Ve yolun sonu... Boşanıyorum...

Canmim uzuldum acikcasi.

Senin esin gercekten ne istedigini bilmiyor. Simdiye kadar hep destekledim ama iki gundur aslinda bitse daha mi hayirli olur dusuncesi icindeyim.

Cunku gecen sana bahsetmistim ya biz burada ne ayrilanlar gorduk, evlerini ayirdilar ama adam 1 ay sonra yalvardi diye. sonrasinda iyiydi bir sure ama gene olmadi.
son durumlari ne bilmiyorum ama kiizn nicki chocolategirl idi yanilmiyorsam.

yani deemek istedigim esinle belki gene iyi olursunuz ama eskiye donme ihtimali cok herseyin.

en azindan sen simdi diyorsun ya esine. bir sans ver, hatalarimi tekrarlamayacagim diye.

Simdi o gene eskisi gibi davaranack. gezmek tozmak sabahlara kadar bilgisayar oynamak isteyecek, sen bir sabredeceksin, iki sabredeceksin gene patlayacaksin. diyecek ki sana, hani degismistin? ama senin degismen icin karsindakinin de degismesi lazim. ama simdiye kadarki konusmalarinizda sen hep kendi hatalarindan bahsettin. o hic ben de surada hataliydim, seni cileden cikarmamaliydim, aslinda sen de bir bakima haklisin diyebilmeliydi. yani sadece esin su anda bu ozgurlugumden taviz verebilir miyim dusuncesi - ikilemi icinde. yani ben de surada hata yaptim, ne yapsak bu iliskiyi kurtarabiliriz kismiyla ilgilenmiyor bence. cunku onca yilin hatirina insan bir kere dener yahu. cocuk oyuncagi degil ki bu. sevgili dgeilsiniz ki bitti deyip bitiresin. onca yillik saygi var sevgi var, en onemlisi emek var.

yani karsindaki senden son bir sans istiyor, bunun icin tekrar tekrar seni ariyor, hataliydim yapmayacagim diyrosa ve bunun uzerine hala ikilemdeyse bence bosver ugrasmaya degmez. cunku giden gitmis coktan.

kalan aglar bizimdir. o da sensin. bir an once hayatini toparla. kullerinden yeniden dog. upuzun bir hayat var onunde. birak ne yaparsa yapsin. ikilemlerini czodukten sonra gelsin ama bence gec olacak artik. yani donse bile zannetmiyorum artik.

yani simdi olmazsa 2 ay sonra yeniden ayni durumalra dusme ihtimalin yuksek cunku ozveriyi hep sendne bekleyecek. cunku senin hata dediklerinle onun hata dedikleri farkli. seni cileden cikaracak davranislara devam ederse onun hata dedigi syleri yineleyeceksin dogal olarak. ama bence senin yerinde hangi kadin olsa cileden cikardi.

uzgunum simdiye kadar hep moral olsun diye yazdim bugunkuler pek karamsar oldu, belki de bugun birseye cok canim sikildi, onun ruh hali yazima yansidi ama ne bileyim.
 
Dün erkenden yattım uyudum, eşim gece yarısı mesaj atmış sağolsun! "Kusura bakma, iş çok yoğundu, yarın görüşelim" vs yazmış. Ben de cevap yazdım, haftasonuna kadar meşgul olduğumu söyledim, Pazar görüşelim dedim. (Hani ben de kendimce naza çekiyorum ya artık) Pazar işyerinde mesaisi varmış, Cumartesi olur muymuş diye sordu. Ben de "belli olmaz, haberleşiriz, iyi geceler" yazdım.

Sizce böyle kayıtsız gibi davranmakla iyi yaptım mı? Bu adam bütün Salı günü boyunca bekletti beni, ne kadar meşgul olursa olsun arayıp iki dakika konuşup işi olduğunu söyleyebilirdi. Hala daha aramaya tenezzül etmiyor da mesaj atıyor. Böyle davranmam doğru olmuş mu sizce?

Bir de az önce internette eşimin bir arkadaşıyla yazışmasını gördüm (facebook şifresini biliyorum, beni kınamayın ama); dün akşam arkadaşı evlilik nasıl gidiyor diye sormuş, eşim de tak diye herşeyi dökülmüş, bitiyor galiba filan yazmış. Arkadaşı da hayırdır neden filan demiş. Eşim "neredeyse hiçbir konuda anlaşamıyoruz, karakterlerimiz uymuyor, çok sabrettim, çok uğraştım çok konuştuk karşılıklı ama çözemedik" demiş. Arkadaşı en çok nerede kilitlendiğini sormuş, eşim de "o küçük küçük şeyler yapmamı bekliyordu, ben de çok daha büyük sorunları (maddiyat vs) gibi çözmeye çalışıyordum" yazmış. Konuşma da orada kesilmiş. Yani eşimin düşünceleri bu şekilde, bunu da yoruma açık olarak yazıyorum.
 
Son düzenleme:
eşine göre senin isteklerin, sorunların küçük küçük problemlermiş. herkesin algısı bu gibi durumlarda farklı oluyor tab,iii. bizim önemsedigfimiz seyleri eşlerimiz önemsemiyor. sorunlar da bu noktada cıkıyor. ona önemsiz gelen problemlerin senin icin ne kadar önemli olugunu ona gösterebilseydin belki bu derece anlaşmazlığa gitmeyecekti. erkekler kadın ruhundan anlamıyorlar. tek çözüm erkeğin anlayışlı olması ve eşlerin birbirleriyle iyi iletişimi diye dusunuyoırum. iletişimsiz kaldığımızda biz de eşimle çatışmaya tartışmaya başlıyoruz. herşey doğru iletişimden geçiyor ve biraz da hoşgörü.
 
Canım öncelikle kibele'ye o kadar hak veriyorum ki benim düşündüklerimi ama yazamadıklarımı yazmış, çok doğru tespitleri.
Doğru mu yaptım demişsin bence sen yine çok çok iyi davranıyorsun, keşke biraz kötü olabilsen.
Eşinin yaptığına ne diyeceğimi bilmiyorum ama erkekler böyle malesef, ona desen ki senin için evliliğin bu kadar değersiz mi herşeyden işinden sonra geliyor iki dakika ayıramıyor musun diye.
Diyecek ki ne alakası var, iş acildi seninle başka zaman da konuşabiliriz.
Benim eşim için de öyle çünkü, mantığı o şekilde.
O yüzden sen de kayıtsız davranmakla iyi etmişsin.
Arkadaşıyla yazışmalarına gelirsek, çok samimi bir arkadaşı mı?
Facebooktan yazıştılarsa çok ta içinden geldiği gibi yazmış olduğunu sanmıyorum, belki geçiştirmek istedi. Ayrıca şifrelerini senin bildiğini bilmiyor mu?
 

Hayır samimi bir arkadaşı değil, hatta uzun zamandır görmediği biri. Şifrelerini bildiğimi bilmiyor Girip de bakmam yanlış ama insan kendini tutamıyor işte. Bu arada arkadaşı ona iyi düşünmesini söylemiş, o da çok kararsız olduğunu 3 haftadır düşündüğü halde ne yapacağını bilemediğini söylemiş.

Yani eşimin ayrılmak için ciddi bir neden olarak gördüğü şeye bakın; benim ondan yeni evli bir bayan olarak biraz olsun ilgi, güzel bir söz, küçük bir jest beklemem...

Eşimin aile yapısıyla ilgili biraz da, son konuştuğumuzda bana söylediği de buydu. O ailesinden öyle görmüş, babası evin ihtiyaçlarını karşılayan kişiymiş, sevgisini göstermezmiş, özel günler vs. gibi kavramlara alışkın değilmiş. O da ister istemez böyle davranmış. Bizim zaten evlendiğimizde zor şartlarımız vardı; benim işten çıkmış olmam, maddi sorunlar, onun okulunun bir türlü bitmemesi-ki bunu kafasına çok fazla takıyor-, bir sürü borcu olması,işyerinde gece vardiyasında olması gibi. Onun tarafından baktığımda bu sorunlarla boğuşurken bana bir bayan olarak yeterli ilgiyi sağlayamamış olabilir. Bu yüzden kendini haklı görüyor. Bir ölçüde haklı da, ama ne olursa olsun ben de genç bir insanım ve evlendiğimde özellikle de yeni evliyken biraz olsun ilgi beklemek de benim hakkım. Sürekli onun arkadaşlarını evimde yatırmak zorunda değildim sonuçta. Eşim her gittiği yere beni de sürüklerdi, bu aslında bir artı olabilir ama yaptığı şeyler çoğu zaman erkek arkadaşlarıyla play station oynamak, okey oynamak, maça gitmek, aksiyon filmleri izlemek gibi erkek aktiviteleriydi. Hepsine katıldım ama bu da beni çok sıktı bir yerden sonra. Ben eşime "ben gelmek zorunda değilim, bir akşam çıkıp arkadaşlarınla takılabilirsin" dediğimde de arkadaşlarıyla görüşmekten vazgeçiyordu, ben gelmesem olmazmış, kendini suçlu hissedermiş... Ama sonra da arkadaşlarıyla görüşmesini engellemişim gibi surat asardı bana. Oooof offf Yani ben hep şu tabloyu yaşamak zorunda kaldım onlarca kez, gecenin bir vakti eşimin arkadaşının evine gideriz, onlar oturur 4-5 kişi bilgisayar oynar, eşim beni de oynatmaya çalışır-ki onun hatırı için pes gibi futbol oyunları öğrendim!- bir yerden sonra sıkılırım tek başıma tv'ye bakarım, sabaha kadar eşim içeride oynar yanıma bile uğramaz... Hiçbir zaman bana tek bir iltifat etmez, akşamları işyerinden beni 3-4 kez arar ama arkadaşı gibi konuşur. İnsan en azından telefonda "seni özledim" gibi bir laf bekliyor arasıra.

Bunlarda belki şunun da payı var, biz eşimle flört etmeden önce 1,5 yıl çok çok iyi arkadaştık, erkek arkadaşı gibiydim. Bu arada bana ilgisi olduğunu biliyordum ama bilmezden geliyordum. Sonunda açıldı ve beraber olmaya başladık ama önceki "kanka"lığımız eşimin böyle davranmasına yol açmış olabilir.
 
Son düzenleme:
Şunu da belirteyim, hani erkek gibi bir tip olsam anlayacağım, eşim beni bakımsız görüyordu filan diyeceğim ama tam tersi bir görüntüm var. Evde bile etek giyerim. Sadece topuklu ayakkabı giyerim, saçım makyajım hep yapılmıştır. Eşimle de ilgisi yok, kendimi bildim bileli bakımıma özen gösteririm. Görüntü olarak da feminen bir bayanım. Bunları yazma nedenim, acaba eşin seni özensiz bakımsız mı görüyordu da erkek gibi görüp öyle davranıyordu demeyin, inanın değil
 
Canım bence senin hiç bir suçun yok, bütün kabahat eşinde. Onu bu halde hiçbir kadın kabul etmez.
Bence eşin sana değil evliliğe ayak uyduramadı, evlilik ne demek hiçbir fikri yok.
Tabii ki evlilikte herkes hobilerinden sevdiği şeylerden vazgeçsin demicem, karşılıklı birbirinizin sevdiği şeyleri yapacaksınız ama sizde sanki sen hep onun hayatını yaşamışzın. Sen kendin olamamışsın hiç.
Dünyada en erkek gibi olan kadın bile eşiyle playstation oynamak istemez emin ol.
Sen yine çok iyi davranmışsın, arada arkadaşlarıyla görüşüp oyun oynayabileceğini falan söylemişsin çoğu kadın buna bile gelemez.
Ayrıca eşin daha önemli! meselelerle uğraşırken sen ilgi bekliyormuşsun, bu anlattıklarından anlaşılıyor ki onun derdi maddi sorunlar değil, keyfince yaşayamamak.
O zaman niye evlenmiş ki, yaşasaydı çocukluğunu doya doya, okulunu bitirseydi büyüseydi biraz niye evlenmeye kalkmış ki.
Canım bence umrunda bile olmasın,
 

Bu erkekleri anlamıyorum ya, bulmuşsun gül gibi bir kız niye değerini bilmiyorsun.
Canım bu senin şimdi özgüvenini de psikolojini de altüst eder, bence sen de kendine yeni uğraşlar bul, çok fazla kafana takıp düşünme, gez dolaş biraz.
Eşin ne yaparsa yapsın, inşallah en yakın zamanda iyi bir iş te bulursun.
 
Ben de eşimle üniversiteden arkadaştım hem de 7 sene,
o bana karşı hep ilgiliydi, ama ben istemiyordum,
zaman zaman bu nedenden dolayıda görüşmüyorduk.
Sonra ne olduysa birden karar verdik ve 5 ay içinde evlendik.
Bu açıdan eşinizin sizi hala kanka gibi görüyor olma olasılığı bence yok.
Evlilik zaten başka birşey, ama bu başka birşeyi sizin eşiniz kavrayamamış.
O kendine eş değil, evlenmeden önce ki hayatına devam ederken, yanına kanka arıyormuş.
Yani en ihtimal, size hiç aşık olmamış ama çok iyi anlaştığınızı düşündüğünüz için evlenmiş olabilir, bu kız bana uyum sağlar anlayışı ile, ancak böyle bir kankalık olabilir.
Açıkçası eşiniz sizi seviyor mu, bence muallak, çünkü nedenler neden değil bana göre.
Siz çok normal şeyler beklemişsiniz bir evlilikten, ama eşinizin o tükenen duyguları sanki en başından beri yokmuş gibi geliyor bana, çünkü bu kadar kolay tükenmez.
Eşinizin sizi erkek arkadaşlarının yanına götürüp, devamlı oyun oynaması filan o kadar saçma ki.
Hadi bayanlı erkekli bir ortam olur, gidersiniz, ama eşiniz yol yordam, evlilik nedir bilmiyor bence.
Eşiniz evlendiğinde rahat hayatına devam etmek istemiş, siz de buna karşı çıkmışsınız (doğal olarak, iyi bile sabretmişsiniz), ilgi beklemişsiniz, paylaşmak istemişsiniz, ama eşiniz bekar hayatından kopamamış. Bir de neredeyse her akşam arkadaşlarını size getirmesi ve siz de kalmaları filan , hiçkimse tarafından kabul edilebilir bir durum değil.
Bu evlilikte gayet doğal şeyler bekleyen siz olmuşsunuz, ama eşiniz rahatlığı ve özgürlüğü seçmiş.
Sizi bu kadar oyalamasını da anlayamıyorum açıkçası şu saatten sonra.
Hayırlı sonuçlanır inş.
 
eşimle play station da oynarım, tavla da oynarım, maç da izlerim. ama o da benim sevdiğim şeyleri benimle yapar. hep bi taraflı vermek insanı yıpratır. erkeklere evlilik dersleri ve evlilik terapileri vermek lazım ki biraz olsun eşlerini mutlu edebilsinler. eşinizin sizi erkek arkadaslarının oldugu bir ortama sokmak istemesi çok hatalı. onların da eşleri olsa en azından ailece takılırsınız. ama eşiniz bencilce hareket etmiş bunca zaman
 
bence sevıyorum dıyosun ya hanı kendıne olan saygın ve sevgın bıtmeden uzaklaş ondan kaç bır an önce ve yenı bırıyle yenı bır hayata başla bol şans
 

size tamamen katılıyorum bu ne biçim evlilik, çocuk oyunu gibi. kendini kreşte oyun oynayan çocuklarla bir tutuyor galiba. ben merkezci ve çocukca
 
Son düzenleme:
Dün gece eşim telefon etti, mutlaka bugün görüşmek istediğini söyledi. Ben de bugün kafa dağıtmak için birkaç günlüğüne bir bayan arkadaşımın evine kalmaya gidecektim. Akşam da arkadaşımın işyerinden arkadaşlarıyla dışarı çıkıp vakit geçirecektik. Son zamanlarda o kadar sıkıntı yaşadım ki, bana da değişiklik olur diye düşünmüştüm. Neyse eşime arkadaşıma gidip kalacağımı, zaten görüşmek istemediğimi söyledim. Eşim ters birkaç şey söyledi, ben de sinirlendim, artık kaç haftadır tutuyordum kendimi, zaten biraz da ayrılma yönünde kararımı vermiştim. Kırıcı konuşmadım sadece artık onunla görüşmek istemediğimi, beni sürekli sürümcemede bıraktığını ve ayrılmak istediğimi söyledim. Arkadaşıma gidip akşam dışarı çıkacağımı da söyledim. Ondan sonra eşim hesap sormaya başladı, normalde hiç kıskanç biri değildir, çok şaşırdım o yüzden. Ben nasıl arkadaşımın tanımadığım arkadaşlarıyla dışarı çıkarmışım... Hiç alışık olmadığım bir tavırdı, ben de sinirlendim, onunla defalarca çözmek için konuştuğumu ama hiçbir yere varmadığını, sıkıldığımı, sanki tek hatalı benmişim gibi tek taraflı bir çaba göstermekten yorulduğumu söyledim ve telefonu kapattım.

Sonra baktım eşim eve gelmiş, gerçekten hiç beklemiyordum, hatta yarın arkadaşıma gitmek için birkaç eşyamı hazırlıyordum kapı çalındığında. Açtım kapıyı, baktım bu ağlamaya başladı, beni çok seviyormuşmuş, kaç haftadır çok kötü bir haldeymiş, tek beklediği benim ona gel dememmiş. Hatta evden gittiği ilk gün bile beklemiş ki ona sarılıp gitme dememi vs. Bu nasıl bir gurur, nasıl bir kibir anlamadım zaten. Eşyalarını toplayıp çekip giden o, "seni sevmiyorum" diyen o, bir de arkasından koşmamı bekliyor... Ben ona bir kere bile "lütfen eve dön" dememişim, o yüzden çok sinirlenmiş, aslında hiç ayrılmak istemiyormuş, çok acı çekiyormuş v.b. şeyler söyledi. Beni çok özlemiş, benim eksikliğim çok koymuş, bana defalarca sevdiğini söylemiş inanmamışım da bir kızgınlık anında bir kez seni sevmiyorum diyince hemen inanmışım diye çok kırgınmış. Neyse uzatmayayım, bu tarz şeyler söyledi, ağladı, sonra bütün hatalarını saydı, bunları bir daha yapmayacağını söyledi.

"Nasıl çıkıp geldin gecenin bu saatinde" diye sordum. Ailesinin yanındaymış, evdekiler uyuyormuş sadece "ben kararımı verdim, evime gidiyorum" diye bir not yazıp kimseyi uyandırmadan çıkıp gelmiş. Bu bana çok komik geldi mesela, karşımda tam bir çocuk duruyordu. Oturduk konuştuk, beni yine bırakıp gitmeyeceğini nereden bileyim dedim. "Zaten bırakmadım ki, sen bana dön de diye bekledim ama dayanamıyorum" dedi, bir daha aynı hataları yapmayacakmış. (Tabi ki güvenmiyorum). Ama çok ağladı, sabah olmuştu zaten götürüp yatırdım. (Resmen bebek gibi yani) Durum bu arkadaşlar...

Dediğim gibi güvenmiyorum hiç, madem eve dönmek istiyor, buyursun dönsün, beni tekrar üzmediği sürece ben de kurtarmak için elimden geleni yapacağım. Üzerse de her an tetikteyim zaten ona asla bir başka şans vermem.
 
Son düzenleme:
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…