2009 Mayıs Anneleri


Eeeeeeee bunu ağustos böceği gibi bütün yaz gezerken düşünecektin gezenti hatun kaydirigubbakcemile3


Aman canım ya bizim adamların arasında romantik düşüncelisini görmedimki hiç sanki unutmasalar nolacakki alacak eline bi hediye gelecek özel bişeyler düşünüp süprizler yada bir kutlama yapan nerdeeeeeee çıkmaz.lmaz:


Canım doktorumda bana o yüzden ek gıdaya başlamamıza rağmen kavanoz mamasını çok önermedi çünkü içinde pütür yok dedi.Bu dönemlerde başlaması gerekiyormuş pütürlü yiyeceklere işede başlayacaksan konuş doktorunla bencede ek gıdaya başladın diye sütü kesemeyeceksin ya gün içinde sağdıklarını verirsin çoksa muhallebisini bile onla yaparsın nolcakki bi şekilde almış olur sütünü.opuyorumnanaktan


Yağız'da öyle tatlım çevreyi keşfetme çabasında önceden mutfağa yanıma aldığımda durmayıp ağlayan çocuk şimdilerde etrafa bakmaktan bi hal oluyor.Yazıları bende merak ettim açıkacası birgün paylaşırsan seviniriz.Yaban mersininin tazesini Türkiye de bulmak mümkün değil ama kurusu var ben çok severim alıp deneyeyim bakayım.Belki bendede işe yarar.


İşte mutlu sonnnnnnnnnnnnnnn :kedi:


Birsom çok geçmiş olsun senin bu adet zamanların ne zor geçiyo böyle perişan oluyosun böyle olmayacak bence sen çocukların muayenesinde bir doktora görün bakalım ne diyecek.:teselli:
 
Günaydınlar Bacılar;

Herkes uykuya teslim anlaşılan ben her sabahki gibi Yağız paşa sayesinde uyandım ama gidip yatacam çok uykum var...mirmirmirmir
 

Su anda istedigim ebeden bilgi alabilirim Gonca'cigim, sonucta dogumun ilk evrelerini atlattik. Ben meyveleri direkt vermiyorum sadece yalatip cekiyorum, 4. aydan önce sakin verme demisti tatilde götürdügümüz doktor.

filizcim gece sütü veriyormusun çok önemli ben 2 ve 5 te iki defa uyandırıp veriyorum mutlaka kilo alımı oldukça iyi oluyor

Evet canim, veriyorum. Benim oglum aksam 7-9 arasi mutlaka uyuyor. Gece 2 kere uyanip emiyor. Bazen ben uykuda kaliyorum, nadiren gece bir kere verdigimde oluyor. Uyanmadiginda da kaldirip veriyorum, uykusu agir oldugu icin emerken uyumaya devam ediyor. Ama az kaliyor memede gün icinde. 5 dk maksimum Savasiyoruz hala bu yüzden, sütün cogu ziyan oluyor.


Evet canim sasirdim ve sevindim. Yollarim öyküyü birazdan, arsivde olmasi gerek.


Sibel'cigim ben yaban mersini olarak biliyorum o meyveyi ama olmayabilirde, cekirdeksiz, mor bir meyve. Öyküyü eklerim birazdan.
 
Öyküm bu kizlar, okumak isteyenler icin ekliyorum. Birde zaten öykü yarismasinin icerigi, Kadinlarla ilgiliydi, bize, bu siteye de denk düsüyor aslinda.

BEZDEN BEBEKLER

Kocaman bir sarsıntının ortasındayım. Beynim zonkluyor. Hafızam herşeyi silsin, tüm olanları unutayım diye, düşünmekten vazgeçtim. Tüm umutların tükendiği, hayallerin kirletildiği o son noktada, tek başınayım. Yüreğime kocaman bir yumruk çökmüş sanki. Her darbesiyle, içimde burkulma katlanarak çoğalıyor. Kırık dökük bir haldeyim.

ınsanlar, bazı gerçeklerini gizleyemezler. Ayan beyan ortadır çünkü. Kendi gerçeğimi, ta çocukluğumda kanıksamıştım. Ben kardeşlerimden ve tüm akranlarımdan farklı, sakat bir çocuktum. Göçük altında herkes sapasağlam kurtulmuştu ama, benim bacaklarım hep hissiz olacaktı. Koşamayacak, tırmanamayacak, her oyunu oynayamayacaktım.
ılk ayrılık işte böyle başladı. Tüm çocuklar bir yana, ben bir yana. Ben farklıydım, ayrıydım. Bunu görmezden gelemez, yok sayamazdım. Zaten acıyan, ayıran bakışlar hep üzerimde oldukça, unutamazdımda sakatlığımı.
ıçe dönük, yalnız başıma bir çocukluk geçirdim. Duyarlılığım ve kırılganlığım had safhadaydı. Ama hiç hıçkırarak ağlamadım. Feryat figan bağırmadım. Kırgınlıklarım yüreğimde birikti. Onları azat edeceğim günleri bekledim durdum. Ya da, tıpkı şimdi yaptığım gibi, silmek, yok etmek istedim hepsini bir kalemde…

Babam’ın yaz tatillerine gelmesini, kardeşlerim iple çekerdi. Baba özlemi bir yana, hediyeler, oyuncaklar ve çikolatalar diğer yana…Bende o günü iple çekerdim tabi. Babam’ı çok özlerdim çünkü. Ama bana gelecek hediyelere, kardeşlerim kadar çok sevindiğimi hatırlamıyorum. Çünkü babam bana ne rengarenk boyalar, ne orlon iplikler, ne çeşit çeşit kumaşlar, düğmeler ve kurdelalar getirirdi. Bunlar ıvır zıvırdan başka birşey değilmiş. Para o kadar kolay kazanılmıyormuş. Böyle sözler ederdi hep…

Görünürde herkes bana çok yakındı. Anne şefkati ve sevgisini doya doya yaşadım. Babam tüm çocuklarını azarlar hatta tokat bile atardı. Ama bana el sürmez, sesini yükseltmezdi. Kardeşlerim bile, beni el üstünde tutarlar, bir dediğimi iki etmezlerdi. Her an tuzla buz olacak bir vazo gibiydim. Ailem korunaklı duvarlar örüyor, beni o duvarların tam ortasına koyarak ödüllendiriyordu.
Birbirinden ayrı yığınla duygu yaşıyor, kah isyan ediyor, kah suspus oluyordum. Tek gerçeğim yalnızlığımdı. Ondan hiç kaçamıyor, ondan başka sığınacak bir liman bulamıyordum. Sonra anladım ki, yalnızlığım akmalıydı gizli gizli. Bir yerde durmalı, kendine bir anlam bulmalı, o anlamın her zerresine karışmalıydı.
Yalnızlığımın had safhaya ulaştığı ilk zamanlar, kanaviçeler, yastık kılıfları ve panolar işledim. Çeşit çeşit desenler icat ettim. Renkleri birbirine yaklaştırdım, karıştırdım, ayrıştırdım. Sevmek, acı çekmenin panzehiriydi aslında. Yalnız olduğumu bile unutur oldum bende.
Bu uğraşım, zamanla benden ayrılması imkansız bir parcama dönüşüverdi. Sanki hayatın sırrının gizli olduğu bir koza bulmuştum. Tüm hengameleri bir yana bırakıyor, orada soluklanıyordum. Ancak o kozanın içinde var olabiliyordum.
Hele göz alıcı bakışlarla karşılaştığımda, bin bir türlü övgüler duyduğumda, yaptıklarımla gururlanıyor daha çok çalışıyordum.

***

Birgün, babam annemi ve beni yanına götürmek istedi. Ona dair hiçbirşey bilmediğim, sadece adını duyduğumda beni üşüten o çok uzak memlekete. Bu beklenmedik değişim karşısında, boyun eğmekten başka çarem yoktu. Kardeşlerim artık büyümüşlerdi. Onların bizimle gelmesine gerek yoktu. Hem onlar, avukat, doktor ya da mühendis olmalıydılar. Babamın yüz akları, gurur kaynağıydılar ne de olsa. Onlar burada kalacaklar, eğitimlerine devam edeceklerdi. Para, sorun olmayacaktı tabi.
- Ben tüm bu kahırları, çocuklarım için çekiyorum. Sende gel yanıma hanım. Burada sana göre işlerde var. Üç-beş yıl bana omuz ver, ondan sonra meyvaları toplarız. Ben tek başıma yetemiyorum artık.

- Ya Aliye? Biliyorsun sakat. Onu kimin kapısına bırakayım. Kardeşleri okula mı gitsinler, kendi işlerine mı görsünler yoksa Aliyeyle mi ilgilensinler?


- Hanım, Aliye’yi de getireceksin beraberinde. Hem o kadar kötürüm değil benim kızım. Kendi işini az-çok görebilir. Üstelik, onun çok meraklı olduğu o cul çaputlar varya, burada iyi para bile edebilir. Benim badem gözlü kızımı da getir. Hiç değilse birisi gözümün önünde olur...

ışte özetle ben böyle bir evlattım. Başka niteliğim yoktu. Kimsenin benden bir beklentiside. Çul çaput para ederse, onları sevindirir, bir işe yarardım o kadar...

Babam haklıydı. Çul-çaputtan iyi paralar kazanıyorduk. ıyi bir müsteri kitlemiz oluştu. Gelinlik kızlarına çeyiz dizen anneler, evlerine yeni bir hava katmak isteyen ev hanımları, çul-çaputa meraklı yabancı kadınlar. Hatta pek çok genç kıza ders vermeye bile başlamıştım. Kardeşlerime para yolluyor, buradaki geçimimize yardım ediyordum.

Bu memlekete geldiğim ilk günler de, mağazaların vitrinlerine bakmaktan müthiş hazzediyordum. Hele hele, oyuncak mağazalarına...Birbirinden sahane elbiseler giyinmiş çeşit çeşit bebekler, nasılda beni heyecanlandırıyordu. Hepsinin yüzü ay parçası gibiydi. Nasılda mutlu, nasılda masum görünüyorlardı. Ama güzellikleri, masumiyetleri hep aynıydı. Sanki tüm o ifadeler dondurulmuş, bir maske haline getirilmiş ve bebeklerin suratlarına bir bir yapış tırılmıştı.

Sonra, kandırıldığımızı anladım. Kız çocuklarını hep kandırıyorlardı. O güzelim elbiseler, o masum ve pürüzsüz yüzler, o dünyanın hiç bir gamı, kederi yok dercesine gülümseyişler...Aslında çoğu kusursuz bir yalandan ibaretti. Dünyada ağlayan nice bebekler vardı. Nice yetimler, nice açlar, nice sakat kalmışlar. Hiç birisinin yüzü, bu ışıklı, bu süslü vitrinlerde yoktu. Onlar para etmez miydi acaba?

Günlerim dikiş nakışla, gecelerim bezden bebeklerimle geçer oldu. Her birinin hikayesi birbirinden ayrı, onlarca yüz işledim. Kederi, korkuyu ve yalnızlığı hiç gizlemedim yüzlerinden. Bebeklerimin gözlerini ve ruhlarını eşdeğer gördüm. Çizdiğim her göze ayrı bir ruh, ayrı bir anlam katmak istedim.
Hepsini, yaratıcılığımı son haddine kadar zorlayarak, türlü türlü kıyafetlerle giyindirdim. Giydikleri her elbisenin, ayrı hikayesi vardı. Kimisinin elbisesi işlemeli, kimisinin yamalı, kimisinin paçalı... Kimisi yazmasını dolamış başına, kimisi yaşmağını...Kimi yazma da papatya oymaları, kimilerinde sümbül...
Kimisi sırma saçlı, kimisinin lüleleri büklüm büklüm. Kimisi durgun, kimisi hırçın, kimisi daha çocuk yaşta gelin onlarca bebeğim vardı. Hepsinin ismi ve hikayesi birbirinden ayrıydı. Hepsi, her an konuşacakmış gibi, yaşamın gözle görülmek istenmeyen bir anında kopagelmişlerdi. Nasılda güzeldi bebeklerim. Nasılda çoğalsınlar, odamda baktığım her yeri kaplasınlar istiyordum.
Onlar, benim dünyamın küçük ve cansız kahramanlarıydılar. Her birinde benim emeğim olduğu için, onları kendi çocuklarım gibi görüyordum. Bir çocuk gelse, birinin hikayesini sorsa, en sahici hikayelerden daha sahici anlatabilirdim hikayelerini. Çünkü o hikayelere en fazla ben inanıyordum...
***

Yaz tatili için, iki haftalığına Türkiye’ye gitmiştim annemle. Ülkemi ve kardeşlerimi nasılda özlemişim. Özlemlerimi, birkaç haftaya sığdırmak zorunda kalışım pek hoş değildi. Ama bir sürü iş beni/ bizi bekliyordu. Zamanın bize kafi görülen o küçücük dilimleriyle, yetinmek zorundaydık. Hem, nasıl olsa yine, yine, yine gidecektik ülkemize. Ve beklenen gün geldiğinde, tamamen gidecektik...

Bu düşüncelerle inmiştim uçaktan. Eve ulaşmak, bebeklerime kavuşmak için sabırsızlanıyordum. Kendimi huzurlu hissediyordum. Çünkü öteden beri, ailemi bu kadar sevmemiş, böylesine güvenmemiştim onlara. Onlara ait olan bir yamadan çok, kusurlu ama bu kusuruyla onlara zararı dokunmayan, onlara fayda sağlayan birisiydim artık.

Eve gelipte odama girdiğimde, başımdan aşağı kaynar sular boşaldı o an. Yüreğime bir bıçak saplandı sanki. Kırıldım, tuzla buz oldum…
“Bebeklerim nerede ” diye haykırdım.
Afallamış bir halde bana bakıyordu babam. Kekelememeye çalışarak:
“Bayan Schütze gördü onları. Çok etkilendi, çok beğendi. Bu hafta, el sanatları sergisi mi ne varmış, orada satışa çıkaracakmış. Almak istedi hepsini, bende sattım. Ne bileyim böyle içerleyeceğini evladım. Hay elim kırılsaydı da satmaz olsaydım!
Ama çok iyi para ettiler. Parasına dokunmadım inan ki! Kardeşine bir dükkan açarız diye düsünüyorduk ya; biriktirdiğimiz paraya katarız dedim eğer iznin olursa. Ben düşündüm ki...“

Söylediklerini duymuyordum o anda. Ağlıyordum sadece durmadan. Sanki evlatlık verilmemek için direnen ama direncini sonunda yitiripte teslim olan bir çocuk gibiydim. Neyim var, neyim yoksa alınmıştı elimden. Öylesine küçük parçalara ayrılmış, sağa sola dağılmıştım ki, sanki sırrımı kaybetmiş, herşeyimi yitirmiştim. Sanki bir daha hiç bir araya gelemeyecekti parçaçıklarım...

Son bir umut, sergiye gittim. Geride adımı verdiğim, kendime benzettiğim Aliye bebek kalmıştı. O da benim gibi sakat olduğundan, kimse rağbet etmemişti ona besbelli. Parasını verdim ve geri aldım onu. Bağrıma bastım onu doyasıya. Sanki herşey bir kabus, hiçbirşey yaşanmamış gibi…

Ah olanları bir unutabilsem! Kaybolmasam kendi yalnızlık dolambaçlarımda…Belki yeniden bir anlamı olur gecelerimin. Bezden bebeklerim yeniden doğar, kendi hikayeleriyle ve duruşlarıyla, yeniden katılırlar yaşama.

Bir bakış arıyorum bakışlarıma konacak. Bir söz yüreğime değecek. Bir tebessüm belki…Tüm kara bulutlar dağılacak, eriyip bitecek tüm kederler karanlığımın köhne köşelerinde…Bana dair hiç birşey yok. En yakınımdakiler, ne kadar uzaklar bana.

Aliye’nin kardeşleri okuyacak. Aliye çalışacak, para kazanacak. Anne- baba sevinecek, gurur duyacaklar onlarla. Onların yaşamlarına biçilmiş kaftanlar hazır. Ya Aliye…
“Aliye’ninde az emeği geçmedi şu sakat haliyle. Aferin sana Aliye! Ellerin dert görmesin güzel kızım…“ ışte mükafatım bu kadar. Karın tokluğu birde...

Geride kalan cansız bebeğim olmasa, uçurumun dibini çoktan görürdüm belki. Bu kaybolmuşluğumda, bu kendimi nereye sığdıracağımı bilemez çaresizliğimde, cılızda olsa bir ışık yanıyor içimde. Belki başka bir baharda, yeniden doğar bezden bebeklerim. Ama şimdiki zamanımda, içimde yağmurlar yağıyor, dereler taşıyor hırçın hırçın. Kocaman bir sarsıntının ortasında tek başınayım. Ölüm bir karış ötemde. Ne yaklaşabiliyorum ona, ne de uzaklaşabiliyorum.
 
günaydınlar berbatt bir gecen sonra iyiyim alişin ıh bıhh demesine rağmen dokuza ceyrak kalakaya kadar uyudum çok hafif baş ağrım varr.....

niyetli değilim bişeyler yiyip ağrı kesici alacağım allahım bi sökülsem geçecek bunlar ama sökülemiyorum bunuda anlamadım ben yaaaa..........

siboşşş eylülün sekizde gideceğim cnm doktora ancak o zaman gidebilirim
ya bide doktora ben doğumkontrol hapı içtiğim halde böle ağrı çekiyorum desem adam ne yapacak varmı bu işin çözümü....ama bu ay senin hapa başlayacam ha yasmin ha o bakalım belki o daha iyi gelir

bugün çocuklarım uslu durusa evimi süpüreceğim sileceğim ...çamaşırlar katalacak yıknacak hatta ütü bile var ama sanmam ütü yapmama ...ama bugün c.tesi belki olurrrr eşim erken gelecek...

kardeşim gelecek bugün abur cubur yemek seviyor ne yapsamki çocuğa niyetlide


ayyy kızlar dün aksam ben uyumusum ya eşimde ömeri sallıyormuş ayağında uyuya kalmış
bizim kapı çalmış , o manyak kadın gelmiş eşimde uyuyunca gözleri şişer biraz zaten pörtlek gözlü
neysee açmış kapıyı bu manayak kadın ,demiş usta için o manayak adam yarın başalayacakmış boyaya(adama manyak diyor ama kendi getirdi )neyse eşimde demiş bunun içinmi rahatsız ettin beni abla sen
aa uyuyoırmuyudn sen demiş evet demiş bizimki he demiş bu arada sen neden bizim kapıya adam yolluyorsun demiş buda ben bakkmıyorumya buraya demiş ,bizimkide biz mi bakıyoruz demiş buraya adam felan yollama demiş senden öncede kimse bakmıyordu sanada zorla bak demedik birdaha böle bir olay olursa sıkarım canınızı demiş....kadın basmış gitmişş
 
kıvılcım cnm çok güzel hikayen .......çok beğendim ..kendimde hikaye tarzında olmasa ufak şeyler yazıyorum....blog oluşturuyorum....

size bir konumu verildide yazdın .? yoksa tamamen konusada sanamı ait cnm
 
kıvılcım cnm çok güzel hikayen .......çok beğendim ..kendimde hikaye tarzında olmasa ufak şeyler yazıyorum....blog oluşturuyorum....

size bir konumu verildide yazdın .? yoksa tamamen konusada sanamı ait cnm

Tesekkür ederim Birsen'cigim. Bu hikaye vardi zaten, böyle bir yarismadan haberim olunca yollamistim. Hatta 2 tane yollamistim ama bu dereceye girmis. Yazilarini okumak isterim. Blog sayfan, KK'da mi yoksa kisisel bir sayfa mi?
 
Günaydın Kızlar,

Saat 6 da kalktı yıne benım haydut sımdı ayakta uyumaya calışıyor.Benimde öyle uykum varkı gözlerim kapanıyor.

Zaten 11 de yattım.2 kere Boraya kalktım.Saat 3 te sahura kalktım.Benim uyku sey oldu anlıycağınız.

Birsom senden özendim dun sahurda balkona hazırladım kahvaltıyı.Nasıl guzeldi ya.Serin hava sabahlıklarımızı gıydik.Davulcu gecıyor.Sıcacık cayımız.Şıkır şıkır bi bursa manzarası sessız sokaklar.
Ben küçükken davulcudan cok korkardım.Sesı duyarken daha Boranın yanına koştum ama duymadı bile.Coçukluğumu hatırlattı bana.

Simdi azıcık geçmişe bakayım.
 
Tesekkür ederim Birsen'cigim. Bu hikaye vardi zaten, böyle bir yarismadan haberim olunca yollamistim. Hatta 2 tane yollamistim ama bu dereceye girmis. Yazilarini okumak isterim. Blog sayfan, KK'da mi yoksa kisisel bir sayfa mi?

kk nın bloğundaa cnm genelde benim çocuklarıma yönelik onlara olan hasretim

yazılı herşey bana aiit cnm


ohhhhh afiyetttt olsun cnm güzel oluyor dimiii serin hava ben hep oradayımm valla kocamla giyiyoruzz hırkalarıı çıkıyoruzzz .........
 
Filizcim hıkayene bayıldım.Tebrık edrim ödülün için.Ve sutun yıne artmış masallah.

Hulya hatunu dedik sana bu işin birde kışı var dıye.Yağmur camur sokaklara cıkarsın senı cadı kızımda gör bsakalım.

Esenım aferin esıne ince odunmuş senınkı hatasını kabul etmiş en azından.

Bırsen benımde önceden cok ağrılı olurdu adetlerm ama doğumdan sonra masallah hıç sancı cekmedım.Mutlaka gıt derım bı dr.

Sibelim sende benım gıbı karga mokunu yemeden ayaktasın.Yağız pasa sayesınde
.
 
Tubacım senınde önemli gunlerın hıç bıtmıyor anacım.Hangı birini tutsun adam aklında.

Benımkıde 3 cocuk yuzunden hep tartışıyorduk ya.Akşam bana kocaman bır buket beyaz lılyum getırmış.Senın zor zamanıda anlamsız üzerıne geldim dıyor.Ben cok istıyorum ama sen istemekte ve istememekte haklısın.Saygı duyarım dedi.Tabı ben bunun gecıcı olduğunu biliyorum ama olsun.Bı sure tartışmayız en azından.
 
Günaydın kızlar
Kıvılcım hikayen çok güzel, dereceye girmesine şaşırmamak lazım, ellerine sağlık, tebrik ederim.
 

Git canım mutlaka ihmal etme belkide bu hap daha iyi gelir sana.Kocanda iyi ağzının payını vermiş kadının keşke sene iki laf edeydin.



Sorma canım ya bu çocuklar bizi şebeğe çevirdiler valla.Daha şimdi uyudu sıpa gidip uyuyadım yazmıştım ya uyuyamadım bende hemen kalktı sıpa benimde çok uykum var ama gündüz uyuyamıyorum işte :çok üzgünüm:

Filizcim hikayen süper vallahi kalemine sağlık ben senin buraya yazarken kullandığın kelimelerden ifade yeteneğinin ne kadar güzel olduğu anlamıştım.Tebrikler.alkisalkisalkis
 


kızzzzzzzzz yazık adama he de sana üç değil dört dene doğuracam dee

azcuk zaman geçsin dee öle kedi gibi pırt pırt doğuramam de

azcuk gaz ver ne geriyon adamı zamanla kuzun büyüdükce anlar o sorumluluğuu


Günaydın kızlar
Kıvılcım hikayen çok güzel, dereceye girmesine şaşırmamak lazım, ellerine sağlık, tebrik ederim.

günaydınn cnm
 
Günaydın Handeor cum.

Kız Bırsen alemsin valla.O benı suya göturur susuz getırır ne cındır o ne cın.Aklınca duygu sömurusune basladı.Bende zamanı gelince yaparız askım dıyorum da pışmış pışmiş guluyor.
 

vallamıııııııııııııııııı kötükedihüsobak kadın bir melektir onu şeytan yapan erkektir

bu söz çok doğruuu heee senin adam bu söze layık şimdiiiii

sen getir onu katakulleyeee
 
Akşama ne yapsamkı ben ya.Bu velette simdi uyuyor öğleden sonra kucaktan inmez.

Korili Tavuk.Şhriyeli pilav ve tarhana yapsam mı acep.Ama evde hardal yok uyansın Borada markete cıkalım bari
 
siboşum ben uyuyordum tatlım kadın geldiğinde

nedim eşime leynn kadın sanamı göz koydu ikide bir bizim kapıda bitiyor bana beyin ne zaman gelcek diyor ....boya işine ikiciyi almış üçüncüyemi göz koydu didimm...

manyakmsın diyorr.............hee manyak oldum diyorum
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…