Çok nadir yazdığım halde sırf bu konuya yorum yazmak için giriş yaptım.
Çok yüklenilmiş anne adayına, kıyamadım. Tahminim “benim hayatım değişmeyecek” idealizminde olan bir anne adayı sadece. Başına geleceği bilmiyor, sosyal medyada gördüğü anne modeline itirazı var, esnek olmaya çalışıyor, hepsi bu.
Hamileliğimde karnımın şişmesi dışında hiçbir değişiklik yoktu hayatımda. Ne mide bulantısı, ne yorgunluk hali, hiç.
Sezaryen doğum yaptım. Ertesi gün ayaktaydım. Eşim ve annem zorla yatağa götürüyordu. Bense gelen gidenle oturup çene çalmak istiyordum. Banyo wc her şey rahattı. Kanamam azdı.
Ben emziremedim hiç. Memeyi almadı. Sütümü sağarak verdim 13 ay. Sütün azalmaması için 3 saatte bir(gece de dahil) her iki memeyi de sağdım. Yarım saat sürüyordu. Bir de bebeği beslemesi. Yani günde 4 saatim süt sağarak, ortalama 2 saatim süt içirerek, 2 saatim de gaz çıkararak geçiyordu. Bu 3 ay böyle sürdü. Sonra 4 saatte bir, 6 saatte bir diyerek sağma işi biraz daha azalmıştı. Sağmanın tek avantajı bebeği bırakabilmek ve senden başkasının da doyurabilmesi. Ben yorulduğumda daha uzun uyurdum. Eşim kalkar doyurur, gazını, altını hallederdi. Birkaç saat dolaşabiliyordum(göğsüm dolduğu ve ağrı yaptığı için yine 3 saatten fazla değil). 2 aylıktı, çok yorulduğum için 1 gece annemde kaldı. 6 aylıkken İstanbul’a gittim, 3 gün annem baktı. Stokta bolca sütüm vardı zaten. Yani güvenilen biri olduğu sürece bebeği bırakmak benim için absürt değil. Oğlum şu an 4 yaşında. Gayet de birbirimize bağlıyız. İşin güzel tarafı babasına da öyle. Hatta anneannesine de. Sevgi dolu bir çocuk ve bağımlı da değil. En çok beni sevsin diye bir kaygım yok zaten. Bu hayatta her şey başımıza gelebilir. Hiç beklenmedik zamanda ölmek gibi. Böyle kötü şeylerden bahsetmek istemem ama ben tam da bu sebepten oğlumu böyle büyüttüm. Çünkü ben bu hayatta en çok onu seviyorum. Bir gün bensiz kalmak zorunda kalırsa en az hasarı yaşasın isterim. Bu vesileyle “nasıl bırakırsın” diyen annelere de ben şaşırdığımı söyleyebilirim.
Ha bu elbette yenidoğan için geçerli değil. Anne varken o kadar küçük bir bebek bırakılmamalı.
Sadece başıma gelen sağma sorunundan bahsettim. 20 günlük lohusaydım. Öyle bir hemoroid problemi yaşadım ki akıllara zarar. Değil tatile gitmek, arka odaya zor yürüyordum.
Bir diğeri kolik. 3 ay boyunca oğlumu eski usül battaniyede sallama yöntemi ve yeni usül aspiratör sesiyle uyutabildik. Henüz 20-30 günlüktü ve susmadan ağlıyordu. Aspiratör sesiyle sakinleştiğini çözdüğümüz ilk gece eşim 4 saat aspiratörün altında, kucağında bebekle ayakta dikildi. Oğlum 4 buçuk kilo doğdu. Valla o günlerden miras sanırım, eşimde şu an bel fıtığı var.
Kısacası bebek olmadan bebekle neler yapabileceğinizi planlamayın. Bu sadece size bağlı değil ve fedakarlık yapmak durumunda kalacağınız şeyler olacak elbette.
Ben hayatını çocuğa göre yaşayan annelerden olmayacağım, çocuğum da her yere uyum sağlayacak, rahat olacak vb hayalleri şimdilik bir kenara bırakın. Bunlar hayal olduğu için söylemiyorum. Olabilir. Ben de hamileliğim için hayal ettim, oldu ama olmayabilirdi. Hiç nazlı olmayan ama hamileliği boyunca her türlü zorluğu çeken arkadaşlarım var benim. Sizin de bebeğiniz çok uyumlu, sessiz, rahat bir bebek ve çocuk olabileceği gibi emdiğiniz sütü burnunuzdan da getirebilir. Ben gayet rahat bir hamile, gayet rahat bir anne olmama rağmen bir sürü sıkıntı yaşadım, hala yaşıyorum. Yine de evet, bence bir çok anne ve çocuktan daha özgürüz. Ama elbette kısıtlandığımız şeyler var. Ben oğlumu 9 buçukta yatırırım. Bu da en geç 9da evde olmamız demek. Ben de çocuğu her yerde uyuyabilen, sonra eve döndüklerinde de uykuya devam edebilen anne babalara imrenerek bakıyorum. Yemekte çok seçicidir. Domates görsün yemez, yeşil herhangi bir şey yemez. Kazık kadar oldu, hala blender kullanmak zorunda kalıyorum bazı yemekleri yedirirken. Muhtemelen de damak tadı yeterince gelişmediği için hep bir yeme problemi yaşayacağız. Ve çok büyük ihtimalle de bu benim suçum.
Yanıtımın özeti, ne çevreye göre en mükemmeli olmaya çalışın, ne de kendi standartlarınızda en mükemmeli. Öyle bir profil yok çünkü. Anneyseniz her şeyi, hep zamana bırakın. Yaşayın, görün, çocuğunuz, aileniz ve size göre en doğrusunu siz bulun. Duruma göre (ilk 3 aydan sonra) bebekle tatile de gidebilirsiniz, huzur içinde markete bile gidemeyebilirsiniz. Bekleyin ve görün.
Sevgiler...