Bu hafta hiç veremedim kafamı buraya özür diliyorum. Bir süre burda olmayacağım, hayatımın dizginlerini elime almam gerekiyor tekrar. Bana özel konulardan aileme bile bahsetmekten uzak duruyorum ama bir kaç cümle söyleyesim var. Her zaman kadınların çok güçlü varlıklar olduğuna inandım. Çalışanı, çalışmayanı, okumuşu, okumamışı farketmez. Fiziksel farklardan bahsedildiği köy ortamlarında bile çocuklarını sırtlarına bağlayıp tarlaya çalışmaya gideni, kışlık odununu kendi kesip kova kova evine taşıyanını gördüm. Gelecekten bir haber olan kızlarınıza, bekar yakınlarınıza gelecekte kuracakları birlikteliklerde karşısındaki insandan beklemesi gereken en önemli durumun SAYGI olduğunu anlatın nolur. Her zaman dile getiririm, seni önemseyen, derdini dinleyen, ihtiyaçlarına önem veren, fikrini soran, senin için önemli şeylerin üstünde duran, kalbinin kırıldığını fark ettiğinde yanlışı düzeltmek için çaba harcayan ve en önemlisi hatalı olduğunda bunu kabul edip telafisine uğraşan şahıs taş olsa sevilir. Ama büyük bir aşkla beraberlik yaşadığın, seviyorum, ölüp bitiyorum dediğin insan sana saygısızlık yaptığında ve bunu mütemadiyen devam ettirdiğinde dünyanın en yakışıklı, en zengin, en akıllı adamı da olsa kum tanesi kadar sevilmiyor. Bu kararı verirken de başta bahsettiğim GÜÇ faktörü giriyor işin içine. Hiçbir kadın kendini ezdirmemeli, önce kendine saygı duymalı, önce kendini önemsemeli. Bu hayata 1 kereliğine gelmişken ve yarına çıkacağımızın garantisini kimse veremiyorken mutsuz, huzursuz bir ortamda 1 dk fazla durması kendine yapabileceği en büyük haksızlıktır.
Aşağı yukarı benim derdimi de anladınız. Üzgün ya da mutsuz hissetmiyorum, aklınız kalmasın. Garip ama heyecanlı hissediyorum kendimi. Zincirlerimi kopartmışım ve bütün dünya önüme serilmişken nereye koşacağımı şaşırmışım gibi

Bir gün dönüp dolaşıp geleceğim yine, o zamana kadar müsadenizi istiyorum. Sizi çok seviyorum, kendinize çok iyi bakın
