- 26 Mayıs 2018
- 8.210
- 38.800
- 548
- 51
- Konu Sahibi Idrakyollariiltihabi
-
- #141
Konuyu annenizi kötülemek veya onu suçlamak için açmadığınızı,Esasında bu sebepten sıcağı sıcağına konu açıyorum burada. Hiçbir detay gizleme den olduğu gibi yazayım, unutmayayım da objektif yorumlar alayım diye.
Normal şartlarda bir başkasına akıl verirken algım ve mantığım tam da olması gerektiği gibi çalışır iken, ailemle ilgili konularda gerçeğin ne olduğunu ayırt edemiyorum. Bir yanım kendimi suçlarken, diğer hanım haklı olduğumu söylüyor. Bir arkadaş "buradaki herkes annenize kötü sözler söyleyecek iyi mi oldu şimdi" yazmış. İyi de ben ne yapayım. Delireyim mi en temizinden. Duygu durumum sürekli değişiyor annem sayesinde. Önceki gün oldukça öfkeliyken, bugün "ben her şeyi abartıyorum sanırım." diyorum. Bir yerlerde bir sıkıntı var bu durumda.
Abinin benzeri kızkardeşim. Kk hatunları kıskanıyor demişti de konduramamıştım.Neyse ki ailem yemek konularında ayrım yapmazlardı :) sizin durum da fenaymış. Bizde daha çok abimin borçları yüzünden ben fedakarlık yapardım birçok konuda. Şimdi abimin durumu iyi ve bu laf sokmalar peydah oldu :)
Açtığım konularda aileden yaralı kadınlar toplanıyor. Hepimizin ortak noktası da bu yaraların tüm ilişkilerimizi, hatta benliğimizi etkilemiş olması.
Evet mune,artık başımızın çaresine bakabiliyoruz,kendi ailemizi kurduk,sevgiye ayrılan yer boş değil.B Began ,IcimdekiSonsuzDeniz , derin sularda anneden yaralı birkaç arkadaşım daha, ben burada hep sizlerin güçlü karakterini gördüm, belki yaralarınız güçlendirdi sizleri, belki yanınızdayken dahi çektiğiniz anne yokluğu bu kadar dik duran kadınlar yarattı, boşverin hayatta en yakınımız dediğimiz anneler takdir etmeyiversin, siz kendinizle gurur duyun bence, çok güzel çocuklar yetiştiren kadınlarsınız hepiniz.
Siz başkasınız, anneleriniz değilsiniz, anne babaların açtığı yaralar, sevgiyle yaşanamayan çocukluk telafi olmuyor belki ama herşeyi geride bırakmak, maziye takılı kalmamak en iyisi, geçmişte kalmak yalnızca sizin yüreklerinizi acıtıyor zira geçmişi asıl sorgulaması gerekenler kendinde kusur bulmuyor, bu saatten sonra da sorgulamaları bir şey ifade etmeyecek çünkü hayatın tekrarı yok, ki bence sizin kimseye ihtiyacınız yok, kendi kendinize yetersiniz.
Caba görmek geçmişteki küçük kızı iyileştiriyor mu pekiEvet mune,artık başımızın çaresine bakabiliyoruz,kendi ailemizi kurduk,sevgiye ayrılan yer boş değil.
Fakat,artık faydası olmasa da ben çaba görebiliyorum,artık sadece izi kalan ve evet artık düzelemeyecek yaralara annem sargı sarıyor,ve bunu aslında hiç kabul etmediği ve etmeyeceği yanlışlarının iç hesaplaşmasıyla yapıyor.Çocuklarımı seviyor ve asla ayrım yapmıyor.
Ben geçmişi hiç konuşmadım,bir kez denedim ve artık denemem.
Yeni bir biz var şimdi,başka bir anne ve başka bir kız.
Çaba görmek iyi geliyor,geç olsa da hiç değil...
Yoksa beni onca sevene rağmen kendimi "Bir varmış,bir yokmuş,Bir küçük kız varmış,ama aslında yokmuş" gibi hissedecektim.
Bak birçok arkadaş "restini çek mesafe koy" demiş ya. Neden bunun olamadığını söyleyeyim. Tam da tahmin ettiğim gibi geçti bugün mesela. Annem "kızımın dönüş bileti benden. Ben alıcam" dedi bugün :) şaka gibi değil mi. Kabul etmesem de zorla alır. Çok iyi davranıyor şu an mesela. Otur dinlen kızım, torunuma hediye de alacağım ben diğerlerine çok ilgi gösterdik senin oğluna gösteremedik. Çok üzüılüyorum ben. Paraya ihtiyacın varsa söyle harcama yapma vs.
Şimdi ben o böyle yapınca vicdan azabı çekiyorum. Ben abarttım kesin, belki gerçekten şaka yaptı vs diye. Uzatamıyorum, uzatsam ben şaka yaptıma dönecek yine mevzu.
Bizim ilişkimiz hep böyle ilerliyor. Beni kırıyor, laf sokuyor, evlatlığımı ve fedakarlığımı test ediyor. Sonra iyi davranmaya başlıyor. Bu durumda ben ne desem ne yapsam suçlu be kindar oluyorum. O kendini aklıyor bu şekilde. Şu anda dünyanın en iyi annesi mesela.
Gerçekten bazen acaba ben mi manyağım her şeyi yanlış anlıyorum diye sorguluyorum kendimi.
O küçük kızı galiba ben iyileştirdim badem çiçeği.Çocuklarımı büyüttükçe,onlara en tatlı sözlerle sarıldıkça o kız da bize katıldı sanki....Caba görmek geçmişteki küçük kızı iyileştiriyor mu pekiAnnenin çocukların konusunda ayrım yapmadığına çok sevindim sadece benim çocuklarım yanlarında olduğunda seviyorlar ama diğerleriyle berabersek hep diğer torunlar haklı hep onlara bakılıyor sanki benim çocuklarım fazlalık gibi oluyor açıklaması da biz anne ve babası olarak ilgileniyormusuz e mübarek insan hepsinin anne babası basinda ama gel de anlat geçen aydı sanırım aileme sadece cevaplarını verdim ama günlerce ağladım evde beni sevememiştin ya çocuklarımın ne suçu vardı onları neden sevemedin diye eşim saçmaladığımi söyledi hep bilmiyor ki nasıl bu hale geldim 9
Neyse ki ailem yemek konularında ayrım yapmazlardı :) sizin durum da fenaymış. Bizde daha çok abimin borçları yüzünden ben fedakarlık yapardım birçok konuda. Şimdi abimin durumu iyi ve bu laf sokmalar peydah oldu :)
Açtığım konularda aileden yaralı kadınlar toplanıyor. Hepimizin ortak noktası da bu yaraların tüm ilişkilerimizi, hatta benliğimizi etkilemiş olması.
O küçük kızı galiba ben iyileştirdim badem çiçeği.Çocuklarımı büyüttükçe,onlara en tatlı sözlerle sarıldıkça o kız da bize katıldı sanki....
En mutlu anlarımda, çevremde zıplayan gülen bir kız çocuğu görür gibi olurum hep :))
Artı eşim de mutlu etti o kızı,hiç birşey bilmese de.
Ben evimde hissettiğim güven duygusunu annemin evinde bulamam mesela,onun aynaları beni evimdekiler kadar güzel göstermez nedense:))
bir yandan üzülüyorum bir yandan da yalnız olmadığımı düşündüğüm için kabullenebiliyorum durumu aslında. keşke insanın bazı şeyleri belleğinden tamamen çıkarabilme imkanı olsa çok daha stabil hayatlar yaşayabilirdik değiştiremesek de olanları:)
Değmez abla değmiyor. Yaşlandım erkenden :) sen konularıma cevap yazınca garip bir his hasıl oluyor bende. Benim bu sitedeki eski hallerimi bildiğin için böyle utanma ile karışık bir özlem hissediyorum.İdrak,
seni ve diğer arkadaşları anne ya da çocuk içerikli yazılarınızdan tanıyorum artık, kişiliğiniz, çocuklarınızla hatta eşlerinizle ilişkilerinizde altta yatan temel sorunlardan biri anneleriniz ve sizlerin o annelere dur diyememeniz, annedir tamam, hürmet, saygı, kırmamak için yeri geldiğinde kendinden ödün vermek hepsi amenna ama neden annenin seni manüple etmesine izin veriyorsun?
Annendir onu herşeye rağmen kendince seviyorsundur, o da kendince seni seviyordur ama annelik de evlatlık da bir yere kadar, hepimiz bir karakterle doğuyoruz ve bazı köşeli yanlarımızı törpülesekte karakterimiz çok değişkenlik göstermiyor, annenin değişmeyeceğini biliyorsun, aranızdaki ilişkinin bundan sonra da böyle devam edeceğinin farkındasın, o zaman neden annene kendini ispat etme, görünür olma çabasına giriyorsun?
Sen daha iyi imkanlarda olsan, annenin her isteğini yapsan bundan farklı olmayacak, anneni olduğu gibi kabul ederken, onun da seni olduğun gibi kabul etmesini istiyorsan seni sözleriyle istekleriyle yönlendirmesine izin vermemelisin.
Her anne çocuğunun karakterini bilir, annen seni çok iyi tanıyor ve nereden yakalayacağını iyi biliyor, hepten bağını kopar diyemem ama en azından mesafeli olmalısın, sırf seni sevsin, değer versin diye bu kadar verici olma, zira ne yaparsan yap eşinin de senin de annenin gözündeki imajınız değişmeyecek, acı ama gerçek.
O zaman neden kendini bu kadar yıpratasın, vah vah annesine 2 tane pantolon alamayan idrak vicdanı yapıyorsun bu kadar?
Aile güzeldir, onlarla birlikte olmak, elindekileri paylaşmak çok güzel bir his ama artık senin başka bir ailen daha var, eşini de geçtim oğlun var, sen artık oğlunun ailesisin, annen anneyse, sen de annesin, senin maddi manevi önceliğin oğlun, hadi kendini de geç, kendin için yapamıyorsan dahi oğlun için biraz bencil, vurduymaz biri olmayı öğrenmen gerekiyor, yavrucum ne kadar doğru bir tespit olur bilmiyorum ama oğlunla ilişkinde bile sırf annen gibi olmamak için mükemmel anne olma çabasına girip kendini yoruyorsun bence, bırak sen oğlunu, oğlun seni olduğun gibi sevsin, sen zaten annen gibi değilsin, olmazsın da ama mükemmel evlat olma çabandan da vazgeçmelisin, anneni bırak artık lütfen, kimseye bir şey olmaz, herkes hayatın akışına kendini bırakmışken sen dik duran idrak, mükemmel idrak, gamsız, başının çaresine bakan idrak olacağım diye diye daha bu yaşta yoruyorsun kendini, değer mi gerçekten ?
Off İdrak,İdrak,öyle şeyler yazıyorsun kiKapalı kapıları açıyor,tozlu kutuları silkeliyorsun
Bizler, annelerine annelik etmiş kızlarız
Anlamıyorum,yeri gelince çok güçlü olan o kadınlar,neden karşımızda çocuklaşıyordu?
Biz mi çok güçlüydük,yoksa bizi önce betonlaştırıp sonra bize mi dayanmışlardı?
Ben çocuklarımı büyütürken çok zorlanmadım,en azından tanıdıktı karşılaştığım durumlar,naz,trip ve "önce o gelir"duygusu.
Annen dilerim annelik rolünü ele alır,benim gibi biraz olsun "evin kızı" olursun.
Bu biraz olsun iyileştiriyor insanı,yoksa mezara da ruh yorgunu gideceğiz
Güçlü görünmek,gölgene birilerinin sığınması demek,oysa bizim amacımız bu değildi,"esirgediğin ilgine muhtaç değilim bak"bunu göstermek istiyorduk sadece...
Bir de bu detay bence çok önemli.
Yıllardır eşine kan kusturdun, çocuğuma süt alamadım diye affedemediğin mevzuyu şimdi sen yaptın.
Maddi sıkıntın varken, çocuğunun doktor parasını çok lüzumsuz bir amaç için harcadın. Eşin sana "çocuğumuzun doktor parasını annenin ihtiyacı olmayan iki pantolona mı harcadın? Yazıklar olsun" dese haksız değil bence.
Ahhahhaaa,aynı evde yaşadık biz sanki:))Ben eşimle ufacık atışsam hemen oğluma bakıyorum korkmasın, üzülmesin diye. Benim çocukluğum, ergenliğim anne babamın kavgalarıyla geçti. Bunda sıkıntı yok. Birçok kişinin yaşadığı bir durum. Ancak sıkıntı, annemi teselli etmek zorunda kalmam. Yani bir anne çocuğunun etkilenmesini umursamayıp bir de aynı çocuktan annelik yapmasını nasıl bekler ki.
Bir gün öyle büyük bir kavga ettiler ki, annem klasik sinir krizi ve bayılma seansına geçti. Babam avazı çıktığı kadar bağırıyor. Tabakları falan fırlatıyor. Ben de 8 yaşındayım. Dedem aradı o anda. Annemin babası. Bana açtırdılar telefonu. Ağladığımı çaktırmamaya çalışarak "annemle babam yürüyüşe çıktı dede" dedim. Mesela sekiz yaşında bir çocuk kök aile ile dengeleri sağlamak zorunda değil. Ben neden üstlenmek zorundaydım ki o yaşta bu sorumluluğu? Sonra annemi sakinleştirmek zorundaydım. Babama küsen annemin, yerine getirmediği sorumluluklarını üstlenmek zorundaydım.
Ertesi gün küçücük çocuğa kocasıyla yaşadığı sorunları söylenerek anlatan annemi dinlemek zorundaydım. İçim kinle dolarken ufacık yorum yapsam "o senin baban saygısızlık yapma" diyen annemi sessizce yorum yapmadan dinlemem gerekirdi. Bu yaşadıklarını kendi ailesine anlatan annem yüzünden ailesinin eleştirilerine baskılarına katlanmak zorundaydım. Ailesinin gözünde zavallı, mağdur kadın olan annemi teselli ederlerken görünmez olmak zorundaydım. Ses çıkarırsam lanet damadın çocuğu olarak ya dayak yerdim ya azar. Onlar yapmasa annemi gazlar üstüme salarlardı. Ve gerçekten hiçbir şey yapmıyordum ben. Söylenenleri yerine getirir sessizce bir kenarda kitap okurdum. Yine de yaranamazdım :) kardeşim doğunca da anneme annelik yapmak yetmemiş gibi ona da annelik yapmaya başladım.
Aman neyse ya. Çok da şaapmamak lazım :) işin komik tarafı, ben anne olana kadar bu yaşadıklarımla hep dalga geçtim. Güldüm, eğlenmek için araç olarak kullandım. Yazdım, insanlar okudu güldü ve eğlendi. Sen yaşlanmazsın bu kafayla he dediler. Ne zaman anne oldum, güldürmedi :)) acıtmaya başladı.
Dayına Allah rahmet eylesin,ne kadar güzel bir iz bırakmışBen de iyileşmek istiyorum. Her şeyden çok hem de. Çünkü biliyorum ki ben iyileşirsem, oğlum da sakinleşecek. Belki evliliğim de düzelecek. Hiçbir olumlu sonuç alamazsam bile, ruhum huzur bulacak.
Ben o kadar çok özledim ki mutlu olmayı. Özgür olmayı. Bazen karamsarlığın dibini gördüğüm zamanlarda, en son gerçek manada ne zaman mutlu oldum diye düşünüyorum. Bunun için kimseyi suçlamıyorum. Kendimi bildim bileli her durumda tetikte olan, asla kendini serbest bırakmayan bir insandım zaten. Mutlu anımı hatırlamaya çalıştığımda hep rahmetli dayım geliyor aklıma. Genç kızken bize gelir babama "idrak benimle geliyor enişte. Bir ay yok. Benim kızım olacak" derdi. Babam da onu kırmazdı. Bir ay boyunca canım dayımla, kuzenlerimle tatil yapardım. Bazen ege turu, bazen başka bir bölge. O kadar mutlu ve özgür hissederdim ki kendimi, eve dönüş zamanı yaklaştıkça üzülürdüm. Ne zaman ki dayımı kaybettim (8 ağustos 2017 saat 17.05) mutluluk ihtimalim de ortadan kalktı sanki. İnanılmaz zeki, esprili, anlayışlı, merhametli bir adamdı. Şu dünyada beni anladı ve anlamaya çalıştı diyeceğim tek kişi. Düşününce anlıyorum ki o tarihten sonra silikleşmiş hayat sanki. İki ay sonrasında da dostumu kaybettim.
Her ölüm, her kayıp insanı yaralıyor elbet. Ama bazı kayıplar hayattan koparıyor işte.
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?