Arkadaşlar yorumları okuyorum da nutkum tutuluyor. Kadınlar olarak “evlenmek zorunda değiliz” i beynimize kazımamız gerekiyor bence. Olaya bak. Evlilik, ilk zamanlardan beri gelen bir sözleşme. İlk çağlarda erkek avlanır, kadını çocukları fiziksel gücü sayesinde korurken kadın avı yemek yapıp, toplayıcıkla av bulamadıklarında karınlarını doyurup çocuk bakarmış. Sonra kadın ev işlerini, çocuğu halletmiş erkek para kazanmış. Modern çağlarda kadın da para kazanabiliyor. O zaman erkek eşşek gibi çocuk bakımına ev işine ortak katılacak. Ya da işbölümü yapılacak eskisi gibi. Bu kadar açık, bariz bir olayı nasıl kocalara kabul ettiremiyorsunuz? Hadi ettiremediniz, bu adamlarla evlenme motivasyonu nedir? Para sizde, ev işleri sizde, çocuk sizde. Bu adamın nasıl bir fonksiyonu var?
Birisi de demiş ki çocuk doğurdum adama muhtaç olmayayım diye 3 aylık bebeğimi bıraktım çalıştım. Yahu inanamıyorum gerçekten. Biyolojik olarak yapay rahimle insan tarlalarında bebek büyütmeyi sağlayacak teknoloji olmadığı sürece çocuğu “doğuracak” hamileliği “çekecek” cins kadın. Anne sütü ilk 1 yaş için çocuk açısından çok önemli. Mama aynı şey değil. Dolayısıyla 1 yıl 2-3 saatte 1 gece gündüz durmadan “emzirecek” cins belli. Çocuk yapmak ortak karar. Çocuğun ilk yılları biyolojik olarak fedakarlık yapmak “zorunda” olan cins kadın arkadaşlar. Siz bu zorunlulukta “hayat arkadaşım” diye güvenip evlendiğiniz adamdan 5 kuruş istediğinizde mırın kırın ediyorsa kıçına tekmeyi vuruverin bir zahmet. Yuh artık. Benim bebeğim 3 aylık da değil 9 aylık. Tam 1 haftadır gece en fazla 1,5 saatlik kesintisiz uyku toplam 4 saatlik uykuyla dıruyorum. Valla bu uykusuzlukta işte verimli çalışan süper kadınlar olabileceği gibi benim gibi zombiye dönüp sabah bebekle tekrar uyuyan insanlar da var. İstesem de verimli çalışmam mümkün değil benim. İstemiyorum da zaten. Bir kes olsun eşimden para alırken mırın kırın etmedi yahu ben öyle adama zaten nasıl hayat arkadaşım derdim? O zaman sakat kalsanız vay halinize bu mantıkla. Biri de demiş eşim çalışmasa kendi tercihi demem sayardım

ben kendim teklif etmiştim eşime sen otur evinde diye işte mutsuzken. Ben bakarım demiştim. Adam çalışamayacak duruma gelse karısına yaslanamayacak o zaman?
Tekrar belirtiyorum. Konu sahibi “keyfinden” evde oturmuyor. Kızın çalışma koşullarını koca olacak herif beğenmemiş. İşten çıkmış. Yeni iş göstermiş, burun kıvırmış. Çocuk yapalım ona bak, sonra çalış demiş. O yüzden sadece ama sadece 4 aydır (yazıyla dört) çalışmıyor kadın. Birden gelmiş vay elalemin karıları şöyle böyle demiş. Bazıları da adamı “geçinemiyordur” diye aklamaya çalışıyor. Biz niyet mi okuyacağız hayat arkadaşımız dediğimiz kişi için. Öyle demek istememiştir aslında olay böyledir diye. Adam gibi çıksaymış “karıcım, seni işten çıkardım sonra da iş beğenmedim, çocuk bak dedim ama şimdi baktım ki beb ev geçindiremiyormuşum. Çok sıkıştık. İşe girsen de biraz birikim yapıp rahatlasak, çocuğu sonra düşünsek” dese zaten konu sahibi burada konu açmayacak. Tamam deyip birçok işten birine girecek. Şu beş para etmez oğlan çocuklarını savunmayım gözünüzü seveyim.
Konu sahibi: sakın çocuk yapma. Adama al aynen böyle anlat. Senin popon başın ayrı oynuyor bu ne iş de. İşimden sen çıkmamı istemedin mi de. Çocuk istemedin mi de. Hayat arkadaşına para vermek zoruna mı gidiyor de. Ben sana artık nasıl güveneceğim de. Bunu adam gibi söyleseydin zaten benim mesleğim var çok şükür de. Peki ben çalışacağım, ikimiz de eve para getireceğiz. Ben ailesen destek (kira) getirirken sen borç getireceksin. Ev işlerini de tamamen ben yapacağım. Bir de sana araba alacağız. Bu nasıl bir “eşitlik” hiç düşündün mü de. Ben para getirip ev geçimine katılırım ama ev işleri tamamen yarı yarıya olacak var mısın de. Ne olur şu adamlara susup durmayın yahu. Hatta böyle adamlarla hiç evlenmeyin. Anasının kuzusu olarak anasının evinde yaşasın.