Babama alzheimer teşhisi 68 yaşındayken kondu
Kendisi sporcuydu , 60 yaşına kadar aktif spor hayatı devam etti
Okumayı çok severdi , her hafta bir kitap bitirirdi
Kurumsal bir firmada üst düzey yoneticiydi , çok çalışırdı, zekası ortalamanin çok üstünde bir adamdi
Ve genç bir yaşta alzheimer oldu
Babaannem de beyin hastalığı vardı , büyük yengem de alzheimer di
Yani büyük ihtimalle bende olacağım
Ama hiç oturup da bunu düşünmüyorum , sizin verdiğiniz tepkiyi de vermiyorum , daha genceciksiniz ve buna takilmaniz hiç normal degil
40 yaş altı alzheimere yakalananlar genetik oluyor. 60 yaş ve sonrası ise yaş ilerledikçe yakalanma riski artıyor. Her tarafımız radyasyon, her yediğimizde tarım ilacı, her tarafımız stres, depresyonda olmayan yok gibi. Yaa ilerledikçe de beyin küçülmeye başlıyor. Önceden beklenen ömür 65 civarı iken şimdi 80 e çıktı. Her şey aslına döner ya, yaa ilerledikçe de bebekligimize dönüyoruz. Alzheimer için de birtakım çalışmalar yapılıyor. Kısa zamanda çaresi bulunur diye düşünüyorum inşallah. Ama onun çaresi bulunur başka hastalık çıkar. 50 sene önce veremden çoğu indan ölmüş şimdi ise aşısı olan bir hastalık. Çok da kafaya takmamak lazım.Şöyle sorayım o zaman; alzheimer hastalığına yakalanmamak için yapılması gerekenler neler? Hepimizin az çok bildiği sağlıklı beslenme, okuma, farklı yollar kullanma, bulmaca çözme vs.
Benim babam hayatı boyunca okuyan bir adamdı. Öldüğü güne kadar günde üç gazete alırdı, ıcığını cıcığını okur üstüne bulmacalarını çözerdi. Her gün ama istisnasız her gün. İyi beslenirdi, çoğu yere yürüyerek giderdi. Hiç bilmediği bir şehrin ortasında bırakın yolunu bulurdu. Ama alzheimer oldu. Babaannem de, halam da aynı hastalıkla uğraştılar. Babamınki çok ilerlemeden en azından bizleri unutmadan kaybettik onu. Yani okuma yazması olmayan, köyde büyüyen babaannem ve ömrü boyunca okuyan, şehirde büyüyen babam arasında ne gibi çevresel benzerlik olabilir? Neden üçü de aynı hastalığa aynı yaşlarda yakalandılar? Genetik dışında neyle açıklanabilir bu?
Tekrardan belirteceğim gibi ben siz ablalarımdan da konuyu açtığım için özür diledim. Takıntı hastalığı var işte dediğim gibi normal olmadığımın çok abarttığımın farkındayım. Psikoloğa gideceğim elbette ben de böyle takıntılı yaşamak istemiyorum. Elimde değil, önceden panik atakta yaşamıştım. Kontrol edebilsem inanın anne tarafındaki dedem gibi gamsız bi insan olmak isterdim. Haklısınız ne diyebilirim.
Bakin anne çocuk hamilelik ilişkisine maddesel bakmıyorum . Bence de çocuk annesinin hisleri ile damgalaniyor.Asla genetik olamaz demedim. Çok az bir kısmı genetik olabilir. Ama anne karnındaki bebek de travma yaşar maalesef.
Bebekler annenin hissettiği her şeyi hissediyor. Mesela annem vefat ettiğinde hamileydim, kızım karnımda top oldu. Hiç kımıldamadı. Hatta korkmaya başladım bir şey oldu diye, ben sakinleşince o da hareketlenmeye başladı. Normalde korkak bir insan değilim ama hamileyken herşeyden ödüm kopuyordu. Şimdi kızım ufak ses duysun hemen korkuyor.
Farkında olmanız güzel ,cok gençsiniz
Gecikmeden destek alın bu sorununuzla ilgili
Bakin anne çocuk hamilelik ilişkisine maddesel bakmıyorum . Bence de çocuk annesinin hisleri ile damgalaniyor.
Ama sağlık hastalık bunları travmalar ile ilişkilendirmek hic bir şekilde katılmadığım bir anlayış .
Işime aşığım , öğrenciyken bile sabahlara kadar hastanelerde kalırdım. Evimden daha evim gibi. Bu yüzden çok uzun süredir doktor olmasamda çok fazla sayıda hasta gördüm . Ve aynen hocamin dediği gibi hastalıklarının yüzde 90 inin genetik olduğunu Her ama her gün deneyimliyorum .
Düşüncenizi değiştirmek için söylemiyorum, herkes istediğini düşünür. Ama canlı hayatı /sağlığı gibi çok önemli konularda spirituel şeylerin ancak katkı olması gerektiğini düşünüyorum . Asıl olan materyal bilimdir. Güvenmemiz gereken odur. Eksiktir ama her geçen gün tamamlanıyor ve inanılmaz hızlı ilerliyor .
Rabbim kalbinize ferahlık versin inşallah
Sağlıkçı kişi bence fal baksın geleceği gördüğünü sanıyor galiba
Haklı olabilirsiniz, ben Google doktorculuğu yaptığım için çok emin değilim bu konudan.Dediği şey yeni yeni ortaya çıkan henüz hastalık sağlık bazina gelmemiş değişiklikler .
Bir kaç yabancı makale vardı bilgisayarımda şuan yanimda degil. Direkt gen değişikliği degil, protein bazlı değişikliler olabiliyor . Mutasyon dışı .
Zaten sağlık konusunda yabancı saygın makaleler dışında okunmamasini tavsiye ediyorum . Türkçe google tam bir çöplük .
Israilde asi yapılmıyor diye ülkenin en bilindik doktorları tv de açıklama yapıyor böyle çöp, böyle rezil insanların içinde yaşıyoruz .
Çok geçmişi olmayan şeyler bunlar . Yapilan bir kaç araştırma var ama neden sonuç ilişkisi kurmak için çok erken.Alüminyum hakkında ne düşünüyorsun? Alzheimer a sebebiyet verdiği yazıyor pek çok yerde ama bilimsel bir incelemesi var mı bunun ?
Geçen işte tv de canan karatay dedi inanabiliyor musunuz? Bu kadar insanlar üzerinde etkisi varken boule rahatca yalan söyleyebiliyor . Kimse de ceza vermiyor, bedel odetmiyor .Haklı olabilirsiniz, ben Google doktorculuğu yaptığım için çok emin değilim bu konudan.İngilizce bir makalede her ikisininde etkili olduğu yazıyordu. Yani öyle çevirdim, bulursam atarım.
Aşı karşılığından hiç bahsetmiyorum, o konuda bizim ülke de çöplük olmuş durumda. Halbuki aşı gerçekten faydalı birşey ama insanımız 2 3 saçma blog yazısına inanıp çocuklarına aşı yaptırmıyor. Şaka gibi olay
40 yaş altı alzheimere yakalananlar genetik oluyor. 60 yaş ve sonrası ise yaş ilerledikçe yakalanma riski artıyor. Her tarafımız radyasyon, her yediğimizde tarım ilacı, her tarafımız stres, depresyonda olmayan yok gibi. Yaa ilerledikçe de beyin küçülmeye başlıyor. Önceden beklenen ömür 65 civarı iken şimdi 80 e çıktı. Her şey aslına döner ya, yaa ilerledikçe de bebekligimize dönüyoruz. Alzheimer için de birtakım çalışmalar yapılıyor. Kısa zamanda çaresi bulunur diye düşünüyorum inşallah. Ama onun çaresi bulunur başka hastalık çıkar. 50 sene önce veremden çoğu indan ölmüş şimdi ise aşısı olan bir hastalık. Çok da kafaya takmamak lazım.
Hiçbirşeye şaşırmamak lazım. Ha çeksinler çekmesine ama lütfen etkilediği insanlarda uzakta dağda tek başlarına yaşasınlar. Toplumun ruh sağlığını bozuyorlar. Tvler bas bas bağırıyor çocuklarınızın aşılarını yaptırın diye. Ne aşı ne şeker yüklemesi hiçbirini yaptırmıyorlar bile bile kendilerini ateşe atıyorlar.Geçen işte tv de canan karatay dedi inanabiliyor musunuz? Bu kadar insanlar üzerinde etkisi varken boule rahatca yalan söyleyebiliyor . Kimse de ceza vermiyor, bedel odetmiyor .
O kadın yüzünden hamile hastalar şeker testi yapmıyor . Hastanede her gün birilerini ikna etmeye çalışıyorum, yakinda ne oluyorsa olsun diyip bırakacagim .
Muayene ücreti yıllar önce 800 lira olan doktor diyor bunları . Oteki dünyaya inancim yok ama bunların aldıkları bedelleri ödemesini çok isterim çok .
Eskiden bu kadar hastalık yoktu. Genetik faktör tabiki var ama çevresel faktör daha etkili. Tek yumurta ikizlerinin farklı yerlerde büyütülmesi ile ilgili deneyler var. Zaten DNA ları yüzde yüz aynı olan bireylerdeki farklılık hastalıkların sadece genetik kaynaklı olmadığını düşündürdü. Tabi biraz daha çalışılması lazım.Bakin anne çocuk hamilelik ilişkisine maddesel bakmıyorum . Bence de çocuk annesinin hisleri ile damgalaniyor.
Ama sağlık hastalık bunları travmalar ile ilişkilendirmek hic bir şekilde katılmadığım bir anlayış .
Işime aşığım , öğrenciyken bile sabahlara kadar hastanelerde kalırdım. Evimden daha evim gibi. Bu yüzden çok uzun süredir doktor olmasamda çok fazla sayıda hasta gördüm . Ve aynen hocamin dediği gibi hastalıklarının yüzde 90 inin genetik olduğunu Her ama her gün deneyimliyorum .
Düşüncenizi değiştirmek için söylemiyorum, herkes istediğini düşünür. Ama canlı hayatı /sağlığı gibi çok önemli konularda spirituel şeylerin ancak katkı olması gerektiğini düşünüyorum . Asıl olan materyal bilimdir. Güvenmemiz gereken odur. Eksiktir ama her geçen gün tamamlanıyor ve inanılmaz hızlı ilerliyor .
Çevresel faktör daha etkili değil ki?Eskiden bu kadar hastalık yoktu. Genetik faktör tabiki var ama çevresel faktör daha etkili. Tek yumurta ikizlerinin farklı yerlerde büyütülmesi ile ilgili deneyler var. Zaten DNA ları yüzde yüz aynı olan bireylerdeki farklılık hastalıkların sadece genetik kaynaklı olmadığını düşündürdü. Tabi biraz daha çalışılması lazım.
Babaannemizin annesinde babasinda varmisymis peki? Haatanede teshis konmamistir belki ama neden öldüklerini söylemiştir size.Yok soruma cevap olmadı bu. Babaannem 1912 doğumluydu 90 yılında alzheimer teşhisi kondu 2002 yılında öldü. Ne radyasyon vardı onun yaşadığı zamanda ne tarım ilacı.
Bilemiyoruz . Eskiden bu kadar insan ve bu kadar hastalık tespiti yapabilen bir bilim yoktu .Eskiden bu kadar hastalık yoktu. Genetik faktör tabiki var ama çevresel faktör daha etkili. Tek yumurta ikizlerinin farklı yerlerde büyütülmesi ile ilgili deneyler var. Zaten DNA ları yüzde yüz aynı olan bireylerdeki farklılık hastalıkların sadece genetik kaynaklı olmadığını düşündürdü. Tabi biraz daha çalışılması lazım.
Tabiki benzerlik gösterecekler. Dna ları yüzde yüz aynı çünküÇevresel faktör daha etkili değil ki?
Tam olarak ne mezunusunuz. Yabancı diliniz varsa gidip yabancı kaynakları okuyabilirsiniz, ben doktor değilim ama bu konu sayesinde 1 saat kadar araştırdım. Bahsettiğiniz deneye de denk geldim orada doğar doğmaz ayrılan ve tamamen farklı ortamlarda büyüyen ikizlerin yıllar sonra bir araya geldiğinde benzer özellikler gösterdiği yazıyordu. Yani demek oluyor ki biri köyde 0 radyasyonla büyüyüp diğeri metropolde de yaşasa eninde sonunda benzer özellikler gösterebiliyorlar. Genetik daha etkilidir. Çünkü geninde olan bir hastalık. Dediğim gibi yabancı kaynak okumanızı tavsiye ederim.
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?