Seni çok iyi anlıyorum. Ama haksızsın.
Bana yapılan ayrım, cevizin, kuruyemişimizi çok çok üstünde. Ve annem eminim ki beni sevmiyor. Bunu kendis
Söylemeye cesaret edemez ama 30 yaşında artık anladım ben bunu. Eskiden şaşırıyordum bazı durumlarda. Dediğin gibi bebeğimle filan. Artık anlıyorum durumu ve ben de beklentiyi sıfırladım.
İki erkek kardeşimin de 800 binlik evi var düşün. ve bana ev alınmasını istemiyor. Ben de almalarını istemiyorum. Çünkü minnetle verilen şeyi zaten istemiyorum. Annem rahatsız. İki kardeşimin düğününü ben yapıyorum. Bir annenin yapacağı ne varsa yapıyorum. Babam benim evim olsun fikriyle değil, aynı sitede oturursam ev alayım diyor. Çünkü annem hasta ve benim yakında olmam çok şeyi rahatlatır onlar için. daha önce, ben onları bu konuda samimi zannedip ilk konuyu açtıklarında, baba biliyorsun annemi, yakın olursak, en ufak bir şeyde biz sana verdik bu evi der, çocuğum bunları görsün istemiyorum dedim. Ee, geliyorsan, o lafları çekeceksin dedi.
Annem ameliyat olduğunda onda kaldım, mutfağı kirlenmişti. Bir gün boşalttım dolapları, dip köşe temizlemeye giriştim. Çünkü gelen temizlikçiler, o hasta diye, dip köşe yapmıyorlar. Görüneni hallediyorlar. Evine karıştım diye annem beni evden kovdu. Ananemle dedem zor tuttular, yatak odasına götürdüler zorla, bağırmasını engellemek için. Bak, o senin kızın, kimse seninle böyle ilgilenmez diyerek filan gönlünü yapmaya çalıştılar. O gün bugündür gidip gelirim, Buzdolabını bile çıkartıp temizlemem. Yediğimizi, içtiğimizi toplar çıkarım.
Annemin o zamanki temizlikçisi de çok anaç bir hanımdı. Bana kızım senin iyiliğin için söylüyorum, gelme. Annen sen her geldiğinde olan ne varsa, senden biliyor. Psikolojin bozulacak, kavga edeceksin. Hem dünyandan, hem ahiretinden olacaksın dedi.
Bazen yine kavga ettiğimiz olur. Eşim bana yapma der. O senin annen ve sen günaha giriyorsun. Baban annene kızsa, eşidir, kendi annesi, babası kızsa, çocukları, omların bir yükü yok ama sen çocuğusun. Sesini yükseltemezsin.
Evet, sana da yapılan bariz bir ayrımcılık var. Ve kızmakta haklısın. Bunu annene de belli edebilirsin ama senin kullandığın kelimeler, yalancılık filan, üslubun çok yanlış. Bizimkiler bizi sevmiyor olabilir ve bu bir çocuk için en kötü hislerden biri kaç yaşına gelirsen gel. Ama daha nice nice kötü aileler var.
İstediği kadar ayrımcı olsun, anne baba hakkıdır. Kutsal bir hakları var üstünde. Ve onlara bu kadar sert konuşursan, ileride bu senden çıkar bir şekilde, hiç bilemezsin.
Hem kavga edince, direk sen haksız ve saygısız taraf oluyorsun. Halbuki kırıldığını belli etsen ve sakin bir şekilde söylesen, kimse senin haklı olduğunu inkar edemez.
Kırıldığını söyle, istersen belli bir mesafe koy ama gitmeyeceğim, görmeyeceğim, böyle olacaksam çocuğum olmasın gibi büyük laflar etme. Annenin kalbini kırarsın, anne hakkıyla bir sitem eder, dua saatine gelir, kabul olur, belini doğrultamazsın.
Senden çok daha fazlasını yaşamış, kalbi çok kırılmış bir evlat olarak yazıyorum bunları sana. Sen evladına iyi bir anne ol, biz de kendi evlatlarımızla o sevgiye doyacağız. Yoksa ben de, bu yaşımda hala arkadaşlarımın annelerine, onlar için yaptıklarına imrenir, üzülürüm.