenecek, sığınacak biri araması, babası ile düzgün ilişki kuramamış olması falan çıkıyor. Yani heves değilse de bir ömür bir arada kalacak yada birliktelik başlatacak sağlıklı bir duygu da degil.
Şöyle bir hayal edince olmuyor,
İkisinin de sıradan insanlar olduğunu düşünerek yazıyorum....
bu kadın doğduğunda, adam üniversitedeymiş.
Kadın agu demeden, adam çoktan ilk aşkını yaşamış, şiirler yazmış,
Kadın yürüyemeden adam aşk acısı çekmiş,
Kadın okula başlamadan, adam askere gidip gelmiş, işine başlamış, hatta belki evlenmiş,
Kadın liseyi bitirmeden adam bilmem kaçıncı terfisini almış yada şu kadar insanla tanışmış, bilmem ne kadar yer gezmiş, belki çoluğa çocuğa karışmış...
Kuşak farkı denilen bir şey var.
Hayatlarının bir noktasında bu insanların birbirlerini duygu/düşünce anlamında yakalaması çok çok zor.
Ki adamın hayır demesi bilinçli bir hayırsa da sebebi budur..
Ama diyelim duygu/düşünce anlamında birbirlerini yakaladılar,
o zaman
5 sene sonra adam o kadının olgunluğundan sıkılır
(20 yaş küçük bir kadınla aynı olgunlukta ilken olgunlaşma hızları çok farklı olur)
Yada kadın kaç yaşında adam, hala eğitmeye çalışıyorum diye düşünmeye başlar...
Yada asla değişime açık olmamasından şikayet eder.
Heves değilse de gelecek olmaz.