Dünden beri konuyu okudukça bunalıma girmeye başladım.
Sağ kolumu omzumu boynumu ağrıdan kıpırdatamıyorum.
Kas gevşeticiler bile etki etmiyor artık.
Gerek bu kızı da kendi evladım gibi görmem, gerekse üniversiteye gidecek dört çocuğumu düşündükçe...
Kaça bölünsem bilemedim.
Mune
hanim bahsetmiş ya bir Sinem vardı Bursa Inegöl' e okumaya gelmiş, hiç uğruna can vermişti. Iki çocuğum vardi o yillarda ve hamilelik izni nedeniyle programi izler bunalima girer.... Ağlardım...
Birinin sorumluluğunu almak kolay değil. Resitlik yaşının bazen 25 bazen 28 e çıkarmasını bile düşünüyorum, hele bir de 35 yaşında olunca kimi konu sahipleri, yok ya acaba 30'a mi ciksa dedigim de oluyor.
Konu sahibi aslinda yeni evliyim ben daha kocamla canim cicim aylarindayken bu akraba kizi da nereden cikti diyor. Yaşi genç, daha yasanmisliklari tecrubeleri yok...
Akraba kizi attigi o mesajda bile ne heyecanli fark ettim de.
Etraf güvenemeyeceginiz kadar cok insanla dolu. Iyi insanin alninda iyi, kötüde kötü yazmiyor işte. Ah yazsaydi keşke hersey daha kolay olurdu.
Işin maddi boyutu başımı döndürüyor. Bir kitaba verdigim onca para giderken o oyle bir koyardi ki kalbime. Harçlık, burs, kredi... Yetmediginde peki?
Part time çalışma? Fuhuş?
O günlerde, yani üniversite yillarimda bir taksiye binmistim. Gidecegim yere vardigimda cantami açıp paralarimi toparlamaya calisiyordum. Taksi sofuru dönüp ardini bana aynen şunu dedi.
- Çıkmadıysa hesabi yukarda ödeyin
Parayi suratina fırlatıp kaçarcasına gittim. O günden beri taksiye hic binmedim. Bazı travmalar yillar geçse de bitmiyor.
Bu kiz gercekse yolu acik olsun, kendini korumayi bilsin, gücü gücüne güç katsin.