- 3 Temmuz 2010
- 11.071
- 11.547
- 498
- Konu Sahibi redvelvetcake
-
- #201
Italyan yemegide yerim severim ama bir Rus restoranti var orda yedigim pelmeni ve vareniti sanirim adi cok guzel ozluyorum. Meksika restoranti olursa kendimi kaybediyorum. Hele Thai acili cok guzel. AMa sushi yemezsem olmaz,artik evde yapmayi bile ogrendim.Cin restorantlarinda iyi bir yerse acik bufe ise degmeyin keyfime. Hele mongol barbekusu var bak onu tatsan severdin cok cok guzeldir. Atalarimizdan gelme zaten mogolistan yemekleri. AKRABAYIZ. avrasyaliyiz.Sonucta avrupali-asyali olmak cok guzel kokenlerimiz asya ya dayanir ve gurur duyuyorum.Cin veya asya yemegi deyince o tv lerde gosterilerin igrenc seyler gelmesin aklina cok guzel seylerde var.
Benzer yaslarda bu anlattigin duygu durumlarindan satir satir gecmis, akabinde gitmek istedigi memleketin dilini ogrenmis para biriktirip yurt disina gitmis, orada okumus, calismis, calismamis, bir yabanciyla evlenmis, cocuk sahibi olmus biri olarak yaziyorum.
Hic bir sey siyah-beyaz degil. Hic bir sey ne disaridan gorundugu kadar guzel veya cirkin degil. Insan icine girdigi zaman herseye alisiyor, uyum sagliyor ve artik basta oldugu kadar bunalmiyor veya eglenmiyor.
Nereye gidersen git kendinden kacamazsin derler ya, oyle malesef. Kendini goturuyorsun, birkac zaman sonra bir bakiyorsun kactigin hayatin cok benzerini yine kuruvermissin etrafinda. Bir zaman 1-2 yil ozellikle yasin da gencse, hem de ogrenciysen oooo super oluyor hersey. Iste ben buraya aitim, aradigim sey bu filan diyorsun. Ama sonra para kazanmak gerekiyor. Isin renginin degistigi nokta her zaman bu olmustur. Artik ogrencilikte oldugu gibi arkadaslarini kafana gore secemiyorsun. Seceneklerin azaliyor, veya is-es nedeniyle gorusmek zorunda oldugun insanlar degisiyor. O zaman yine benzer hirslar, cikar catismalari, dedikodular, yargilar basliyor. Sonra emin olabilirsin ki 30 yasindan sonra bir de cocugun olduysa dogdugun yere, ailene ozlem duymaya basliyorsun. Iste o noktada bu sefer kendini turkiyede oldugundan cok cok daha yalniz buluveriyorsun.
Yaptigin tespitlerin bircogunda cok haklisin. Kendileri baskiyla yetismis insanlar digerlerinin ozgurlugunu kabullenemezler. Bizim memleketimizde de hayli hayli mevcuttur bu. Baskalarinin isine karismak, hayatlara burun sokmak, « mudahele » hosgorusuzluk, ..bunlari bizim insanimizda daha cok gorursun evet. Ama yardimseverligi ve samimiyeti de inan baska ulkede bizimki kadar bulamazsin.
Son bir tespit daha. Cocukluklarini ve ilk gencliklerini o cok steril, duzenli, insan haklarina saygili, sigortali, guvenli, ozgur ve medeni ortamlarda yasamis olan arkadaslar yine bekledigimiz gibi mutlu olamiyorlar. Bu sefer bu « Disneyland » hayatina bir tepki olarak ekstrem sporlar, ne bileyim colleri bisikletle gecmeler, daglarda ac susuz haftalar gecirmeler, dunyanin en tehlikeli ve fakir ulkelerinde yasamaya gitmeler filan bas gosteriyor.
Tabii ben burda ne dersem de sen kendi tecrubeni yasamadan anlayamazsin. Benzer seyler hissettiginde belki bu okuduklarin uzak bir hayal olarak aklindan gecer. Simdi bulundugum noktadan sana tavsiyem ; kesinlikle git, ozlemini cektigin hayati yasa, gencliginin, enerjinin ve sahip oldugun hayallerinin tadini cikar. Ben simdi basa donsem yine yaptigim herseyi tekrar yapardim. Simdiyse cok karmasik duygular icindeyim. Bir tarafim ailemi, ana dilimde yasamayi, simit peyniri, arkadaslarimi, vapurlari ve martilari ozluyor. Bir taraftansa kizimi bizim egitim sisteminde bizim insanlarin mudaheleci, baskici yargilariyla yetistirmek istedigimden emin degilim. Tum bunlarin icinde kendi vahani kurabilmek en ideali olurdu ama ona gucum var mi ondan da emin degilim. Iyi sanslar dilerim.
Gercekten cok cok teşekkür ederim. Sizin yazınızın ilk cümlesini okuyunca durdum o an yaptıgım bütün isleri bıraktım ve oturup satır satır okudum. Yaşayarak öğreneceğim ben de, zorlukları kolaylıkları ne gercekten istediğim hayat bu mu diye. Ben küçüklüğümden beri toplumdan izole bir hayat yaşadığım icin bu toplumda özleyeceğim bir sey göremiyorum. Ne gevregi ne martıyı... Aksine her gun uzaklaşıyorum sanki. Dayanamıyorum sığ ve dar goruslu insanlara, saçma sapan deger yargılarına. Ahlaksızlıkları yine ahlakla örtbas etmeye calisanlara.
Dönüp bakınca özlediğim tek seyin haftasonları Fenerbahce maclarına gitmek oldugunu gördüm. Belki zamanla daha da cok özlerdim ama ben Türkiye'yi orada mutlu oldugum icin özlemek istiyorum, alışkanlıktan dolayı değil; ve burada gerek aile gerek cevre ben mutlu değilim; ama sunu da biliyorum ki ben orada yalnız olsam bu kadar mutlu olamazdım, arkadaslarım vardı ve ben bu yüzden mutluydum. O yüzden aslında her sey bazı koşullara bağlı, ileride arkadaslarım olmayınca ne yaparım, belki de mutsuz olurum, donmek ister miyim bilmiyorum. Yasayarak öğreneceğim zamanla
Haklısınız Halime şükrediyorum zaten cok şükür durumumuz var da ben yurtdisina gidebiliyorum. Su an hem sevdiğim kisiden uzak olmak hem de buraya uyum sağlanamamak cok agir geldi.
Koca baskısı diye bir sey yok. Kadın kabullenmesi var. Ben zayıf bir insan değilim kaldı ki kadın erkek eşit baskı diye bir seyi kim kime yapıyor
ya konuyu okudum yorumların coguna sastım kaldım konuyu nerdeyse mıllıyetcı duyguları costurarak okumussun ya. ne alaka.
turkıye'dekı dayatmalardan hangımız payımızı almayız ! evlılık yasımızı bıle, cınsellıgı, egıtımı, herseyı topluma gore yasıyoruz. adımız cıkmasın dıye sokakta gordugumuz bır erkege, tanıdıgımız olsa bıle selam vermeyız. cunku mahallelıler dedıkodu yapar. bıraz gercekcı olalım. arkadas bunları anlatmaya calısmıs aslında. aılesı de bu toplumun bır parcası ve ıllakı karısıyor ıste. onlar uzaktan ne derse desın ıstedıgı kadar baskı kursun bu kız ıstese bar bar gezer her gun bır adamla beraber olur ama ruhları bıle duymaz ama bu kız dıyor kı ben zaten yapmıyorum ama yapmadıgım halde bıle hep bır baskı, vurgu ve ima var. bunu anlatmaya calısmıs. erkek arkadasınız vardır, hıc bırsey yasamazsınız onunla. kızarkadasınız bıle hımmmmm ne yaptınız anlat bakalım der, ıllakı bırsey yasamak gerekırmıs gıbı. ya da yasadıysan da anlatman gerekıyormus gibi. lıselı olursunuz, unıversıte sorarlar ne kazandın derler. okurken, bırı var mı dıye sorarlar. biri ile cıkarsın dugun nezaman derler, dugun olur hemen cocuk nezaman dıye sorarlar, nıye yok derler sankı onların ıstegıne gıore cocuk doguracaksınız, ılk bebek olur hadı ıkıncıyı de yap, ıkıncıyı nezaman yapacaksın, ev nıye almıyorsunuz derler de derler. yanı bız toplum olarak kardesımız komsumuz akrabamız hıc tanımadıgımız ınsanlar hakkında yorumlar yapmak hayatına mudahale etmek baskaları ıle geregınden fazla ılgılenmek gıbı huylarımız var. arkadas aılesını anlatırken toplumun bu yonunden etkılendıgını anlatmak ıstemıs.
sesınızı duymayı onemsemeyen ınsanları bıle anne babanız soyledı dıye aramak ya da gormek zorunda kalırsınız o saatı dınlenerek kıtap okuyarak bır dost gorerek gecırmek vermek varken.
Kizlar depresyonun esigindeyim. Bir aydır yurtdisindaydim tek basıma şimdi Bugun eve dondüm istanbula. Ailemle yasiyorum. Üniversite iki bitti, iki yilim daha kaldı. Üniversite bitince yurtdisina gidecegim yuksek lisans icin, bir daha da geri dönmeyi düşünmüyorum. Ben burada cok mutsuzum. Su an yazarken gözlerim doluyor. Ne iç huzurum var ne yasama sevincim, kendi kendime tek basıma cok mutluydum ailem yine arıyordu surekli ama orada kendi basıma yasadım ve onlardan, huzursuz ve boğucu hayattan uzaktim cok mutluydum.
Buraya geldim daha yolda annem babam kavga etmeye başladı. Uykusuzum yorgunum aklim orada kaldi cok moralim bozuktu bütün yol boyunca ağladım, uçaktan inince de doğal olarak kırmızı gözlü ve asık suratliydim dedim yorgunum Uykusuzum diye annem hemen sen sabahlamissindir orada gece kuşu oldun zart zurt demeye başladı. Gece kuşu olduysam da oldum yani yaptıgım sey okulun bahçesinde oturuyoruz herkes odasından bir seyler getiriyor sohbet ediyoruz olay bu. Hem dışarı çıkıp sabaha kadar kulüplerde dans edip sarhoş olsam kac yazar.
Hep bir huzursuzluk var sanki burada insanlar birbirini inceliyor surekli bir rekabet hep bir kasintilik bir kalıbına uydurmak icin caba bir ozentilik. Olmuyor ben burada mutlu değilim daha once de gittim uzağa ailemden ayrı her seferinde dönüşte mutsuzdum dönmek istemiyorum diye ağladım. Oraya gidince de hiç homesick hissetmedim cok mutluydum.
Buraya geldim hemen annem dedeni ara babam babaanneni ara konus... Tamam ararim ama yorgunum sizinle bile konuşacak Halim yok. Ben giderken beni kimse aramadi. Tamam yasli insanlar unuturlar olabilir ama ben benim bugun gelecegimi hatirlayacaklarini da sanmiyorum sahsen.
Şimdi odamdayim kendi evim kendi odam kendi yatağım ama sanki baskasının bunlar sanki ben buraya ait değilim rahat değilim huzurlu değilim misafir gibiyim donmek istiyorum ben. insanların gözü önünde yasamak istemiyorum hayatımı kimseye hesap vermek istemiyorum kendi hayatımı yasamak istiyorum tamamen bana ait olan, insanların bana dayattığı hayatı değil.
Ben ası bir insan değilim iyi bir okula giden iyi bir öğrenciyim ne gece gezerim ne de eve sarhoş gelirim istediğim tek sey bir birey olarak yasayabilmek, mahalle baskısı toplumun bakış acısı aile cevre bunun gibi seyler oluşturmasın beni kendim olayım.
Buraya gelince boyle olacağını biliyordum cunku ortadayken arkadasıma anlatmıştım dönünce cok zorluk çekersin boyle düşünürsen kendini sartlama demişti evet tahmin etmiştim ama bu kadar zor olacağını bilmiyordum şimdi hem burada olmanın vrdiği huzursuzluk hem sevdiğim insan uzakta iki ayrı sıkıntı yasıyorum kalbim sıkışıyor. O kadar mutsuzum ki. Sabah beste uyandım sabahtan beri hicbir sey yemedim. Ne zaman bu cevreden uzaklaşsam huzur buluyorum sanki evet bazı sorunlar yasıyorum zaman zaman ama yasasam bile iç huzurum oluyor.
Ailem ne kadar korkunç görünmüştür su an size halbuki turkiye standartlarina gore cok iyiler arkadaslarım sen baskıcı aile Görmemişsin diyorlar ama bana nereye gidiyorsun kiminle gidiyorsun katta geleceksin vs bunları demeleri sormaları bile beni rahatsız ediyor yani bir sekilde hayatımı onların gözü önünde yasamak istemiyorum dogru tanım bu mü bilmiyorum ama burada mutsuzum bunu biliyorum ihtiyacım olan sey uzaklaşmakti kom bilir belki bir yıl uzak kalsam özlerim ama şimdi ben kendi hayatımı özlüyorum orada bir birey oldugumu hissetmiştim kendi kendine var olan bir birey ama Türkiye'de toplumun şekillendirdiği araya sıkışmış bir zavallı gibi hissediyorum kendimi, diken üzerinde. Boyle giderse gercekten depresyona gireceğim cunku cok mutsuzum oradaki son iki günümde de Bugun de cok ağladım. Ulkemi seviyorum ama burada mutlu değilim buraya ait değilim ben
Belki kızacaksınız ama bence toplum olarak millet olarak ülke olarak cok bos işlerle uğraşıyoruz bence o kadar dar bir bakış acısına sahip ki insanlar bu bile beni sıkıyor, daraliyorum.
Ve iki sene kaldı sabretmem gereken. Uzun yazdım ama icimi dökeceğim kimse yok arkadasıma anlatıyorum o yurtdisina gidip her seferinde kaçarak gelen bir insan ona cok garip geliyor o yüzden. Ağlamaktan baska çarem yok, gizli gizli, ya banyoda ya da gece herkes uyuduktan sonra..
Nefes alamıyorum!
sevgili konu sahibi, seni çoook iyi anlıyorum.. ne yaparsan fırsatın varken yaparsın..
hiç merak etme, burada vatan-millet-sakarya edebiyatı yapanların elinde imkan olsa 90% i durmaz 1 dakika bile :) bunun için her yıl GC çekilişine başvuran Türk sayısını örnek verebiliriz :) ayrıca endişelenme, ben bu kadar isteyerek gidip, başarısız olana rastlamadım.. mutlaka yakalarsın hayatı bir yerden.. ayrıca tut ki yapamadın, en kötü ihtimalle geri dönersin.. bu hayat senin, kimseye verecek hesabın yok.. Biz Super Mario değiliz, oyun bittiğinde yeniden başlayamıyoruz, sadece tek hakkımız var, istediğin gibi kullan.. başkalarının dediklerini sadece oku, uyarsa dikkate al, uymazsa ignore et :) insanlar hayatta yaptıklarından ziyade yapamadıklarından pişmanlık duyar.. umarım allahım sana da "iyi ki" dedirtir :)
canım sen california da mı yaşıyorsun, nasıl hayat şartları biraz bahseder misin, kaç yaşında gittin nasıl gittin:26:
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?