Mutsuz evliliklerin çocukları...

şöle bi okudum konuyu herkes haklı

ben huzurlu bir ailede büyüdüm babam içmezdi anlayıslı arkadas gibi bir babam var .ufak tartısmadan öteye hiç gitmedi kavgalar.

simdi evliyim eşim iyi bir insan ama kayınvalde kayın faktörü olunca iş çok değisiyor sinir krizleri geçiriyorum para can herseyimiz gidiyor , tabiki 4 senede saygı azalıyor ve o aşk azalıyor sevgi azalıyor yine evlilik devam ediyor güzel günlermizde var tabiki .ikimizde çalısıyoruz içmez vs ama bende dayanamıyorum ve en kötüsü kızım bu olayların içinde oluyor. oda üzülüyor ben üzülünce. ayrılsam diyorum sonrada kızım hayatında şu an okulda ne hisseder diyorum. ve kızım şu an 3.5 yasında onun bana demesini bekliyeceğim anne ayrıl diye eşim tabıkı düzelmezzse.

sonuç öle de bölede olsa bir kaderi yaşıyoruz. her halukarda mutsuzluk kaderinde varsa kaçamıyorsun. ayrılınca hersey güllü gülistanlıkmı oluyor. değil tabki unutuluyormu hersey hatırlanmamak üzere.imkansız bence .
 
mutsuz evliliklerin çocukları da mutsuzdur.
her daim komplekslidir,sevgiye hep açtır,kolay güvenmez.
kendimden biliyorum...
annemle babam hiç anlaşamazdı. gözlerimin önünde babam annemi defalarca dövmüştür.
bana da çok düşkün değillerdi.14 yaşında denizliden adıyamana yolladılar okul için.
sonra kaydım manisaya alındı . yakındı ama eve gitmezdim. anca yarıyıl tatilinde,bayram tatilinde filan.
böyle devam etti bu. hala pek gitmem.
çünkü hala kavga ederler, hakaretler ,küfürler...

çok zor , hem aile için, hem çocuk için...
 

Beni ağlattığın için bana kocaman sarılmakla cezalısın. Yerim seni ben
 
mutsuz evliliklerin çocukları o kadar çok ki... sen, ben, o.....
şöyle bir düşündüm de; ben mutsuz bir evliliğin çocuğuyum, arkadaşlarımın ve çevremdeki insanların çoğuda aynı durumda.
bizim öyle içki kumar karı kız olayımız yoktu ama sürekli bir huzursuzluk, mutsuzluk, suratsızlık vardı...
kaynana, kayınbaba, görümce vardı, annemle sürekli bir geçimsizlik vardı ve tabi arada kalmış bir baba, ne bizle ne de kendi ailesiyle düzeni tutturamayan bir babamız vardı.
annem onlara kızardı hırsını bizden çıkarırdı babamla sürekli kavga ederdi, dedem bizede etmediğini bırakmazdı ama babam kendini korumadığı gibi bizide koruyamazdı. babasıydı nede olsa asla toz kondurmazdı...
aradan yıllar geçmiş ikiside 60 yaşını devirmiş olmalarına rağmen bakıyorumda annemde babamda birbirlerine iğneleyici laf söylemeden duramıyorlar. gariptir sevgilerini bile böyle gösteriyorlar. çünkü nasıl sevildiğini öğrenememişler, çünkü onlarda anne babalarından aynı tavırları görmüşler.
ülkemizin geneli böyle insanımız mutlu değil olmak içinde çabalamıyor.
mutlu olmak için değil evli olmak için evleniyorlar.
sevmek için, değer vermek, değer görmek için değil sırf çocuğu var desinler ve yaşlandıklarında kendilerine baksınlar diye çocuk yapıyorlar.
çoğu bir kez olsun sarılıp sevmiyor bile, zaten zamanında yapamadıkları için sonrasında garip geliyor beceremiyorlar sevmeyi...
belkide seviyorlarda gösteremiyorlar, nasıl yapacaklarını bilmiyorlar...
ben bunları gördüğüm ve yaşadığım için aynı şeylerin çocuklarımın başına gelmesini istemiyorum.
tökezlediğim zamanlar oldu ama mutlu olmak mutlu etmek yolunda ilerliyorum.
çok şükür kıymet bilen, sevebilen ve bunu gösterebilen bir eşim var.
anne babamdan ve çevremden gördüklerim nasıl bir evlilik nasıl bir eş istemediğimi iyi öğretti bana.
bizler anne babalarımızın yanlışlarının bedelini ödedik çocuklarımıza bunu yaşatmayalım, çünkü ne istemediğimizi biliyoruz...

çokkkkk mutlu, her zaman mutlu olun kızlarr..
 
Benim annemde cok bahtsızmış. 15 günlük gelinken babaannem ve dedem felç geçirmiş. Tam 18 yıl onlara baktı. Altından aldı, banyolarını yaptırdı yemeklerini yedirdi. Babam tipik memur :) Sevgisini göstermeyi bilmezdi ama elleri hep üzerimizdeydi.

Annem babama, hayata, hastalara olan bütün hırsını benden cıkarırdı :) Az dayak yemedim o terlikle :) Koca kavanoz kırmızı biberi doldururdu ağzıma cok konuşuyorum diye :) Tüm bunlara rağmen mutluydum.
 

psikopatlığım ordan diyorsun =))
 
psikopatlığım ordan diyorsun =))

Ne psikopatlığımı gördün :) Asabiyetim ve tahammülsüzlüğüm ordan evet :) Bir de ben her istediğimi bağırarak elde ederim Ondandır kelimelerimin yüksek sesli olması
 
Ne psikopatlığımı gördün :) Asabiyetim ve tahammülsüzlüğüm ordan evet :) Bir de ben her istediğimi bağırarak elde ederim Ondandır kelimelerimin yüksek sesli olması

görüyoruz az biraz
olsun böle seviyoruz seni
 
gerçek mutluluk ne demek bilmiyorum, birgün öğrenir miyim onuda bilmiyorum
 
Vay be herkes dertli bu konuda desenize...

Bizimde kavgalı ortamlarda büyüdüğümüz oldu. Babam ben 18 imdeyken bavulunu alıp evi terketti, ben babama aşıktım hala da çok düşkünüm, anneme dedim bırak gitsin kavgalarınızı daha duymak istemiyoruz, kardeşim o dönem annemin ağlamaları yüzünden babama düşman kesilmişti, halbuki bizim babamız ilgiliydi bizimle, içmezdi, dövmezdi, kahveye arada bir giderdi, iş dışında hep bizimleydi. Ama annemle anlaşamazlardı babamın ailesi idi genelde kavga sebebi. Terkedişi de bu yüzden oldu.

Biz ayrılmalarını kaldıracak yaşta olmamıza rağmen, annem hüngür hüngür ağladı kocamı seviyorum diye, annemin babama olan sevgisini ilk duyuşumdu, halbuki görücü usulü ile çocuk yaşta evlendirilmiş babamla. Yıllardır memlekete taşınmanın lafını bile etmeyen annem oraya taşınmaya bile razı oldu. Sonra barıştılar... Dedem ve babaannemin -ikisini de çok severim- onların ölümünden sonra artık pek kavga etmiyorlar, yine didişiyorlar ama pek sesler yükselmiyor karşılıklı küsüşmeler yaşanıyor sonra her şey unutuluyor...

Ben kimseyi suçlamıyorum, kimseye de sevgim azalmadı. Kavgalara sebep olan babaannem ve dedemi de sevdim, annem ve babamı da sevdim her zaman. Annem dominant bir kadın, klasik çile çeken Türk kadınları gibi değil, kontrol hep onda olsun ister, babamı kumanda eder. Kavgaların en baş sebebi belki de buydu. Bende malesef öyleyim. Günün birinde eşim yeter sıkıldım derse bizim ayrılma sebebimizde bu olur. Annem kadar sivri olmamaya dikkat etmeye çalışıyorum ama ben böyleyim,.

Tespit demiş yukarıda bir arkadaş benimde yıllarım bununla geçti hayatımda hep kim haklı kim haksız yanlış mıydı doğru muydu diye tartar oldum. Hakem oldum yeri geldi anneme püskürdüm babamı üzüyorsun diye, yeri geldi babama yüklendim. Bizim hayatımızda başka büyük sorunlar olmadığından karakter çatışması, iletişim bozukluğu, fikir anlaşmazlığı gibi nedenlerdir diye düşündüm.

Şimdi kavga etseler annem yakınsa hiç bir şey söylemiyorum sadece dinliyorum, boşveriyorum. Bunun yükünü sırtlanacak değilim, hakem olmak zorunda da değilim. Ben kavga etsem gidip oğluma yakınmam gider bir arkadaşıma yakınırım. O şahit olmasın isterim...

Ben mutlu evlilik ideal evlilik olduğuna pek inanmıyorum. Yani olsa bile yıllar sürmüyor. Aykırı gelebilir ama evlilik kurumu insana uymuyor bence. İnsan sürekli değişen gelişen bir varlık, evlilik iki kişilik. Sen değişince karşındaki de etkileniyor. Ya tepki gösteriyor ya da o da değişime ayak uyduruyor.
 

Bence de evlilik insan doğasına tamamen aykırı bir olay..Ama özellikle az gelişmiş yada gelişmemiş toplumlarda kadın ve çocuğun korunmasının tek yolu yine evlilik...
Ama mutlu ve ideal evlilik dediğinizde işte o değişim ve gelişimi beraberce elele yapabilmekle olabiliyor...Ben yaptım oldu
 

Kadesa yaa
Bugün beni her biriniz ağlatıp durdunuz...
Nasıl bir eş istediğimi değil de nasıl bir eş istemediğimi çok iyi biliyorum, babam gibi olmasın. Aynı cümleleri kurmuşuz aynı soruya...
 
Mutlu muyduk mutsuz muyduk, Hiç bilmiyorum inanır mısınız..?

Babam sürekli küfür eden evde bagırışmalarından ürktüğümüz sinirlendiğinde vuran,kıran,döken bir babaydı..

Annemi 3 ya da 4 defa dövmüşlüğüne şahit oldum..Üç kız kardeştik o zaman üçümüzün gözünde aynı korku ve ağzımızda aynı kelam ''Baba ne olur yapma,vurma anneme ! ''

Annem ise ağlardı..Sadece vurdugu zaman attığı tokadın seslerini duyardık..Şrankk ! Suratımıza inmişcesine patları o tokad yüreklerimize.

Evin en büyüğü bendim ve en çok da ben dayak yedim,örselendim..Babamın küfürleri iğrenç ötesiydi..Annem durmadan kendi ailesine karşı babam tarafından küfür yiyen bir kadındı...

Defalarca halalarım,babaannem,dedem ben ya da kardeşlerim dayak yerken önümüze geçip babamın yumruklarından nemalanmışlardır..Hatta halam babamın vurduğu yeri acıdıgında bizim ufak bedenlerimizin o dayaga karşı nasıl dayandıgını sorgulayıp ağlamıştı..

Ben ufakken bizim evimizden nefret ediyordum..Babannnem ve dedemle kalmak istiyordum hep onların kızı olmak istiyordum..Usanmıştım..Hergün aglardım hemen hemen..Arkadaşlarımın gözü önünde bile dayak yedim ben !

Annem boşanamazdı 3 çocuk ve baba evine dönmek istediğinde dedem ona bir şart sunmuştu ''Çocuklarını almadan geleceksin ! ''

Gidemedi canım annem..Bırakmadı bizi çekti..Ama anneme bizi bu kadar ezdirdiği için kızıyorum ona..

Babama karşı isyankâr bir evlat oldum büyüdükçe onun sözüne karşı gelip onu adam yerine koymuyordum bagırdıgı zaman üzerime beni dövmek için yürüdüğünde üstümü başımı yırtıp saçlarımı ellerimle koparıp gel öldür beni diye haykırıyordum Korkmuyordum ondan,saygım da yoktu..

Evine bakan çocugunu aç koymayan isteklerimizi elinden geldiğince yapmaya çalışan bir adam aynı zamanda bir canavardı..Yeterli miydi ? Değildi..

Eskisi gibi değil artık 2 kız gelin etti biri de artık gelin olmak üzere ve bizden çekiniyor ..Neye yarar ki ?

Ben babamın kucagına oturup baba sevgisini iliklerine kadar yaşamayan bir kadınım..Sofrada bile yanına oturmayan ondan köşe bucak kaçan bir kadın ! Yemek yerken sürekli suratına bakan korkan bir kadın ! ilkokul birde döve döve okuma yazma öğretilen bir kadın !!

Ağlıyorum....
 
Mutlu muyduk mutsuz muyduk, Hiç bilmiyorum inanır mısınız..?

Babam sürekli küfür eden evde bagırışmalarından ürktüğümüz sinirlendiğinde vuran,kıran,döken bir babaydı..

Annemi 3 ya da 4 defa dövmüşlüğüne şahit oldum..Üç kız kardeştik o zaman üçümüzün gözünde aynı korku ve ağzımızda aynı kelam ''Baba ne olur yapma,vurma anneme ! ''

Annem ise ağlardı..Sadece vurdugu zaman attığı tokadın seslerini duyardık..Şrankk ! Suratımıza inmişcesine patları o tokad yüreklerimize.

Evin en büyüğü bendim ve en çok da ben dayak yedim,örselendim..Babamın küfürleri iğrenç ötesiydi..Annem durmadan kendi ailesine karşı babam tarafından küfür yiyen bir kadındı...

Defalarca halalarım,babaannem,dedem ben ya da kardeşlerim dayak yerken önümüze geçip babamın yumruklarından nemalanmışlardır..Hatta halam babamın vurduğu yeri acıdıgında bizim ufak bedenlerimizin o dayaga karşı nasıl dayandıgını sorgulayıp ağlamıştı..

Ben ufakken bizim evimizden nefret ediyordum..Babannnem ve dedemle kalmak istiyordum hep onların kızı olmak istiyordum..Usanmıştım..Hergün aglardım hemen hemen..Arkadaşlarımın gözü önünde bile dayak yedim ben !

Annem boşanamazdı 3 çocuk ve baba evine dönmek istediğinde dedem ona bir şart sunmuştu ''Çocuklarını almadan geleceksin ! ''

Gidemedi canım annem..Bırakmadı bizi çekti..Ama anneme bizi bu kadar ezdirdiği için kızıyorum ona..

Babama karşı isyankâr bir evlat oldum büyüdükçe onun sözüne karşı gelip onu adam yerine koymuyordum bagırdıgı zaman üzerime beni dövmek için yürüdüğünde üstümü başımı yırtıp saçlarımı ellerimle koparıp gel öldür beni diye haykırıyordum Korkmuyordum ondan,saygım da yoktu..

Evine bakan çocugunu aç koymayan isteklerimizi elinden geldiğince yapmaya çalışan bir adam aynı zamanda bir canavardı..Yeterli miydi ? Değildi..

Eskisi gibi değil artık 2 kız gelin etti biri de artık gelin olmak üzere ve bizden çekiniyor ..Neye yarar ki ?

Ben babamın kucagına oturup baba sevgisini iliklerine kadar yaşamayan bir kadınım..Sofrada bile yanına oturmayan ondan köşe bucak kaçan bir kadın ! Yemek yerken sürekli suratına bakan korkan bir kadın ! ilkokul birde döve döve okuma yazma öğretilen bir kadın !!

Ağlıyorum....
 
Kadesa yaa
Bugün beni her biriniz ağlatıp durdunuz...
Nasıl bir eş istediğimi değil de nasıl bir eş istemediğimi çok iyi biliyorum, babam gibi olmasın. Aynı cümleleri kurmuşuz aynı soruya...

Bu cümleler bana hicte yapanci gelmiyor malesef.

cevremde görüyorum suanda,cocklar sahiden ne kadar cok etkileniyorlar...sonucta onlar sudan cikmis balik gibiler bu dünyada..

ama tabi bunlari hepimiz biliyoruz.

ooof of
 
Babam ve annem için en ideal evliliğe sahipler diyemem...
Hatta anneme de defalarca demişimdir...
Babam seni seviyor, bize zaten tutku derecesinde bağımlı ama evliliğe uygun bir adam asla değil...
Parasını emeğinin karşılığını asla kimseyle yiyip içmedi.
Gereksiz para harcayıp bizi sersefil etmedi. 4 senedir çalışıyorum... Bir günden bir güne kızım paranı bana ver deyip el koymadı.
Hiçbir zaman Allah'a şükürler olsun ne annemi ne bizi perişan müşkül duruma düşürmedi...
0 dan var etti, ne yaptı etti hep eğitimimizle birebir ilgilenmese de sürekli olarak gözüyle takipte kaldı...
Haftasonları bazen kardeşimle elimizden tutup kitapçıya götürür kitap alırdı bize parka götürürdü...
Hep okumanın öneminden bahseder daima bizi bilgiyle yüklemeye çalışırdı...
Bunlara rağmen, babam gibi bir adamla evlenmek istemezdim.
Evet, iyi bir baba. Hatta her yaşım attıkça daha da anlıyorum ki mükemmele yakın bir baba ama iyi bir eş olmadı, olamadı...
Yüzüne de söylemişimdir, annem dışında seni çeken olmaz... Olamaz...
Çünkü aşırı zor bir karakter ve dediğim dedik birisi... Fazlasıyla otoriter ve sert bir adam... Ha bu sertliğini asla dayak gibi şeylerde göstermedi kimi babalar gibi... Ne anneme ne bize elini asla kaldırmadı. Ama söz söylediği zaman fazlasıyla sert sözcükler kullanabilen bir adam...
Ailesine karşı annemi her seferinde ezdirmesi, hatta çiğnetmesi... Bunlara mukabil, bizimle alakalı konularda sadece kendisi karar vererek annemi 2. hatta 3. plana atmasını bazen ise yok saymasını asla hoş göremem...
Bazen anneme de derim, sanki seni yanındaki elemanı gibi görüyor.
Şunu yap bunu yap bunu yapmayacaksın diyerek...
Bazen annemin sırf bizim üzülmememiz için susmasını, içine atıp boş vermesini sinirlenerek içerleyerek izlesem de evet mutsuz değil ama zor bir evliliğe sahip annem ve babam...
 
Son düzenleyen: Moderatör:

kıyamam ya...........
 
babam gelip annemden yakınınca -kızıyorum ama malesef eleştirmekte haklı- yeter bana gelip derdinizi anlatmayın dedim, bi kaç kez daha

oldu sonra sustu.

annemse hiç susmuyor, hep şikayet hep dır dır bazen hiç konşamasa diyorum...

dert duvarı olarak görüyorlar sanırım

annemle problemimiz çok büyük... belki anlatırım bir gün...
 

Ne güzel demişsiniz sonunda, ben yaptım oldu Gülümsetti beni onca hüzünlü yazıdan sonra...
Ben evlenmeyecektim, erkeklere güvenememekten mutsuz bir evlilik yapmaktan o kadar korktuğum halde beni inandıran gerçekten hayatta düzgün insanlar da varmış dediren biri çıkınca karşıma, evlendim. İstemediklerimin hemen hemen hiç biri yok Kadesa'nın deyimiyle.. yeni evliyim ama ben de yaptım oldu gibi

Bence insanın doğasına aykırı demek keskin bir genelleme. Çünkü insanın doğası tartışması alır başını gider:) İnsanlar birbirlerine benziyorlar mı? Evet ama bazı konularda hayır. Mesela bazı insanlar evliliğe karşı çıkarken, kimisi de evlenmeyi dört gözle bekler... Evlilik kurumuna inanan var, inanmayan var, ki bunlar da aslında bizim deneyimlerimizle elde ettiğimiz çıkarımlar. Doğrulana da bilir, yanlışlana da... Kimi seçtiğinize ve ne kadar emek verdiğinize, ne kadar taviz verdiğinize, ne kadar sevdiğinize sadakatinize arzularınıza çevresel faktörlere daha bir çok şeye bağlı..

Dediğiniz gibi de mutlu evlilik o değişim ve gelişimi emek vererek birlikte yapabilmekle oluyor. Başaran öyle güzel hikayeler var ki... Eşimi tanıdıktan sonra ben neden olmasın? diye düşünmeye başladım. Dilerim yanılmam..:)
 
Son düzenleme:
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…