Türkiye'de mutlu değilim


biz viyanada sırp restoranına gidiyorduk. coook guzeldi. cevapcici var bizim bildiğimiz kofte, kebaptan geliyor zaten ismi; ya da yunan restoranı da olur doner falan oluyordu. tsatsiki = cacik. yani adam gibi yemekler vardı sebzesi de eti de tatlısı da:))
 
Canım biliyo musun benimde ilerde hayalim yurtdışına yerleşmek :)) avrupa veya amerika fark etmez üni bitince yüksek lisans için mutlaka yurtdışına gidicem. Ve seni çok iyi anlıyorum. Burda kalmamak için çok geçerli sebeplerin olabilir. Avrupa da yaşam standartlarının Türkiye den çok daha üstün olduğu bi gerçek... Umarım gidebilirsin...
 
Benzer yaslarda bu anlattigin duygu durumlarindan satir satir gecmis, akabinde gitmek istedigi memleketin dilini ogrenmis para biriktirip yurt disina gitmis, orada okumus, calismis, calismamis, bir yabanciyla evlenmis, cocuk sahibi olmus biri olarak yaziyorum.

Hic bir sey siyah-beyaz degil. Hic bir sey ne disaridan gorundugu kadar guzel veya cirkin degil. Insan icine girdigi zaman herseye alisiyor, uyum sagliyor ve artik basta oldugu kadar bunalmiyor veya eglenmiyor.

Nereye gidersen git kendinden kacamazsin derler ya, oyle malesef. Kendini goturuyorsun, birkac zaman sonra bir bakiyorsun kactigin hayatin cok benzerini yine kuruvermissin etrafinda. Bir zaman 1-2 yil ozellikle yasin da gencse, hem de ogrenciysen oooo super oluyor hersey. Iste ben buraya aitim, aradigim sey bu filan diyorsun. Ama sonra para kazanmak gerekiyor. Isin renginin degistigi nokta her zaman bu olmustur. Artik ogrencilikte oldugu gibi arkadaslarini kafana gore secemiyorsun. Seceneklerin azaliyor, veya is-es nedeniyle gorusmek zorunda oldugun insanlar degisiyor. O zaman yine benzer hirslar, cikar catismalari, dedikodular, yargilar basliyor. Sonra emin olabilirsin ki 30 yasindan sonra bir de cocugun olduysa dogdugun yere, ailene ozlem duymaya basliyorsun. Iste o noktada bu sefer kendini turkiye’de oldugundan cok cok daha yalniz buluveriyorsun.

Yaptigin tespitlerin bircogunda cok haklisin. Kendileri baskiyla yetismis insanlar digerlerinin ozgurlugunu kabullenemezler. Bizim memleketimizde de hayli hayli mevcuttur bu. Baskalarinin isine karismak, hayatlara burun sokmak, « mudahele » hosgorusuzluk, ..bunlari bizim insanimizda daha cok gorursun evet. Ama yardimseverligi ve samimiyeti de inan baska ulkede bizimki kadar bulamazsin.

Son bir tespit daha. Cocukluklarini ve ilk gencliklerini o cok steril, duzenli, insan haklarina saygili, sigortali, guvenli, ozgur ve medeni ortamlarda yasamis olan arkadaslar yine bekledigimiz gibi mutlu olamiyorlar. Bu sefer bu « Disneyland » hayatina bir tepki olarak ekstrem sporlar, ne bileyim colleri bisikletle gecmeler, daglarda ac susuz haftalar gecirmeler, dunyanin en tehlikeli ve fakir ulkelerinde yasamaya gitmeler filan bas gosteriyor.

Tabii ben burda ne dersem de sen kendi tecrubeni yasamadan anlayamazsin. Benzer seyler hissettiginde belki bu okuduklarin uzak bir hayal olarak aklindan gecer. Simdi bulundugum noktadan sana tavsiyem ; kesinlikle git, ozlemini cektigin hayati yasa, gencliginin, enerjinin ve sahip oldugun hayallerinin tadini cikar. Ben simdi basa donsem yine yaptigim herseyi tekrar yapardim. Simdiyse cok karmasik duygular icindeyim. Bir tarafim ailemi, ana dilimde yasamayi, simit peyniri, arkadaslarimi, vapurlari ve martilari ozluyor. Bir taraftansa kizimi bizim egitim sisteminde bizim insanlarin mudaheleci, baskici yargilariyla yetistirmek istedigimden emin degilim. Tum bunlarin icinde kendi vahani kurabilmek en ideali olurdu ama ona gucum var mi… ondan da emin degilim. Iyi sanslar dilerim.
 
Son düzenleme:

Gercekten cok cok teşekkür ederim. Sizin yazınızın ilk cümlesini okuyunca durdum o an yaptıgım bütün isleri bıraktım ve oturup satır satır okudum. Yaşayarak öğreneceğim ben de, zorlukları kolaylıkları ne gercekten istediğim hayat bu mu diye. Ben küçüklüğümden beri toplumdan izole bir hayat yaşadığım icin bu toplumda özleyeceğim bir sey göremiyorum. Ne gevregi ne martıyı... Aksine her gun uzaklaşıyorum sanki. Dayanamıyorum sığ ve dar goruslu insanlara, saçma sapan deger yargılarına. Ahlaksızlıkları yine ahlakla örtbas etmeye calisanlara.

Dönüp bakınca özlediğim tek seyin haftasonları Fenerbahce maclarına gitmek oldugunu gördüm. Belki zamanla daha da cok özlerdim ama ben Türkiye'yi orada mutlu oldugum icin özlemek istiyorum, alışkanlıktan dolayı değil; ve burada gerek aile gerek cevre ben mutlu değilim; ama sunu da biliyorum ki ben orada yalnız olsam bu kadar mutlu olamazdım, arkadaslarım vardı ve ben bu yüzden mutluydum. O yüzden aslında her sey bazı koşullara bağlı, ileride arkadaslarım olmayınca ne yaparım, belki de mutsuz olurum, donmek ister miyim bilmiyorum. Yasayarak öğreneceğim zamanla
 
Kendimi buldum sanki..
Evet Türrkiyenin güzelliği bambaşka ama insanlarından,ve diğer meselelerden o kadar sıkıldım ve bunaldım ki,
İnternete geçtiğimde diğer ülkelerde yşama koşullarını araştırırken buluyorum kendimi
 
Konuya yazanların çoğu aşırı milliyetçi ve hoşgörü düzeyi yerlerde geziyor.
Niye herkes Türkiye'yi, insanlarını sevmek zorunda? Niye Avrupa'ya gitmek istenildiğinde nankör olunuyor?
Türkiye jeopolitik,stratejik,tarihsel ve cografi açıdan mükemmel bir ülke olabilir.
Bogazı muhteşem,insanları sıcakkanlı olabilir(istisnalar kaideyi bozmaz.)
Bulunduğun yere ait hissedemiyorsan, aldığın nefes sadece biyolojik kalıyorsa ne anlamı var yaşamanın.
Başkalarının hayatına müdahale etmeyi ne kadar çok seviyorsunuz.
(Lafım hoşgörüsü eksik olanlara. Biraz empati yaparak yaparsak yorumları çok daha iyi olur.)
 

biraz isik tutabildiysem cok sevindim. inan ben de gitmeden once birseyleri ozleyecegimi hic sanmiyordum. ama insan zamanla cok degisiyor. tekrar iyi sanslar dilerim.
 
Selam, ya ben 'Türkiye'de Mutlu Değilim' başlıklı yazınızı okudum. Çok heyecanlandım; çünkü sanki ben konuşuyormuşum gibi...

Bu kadar aynı düşünemezdik.. İletişime geçmek istedim o yüzden. Bu sitede de yeniyim pek bilmiyorum. Özel mesaj atayım dedim ama mesaj sayım 100 olana kadar atamıyormuşum. O yüzden burdan yazayım dedim.

(Bir de "Larus'un zayıflama hikayesi 5 kilo verdi" diye bir yazını okudum diyet başarı hikayelerinde, o fotoğraftaki 'Larus' siz misiniz?) Eğer o sizseniz fizik olarak da epey benziyoruz. Neyse.. İletişime geçersek sevinirim. Siz özel mesaj atabiliyorsanız dilerseniz bana herhangi bir irtibat adresi verebilirsiniz, e-mail gibi. Böylece doğrudan size yazabilirim.

Düşünceleri benimkilere bu kadar benzeyen insanları kolay kolay bulamıyorum bu memlekette. Takdiri size kalmış.

İyi akşamlar!

PS. Bu mesaj yalnızca redvelvetcake'e hitaben yazılmıştır. Bir başka kullanıcı lütfen bu mesaja cevap yazmasın.
 


Sevgili genç arkadaşım sizi o kadar iyi anlıyorum ki, ama burda sizi anlayacak kapasitede insan bulamazsınız çünkü burda ki dertlerin ortalaması gelin kaynana kavgası, evde kaldım evlenemiyorum depresyonu, ya da bekaretini kaybetme şüphesinin paylaşılması ile sınırlı.. :))
 


O kadar güzel özetlemişsiniz ki durumumuzu ağzınıza sağlık :)
 
Arkadaslar bende bizzat kendim yurtdisinda yasiyorum. Burda okudum büyüdüm vs vs. Hatta baska bi yere okumaya gitmistim ama nereye giderseniz gidin tabiki
heryerde mahalle baskisi ve dedikodu var. Herkesin kendi fikri tabiki ama türkiye`de yasamak apayri. Yardimlasma var türkiyede bu yurtdisinda yok! Yani yurtdisinda özgürüm herkes özgür kimse kimseye karismiyo
etmiyo diye birsey yokkkk...

Konu Sahibi 1 ay kalmis bakalim 1 sene kalsin nasil oluyo. Fakat bence konu sahibi yurtdisinda biraz özgürmüs o yüzden hosuna gitmistir. Genellikle öyle oluyor (kendi düsüncem).
Genclerimiz kendi anne baba yaninda rahat degiller (gece disariya cikmalar, arkadaslarla sohbet muhabbet gece gec saatlere kadar), eh biyere okumaya gidince orda herkes ögrenci
karisan yok bisey yok. Bence onu bunlar bunaltmistir.

Ama konu sahibi bunlarin hepsini bi kenara birak ANNESI BABASI olmayani düsün. Onlar Ailesi yaninda olsun diye neler vermezdi.

Haaa baktin olmuyor gidersin tahsilini yaparsin yurtdisinda veya baska biyerde. Ama sakin BUNALDIM deme. Birgün cok ararsin o yuvayi.
 
Son düzenleme:
sevgili konu sahibi, seni çoook iyi anlıyorum.. ne yaparsan fırsatın varken yaparsın..

hiç merak etme, burada vatan-millet-sakarya edebiyatı yapanların elinde imkan olsa 90% i durmaz 1 dakika bile :) bunun için her yıl GC çekilişine başvuran Türk sayısını örnek verebiliriz :) ayrıca endişelenme, ben bu kadar isteyerek gidip, başarısız olana rastlamadım.. mutlaka yakalarsın hayatı bir yerden.. ayrıca tut ki yapamadın, en kötü ihtimalle geri dönersin.. bu hayat senin, kimseye verecek hesabın yok.. Biz Super Mario değiliz, oyun bittiğinde yeniden başlayamıyoruz, sadece tek hakkımız var, istediğin gibi kullan.. başkalarının dediklerini sadece oku, uyarsa dikkate al, uymazsa ignore et :) insanlar hayatta yaptıklarından ziyade yapamadıklarından pişmanlık duyar.. umarım allahım sana da "iyi ki" dedirtir :)
 
Son düzenleme:
sen özgürlüğüne düşkün bir kızsın anlaşılan ve hissetlerinde de bence çok haklısın. kimsenin seni süzmediği metrolarda yolculuk yapmak, yolda yürürken kadın olduğun için hiçbir çekincenin olmadığı, günde 50 kere sorryleşip eve döndüğünde sinirli olmadığın bir ortamda yaşamak istiyorsan bu hakkın elbette ki. sana tavsiye edebileceğim tek şey; notlarını yüksek tut, master ve scholarship araştırmalarını iyi yap. türkiye'de geçirdiğin süreyi oradaki hayatına hazırlanmak için iyi bir süreç olarak değerlendir..
 

aileniz de dahil toplumun geneliyle anlasamamanizi anlarim
ben 3 yasimdan 15 yasima kadar londrada yasadim ergenligin dorugunda turkiyeye dondum turkce bilmem bisey bilmem
adaptasyon sorununu en derinden yasamis olan insanlardan biri olabilirim
bence de evet, turk milleti ne kadar misafirperver yardimsever vs gibi iyi nitelik tasiyorsa bir o kadar da kotu nitelik tasiyor, dedikodu, kim ne almis ne yapmis ne yemis, kimin maasi ne kadarmis gibi seyleri nedense cok seviyor, siyasetten ekonomiden bihaber, varsa yoksa adam karisini bicakladi haberi pesinde kosuyor, 3. sayfa haberlerini bir turlu asamiyor
kitap okuyana "cok okuyon haa filozof mu olcan" gibi abuk subuk laflar ediyor
fakat tum bunlarin yaninda gayet seckin duzgun insanlar da var ulkemizde; ben de guzel bir universitede ogrenciyim; bu sorunlarimi bir prof hocamla paylastim inanin kadinla cikip kahve icip sohbet ediyoruz, yas meslek hic onemli degil kafamla uyusan bir onu bulabildim bir de emekli hakim komsu teyze :) genclerin cogu barlarda cluplerde boy boy fotograf cekilip facebookta paylasmayi bir halt sanan kisiler
neyse ki esim de melek gibi bir insan, demek istedigim az da olsa kafa denginiz insan bulabilirsiniz
bos islerle ugrasmayan kisiler de var
boyle olumsuz dusununce inanin umutsuzluga daha a saplanirsiniz, zaten gitme hayaliniz var zaten; kalmis iki seneniz biraz sabredin biraz daha sakin olun
yoksa bu mutsuzlugunuz egitim ogretim hayatinizi da etkiler allah korusun not ortalamaniz vs duser yurtdisina gidisiniz zorlasir
bunaldikca aglamayip hayal kurun, elbet cozulur bu sorunlar
en nihayetin dil bilen yenilige gelisime acik lisans egitimi alan bir genc insansiniz, sabredin her kapi acilacak onunuzde
genclik gunlerinizi harap etmeyin
gerilim stres kavga her ailede olan seyler
 
İlerde ananı babanı kaybettiğinde o nine dede toprak oldugunda bu düşüncelerin yüzünden vicdan azabı çekebilirsin

Seni çok sevip çok şımartmışlar belli
Etrafında bir aileye sahip olmak bir arayanı soranı olsun merak edeni olsun diye her seyini verecek çok insan var

Biz de görev icabı yurtdısında kaldık kaç sene türkıyeden gelen bır simite duyulan özlemi
Annemle kardeslerimle kamera ile olsa görüşmenin insana yetmediğini iyi bilirim
Sen ne düşünürsen düşün iyi kötü dedikoducu meraklı tüm insanıyla ülkemin sıcaklığını hiçbir ülkenin soğuk ve benim için boş sokaklarına değişmem

Türk Tabelalarını görünce bile aglıyor insan
Gitmek istiyorsan yolun acık olsun
 
Son düzenleme:

canım sen california da mı yaşıyorsun, nasıl hayat şartları biraz bahseder misin, kaç yaşında gittin nasıl gittin:26:
 
canım sen california da mı yaşıyorsun, nasıl hayat şartları biraz bahseder misin, kaç yaşında gittin nasıl gittin:26:

Evet canım :) dur ben sana özel mesaj yazıyorum, kızın konusuna yazmayayım :)


ps: chess yazamıyorum bana mesaj atar mısın? :))
 
Son düzenleme:
Özgürlüğe özlem sendromları.. üniversiteyi aileden uzakta okuyan pek çok insanda görülür bu hele ki sen yurt dışında olunca biraz daha ağır yaşayabilirsin. Orada kendi hayatının yönetmeni sendin. İstediğin an istediğini yapıyordun.. ailene ait olan paranın bile kontrolü sendeydi. Ben de yaz tatillerinde özlerdim okulu, dersi falan değil tabi arkadaşları, ortamı falan..genelde herkes böyledir. İleride gülebilirsin bu düşüncelerine.. annen baban yaşları gereği öyle davranıyor; sen de kendi yaşının gereği öyle davranıyorsun. Ama biraz esnemeye çalış, hayat sadece tek parçadan oluşmuyor, annen baban, deden yani akrabalar da bunun bir parçası, annenle babanın tartışması da bunun bir parçası.
 
allah kolaylık versin, allah sana bun ları unutturacak bir yaşam versin.bunların çogunu fazlasıyla yaşamış biri olarak seni çok iyi anlıyorum.
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…