- 15 Şubat 2021
- 484
- 1.886
- 28
Canlarım merhaba, geçmişe bakamadım malesef. Haber vermeye geldim sadece. Sağlık sorunlarım sebebiyle bir süre aranızda olamayacağım, pek iyi değilim. İnşallah yakında toparlanıp dönmeye çalışacağım, buralar size emanet, hepinizi çok öpüyorum
Ballarım Kadir Gecemiz mübarek olsun, tüm güzel dualarımızın kabul olması dileğimle hepimizin Anneler Gününü de kutlarım❤ Güzel ve Güçlü Anneler
Ah kuzum ya tıkıldık evlere allah sonumuzu hayretsingeçen sene antalyaya gitmiştim kızımla abim gidin ya nolcak diye gaza getirdi pandemi dinlemedik gittik ve iyi ki gittik çok iyi gelmişti belekte voyage gitmiştim tertemiz boş sahilde ben tek giriyordum nerdeyse denizs her yıl giderizde bu yıl plan yapamıyorum ortalık çom daha kötü geçen seneye göre
Yapalım yapalım seninle de ben tam su orucu yapamıyorum iki gündür ama yağ orucu gibi oluyor 300 kalori alıyorum yağdan bugün çeviricem su orucuna sanırım açlık hissetmiyorum çünkü evet dikkat etmek gerek bağışıklığı aslında su orucu çok güçlendiriyor ama orucu tutarken düşüyor
Ayyy şahane
allam ne güzel hemen sonuç alıyorsunuzben bir tarafımı yırtıyorum 59 altına inemedim daha şükredin metabolizmalarınıza lütfen ah gençlik ahh
Ah kuzum ya elbette empati yapmak önemli onlar bilmediklerini nasıl uygulasınlar sevgi dili herkesin başka kendi yollarınca herkes herkesi seviyor elbette lakin bu bizim yaşadığımız boşlukarı doldurmuyor malesef
Amin canım cümlemiz iyi insanlarla karşılaşalım iyiliklerle dolsun taşsın çevremiz
şema terapinin videoları var youtube ta iki sene önce hepsini izledimkitaplarını da aldım kemdime koyduğum teşhisler akıllara zarar ama şu var ki arızalı olmayan var mı aceba
Başka bir kitapta okumuştum beden kayıt tutar dı sanırım hatırlamıyorum tam hangiydi de aslında bize çocukken ebeveynlerimiz yaptıklarından dolayı değil eksik bıraktıklarından dolayı boşluk hissi oluyor işte yani sen bana bunu yaptın değil de bunları neden yapmadın yapabilecekken gibi gibi dolayısyla aynı anısal döngüleri yaşatarak o alamadığımız yaşayamadığımız herneyse onu yaşarız belki şimdi diye döngülere giriyoruz o uüzden hayatımıza aldığımız insanların kalıpları var şema terapide de var benim bir davranışımı destekliycek insanları küüt diye buluyorum değersiz hissediyorsam onu bana yaşatcak tipleri gibi gibi ve bizler ailelerimizle her ne yaşadıysak onlara karşı nefret öfke hissettiğimiz an büyük bir suçluluk duygusu paket olarak geliyor asıl bizi yıkan şey onlara duyduğumuz ilk duygudan ziyade bu hisleri neden hissediyorum suçluluğu anne baba mit haline getirildiği için halbuki insan neticede ama anaya babaya koşulsuz itaat etmen gerek yoksa yanarsın algısı hem dinler hem toplum tarafından desteklenmekte(altı çok derin bencede neyse) bizler öfkemizin de kızgınlıklarımızın da çok doğal olduğunu hoşlanmadığın davranışlarından dolayı bunları hissetmeye hakkımız olduğunu bilsek...
Burda konu hisleri hissetmeye kendimize izin vermememiz bence büyürken bile ben kendi adıma en azından ağlama ayıp sessiz ol uslu ol isteme dile getirme kızma öfkelenme kıskanma sesin çıkmadın saygılı ol bastır YOKOLhep hep hep diye büyüdüğümüz için genelde duygularımızı hissedebilme yeteneğini kaybettik ve olumsuz duygular olarak gelen duygularla başetme yeteneği kazanamadık ve ayrıca hisleri hissedebilme yeteneğini kaybettik bu paket gibi pozitif duguları al negatifleri ele gibi bişey yok halbuki kızmak sinirlenmek öfkelenmek üzülmek çok doğal acı çekmek ayıp acıyı hissedemeyince mutluluğu nasıl hissedersin hissedemezsin hislerin hepsi his neticede seni hissedicem seni hissetmiycem gibi faşist olamazsın yani mümkün değil dolayısıyla ailene karşı hertürlü hissi hissedebilme özgürlüğün olduğunu bilirsen rahatlıyorsun suçluluk duygusu olmadan elbet hakkın var
Affetmek ananı affet babanı affet şunu bunu affet sevgi dolu ol sevgi içimizde gibi ütopik yaklaşımlar malesef sevgisizliği besliyor yapay yaşıyoruz eğer kimseyi affetmek zorunda olmadığjnı bilseydin anamıza babamıza bilmemkime her kimse artık yara açan bizde affetmek zorunda değilsin buna hakkın var (burda asıl mevzu hakkının olması suçluluk duymadan hislerini yaşaman) o bunları yaşamış evet zor bir hayatı olmuş BANANEEEE desek nasıl güzel bir huzur kaplıyor anlatamamakabinde çözülmeler oluyor çünkü affetmiycem uleynnn dediğinde buna hakkın olduğunu bildiğinde farkında olmadan affetcek konular eriyor gidiyor o zaman kişisel değil o dönemde yaşadığın davranışa odaklanabiliyorsun kişisellikten çıkınca da seni etki etme mekanizması çöküyor falan filan ay ne uzattım karşılıklı olaydık daha da uzatırdım da
canım yaşla hareket azalıyor ve yenilen şeylerin kalitesine bağlıAh kuzum ya tıkıldık evlere allah sonumuzu hayretsingeçen sene antalyaya gitmiştim kızımla abim gidin ya nolcak diye gaza getirdi pandemi dinlemedik gittik ve iyi ki gittik çok iyi gelmişti belekte voyage gitmiştim tertemiz boş sahilde ben tek giriyordum nerdeyse denizs her yıl giderizde bu yıl plan yapamıyorum ortalık çom daha kötü geçen seneye göre
Yapalım yapalım seninle de ben tam su orucu yapamıyorum iki gündür ama yağ orucu gibi oluyor 300 kalori alıyorum yağdan bugün çeviricem su orucuna sanırım açlık hissetmiyorum çünkü evet dikkat etmek gerek bağışıklığı aslında su orucu çok güçlendiriyor ama orucu tutarken düşüyor
Ayyy şahane
allam ne güzel hemen sonuç alıyorsunuzben bir tarafımı yırtıyorum 59 altına inemedim daha şükredin metabolizmalarınıza lütfen ah gençlik ahh
Ah kuzum ya elbette empati yapmak önemli onlar bilmediklerini nasıl uygulasınlar sevgi dili herkesin başka kendi yollarınca herkes herkesi seviyor elbette lakin bu bizim yaşadığımız boşlukarı doldurmuyor malesef
Amin canım cümlemiz iyi insanlarla karşılaşalım iyiliklerle dolsun taşsın çevremiz
şema terapinin videoları var youtube ta iki sene önce hepsini izledimkitaplarını da aldım kemdime koyduğum teşhisler akıllara zarar ama şu var ki arızalı olmayan var mı aceba
Başka bir kitapta okumuştum beden kayıt tutar dı sanırım hatırlamıyorum tam hangiydi de aslında bize çocukken ebeveynlerimiz yaptıklarından dolayı değil eksik bıraktıklarından dolayı boşluk hissi oluyor işte yani sen bana bunu yaptın değil de bunları neden yapmadın yapabilecekken gibi gibi dolayısyla aynı anısal döngüleri yaşatarak o alamadığımız yaşayamadığımız herneyse onu yaşarız belki şimdi diye döngülere giriyoruz o uüzden hayatımıza aldığımız insanların kalıpları var şema terapide de var benim bir davranışımı destekliycek insanları küüt diye buluyorum değersiz hissediyorsam onu bana yaşatcak tipleri gibi gibi ve bizler ailelerimizle her ne yaşadıysak onlara karşı nefret öfke hissettiğimiz an büyük bir suçluluk duygusu paket olarak geliyor asıl bizi yıkan şey onlara duyduğumuz ilk duygudan ziyade bu hisleri neden hissediyorum suçluluğu anne baba mit haline getirildiği için halbuki insan neticede ama anaya babaya koşulsuz itaat etmen gerek yoksa yanarsın algısı hem dinler hem toplum tarafından desteklenmekte(altı çok derin bencede neyse) bizler öfkemizin de kızgınlıklarımızın da çok doğal olduğunu hoşlanmadığın davranışlarından dolayı bunları hissetmeye hakkımız olduğunu bilsek...
Burda konu hisleri hissetmeye kendimize izin vermememiz bence büyürken bile ben kendi adıma en azından ağlama ayıp sessiz ol uslu ol isteme dile getirme kızma öfkelenme kıskanma sesin çıkmadın saygılı ol bastır YOKOLhep hep hep diye büyüdüğümüz için genelde duygularımızı hissedebilme yeteneğini kaybettik ve olumsuz duygular olarak gelen duygularla başetme yeteneği kazanamadık ve ayrıca hisleri hissedebilme yeteneğini kaybettik bu paket gibi pozitif duguları al negatifleri ele gibi bişey yok halbuki kızmak sinirlenmek öfkelenmek üzülmek çok doğal acı çekmek ayıp acıyı hissedemeyince mutluluğu nasıl hissedersin hissedemezsin hislerin hepsi his neticede seni hissedicem seni hissetmiycem gibi faşist olamazsın yani mümkün değil dolayısıyla ailene karşı hertürlü hissi hissedebilme özgürlüğün olduğunu bilirsen rahatlıyorsun suçluluk duygusu olmadan elbet hakkın var
Affetmek ananı affet babanı affet şunu bunu affet sevgi dolu ol sevgi içimizde gibi ütopik yaklaşımlar malesef sevgisizliği besliyor yapay yaşıyoruz eğer kimseyi affetmek zorunda olmadığjnı bilseydin anamıza babamıza bilmemkime her kimse artık yara açan bizde affetmek zorunda değilsin buna hakkın var (burda asıl mevzu hakkının olması suçluluk duymadan hislerini yaşaman) o bunları yaşamış evet zor bir hayatı olmuş BANANEEEE desek nasıl güzel bir huzur kaplıyor anlatamamakabinde çözülmeler oluyor çünkü affetmiycem uleynnn dediğinde buna hakkın olduğunu bildiğinde farkında olmadan affetcek konular eriyor gidiyor o zaman kişisel değil o dönemde yaşadığın davranışa odaklanabiliyorsun kişisellikten çıkınca da seni etki etme mekanizması çöküyor falan filan ay ne uzattım karşılıklı olaydık daha da uzatırdım da
canım keten tohumlu salatalar yoğurtlarDetoks yapmadım ki minnoşum, zaten covid sonrası detoks yapmayı düşünmüyorum, sağlıklı besleniyorum ama az yiyorum, iştahım eskisi gibi değil, eee tabi bu da iyi bi şey
süpersin
Amin canımteşekkürler
Canım mesajını tekrar tekrar okudum.Hımmm, konular derin...
Buna bir kitap yazılır, kısa tutmaya çalışacağım
Karıncalar için de bugün bir yöntem duyduk, tutarsa 3-4 güne terk edeceklermiş, gidip vedalaşayım
--------------------------------------------------------------------
Sevgisizlik evet bir çok şeyi olumsuz etkiliyor ama o da bir yere kadar. Ben burada bir kaybetme korkusu da görüyorum. Elindeki şey kötü bile olsa kaybetmeye tahammülün yok sanki. İşte cesaretsiz olduğun nokta tam olarak bu bence. Dilinle söylediğin şeylere içinden tam inanmıyorsun, veya inanmak, kabullenmek istemiyorsun. Bu da umut taşıdığın için olabilir. Bazı şeyleri bırakmayı, vazgeçmeyi öğrenmen gerekecek. Takdir edilmeyi beklemek gibi. Alttan alıp idare ettiğin şeyler karşı tarafta senin için her şey yolundaymış gibi, olanları o şekilde kabullendiğini düşünmelerine sebep oldukça muhtemelen benzer şeyleri yaşamaya devam edeceksin. Eğer ki davanda haklı olduğuna eminsen susmak yerine bunu kırmak için bir noktada kendini net ve bir şekilde ifade etmen lazım. Bunu yaparken de sesin ve yüzün, konuşman ile paralel ciddilikte olmadıkça, hem tepkimi söyleyeyim hemde yumuşak söyleyip üzmeyeyim dersende mesaj yerine ulaşmaz Aynı şeyleri söyler durur birde dırdırcı olmakla yaftalanırsın maalesef. Nokta atışı, net, kararlı, ciddi ve altını çize çize kesin bir dille, bir defa, hadi anlaşılmadı 2.defa söyleyip konuyu orada noktalayabilmek lazım.
Sana girişken dedikleri halde bu sana yetmediğine göre de aslında içindekileri dışarı yeterince yansıtamıyorsun, oysa potansiyelinin farkındasın, daha iyisini yapabilirim diyorsun(bencede). Peki neyi bekliyorsun, niye pasifsin? Olduğun gibi davranırsan olumsuz eleştirilebilirim, beğenilmezsem kaygısı mı? Sen ne istediğinden emin, yeterince kararlı olduğunu belli etmedikçe bu kararsızlık ve hoşnutsuzluk seni üzmeye devam edecek. Kararsız ve uysal durdukça da illa yönetmeye çalışan, eleştiren ukalala birileri çıkacak. (Kararsız diyorum çünkü çekimser insan bence kararsız insandır. Tabi önce ne istediğini de bulman lazım)
Birde herşeyi eleştiren kişiyi zaten hiç ciddiye alma. Ondan bir şeyde bekleme. O önce kendi sorunlarını çözsün
Annenle ilgili tüm beklentilerini de bırak canım. Ne kadar beklenti o kadar hayal kırıklığı. Bu kadar takıyorsun, aslında bu senin kafanda şekillendirdiğin bir profille alakalı, annen arzu ettiğin o profile uymuyor, uyacağını da sanmıyorum. Uymadıkça da her hadise sende bir ukde oluyor. Bende bir çok şeyin farklı olmasını isterdim ama olmadı, olmayacak şeyleri beklemek de boş hülyalar, tamamen muhatabımız ile ilgili kapasite meselesi. Ya bizimki ya onunki, birbirine uymuyor, denk değil. Kimsenin çapı da bir değil. Veremeyecek birisinden veremeyeceği şeyleri ummak ise hiç gerçekçi değil. Bazen bazı şeyleri olduğu gibi kabul etmek lazım. Savaşıp kendimizi boş yere üzmenin bize hiç bir katkısı yok. Hoşgörü de denebilir. Onaylanmaya gelince çok göreceli bir kavram. Dört dörtlük hatta dört beşlik bile olsak daima onaylamayanlar olacak, olmalı, bu işin doğası bu. Kimseler birisini sürekli tasdik edemez.Çünkü karşımızdaki insan kendi seviyesi dahilinde davranmadığımız her şeye tepkili yaklaşıyor. Yani ya onun seviye düşük bizi algılamıyor, ya yüksek kabullenemiyor. Seviyeler yaklaştıkça iletişimde uyum artıyor. Onun için illa eleştiren olacak. Hayatın kanunu bu. Herkes aynı ayarda olsaydı dünyanın işleyişi çok bozulurdu, mükemmel olmazdı yani. İnsan da tabiatı gereği bazen gerçekten birisi tarafından kayıtsız şartsız sevildiğini bilmek, yanlışlarda yapsa desteklendiğini görmek ve çok güvenmek istiyor. Bu ihtiyacı genelde aileden bekliyoruz. Evlatız, menfaatsiz sevilmemiz lazım diye düşünüyoruz. Aslında bu da çok göreceli bir şey. Annemiz bizi doğurdu, büyüttü. Böyle diye bizim istediğimiz gibi biri olmak veya isteklerimize göre davranmak zorunda mı? Aslında değil,sonuçta o da bir insan. Onun tercihleri, onun davranışı, hayatı algılama biçimi ne ise öyle yaşıyor. Tabi hemen hepimizde bir anne nasıl olmalı genel bir beklentimiz var. Kafamızda onları oturttuğumuz güzel bir yer. Ona uygun olmayan şeyleri yakıştıramıyoruz, keşke hepsi makul ölçülerde davranan örnek kişiler olsa toplumda epey bir şeyler yoluna girerdi. Aile konusunda şanslı olmayan çok insan var. Birisi de ben. Acı olan ve kabullenmemiz gereken tek gerçek ise bizler aslında yalnızız, hepimiz. Eş, aile, çocuk, akraba vs hepsi bir yere kadar varlar. Onlarla paylaştıklarımızdan ayrı bir de başımızı yastığa koyduğumuzda kendi içimizde sadece kendimizle paylaştıklarımız var. Paylaşamadığımız ölçüde yalnızız işte. Birilerinin fikren, manen ve bedenen her zaman yanımızda olmalarının ise hiç garantisi yok. Çok sevdiğim sözlerden biri, ağaca dayanma ağaç çürür, insana dayanma insan ölür. Onun için hayatımızı da kimse için değil önce kendimiz için şekillendireceğiz. O ne der bu ne yapar, şu ne düşünür yok. Biri bizi niye onaylasın diye bekliyoruz. O kişi onay mercii mi, belki bizden aşağı birisi ve bizim kadar kafası basmıyor, ileriyi göremiyor, bugün ak dediğine yarın kara diyecek biri olabilir. Bu böyle olabilecekken onaylanma duygusu niye, o kişinin bizi beğenip sevdiğini anlamak için mi? Peki karşımızdaki narşist biriyse, sevgisizse, odunsa, bize istediklerimizi verebilecek çapta değilse ne yapacağız? Sürekli ona göre mi davranacağız ya da onu mu değiştireceğiz? Bunun tek çözümü vazgeçmek. Kişiden olmasa bile ona dair tüm beklentilerden net bir şekilde vazgeçmek ve objektif olmak. Bizim vicdanımıza ve aklımıza göre doğru olduğuna inandığımız, ahlaki olan her şeyi, kimseyi umursamadan yapmak gerekiyor.
Bende bir iki anımı anlatayım. Okul hayatım boyunca hep takdir belgesi almıştım, ilk defa 6.sınıfın yarı döneminde ufak bir not düşüklüğünden teşekkür belgesi aldım. Babam onca takdir belgesini övmek yerine niye teşekkür aldığımı eleştirmeyi seçmişti. Oysa senelerce takdir aldımığı umursamadı. Üniversiteye gitmeme de karşı çıkmıştı, liseyi okusun yeter, bitirince de övünç malzemesi yaptı. Kızım şurayı okudu, bunu okudu. Oysa okurken kaç kere para yolladı. Bir ihtiyacın var mı dedi. Hatırlamıyorum bile. Üniversitede de ameliyat olmam gerekti, 1000 tl lazımdı. İşlerim kötü, para yok nasıl yollayayım dedi. Beklenen oydu ki durumu olmasada baba bir şekilde borç dahi olsa bulur yollar, sonuçta evlat di mi? O ise o dönemlerde vaktini ve parasını başka şeylere harcamayı seçiyordu. Bana vereceği sevgiyi, fedakarlığı başkalarına yapmayı tercih ediyordu. Oysa yıllarca beni sevmesini bekledim. Ha seviyordu belki ama işte, evde bir kediyi sever gibi mi, bir ahbabını sever gibi mi bilmiyorum. Yanımda olması gerektiği hiçbir zaman da yanımda olmadı. Şimdi adam bu, bundan ben takdir beklesem nolur beklemesem nolur, beni sevse nolur? Dedimya herkesin bir çapı var. Şu yaşıma geldikten sonra yapsa ne olacak. Her şey vaktinde anlamlı. Senin taze bahçe biberi gibi. Şimdi sana çuval çuval yollasa da, o yollamadığı zamanın duygusunu unuttur mu? Adil olmak gerekeni gerektiği zaman yerine koymak. Adil davranmayan birisini de çok ciddiye almamak lazım.
Yani aile diye insanları (k)ayırmayı bırakalı çok oldu. Soy bağımız dışında insan insandır. Biz nasıl insan olduğuna göre pozisyon alalım. Tabiki bazı değerler çok önemli ama her şey karşılıklı. Ne kadar ekmek o kadar köfte. Objektif olarak her şeyi dengede tutmak lazım. Beklenti işleri hüsran. Takdir beklemek hüsran. İnsanların değişken düşünceleri varken onların keyfine göre davranmak zaten hüsran. Bazı duygulardan gerçekten vazgeçmek lazım. O zaman her şey güzelleşiyor. Benim bakış açım böyle, kimine göre doğru belki yanlıştır. Bence duygular zayıflık göstermemize sebep oluyor. Hepten duyguları çöpe atmayı tabiki kattetmiyorum, herhangi bir şeyde uygulanabilir doğru kararlar vereceğimizde yalın şekilde düşünebilmeyi savunuyorum.
Aa bir de hani daha önce bahsettiğim bir terapi yöntemi vardı adını hatırlayamadığım. Kendini kendin gibi değilde başkası gibi görüp; eğer bunları yaşayan başka birisi olsa ona ne yapmasını tavsiye edersin? İşte ona verdiğin tavsiyeyi uygulayorsun. Adı da "Şema Terapi" imiş.
Canım çoğu bildiğin şeyler olsada umarım motive edici olur. Kadir gecen ve Anneler günün kutlu olsun
Sen benim en güzel yüreğimsinHımmm, konular derin...
Buna bir kitap yazılır, kısa tutmaya çalışacağım
Karıncalar için de bugün bir yöntem duyduk, tutarsa 3-4 güne terk edeceklermiş, gidip vedalaşayım
--------------------------------------------------------------------
Sevgisizlik evet bir çok şeyi olumsuz etkiliyor ama o da bir yere kadar. Ben burada bir kaybetme korkusu da görüyorum. Elindeki şey kötü bile olsa kaybetmeye tahammülün yok sanki. İşte cesaretsiz olduğun nokta tam olarak bu bence. Dilinle söylediğin şeylere içinden tam inanmıyorsun, veya inanmak, kabullenmek istemiyorsun. Bu da umut taşıdığın için olabilir. Bazı şeyleri bırakmayı, vazgeçmeyi öğrenmen gerekecek. Takdir edilmeyi beklemek gibi. Alttan alıp idare ettiğin şeyler karşı tarafta senin için her şey yolundaymış gibi, olanları o şekilde kabullendiğini düşünmelerine sebep oldukça muhtemelen benzer şeyleri yaşamaya devam edeceksin. Eğer ki davanda haklı olduğuna eminsen susmak yerine bunu kırmak için bir noktada kendini net ve bir şekilde ifade etmen lazım. Bunu yaparken de sesin ve yüzün, konuşman ile paralel ciddilikte olmadıkça, hem tepkimi söyleyeyim hemde yumuşak söyleyip üzmeyeyim dersende mesaj yerine ulaşmaz Aynı şeyleri söyler durur birde dırdırcı olmakla yaftalanırsın maalesef. Nokta atışı, net, kararlı, ciddi ve altını çize çize kesin bir dille, bir defa, hadi anlaşılmadı 2.defa söyleyip konuyu orada noktalayabilmek lazım.
Sana girişken dedikleri halde bu sana yetmediğine göre de aslında içindekileri dışarı yeterince yansıtamıyorsun, oysa potansiyelinin farkındasın, daha iyisini yapabilirim diyorsun(bencede). Peki neyi bekliyorsun, niye pasifsin? Olduğun gibi davranırsan olumsuz eleştirilebilirim, beğenilmezsem kaygısı mı? Sen ne istediğinden emin, yeterince kararlı olduğunu belli etmedikçe bu kararsızlık ve hoşnutsuzluk seni üzmeye devam edecek. Kararsız ve uysal durdukça da illa yönetmeye çalışan, eleştiren ukalala birileri çıkacak. (Kararsız diyorum çünkü çekimser insan bence kararsız insandır. Tabi önce ne istediğini de bulman lazım)
Birde herşeyi eleştiren kişiyi zaten hiç ciddiye alma. Ondan bir şeyde bekleme. O önce kendi sorunlarını çözsün
Annenle ilgili tüm beklentilerini de bırak canım. Ne kadar beklenti o kadar hayal kırıklığı. Bu kadar takıyorsun, aslında bu senin kafanda şekillendirdiğin bir profille alakalı, annen arzu ettiğin o profile uymuyor, uyacağını da sanmıyorum. Uymadıkça da her hadise sende bir ukde oluyor. Bende bir çok şeyin farklı olmasını isterdim ama olmadı, olmayacak şeyleri beklemek de boş hülyalar, tamamen muhatabımız ile ilgili kapasite meselesi. Ya bizimki ya onunki, birbirine uymuyor, denk değil. Kimsenin çapı da bir değil. Veremeyecek birisinden veremeyeceği şeyleri ummak ise hiç gerçekçi değil. Bazen bazı şeyleri olduğu gibi kabul etmek lazım. Savaşıp kendimizi boş yere üzmenin bize hiç bir katkısı yok. Hoşgörü de denebilir. Onaylanmaya gelince çok göreceli bir kavram. Dört dörtlük hatta dört beşlik bile olsak daima onaylamayanlar olacak, olmalı, bu işin doğası bu. Kimseler birisini sürekli tasdik edemez.Çünkü karşımızdaki insan kendi seviyesi dahilinde davranmadığımız her şeye tepkili yaklaşıyor. Yani ya onun seviye düşük bizi algılamıyor, ya yüksek kabullenemiyor. Seviyeler yaklaştıkça iletişimde uyum artıyor. Onun için illa eleştiren olacak. Hayatın kanunu bu. Herkes aynı ayarda olsaydı dünyanın işleyişi çok bozulurdu, mükemmel olmazdı yani. İnsan da tabiatı gereği bazen gerçekten birisi tarafından kayıtsız şartsız sevildiğini bilmek, yanlışlarda yapsa desteklendiğini görmek ve çok güvenmek istiyor. Bu ihtiyacı genelde aileden bekliyoruz. Evlatız, menfaatsiz sevilmemiz lazım diye düşünüyoruz. Aslında bu da çok göreceli bir şey. Annemiz bizi doğurdu, büyüttü. Böyle diye bizim istediğimiz gibi biri olmak veya isteklerimize göre davranmak zorunda mı? Aslında değil,sonuçta o da bir insan. Onun tercihleri, onun davranışı, hayatı algılama biçimi ne ise öyle yaşıyor. Tabi hemen hepimizde bir anne nasıl olmalı genel bir beklentimiz var. Kafamızda onları oturttuğumuz güzel bir yer. Ona uygun olmayan şeyleri yakıştıramıyoruz, keşke hepsi makul ölçülerde davranan örnek kişiler olsa toplumda epey bir şeyler yoluna girerdi. Aile konusunda şanslı olmayan çok insan var. Birisi de ben. Acı olan ve kabullenmemiz gereken tek gerçek ise bizler aslında yalnızız, hepimiz. Eş, aile, çocuk, akraba vs hepsi bir yere kadar varlar. Onlarla paylaştıklarımızdan ayrı bir de başımızı yastığa koyduğumuzda kendi içimizde sadece kendimizle paylaştıklarımız var. Paylaşamadığımız ölçüde yalnızız işte. Birilerinin fikren, manen ve bedenen her zaman yanımızda olmalarının ise hiç garantisi yok. Çok sevdiğim sözlerden biri, ağaca dayanma ağaç çürür, insana dayanma insan ölür. Onun için hayatımızı da kimse için değil önce kendimiz için şekillendireceğiz. O ne der bu ne yapar, şu ne düşünür yok. Biri bizi niye onaylasın diye bekliyoruz. O kişi onay mercii mi, belki bizden aşağı birisi ve bizim kadar kafası basmıyor, ileriyi göremiyor, bugün ak dediğine yarın kara diyecek biri olabilir. Bu böyle olabilecekken onaylanma duygusu niye, o kişinin bizi beğenip sevdiğini anlamak için mi? Peki karşımızdaki narşist biriyse, sevgisizse, odunsa, bize istediklerimizi verebilecek çapta değilse ne yapacağız? Sürekli ona göre mi davranacağız ya da onu mu değiştireceğiz? Bunun tek çözümü vazgeçmek. Kişiden olmasa bile ona dair tüm beklentilerden net bir şekilde vazgeçmek ve objektif olmak. Bizim vicdanımıza ve aklımıza göre doğru olduğuna inandığımız, ahlaki olan her şeyi, kimseyi umursamadan yapmak gerekiyor.
Bende bir iki anımı anlatayım. Okul hayatım boyunca hep takdir belgesi almıştım, ilk defa 6.sınıfın yarı döneminde ufak bir not düşüklüğünden teşekkür belgesi aldım. Babam onca takdir belgesini övmek yerine niye teşekkür aldığımı eleştirmeyi seçmişti. Oysa senelerce takdir aldımığı umursamadı. Üniversiteye gitmeme de karşı çıkmıştı, liseyi okusun yeter, bitirince de övünç malzemesi yaptı. Kızım şurayı okudu, bunu okudu. Oysa okurken kaç kere para yolladı. Bir ihtiyacın var mı dedi. Hatırlamıyorum bile. Üniversitede de ameliyat olmam gerekti, 1000 tl lazımdı. İşlerim kötü, para yok nasıl yollayayım dedi. Beklenen oydu ki durumu olmasada baba bir şekilde borç dahi olsa bulur yollar, sonuçta evlat di mi? O ise o dönemlerde vaktini ve parasını başka şeylere harcamayı seçiyordu. Bana vereceği sevgiyi, fedakarlığı başkalarına yapmayı tercih ediyordu. Oysa yıllarca beni sevmesini bekledim. Ha seviyordu belki ama işte, evde bir kediyi sever gibi mi, bir ahbabını sever gibi mi bilmiyorum. Yanımda olması gerektiği hiçbir zaman da yanımda olmadı. Şimdi adam bu, bundan ben takdir beklesem nolur beklemesem nolur, beni sevse nolur? Dedimya herkesin bir çapı var. Şu yaşıma geldikten sonra yapsa ne olacak. Her şey vaktinde anlamlı. Senin taze bahçe biberi gibi. Şimdi sana çuval çuval yollasa da, o yollamadığı zamanın duygusunu unuttur mu? Adil olmak gerekeni gerektiği zaman yerine koymak. Adil davranmayan birisini de çok ciddiye almamak lazım.
Yani aile diye insanları (k)ayırmayı bırakalı çok oldu. Soy bağımız dışında insan insandır. Biz nasıl insan olduğuna göre pozisyon alalım. Tabiki bazı değerler çok önemli ama her şey karşılıklı. Ne kadar ekmek o kadar köfte. Objektif olarak her şeyi dengede tutmak lazım. Beklenti işleri hüsran. Takdir beklemek hüsran. İnsanların değişken düşünceleri varken onların keyfine göre davranmak zaten hüsran. Bazı duygulardan gerçekten vazgeçmek lazım. O zaman her şey güzelleşiyor. Benim bakış açım böyle, kimine göre doğru belki yanlıştır. Bence duygular zayıflık göstermemize sebep oluyor. Hepten duyguları çöpe atmayı tabiki kattetmiyorum, herhangi bir şeyde uygulanabilir doğru kararlar vereceğimizde yalın şekilde düşünebilmeyi savunuyorum.
Aa bir de hani daha önce bahsettiğim bir terapi yöntemi vardı adını hatırlayamadığım. Kendini kendin gibi değilde başkası gibi görüp; eğer bunları yaşayan başka birisi olsa ona ne yapmasını tavsiye edersin? İşte ona verdiğin tavsiyeyi uygulayorsun. Adı da "Şema Terapi" imiş.
Canım çoğu bildiğin şeyler olsada umarım motive edici olur. Kadir gecen ve Anneler günün kutlu olsun
teşekkür ederim balımGünaydın, iyi pazarlar
Yine erkenciyim
asliogretmen sudem34 cicekcikkk sonngulen anneler gününüz kutlu olsun ️
Biraz popülerizm ve ticari kaygılı bir gün de olsa, insanın hoşuna gidiyor sanırım
ama yine de böyle günleri çok abartmayı sevmiyorum
Herkese sağlıklı, keyifli bir pazar günü dilerim
Amin canım, hepinize versin inşaallahCanım mesajını tekrar tekrar okudum.hatta favori ye kaydettim ara ara okuyacağım.
Şu an kelimeler kifayetsiz kalıyor inan.
İlk okumamda çok duygulandim .
Kafami toparlayinca daha detaylı yazacağım
Ama sana şunu söyleyim.
Kp senin istediğin profilde biri .Eşim hep anlatır okula gidecek mis cebinde parası yokmuş borç bulup vermiş harçlığını.Masallah yani Allah ikisini de sağlıklı ömür versinEşimin annesi de babası da sevgiye doyurmus.Her gün arar konuşur.Gel de kıskanma şimdi
Dediğin gibi yapacak hiç birşey yok.Degistiremeyecegiz asla.
Teşekkürler KıymetlimBallarım
Güçlü Kadınlarım
Günlüğümüzdeki
annelerimizin
ve
en güzel anne adaylarımızın,
anneler gününü kutlarım
Ah benim Hemdemimm ❤Sen benim en güzel yüreğimsin
teşekkür ederim balım
Ha haAmin canım, hepinize versin inşaallah
Çok mutluyum şu an, hemen yazmanı istemem. Kafanın dağınıklığı muhtemelen çok yönlü şeyler düşündüğün için gibi. Biraz dönsünler beyninde bakalım ne kararlar vereceksin
Ne kadar güzel canım, eşinin ailesi yönünden de çok şanslısın o zaman
Bende kv ve kp de yok, görümcede yok, Maşaallah yok yokKim bilir, belki olsaydı keşke olmasaydı derdim
Bu da benim şansım olabilir deyip iyi tarafından bakayım
KarıncaTeşekkürler Kıymetlim
Çok şükür anneler gününü de karıncalarla kutladık, şimdi herkes evlerine dağıldı, sabah ola hayrola
canım keten tohumlu salatalar yoğurtlarnesi detoks değil
sen beni bir de detoks yaparken gör diyesim geldimanyaklaşıyorum çünkü
keten tohumu artık salataya, yoğurda hep ilave etmeyi alışkanlık haline getirmeye çalışıyorum.
yoğurt, peynir, süt ürünlerini çook özlemişim
ama benim detoksum böyle olmuyor, direkt su orucu benimkisi
sen beni bir de detoks yaparken gör diyesim geldimanyaklaşıyorum çünkü
İçinden nasıl geliyorsa öyle yaz Hemdemim . Google translate bana yardımcı olurAh benim Hemdemimm ❤
Bir kaç mesajdır cevapları ingilizce yazasım geliyor, oldum mu acaba ben ya, hiç sanmıyorum ama
Hocam bu öğrencinin ahvali nedir, 'Okyanus Etkisi' mi oldu
Afiyet olsun canım, gayet güzel.günaydın, hava bahar kokuyorrr, mayıs ayı en sevdiğim ay benim
nasılsınız kızlar?
dünkü menümü yazıyorum:
sabah: 1 haşlanmış yumurta, 2 parça füme roast beef, 1 parça gouda peyniri, domates, salatalık, biraz fıstık ezmesi, biraz ahududu reçeli, 2 adet tam ceviz..
yani ölçüsüz bir pazar kahvaltısı her zamanki gibi..
öğle: çilek, muz, kivi, meyve salatası.
akşam: köri soslu kremalı tavuk, yanında fırınlanmış mantar.
kaçamak: 2 kocaman dilim haşhaşlı kremşantili revani
ben artık koruma dönemine geçtim, 1-1,5 kg daha verirsem de güzel olur ama çok kasmıyorum, hayırlısı
dengeli olmaya çalışacağım
hepinize iyi haftalar diliyorum
Merhaba balım günler çok sıkıcı geliyor bu yasaklar bana hiç iyi gelmedi alışverişe devamÜzerimdeki ölü toprağını attım bugün şükür
Gündüz uyumadim.
Evi topladım.
Derslerimi bitirdim.
Market ürünleri yerleştirdim.
Kafamda işler birikiyor biriktikce yoruyor beni onu farkettim.
Sporuma da vakit ayırıyorum bugün.
asliogretmen canım hastalık süreci nasıldı çocuklar filan onlar da geçirdi mi sende hala semptom var mı?
Felicio balım neler yapıyorsun?
Alışverişe devam mı?
Günlerin nasıl geçiyor.
Çok üzgünüm keşke fragmanla kalsa insanın aklı almıyor ama bazı insanlar bencil olabiliyorCanım onlar fragman sen asıl filmi gör
Çok geçmiş olsun Aslım balımBalım, hepimiz atlattık. M. Buğra bir gün istifra etti, Beyza ve ben devamlı uyuduk. Eşim bize göre daha iyiydi. Biraz bakımsız kaldık. Bu şehirdeki yalnızlığımızı ilk defa bu kadar yakından hissettik.
Ne zaman ki arkadaşım bir gün çorba yaptı, kayınvalidem yemek gönderdi. O zaman kendimize gelmeye başladık. Çok şükür şimdi hepimiz iyiyiz . Karantina süremiz de doldu. İki gündür 3’ten sonra yürüyüş yapıp D vitamini alıyoruz bol bol , öyle iyi geliyor ki . Bahar gelmiş memlekete biz yeni farkediyoruz . Çok şükür geçte olsa yaşamak çok güzel . Ah yasaklar bir kalksın dağlara vereceğim kendimi, yaylalaravar bir çok hayalimiz
Çok teşekkür ederim Leylam .Merhaba balım günler çok sıkıcı geliyor bu yasaklar bana hiç iyi gelmedi alışverişe devam
Sen nasılsın?
Çok üzgünüm keşke fragmanla kalsa insanın aklı almıyor ama bazı insanlar bencil olabiliyor
Çok geçmiş olsun Aslım balım
İşallah kuzum hedefe yaklaştıkça durukuyorteşekkürler enerjim
voyage muhteşemdir, çok severim
biz geçen yaz da gitmedik, 1 yıl oldu.
Bu yaz dediğin gibi durumlar daha sıkıntılı
Teşekkürlercicekcikkk senin de cok az kaldı hedefine, keyifle, hiç zorlanmadan geçsin
Canım senin de anneler günün kutlu mutlu olsun kiiiGünaydın, iyi pazarlar
Yine erkenciyim
asliogretmen sudem34 cicekcikkk sonngulen anneler gününüz kutlu olsun ️
Biraz popülerizm ve ticari kaygılı bir gün de olsa, insanın hoşuna gidiyor sanırım
ama yine de böyle günleri çok abartmayı sevmiyorum
Herkese sağlıklı, keyifli bir pazar günü dilerim
Yavru kuşum aslında benim metabolizmam iyi de aslında sağlam spor yaptığım için ama sadece hız değil biliyorsun ki hormonel durumlar direk yönetiyor burda ki mesele yaşla hormonların değişmesi keza menapoz öncesi döneme geldiğinde anlarsın yaşayan bilircanım yaşla hareket azalıyor ve yenilen şeylerin kalitesine bağlıyoksa metabolizma 30larda 1400 se sen 40lara geçtin diye bir anda 1200 lere düşmüyor
Canımm senin de kutlu ve de mutlu olsunBallarım
Güçlü Kadınlarım
Günlüğümüzdeki
annelerimizin
ve
en güzel anne adaylarımızın,
anneler gününü kutlarım
Her şeyde bir hayır var diye boşa dememişlerAmin canım, hepinize versin inşaallah
Çok mutluyum şu an, hemen yazmanı istemem. Kafanın dağınıklığı muhtemelen çok yönlü şeyler düşündüğün için gibi. Biraz dönsünler beyninde bakalım ne kararlar vereceksin
Ne kadar güzel canım, eşinin ailesi yönünden de çok şanslısın o zaman
Bende kv ve kp de yok, görümcede yok, Maşaallah yok yokKim bilir, belki olsaydı keşke olmasaydı derdim
Bu da benim şansım olabilir deyip iyi tarafından bakayım
Menün şahane sen şahanegünaydın, hava bahar kokuyorrr, mayıs ayı en sevdiğim ay benim
nasılsınız kızlar?
dünkü menümü yazıyorum:
sabah: 1 haşlanmış yumurta, 2 parça füme roast beef, 1 parça gouda peyniri, domates, salatalık, biraz fıstık ezmesi, biraz ahududu reçeli, 2 adet tam ceviz..
yani ölçüsüz bir pazar kahvaltısı her zamanki gibi..
öğle: çilek, muz, kivi, meyve salatası.
akşam: köri soslu kremalı tavuk, yanında fırınlanmış mantar.
kaçamak: 2 kocaman dilim haşhaşlı kremşantili revani
ben artık koruma dönemine geçtim, 1-1,5 kg daha verirsem de güzel olur ama çok kasmıyorum, hayırlısı
dengeli olmaya çalışacağım
hepinize iyi haftalar diliyorum
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?