kızlarınızı okutun, meslek sahibi yapın


bu kadar güzel ifade edilir bende çalışıyorum ve yeri geliyor eşimden daha çok kazanıyorum ama onlara göre evi oğulları geçindiriyor artık ben kulaklarımı tıkadım çünkü başedemedim . babamda okuyorsanız kendınız ıcın okuyorsunuz benım için değil deyıp dururdu ıyıkı okumuşum ıyıkı elımde en azından bır meslegım var ve Alllah nasip ederse çocuk için filanda bırakmayı düşünmüyorum..

Allah çocuklarınızla size güzel günler nasip etsin...
 

istemen çok güzel ama ne olacağını kimse bilemez istemekle ve uğraşmakla iyi yapıyorsun ama kesin konuşma inşallah okurlar ve iyi iş sahibi olurlar
 

Öyle "çeker gider" demekle olmuyor o iş. Biz herşeye emek gözüyle bakıyoruz, o kadar cabaladım emeğimi kimselere yar etmem deyip mücadeleye devam ediyor.

Şuraya söyle bir göz gezdirin bakalım, ben de dahil kariyer sahibi bir cok kadının cektiği cileyi gözlerinizle göreceksiniz.
 
bir bayan için okuyup meslek sahibi olmak en doğrusu elbette

ama bazen okuduğum içinde çalıştığım içinde pişmanlık duymuyor değilim
sebebi ise;çalışıyorum diye eşimin hiç bir isteğimi önemsememesi
beni her işinde finansman olarak görmesi vs.
çok üzülüyorum bu duruma
bazen diyorum ki
çalışmasaydım eşim bu kadar rahata binmezdi belkide
ben çalışıyorum kazanıyorum ve ona veriyorum.
o ise 2 senedir hiç benim için özel birşey yapmadı
ufak tefek şeyler yaptıysa bile sonrasında ona misliyle para vermişimdir o yaptığının da benim nazarımda bir anlamı kalmıyor.
güzel bir işim ve maaşım var eşimin tutumu yüzünden istifa etmeyi bile düşünüyorum
 
çekip gitmek zor olsa da en azından işi olan bayan daha rahat bu konuda .

birde erkeklerde ona göre davranıyor.eğer kadın ev hanımı, ailesi de destek çıkmıyorsa
ve erkekle ailesi bunu biliyorsa bile bile eziyor.
sadece okumaktan ziyade ailenin de destek çıkması çok önemli.
 
Bazi arkadaslar konulari baska yerlere cekmis amac ne bilmiyorum. Siz okumasa da olur deseniz de ben tum kizlarimizi en saygin mesleklerde gormek isterim. Tiyatroculugu da hic kucumsemedim . Umarim hem karakteriyle, hem çevreye ve hayvanlara duyarliligla hem de meslegiyle gurur duyacaginiz kizlariniz ogullariniz olur
Konu hakkinda daha fazla konusup mahalle sohbetine donusturmeye calisanlara cevap veremeyeceğim
 
Bu sorun okumak/okumamak yada çalışmak/çalışmama meselesi değil bence.

Özgüven sorunu kesinlikle. Okur yada okumaz, çalışır yada çalışmaz özgüveni yüksek evlatlar yestistirmeliyiz

aynı fikirdeyim... ayrıca bazı kayinvalideler okumuş, hatta çok iyi kariyer yapmış gelinlerini de ezmeye çalışıyorlar çalışan gelin maaş kartını bize versin diyecek kadar hadsizleri de var. çalışan gelininden kayınvalidesinin her işine koşturup bir de maaşını da vermesini bekleyenler var...
 

aynen... aynı durumu ben de yaşıyorum sanıldığının aksine okumuş ve çalışan bayan cidden daha çok eziliyor
 
Ne akademik background ne mesleki kariyer, kv cahilse hicbi sey dinlemez. Son derece yanlis bakis.

evet kv cahilse ne haddini biliyor ne de gelinin nasıl biri olduğunu idrak edebiliyor. iş çevresinde herkesin saygı gösterdiği kadına kv yeri geliyor onlarca hakaret ediyor ezmek için elinden geleni yapıyor her kv için demiyorum elbette ama bazıları cidden hasta ruhlu ve cahil olabiliyor o zaman gelin isterse profesör olsun kv için bişey değişmiyor yapacağını yapıyor
 
aynen... aynı durumu ben de yaşıyorum sanıldığının aksine okumuş ve çalışan bayan cidden daha çok eziliyor
ben sömürüldüğümü düşünüyorum bu hususta
genelde konuşmuyorum kendi adıma konuşuyorum
eşime para akıtacağıma evimde oturup onun eline bakmayı yeğlerdim
çünkü şu halde de kendimi kullanılıyormuşum gibi hissediyorum
buda yeterince sinir bozucu zaten
 

haklısınız ben de kendi adıma konuşuyorum aynı durumdayız. eltim lise mezunu bile değil kv aman o çalışmıyor diye hiç benden eksik bırakmıyor bende ne görse ertesi gün aynısını ona alıyor üstelik ben hem çalışıyorum evimin işine kendim koşturuyorum eltim hanımefendiye yardımcı bayan alınıyor, kv sağlıyor bunu bana bir gün olsun öyle bir yardımı olmadı. kadın o gelini çalışmıyor diye canını verecek nerdeyse ve bir araya gelindiğinde yemek yenileceği zaman masayı ben tek başına kurarım bulaşıkları ben toplarım eltim çocuğu bahane eder kaçar ve kv hiç sesini çıkarmaz ebru işten geldi yorgun git yardım et demez. okumuş ve çalışan bayan olmanın tek avantajı bigün arkana bakmadan çekip gidebilme imkanın olması maddi olarak ayakta durabileceğini bilmek yoksa çalışan ve güçlü olan bayanı daha çok ezmeye çalışıyorlar.
 
Konunun ana temasına katılıyorum evet, bu forumda pek konuya yorum olarak yazmışımdır zaten "bayanlar lütfen çalışın, lütfen ayaklarınızın üzerinde durun" diye. Ama ben bir yerde bir hata görüyorum nedense.

Örneğin benim annem bana hep "aman kızım oku, çalış kolunda altın bileziğin olsun. İleride eşine, yuvana destek olursun. Çocuklarınız olunca onlara daha iyi imkanlar sağlarsınız" derdi. Ben bu yüzden okudum, meslek sahibi oldum ve çalışıyorum. Ama şunu hiç düşünmedim mesela "bende para kazanırsam, kocam beni ezemez" , "bende çalışırsam kayınvalidem beni ezemez".... vs vs. Ben bu mantıkla okutulan kızların ileri de, en ufak problemde soluğu mahkemede aldıklarına şahit oldum çok defa. Çünkü onlar için çalışmak "ezilmemek" demek, ufak bir sorunda "kendi ayaklarımın üzerinde duruyorum, ezemez beni kimse" diyerekte hemen boşanıyorlar.

O yüzden ben ana fikre katılsam da, yaratılan sebeplere katılamayacağım. Çünkü yapılan pek çok araştırma gösteriyor ki; aslında okumuş-meslek sahibi belli bir sosyokültürel yapıda bayanlar çok daha fazla aile içi fiziksel veya psikolojik şiddete uğruyorlar. Ancak çoğu, bulunduğu statü gereği ayıplanmak korkusuyla bunu saklıyor.

Evet kız çocuklarımızı okutalım, dar kalıplar içinde değil, geniş bakış açıları olan, özgüvenli kızlar yetiştirelim. Ama bunu ileri de "eşini ezsin" , "kayınvalidesine ezilmesin " diye değil, kendisi için yapmasını sağlayalım. Güzel çocuklar yetiştirebilmesi için , yuvasına-eşine destek olabilmesi , karşılaşacağı zorluklar karşısında yıkılmaması için yapalım.

Ve dua edelim, Allah iyi insanlarla, kıymet bilecek insanlarla karşılaştırsın diye. Çünkü, kötü insan her zaman kötüdür. Karşısında ki doktor da olsa, mühendiste olsa kötüdür. Değerli evlatlar yetiştirelim ve bu değerin kıymetini bilecek insanlar çıkartsın karşılarına Allah'ım.
 
kelimesi kelimesine katılıyorum
sizin yaşadıklarınızın benzerlerini bende yaşıyorum
ama daha çok eşim tarafından sömürülüyorum
hem çalış hem evde hanımlık yap
ama sonunda da yine yaptıklarının hiç bir değerinin olmaması
ben ciddi ciddi düşünüyorum artık işi bırakmayı
çünkü eşim kıymet bilemedi
çalışıyorum yoruluyorum deyince senin gibi çalışan milyonlarca kadın var deyip beni tersledi.

ama artık benim için çabalama zamanı bitmiştir.
bu saatten sonra eşime maddi olarak zerre destek olmam
işine gelirse kabullenmezsede işi bırakırım
ve ihtiyaçlarımıda sonuna kadar karşılamak zorunda kalacaktır bu kadar yani

neden hep çalışışan didinen kadın oluyor
bu konuda çok doluyum
ben ki eve gider hergün o yorgunlukla 2,3 çeşit yemek yapar
çayını demler veririm,meyvesini bile soyar dilimler servis yaparım.
ama bu saydıklarımı 2 gün yapmayayım annesine şikayet edilirim
denizin de yemek yaptığımı var
ve tartışma kaçınılmaz olur
kimse için değmiyormuş onu anladım ben
erkekler çok nankör
 

aynen, tıpa tıp aynı durumu yaşıyoruz üstelik benimki bildiğin taş kafa sanki ben mecburum hem dışarda hem evde koşturmaya ve beyefendiye para konusunda itiraz ettiğim zaman seni boşarım diye tehdit ediyor!!! ben onu boşayacam bu gidişle.
 
Her satırına katılıyorum.
Arkadaşın çeyiz diye bahsettiği konu farklı birşey.Evlenirken bir evi düzmek,almak yerleştirmek farklı.Yıllarını sadece çeyiz işleyerek,ne zaman evleneceği belli olmadığı halde onu bunu almakla geçiren insanlarımız var.Ne kadar çok çeyiz,o kadar iyi gelin mantığında olan insanlar var.Bırakın doktor,avukat olmayı,ordinaryüs prof da olsa insan,kafa yapısı,yetişme tarzı,kişilik özellikleri ve karşısındaki insanlar hayat karşısında duruşunu sergilerken önemli etkendir.Artık ulusalalanda prestijli iş diye bir şey yok günümüzde.Yasal olarak kazancı çok olan,ülke ve insan üzerindeki başarısı çok olan işler gündemde olur her daim.Şu aralar ve daha çok uzun yıllar Müteahhit-Mühendistliğin olduğu gibi.Prestij sahibi olmak artık yaptığın işle alakalı değil.Ne doktorlar kocalarının karşısında hastalıklı sevgileri doğrultusunda eziliyor.Ne doktor,prof kocalar da analarını,hatta dışardaki elalemi bile kendi karılarından üstün tutuyor.Bazı insanlar ezbere okuyor.Aile nasıl yetiştirdiyse öyle gidiyor.Sadece ders çalışıp diploma alıyor.Asosyal,kişisel zekasını geliştirmemiş.Yoz bir düşünce yapısı.Erkeğin egemen olduğuna inandıkları düşünce yapısıyla evleniyorlar.Okumak güzel.Ama kendini yetiştirmek,ufkunu açmak,ezik olmamak,herşeyi kafaya takmamak farklı birşey.Sırf kaynanası kocası ezmesin diye değil,hayatta kendi ayakları üzerinde durabilmek için okumalı insan.

Cok iyi bir meslegim var, kaynanam bana laf edemez vs demedim. O yuzden beni merak etmeyin.
Karsinizdaki kadin o kalitede değilse sizin her seyinize kusur bulur. O kalitedeyse sevgi , hosgoruyle cozulur zaten her sey

Sevgili konu sahibi.Ben de her konu da diyorum kızlarımız okusun,bkendi ayakları üzerinde dursun.Ama burda çooookkk üniversite mezunu,pasif,kocasına kendini ezdirmiş,hakaretlerini görmezden gelmiş,onsuz yaşayamamaya inanmış,parasını kocasının eline veren kızlarımızın konularını okuyoruz.Yine burada çoookkk ana babası okula göndermiş okusun dşye,o bir serserinin peşinden yaşadığı acıları,dersi mersi bi kenara atışını okuyoruz.Kaynanayı,kaynatayı,kocayı okutmadıktan sonra,sen diplomalarla duvarlarını süslesen,en saygın işte çalışsan ne olur.İster doktor olsun,ister avukat,ister çaycı,ister temizlikçi,ister konfeksiyon işçisi,alnın teriyle işine giden,para kazanan tüm emekçi kadınlarımızın işi prestijlidir.Her iş dalına ülke olarak her daim ihtiyaç duyacağız.Burda sorun ne biliyor musun?Ne kadar okursa okusun kızlar,kayınvalidenin her lafını kaale aldığı sürece,ona gereken değeri vermeyen eşi olduğu sürece,kendi sibaştan ipleri verdiği sürece ezilmeye mahkumdur.
 
allah korusun boşanma falan demeyin
dua edin bol bol
benimle aynı durumda olmanıza üzüldüm
çünkü ben çok yıprandım şu 2 senede
birisi için hep fedakarlık yapıp çabalamak ama karşılığında hak ettiğini bulamamak çok acı gerçekten.
1 senedir çocuk istiyoruz sözde doktora gittiğimizde bile her zaman ücreti ben öderim sanki sadece ben istiyorum çocuğu
daha neler neler yazmakla bitmez.
eşime yaptığım fedakarlıkları anne babama yapsaydım cennet kapısı aralanırdı bana diye düşünüyorum
 

evet Allah' a sığınıyorum zaten o kadar fedakarlık yapıyorum adam para için beni boşamaya kalkıyor inanın benim aklımdan bile geçmezdi ama böyle bir sebepten onun bunu dile getirmesi gururuma dokunuyor çocuk yapmayı bile düşünemiyorum bu adam böyle konuştukça. ah arkadaşım allah ikimizin de yardımcısı olsun inşallah ve bize çektirenlerde de vicdan ve akıl versin biraz...
 
İşte bunun adı tamda nankörlük
şuna değinmeden edemeyeceğim affınıza sığınarak
eşim bana çalışmam konusunda baskıda bulunmaz ama bunu bir şekilde bellide eder.
çalışmayacağım desem sen bilirsin senin kararın der buna eminim
zira geçen sene 2 ay kadar çalışmadım sonradan kendi isteğimle işe girdim.
benim sıkıntım eşimin çalışmam konusunda ki baskısı değil
benden maddi anlamda çok şey beklemesi
sanki ben banka kasasıymışım gibi
benim her zaman param olur mantığında
benden çok maaş alır ama onun maaşının hayrını görmeyiz.
benim sıkıntım tek kelimeyle nankör olması
gamsız olması

sizin eşinizin ise tavrı hiç hoş değil
ne demek boşarım falan
buna izin vermeyin tepkinizi belli edin
hatta sizin yerinizde olsam eşim bu tavırdayken tek bir gün bile çalışmam
 

Yanlışım varsa düzeltin lütfen, çalışan bir bayansınız. Hem çalışıyor, hem ev işlerine yetişmeye çalışıyorsunuz. Tıpkı çalışan pek çok bayan gibi, bende bu grubun içerisindeyim. Eşiniz yaptıklarınızın kıymetini bilmiyor diye, sırf ona ders vermek adına belki de, işten ayrılıp ihtiyaçlarınızı karşılaması için eşinizin sırtına mı dayanacaksınız? Sizin emeklerinizi hor gören, en ufak şeyde annesine şikayet eden bir eşiniz var, çalıştığınız halde size bunları söylüyor ve de yapıyor siz işten ayrılmaktan bahsediyorsunuz. Yok yani böyle bir durum da, asıl öyle bir erkeğe hiç güvenmeyip işinize daha sıkı sıkı sarılmanız gerekmez mi?
 
Bence konu sahibi kızlarınızı okutun derken, karakterde çok mühim değil canııım okutun yeter anlamında demek istememiş. Zaten hangi bilinçli anne-baba karakterli çocuklar yetiştirmek istemez. Okumak ve meslek sahibi olmak zaten o özgüvenin o karakterin oluşmasında biraz da olsa katkı sağlayan şeyler. Okuduğumuz kitaplarda, girdiğimiz derslerle (ben mühendisim ama sosyoloji ve sosyal psikoloji dersleri aldım feminizm üzerine ateşli tartışmalarımız oldu) bize bir şeyler katan hocalarımızla o özgüven ve karakter biraz olsun şekilleniyor. Çalışma hayatındaki arkadaşlarımızın yaşamlarını görerek bazen olması gereken üzerine kafa da yoruyoruz.

Konu sahibinin kastettiği şu: Bir kadın kendini ezdirecek yapıda biriyse zaten Allah ona yardım etsin, ama eğer bir kadın kendini ezdirmeyecek durumdaysa mesleği en büyük kurtarıcısı. Cadolozluk ya da kadınsı güçler kaba kuvvet karşısında pek sökmez. Ve malesef erkeklerin çalışma çalışmama durumunda kadına bakışı değişiyor. Buna en güzel örnek doğum iznine ayrılmış arkadaşlarım. İstisnasız hepsi daha önceden yardım eden eşlerin artık doğum izninde evde lduğu için hiç bir işe yardım etmediğini söylediler. Sanki bütün gün uyumayan ağlayan o bebeğe bakarken saçını yıkamaya vakti/fırsatı olmayan kadın evde sefa sürüyor da bütün işleri de o yapsın. Sırf bu yüzden doğum izninden işine dönünce sevinen arkadaşlarım var. Yani ne kadar haksız da olsa erkeklerin gün içinde iş yerinde olanla gün içinde evde olan kadına bakışı farklı.

Konu sahibini haklı buluyorum belki sadece şunu ekleyebilirdi, kızlarınızı saygı duyulmayı hakettiklerini bilerek, oğullarınızı kadınların hizmetçi olmadıklarını bilerek büyütün. Ama işte bunu söylemeye ne kadar gerek var. Bu zaten olması gereken değil mi?

Burda mesleğini eline almış ve hala eşi evde işlere yardım etmeyen arkadaşlara zaten yorumum/sorum hep aynı. Neden? Yani nişanlılıkta iş paylaşımı üzerine hiç konuşmadınız mı? Sizin bu konudaki net çizginizi bilmiyor muydu? Bir adama meyvesini bile soyarak vermenin sebebi nedir? Siz onun annesi misiniz yoksa eşi mi? Bakın ben de eşime meyvesini veririm ama neden; çünkü eşim yeri gelir evde benden fazla ev işi yapar. Ben de onu birazcık bu şekilde şımartmak isterim. Bana kahve makinesinden süt köpürtüp kahve yapar ben de ona bu kadarcık bir şey yapmışım çok mu? Ama siz ne yapıyorsunuz: Zaten yeterince şımarık eşleriniz daha ne kadar şımartabilirim diye çabalıyorsunuz. Yani umarım en azında bir oğlunuz olduğunda kendi odasını toplamayı, kendi tabağını bulaşık makinesine yerleştirmeyi, kirlilerini kirli sepetine atmayı öğretirsiniz ki eşinizin bir kopyası daha başka birinin başına musallat olmaz.
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…