- 29 Nisan 2013
- 16.167
- 31.001
- 798
- Konu Sahibi Mervesevecen
-
- #161
Anladim. Sanirim tek yapilacak sey o zaman sadece ders vermek degil, dersiv zevkli hale getirmek de gerekiyor. Ara sira onlarinda konuya dahil olmasi icin bir tartisma konusu acmak, ne biliyim belki bir anidan bahsetmek ya da bir kitaptan bahsetmek gerekiyor. Bunu ben de yapiyorum. Bazen onlara anne gibi ama aradaki mesafeyi hep koruyarak yaklasip sorunlarina ayiriyorum dersin bir kac dakikasini. Bu onlarin hosuna gidiyor. Aslinda bizim tek gorevimiz sadece ders vermek degil, onlari hayata da hazirlamak. Bununla ilgili bazen yasamdan kesitler vermek, konusmak hoslarina gidiyor. Bilmiyorum ki baska neler yapilabilir. Tam ergenlik donemi icin gercekten zor. Sizin isliniz gercekten bizlerden daha zor.Üniversite de dersten kalma olduğu için sizin yöntem sizde tutar ama ortaokul lisede tutmaz hocam...
öğrenciyi hiçbir şekilde bırakamıyorsun... düşük sözlü notu bile vermek mümkün değil... öğrenci devamsızlık haricinde ne yaparsa yapsın geçeceğini biliyor... devamsızlıkta kılığına uyduruluyor zaten...yani hiçbir şekilde kalma yok.
Anladim. Sanirim tek yapilacak sey o zaman sadece ders vermek degil, dersi zevkli hale getirmek de gerekiyor. Ara sira onlarinda konuya dahil olmasi icin bir tartisma konusu acmak, ne biliyim belki bir anıdan bahsetmek ya da bir kitaptan bahsetmek gerekiyor. Bunu ben de yapiyorum ara sira. Bazen onlara anne gibi ama aradaki mesafeyi hep koruyarak yaklasip sorunlarina ayiriyorum dersin bir kac dakikasini. Bu onlarin hosuna gidiyor. Aslinda bizim tek gorevimiz sadece ders vermek degil, onlari hayata da hazirlamak. Bununla ilgili bazen yasamdan kesitler vermek, konusmak hoslarina gidiyor. Bilmiyorum ki baska neler yapilabilir. Tam ergenlik donemi icin gercekten zor. Sizin isliniz gercekten bizlerden daha zor.Üniversite de dersten kalma olduğu için sizin yöntem sizde tutar ama ortaokul lisede tutmaz hocam...
öğrenciyi hiçbir şekilde bırakamıyorsun... düşük sözlü notu bile vermek mümkün değil... öğrenci devamsızlık haricinde ne yaparsa yapsın geçeceğini biliyor... devamsızlıkta kılığına uyduruluyor zaten...yani hiçbir şekilde kalma yok.
Cok acitiyor yapinca uzuluyorsun ama siddet degil ha. Nasil oluyor bu ? Umarim kayda alirlar da inkar edemeyecegin duruma düşersin.Öğrenciyle ilk tanistigin bir kac hafta içinde otoriter davranacaksin öğrenci senden çekinecek. Sonra sohbet muhabbet katacaksın araya böylece sevmeyede baslicak. Yani hem sizden korkacak hem sevecek . Ben hem sohbet ederim hemde kızınca susarlar . Çok aşırıya gidenler olur bir iki onların saçının yan tarafından hafiften çekerim. Orası çok acıtır ama vurma gibi şiddet degil . Tabi üzülüyorum bunu yapınca ama maalesef görüyorum bazen bazılarının anladığı dil bu oluyor . Susturunca net ve sert olman gerek . Otoriter olmazsan öğrenci çok suistimal eder . Okulumuzda bir sınıf var berbat ötesi yaramazlar . Ailesi mezun olsun yeter diyor . Birgün çok fena tak etti canima tutanak tuttuk ailelerini cagirdik. Idare başka okula nakil olcaksınız dedi aileler üzüldü etti uyardılar. Biraz biraz düzeldi. Tutanak tutabilirsiniz bazılarına.
Öğretmen olmanın en saçma ve en zor kısmı maalesef sınıf yönetimi. Bazıları da ödül çok seviyor sözel olarak baya duzeldin aferin vs diyorum gaza geliyor dersi dinliyor :)
Öğretmenler sizin gözünüzde nedir acaba
Bu yazdığından siz bunu anliyorsaniz asıl size bravo :)))
Konunun başlığını bir okuyun bakalım öğretmen küçüğünü sevmesin güvenmesin tehlikeye açık hale gelsin .. Hadi öğretmen içinde egitemediginiz o çocuklar yüzünden aynı şeyi düşünün bakalım. Yapar mısınız hayır! Öğretmen olaydın susturaydın demekki becerememissin A öğretmeninde bunu yapmiyor sizde niye yapıyor dersiniz.. haylaz yanlış eğitilmiş cocugun son anladığı dil şiddeti kullaninca susturdugu icin B öğretmenini örnek gosterirsiniz.
Öğretmenin horozu çoktur .
'Taş atmak' benim tercih ettiğim bir tabir değil.Hayat Hint filmlerine benzemiyor lafıma taş atmışsınız.Evet sözümün arkasındayım.Bu filmleri çok vizyonlu bulup hayata geçiren varsa sıraların üstüne çıkıp müzik eşliğinde dans ediyordur herhalde o filmlerde öyle oluyorda,ya da öğretmen gelir ve yaramaz sınıfa dramatik bir konuşma yapar.Sınıf mum gibi olur.Çok etkileyici ve gerçekçi Cidden.2-3 tane dandik film izleyince bakış açısı gelişmiyor haber vereyim.
Keşke 'saçları şakak bölgesinden çekmeninÖğrenciyle ilk tanistigin bir kac hafta içinde otoriter davranacaksin öğrenci senden çekinecek. Sonra sohbet muhabbet katacaksın araya böylece sevmeyede baslicak. Yani hem sizden korkacak hem sevecek . Ben hem sohbet ederim hemde kızınca susarlar . Çok aşırıya gidenler olur bir iki onların saçının yan tarafından hafiften çekerim. Orası çok acıtır ama vurma gibi şiddet degil . Tabi üzülüyorum bunu yapınca ama maalesef görüyorum bazen bazılarının anladığı dil bu oluyor . Susturunca net ve sert olman gerek . Otoriter olmazsan öğrenci çok suistimal eder . Okulumuzda bir sınıf var berbat ötesi yaramazlar . Ailesi mezun olsun yeter diyor . Birgün çok fena tak etti canima tutanak tuttuk ailelerini cagirdik. Idare başka okula nakil olcaksınız dedi aileler üzüldü etti uyardılar. Biraz biraz düzeldi. Tutanak tutabilirsiniz bazılarına.
Öğretmen olmanın en saçma ve en zor kısmı maalesef sınıf yönetimi. Bazıları da ödül çok seviyor sözel olarak baya duzeldin aferin vs diyorum gaza geliyor dersi dinliyor :)
Keşke 'saçları şakak bölgesinden çekmenin
çok acıttığını' bildiğinizi yazmasaydınız.
Keşke 'yaptığım yanlış,üzülüyorum' yazmasaydınız.
Keşke 'öğrenci şikayet ederse,inkar ederim' yazmasaydınız.
O zaman,bu kadar vahim ve iç acıtan
bir hal almazdı durum.
'Yeni mezun,üniversitedeyken pedagoji derslerine kendini çok verememiş,
henüz yolun başında genç bir meslektaşım'
der ve size ışık olmaya çalışırdım.
Çok çok üzgünüm.
Okudum okuyalı bu yorum zihnimden gitmiyor.bir tek ben mi farkettim acaba dedim...
saç çekmek nedir,inkar etmek nedir?
nasıl rahatça uyur insan ?
Okudum okuyalı bu yorum zihnimden gitmiyor.
Yapılan yanlışı geçtim yanlışın içselleştirilmesini ve bu kadar rahat dillendirilmesini anlamakta zorlanıyorum.
'Şecaat arzederken,sirkatin söylemek' dedikleri bu olsa gerek.
Meslektaşına tavsiye veren öğretmenin yöntemi;
'çok can acıtan saç çekmek' ve 'sorulursa inkar etmek'.
Bunu da 'anladıkları tek dil bu'diye kılıfına uydurmak.
Hiç bir anne-babanın evladına,
mesleğimiz 'öğretmenlik' diye çocukların,
canını veya ruhunu acıtan yöntemleri kullanmaya hakkımız ve yetkimiz yok.
Bu konu tartışmaya kapalıdır.
Üstelik çocuk-yetişkin fark etmez,
birinin canını yakarak veya ruhunu örseleyerek ona bir şey öğrenebileceğimize inanmıyorum.
Sadece geçici olarak,belli bir süre,
istenmeyen davranışı engellersiniz hepsi bu.
Bu sözde eğitim yönteminin,
hayvanlar üzerinde kullanılması bile tartışma konusuyken,
bir insan evladına reva görmeyi,
bir anne ve öğretmen olarak kabul etmiyorum.
Şiddetin en yakışmadığı meslek grubudur öğretmenlik.
Son söz olarak,çocuklardan önce,
bazı meslektaşlarımızın eğitimsel anlamda yenilenmeye ve insan ruhundan-psikolojisinden beslenen yeni bir bakış açısına ihtiyaçları olduğunu düşünüyorum.
Ben ilkokul öğretmeniyim fakat bu yöntemi ortaokulda da uygulayanlar var. Uygulanabiliyor, kendi sınıf özelliklerinize göre geliştirebilirsiniz.Böyle bir şey hiç denemedim ama 8. Sınıflarda uygulanabilir gibi gelmedi bana hocam. Siz hangi sınıflarda yapıyorsunuz?
Okudum okuyalı bu yorum zihnimden gitmiyor.
Yapılan yanlışı geçtim yanlışın içselleştirilmesini ve bu kadar rahat dillendirilmesini anlamakta zorlanıyorum.
'Şecaat arzederken,sirkatin söylemek' dedikleri bu olsa gerek.
Meslektaşına tavsiye veren öğretmenin yöntemi;
'çok can acıtan saç çekmek' ve 'sorulursa inkar etmek'.
Bunu da 'anladıkları tek dil bu'diye kılıfına uydurmak.
Hiç bir anne-babanın evladına,
mesleğimiz 'öğretmenlik' diye onların,
canını veya ruhunu acıtacak yöntemleri kullanmaya hakkımız ve yetkimiz yok.
Bu konu tartışmaya kapalıdır.
Üstelik çocuk-yetişkin fark etmez,
birinin canını yakarak veya ruhunu örseleyerek ona bir şey öğrenebileceğimize inanmıyorum.
Sadece geçici olarak,belli bir süre,
istenmeyen davranışı engellersiniz hepsi bu.
Bu sözde eğitim yönteminin,
hayvanlar üzerinde kullanılması bile tartışma konusuyken,
bir insan evladına reva görmeyi,
bir anne ve öğretmen olarak kabul etmiyorum.
Şiddetin en yakışmadığı meslek grubudur öğretmenlik.
Son söz olarak,çocuklardan önce,
bazı meslektaşlarımızın eğitimsel anlamda yenilenmeye ve insan ruhundan-psikolojisinden beslenen yeni bir bakış açısına ihtiyaçları olduğunu düşünüyorum.
O filmleri izle bakış açısın değişsin falan yazdığınız için 3-5 filmle bakış açısı değişmez demiştim.Sonuçta o filmlerin çekildiği yer olan Hindistan'ın eğitim ve insana değer konusu da ne kadar kötü olduğu ortada.Filmler tamamen insanları etkilemek için vitrin.20-30 yıl önce köy enstitülerinden mezun olan insanlar ise bizden çok daha öğretmen,çok daha iyi eğitim almış insanlar her ne kadar siz tırnak içinde yazsanızda... 1970 yılında lise öğrencisiyle konuşma videosu vardı bir ara,izlediğimde muhteşem bir Türkçe duymuştum.Şimdinin spikerlerinde bile olmayan...Dayak konusunu hiçbir mesajımda savunmadım.Ama disiplin cezası ve sınıfta bırakmanın kaldırıldığı bir eğitim doğru değildir.Her eylemin onla orantılı bir sonucu olması gerektiğini savunuyorum.'Taş atmak' benim tercih ettiğim bir tabir değil.
Sözünüze taş atmadım,size ve sizin gibi düşünen meslektaşlarıma tavsiyede bulundum.
Bu filmleri 'dandik' olarak tabir ediyorsanız ve filmlerden tek çıkarımınız;
'müzik eşliğinde sıraların üzerinde dans edildiği ve öğretmenin dramatik konuşmalar yaptığı' ise zaten söylemek istediğimi anlatamamışım demektir.
45 yaşındayım,yılların öğretmeni ve idarecisiyim.
Kendi bakış açısından bu kadar emin,
eğitim anlamında geleneklere sıkı sıkıya bağlı ve eskiye özlem duyan bir meslektaşımla yani sizinle belli ki 'eğitim ve çocuk' konusunda çok farklı düşünüyoruz.
Ben,kişinin okuduğu her türlü yazılı materyal,
izlediği her türlü görsel materyal,
yaptığı gözlem,mesleki deneyim ve meslektaşlarıyla olan fikir-gözlem paylaşımı ile geliştiğine ve yenilendiğine inanıyorum.
Sizin gibi genç bir meslektaşımla,
tavsiye ettiğim filmlerin 'dandikliği' yerine felsefesini,içeriğini,çocuğa bakış açısını ve
20-30 yıl önce 'öğretmen' olan bazı kişilerin çocuğa yaklaşımını tartışmayı tercih ederdim.
Belki bir dahaki sefere...
Genç meslektaşım siz önceki yorumlarınızda,O filmleri izle bakış açısın değişsin falan yazdığınız için 3-5 filmle bakış açısı değişmez demiştim.Sonuçta o filmlerin çekildiği yer olan Hindistan'ın eğitim ve insana değer konusu da ne kadar kötü olduğu ortada.Filmler tamamen insanları etkilemek için vitrin.20-30 yıl önce köy enstitülerinden mezun olan insanlar ise bizden çok daha öğretmen,çok daha iyi eğitim almış insanlar her ne kadar siz tırnak içinde yazsanızda... 1970 yılında lise öğrencisiyle konuşma videosu vardı bir ara,izlediğimde muhteşem bir Türkçe duymuştum.Şimdinin spikerlerinde bile olmayan...Dayak konusunu hiçbir mesajımda savunmadım.Ama disiplin cezası ve sınıfta bırakmanın kaldırıldığı bir eğitim doğru değildir.Her eylemin onla orantılı bir sonucu olması gerektiğini savunuyorum.
Sizin bu yazdıklarınızda yanlış hiç bir şey yok.işin daha ilginç kısmı bunun yanlışlığı dile getirildiğinde, ben çocuğumu premses yetiştiren, saygıyı öğretmeyen sorumsuz anne oluyorum.
çocugu şımartmak yada her dediğini yapmak, dünyada bir tek o varmış gibi davranmakla; çocuğu adam yerine koyup beklediğim saygıyı ona da göstermek, kimsenin canını yakamayacagını söylemek aynı şey mi?
gerçekten çocuğumun tehdit edilmemesini ve şiddet görmemesini istemek beni kötü anne mi yapıyor?
bunu öğretmeninden gören çocuğa ben nasıl arkadaşına yada kardeşine yapmaması gerektiğini açıklayacağım?
yada öğretmeni yaptığı şeyi çocuğun gözünün içine baka baka inkar ederken nasıl yalan söyleme diyeceğim?
ben mi çok bütün hayata yayıyorum. çocukta bu öylesine olup bitiyor ve geçiyor mu?
Helal olsun yorulmadan anlatıyorsun. Yeğenimin kolunu ısıran, ittiren ufaklığa sen ne güzelsin saçların ne harika demiştim... Şimdi ne zaman görse sarılır. Yeğenimi de çok seviyor. Saçını çekseydim keşke hiç aklıma gelmedi (!) Sevgi herşeyi çözer, hele çocuklarda. Bayılıyorum hepsineöğretmen hanım, siz çok acıtır dediğiniz yöntemle çocuğa şiddet uyguluyorsunuz.
ve olur da ortaya çıkarsa, inkar ederim yani yalan söylerim diyorsunuz.
üstelik bu yaptığınız bir haltmış gibi gelip burada akıl verircesine anlatıyorsunuz.
öğretmene/öğretmenliğe lafım yok, kendine saygı beklerken saygısızlık yapana,
terbiye beklerken terbiyesizlik yapana,
dürüstlük beklerken yalan dolana başvurana var.
allah sizin gibilerle karşılaştırmasın.
inşallah bu yediğiniz halt bir gün ifşa olur da çocuğun orasını burasını çekiştirmek neymiş görürsünüz.
Yazdıklarınızı okumadan beğeniyorum. Okuduktan sonra da beklediğim gibi çıkıyor.Okudum okuyalı bu yorum zihnimden gitmiyor.
Yapılan yanlışı geçtim yanlışın içselleştirilmesini ve bu kadar rahat dillendirilmesini anlamakta zorlanıyorum.
'Şecaat arzederken,sirkatin söylemek' dedikleri bu olsa gerek.
Meslektaşına tavsiye veren öğretmenin yöntemi;
'çok can acıtan saç çekmek' ve 'sorulursa inkar etmek'.
Bunu da 'anladıkları tek dil bu'diye kılıfına uydurmak.
Hiç bir anne-babanın evladına,
mesleğimiz 'öğretmenlik' diye onların,
canını veya ruhunu acıtacak yöntemleri kullanmaya hakkımız ve yetkimiz yok.
Bu konu tartışmaya kapalıdır.
Üstelik çocuk-yetişkin fark etmez,
birinin canını yakarak veya ruhunu örseleyerek ona bir şey öğrenebileceğimize inanmıyorum.
Sadece geçici olarak,belli bir süre,
istenmeyen davranışı engellersiniz hepsi bu.
Bu sözde eğitim yönteminin,
hayvanlar üzerinde kullanılması bile tartışma konusuyken,
bir insan evladına reva görmeyi,
bir anne ve öğretmen olarak kabul etmiyorum.
Şiddetin en yakışmadığı meslek grubudur öğretmenlik.
Son söz olarak,çocuklardan önce,
bazı meslektaşlarımızın eğitimsel anlamda yenilenmeye ve insan ruhundan-psikolojisinden beslenen yeni bir bakış açısına ihtiyaçları olduğunu düşünüyorum.
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?