- 5 Ekim 2013
- 3.582
- 3.393
- 168
konu sahibi ya da diğer kadınlarla kişiselleştirmeden bir öz eleştiri yaptım.nasıl yani sence konu sahibi ve onun gibi birçok kadın parayı sevdiği için mi işsizliği kendine sorun etti??
yorumuna bozulduğum için falan sormadım sakın yanlış anlama..konu sahibi ya da diğer kadınlarla kişiselleştirmeden bir öz eleştiri yaptım.
Kendim bu duruma düşersem nasıl davranacağımı da bilemiyorum .Uzaktan davulun sesi hoş gelirmiş.
Kadınlar dayağa hakarete eziyete katlanıyor ama nedense parasızlığa asla katlanamıyor .Hele de eli ekmek tutuyorsa neden çekeyim der .
kadın maddi yük sadece kendisinde olunca bunu hazmedemiyor .Erkeklerin %99'u bu şekilde maddi yükü tek başına göğüslerken bunu kadınlar yapamıyor .İşin gerçeği bu .Hani iyi günde kötü günde olayı var ya herkesin iyi gün kötü gün kavramı farklı sanırım .Toplumsal baskılar da var tabi. Kolay değilyorumuna bozulduğum için falan sormadım sakın yanlış anlama..
sadece aynı dertten yana benim de çok sıkıntım var ve bu yüzden eşimden çok uzaklaştım, her yaptığı her söylediği batar oldu ama bana göre onun işsiz kalması değil, sorun iş bulmak için bi gayreti olmaması ve bunu da geçtim evle ilgili hiçbir sorumluluk almaması..
ama sen böyle bi yorum yapınca acaba dedim kendime bahaneler mi yaratıyorum aslında bu zamana kadar sıkıntı çekmediğim için şimdi her istediğimi yapamıyor olmak mı beni bu hale getirdi diye bi düşündüm de o yüzden.
konu sahibi ya da diğer kadınlarla kişiselleştirmeden bir öz eleştiri yaptım.
Kendim bu duruma düşersem nasıl davranacağımı da bilemiyorum .Uzaktan davulun sesi hoş gelirmiş.
Kadınlar dayağa hakarete eziyete katlanıyor ama nedense parasızlığa asla katlanamıyor .Hele de eli ekmek tutuyorsa neden çekeyim der .
Şöyle bişey var ama evet sadece erkek çalıştığında ve eve para getirdiğinde kadın yan gelip yatmıyor ki evin işini yapıyor yemeğini yapıyor, çocuğuyla ilgileniyor ki bunlar da para getirmese de başlı başına iş. haa şunu dersen de kabul ederim öğlene kadar yatan, haftanın 2-3 günü eve yardımcı alıp işlerinin hepsini yardımcıya yaptıran, eve hiçbir katkısı olmayıp sadece kendisi için yaşayanlar yok mu var, benim savunmam onlar için değil. bunu da yadırgadığımdan değil ama bu durumda kocasının işleri kötüye gitmeye başladığında aynı hayat standardını devam etmek isterlerse bu iyi gün kötü gün olayından sapma olur, kadının parayla evlenmesi olur.kadın maddi yük sadece kendisinde olunca bunu hazmedemiyor .Erkeklerin %99'u bu şekilde maddi yükü tek başına göğüslerken bunu kadınlar yapamıyor .İşin gerçeği bu .Hani iyi günde kötü günde olayı var ya herkesin iyi gün kötü gün kavramı farklı sanırım .Toplumsal baskılar da var tabi. Kolay değil
Gelenek göreneklerin de çok etkisi var .Ben hiçbir zaman kadın-erkek ayrımı görmedim hayatım boyunca. Ailem beni yetiştirirken de "erkeğin görevi şu-kadının görevi bu" demedi. Eğer bu maddi zorluklar içerisindeyken eşim çalışıyor olsaydı ve evi geçindiriyor olsaydı, ben de onun bana yaptığını yapsaydım ve çalışmak istemeseydim, o zaman da bana aynı tepkinin verilmesini normal karşılardım.
Kadın veya erkek...Hayat müşterek. Ben taşın altına elimi sokuyorsam o da sokmalı. Ben ev işlerine nasıl koşturuyorsam o da koşturmalı. Sorun onun erkek benim kadın olmamda değil. Sorun evliliğimizdeki eşitsizlikte.
Kadınların doğasında evi çekiğp çevirmek ve çocuk bakımı kendiliğinden var. Bu yüzden eşler aralarında anlaşıp, eğer tek maaş o eve yetiyorsa, erkek çalışsın, kadın eviyle ve çocuklarıyla ilgilensin diye karar alıyorlarsa çok mantıklı. Ama kadın hem ev işlerine koşturuyor, hem çalışıp para kazanıyor, hem de borçlar gırtlağa dayandıysa, o erkeğin parasını sevmek filan olmuyor. O, adaletsizliğe karşı çıkmak oluyor...
Merhaba bayanlar,
O kadar kafam karışık ki ve o kadar yalnız hissediyorum ki kendimi, çareyi size danışmakta buldum. Ben yaklaşık 1 buçuk yıldır evliyim. 31 yaşımdayım ve eşimle birbirimizi çok severek evlendik. Evlenirken eşimin ve ailesinin maddi yönden yetersiz olması sebebiyle ailem karşımda dursa da sonradan benim mutluluğum için ve kararlılığımdan dolayı razı olup kabullendiler.
Ben iyi bir mesleği ve iyi bir işi olan, üniversite mezunu, kendi ayakları üzerinde duran bir kadınım. Bunun da vermiş olduğu rahatlıkla aşk evliliği yaptım. Eşim de üniversite mezunu, meslek sahibi ancak mesleği ne yazık ki ülkemizde iş bulup aile geçindirecek geçerliliğe sahip değil. Bu yüzden mezun olduktan sonra benimle tanışana kadar hayatını müzisyenlik yaparak kazanmış. Hiç sigortalı, maaşlı bir işte çalışmamış. Ama artık düzenli bir hayatım olmalı dediğinde, memurluk hayalleri kuran iki insan olarak tanıştık. Memur olamadık ama özel sektörde güzel işler bulduk. Nişanlıyken bir anda eşim işten ayrıldı. Evlenmek için paraya ihtiyacımız olduğundan dolayı kredi çekecekti ama işsiz olduğu için onun yerine ben kredi çektim. Bu krediyle eşyalardı, gelinlikti vs evlendik. Tabi eşim evlenmemize yakın bir dönemde başka bir iş bulmuştu ve çalışıyordu.
Herşey güzel olacak hayalleri kurarken evliliğimizin 1.ayında o işten de ayrıldı. Asgari ücretle o iş yapılmazmış. Başka bir iş buldu. Orada da deneme süresi biterken işten çıkarıldı. Sonra başka bir iş buldu… Ve bu iş değişiklikleri 1 buçuk yılda tam 5 kez tekrarlandı. Bu süreç içerisinde ben sabit bir şekilde sabırla çalışarak evimizi geçindirdim. Çünkü eşim hiç eve tam bir aylık maaş bile sokamadan ya işten atılıyordu ya da kendisi ayrılıyordu.
Son işini çok istemişti, dualarla hayallerle girdiği 3 mülakattan da başarıyla çıktı. İşi aldı. Mutluluktan havalara uçtuk. Kazancı iyiydi, istekliydi, o işte yükselme hayalleri vardı. Deliler gibi çalışmaya başladı. Gece-gündüz, cumartesi-Pazar hep çalıştı. Akşamları evde sabaha kadar beraber rapor hazırlamak için uykusuz kaldık. Ama ne yazık ki deneme süresi bitiminde patronu sebepsizce işine son verdi. Yıkıldık. Sinir krizi geçirdim ben de, günlerce kendime gelemedim. Hayallerimiz bu sefer çok ağır yıkılmıştı.
Eşim yaklaşık son 2 aydır işsiz. Sürekli evde oturuyor. Buna alışığım tabi ki ama bu sefer iş de aramıyor. Ailemle karşılaşmamak için onlardan kaçıyor. Ne yüzle bakacağım onların yüzüne diyor. Bu sefer kendi işini kuracakmış. Bunu denemek zorundaymış. Hangi parayla kuracak derseniz, tabi ki ben kredi çekeceğim yine. Bu sefer yapabileceğine, kendi işini kurarak bizi rahata çıkarabileceğine inanıyor ama işin kötü yanı benim inancım kırıldı artık. Onun başarılı olacağına inanmıyorum. Bu işi de batırırsa daha beter borca gireceğiz ve zaten bütün evin, kredilerin, kredi kartlarının, faturaların borçları altında ezilmiş olan ben, altında kalacağım herşeyin. İş aramasını istiyorum, düzenli bir işi olsun, az da olsa kazancı olsun istiyorum. Çocuk istiyorum. Ama tabi bu durumda mümkün değil.
Bir türlü aklını çelemiyorum. Bir yandan onu desteklemem gerektiğini düşünüyorum, çünkü belki de bu sefer başarılı olur, kazanır, rahata çıkarır bizi. Ama artık hem evin geçimini sağlayan hem de evi çekip çeviren olarak tek başıma çok yorulduğumu ve pes etmek üzere olduğumu hissediyorum.
Ailem boşanabileceğimi, bana sonuna kadar destek vereceklerini söylüyor. Ben eşimi seviyorum ve ona bir kez daha inanmakla boşanmak arasında gidip geliyorum. Kafam çok karışık. Nolur yardım edin L
Merhaba bayanlar,
Son durum şu şekilde; Eşimle onun ailesini ziyaret ettik, annesi, 2 ablası ve abisi var, hepimiz bir aradaydık.
Konuyu onlar açtılar, eşime sorular sormaya başladılar, ne yapmayı düşünüyorsun, ne kadar paraya ihtiyacın var, biz sana nasıl yardımcı olabiliriz, ne zaman yapmak istiyorsun planladıklarını diye. Ve bana da sordular, sen destekliyor musun peki iş kurmasını diye, sesimi çıkaramadım orda, kalakaldım. Kendisi bilir dedim, sustum. Eşim bir anda sinirlendi, neden sorguya çekiliyorum ki diyerek ortamı terk etti. "Ben düşünüyorum her şeyi ayrıntısıyla merak etmeyin" dedi, kalktı masadan. Halbuki ailesinin sorguya çekmek gibi bir niyeti yoktu.
O başka odaya geçince ben de ailesine aslında kredi çekmek istemediğimi, iş kurmasını istemediğimi, ona iş bile bulduğumu ama girip çalışmak istemediğini söyledim. Madem öyle bunu ona söylemelisin dediler, ben de eğer söylersem işte bu şekilde kavga gürültü kıyametler kopar, o yüzden susuyorum dedim. Susma dediler, senin arkandayız dediler. Madem sen istemiyorsun biz de ona maddi destek vermeyiz, gitsin çalışsın bir yerde dediler.
Ama tabi eşim 5 dk sonra içeri girdi, ben bu saatten sonra asla bir işe girip çalışmayacağım, memurluk da olsa çalışmayacağım, kararımı verdim, bu kadarını söylüyorum dedi. Hadi gidiyoruz dedi, beraber çıktık eve geldik. Ve hiç o konuda konuşmadık.
Ertesi gün ben ona fikirlerimi anlatan bir mektup yazdım, gayet de ılımlı cümleler kurdum. Yüz yüze konuşmaya kalkınca kavga ediyoruz bu yüzden sana mektup yazdım dedim. Bu sabah bıraktım mektubu çıktım işe geldim. Öğlen telefon açtım, sesi çok soğuk ve sinirliydi. Ben seni suçlamak için yazmadım onları filan dedim ama o kadar sinirliydi ki bana saldırıya geçti hemen, neden evlendik ki, keşke evlenmeseydik gibi laflar söylemeye başladı. Ben de benim canımı acıtmaya çalışıyorsun bile bile, halbuki ben seninle mantıklı konuşmaya çalışıyorum dedim. O zaman kapat telefonu akşam konuşuruz, şimdi sinirliyim dedi. Tamam diyip kapattım.
Akşama büyük kıyamet kopacak gibi hissediyorum. Ben ne yapacağım bu adamla?
canım Allah kolaylık versin sana, evet belliki sağlam bir kıyamet kopacak, çünkü bir benzerini yaşadım 1,5 ay hiç konuşmadı benimle sırf ne yapmayı düşünüyorsun iş aramayacak mısın yoksa ne yapacaksın dedim diye hatta konu açmıştım nasıl barışacağım diye o zaman anladım ki üslubum biraz sert olmuş, ona onun işe yaramadığını düşündürtmüşüm.Merhaba bayanlar,
Son durum şu şekilde; Eşimle onun ailesini ziyaret ettik, annesi, 2 ablası ve abisi var, hepimiz bir aradaydık.
Konuyu onlar açtılar, eşime sorular sormaya başladılar, ne yapmayı düşünüyorsun, ne kadar paraya ihtiyacın var, biz sana nasıl yardımcı olabiliriz, ne zaman yapmak istiyorsun planladıklarını diye. Ve bana da sordular, sen destekliyor musun peki iş kurmasını diye, sesimi çıkaramadım orda, kalakaldım. Kendisi bilir dedim, sustum. Eşim bir anda sinirlendi, neden sorguya çekiliyorum ki diyerek ortamı terk etti. "Ben düşünüyorum her şeyi ayrıntısıyla merak etmeyin" dedi, kalktı masadan. Halbuki ailesinin sorguya çekmek gibi bir niyeti yoktu.
O başka odaya geçince ben de ailesine aslında kredi çekmek istemediğimi, iş kurmasını istemediğimi, ona iş bile bulduğumu ama girip çalışmak istemediğini söyledim. Madem öyle bunu ona söylemelisin dediler, ben de eğer söylersem işte bu şekilde kavga gürültü kıyametler kopar, o yüzden susuyorum dedim. Susma dediler, senin arkandayız dediler. Madem sen istemiyorsun biz de ona maddi destek vermeyiz, gitsin çalışsın bir yerde dediler.
Ama tabi eşim 5 dk sonra içeri girdi, ben bu saatten sonra asla bir işe girip çalışmayacağım, memurluk da olsa çalışmayacağım, kararımı verdim, bu kadarını söylüyorum dedi. Hadi gidiyoruz dedi, beraber çıktık eve geldik. Ve hiç o konuda konuşmadık.
Ertesi gün ben ona fikirlerimi anlatan bir mektup yazdım, gayet de ılımlı cümleler kurdum. Yüz yüze konuşmaya kalkınca kavga ediyoruz bu yüzden sana mektup yazdım dedim. Bu sabah bıraktım mektubu çıktım işe geldim. Öğlen telefon açtım, sesi çok soğuk ve sinirliydi. Ben seni suçlamak için yazmadım onları filan dedim ama o kadar sinirliydi ki bana saldırıya geçti hemen, neden evlendik ki, keşke evlenmeseydik gibi laflar söylemeye başladı. Ben de benim canımı acıtmaya çalışıyorsun bile bile, halbuki ben seninle mantıklı konuşmaya çalışıyorum dedim. O zaman kapat telefonu akşam konuşuruz, şimdi sinirliyim dedi. Tamam diyip kapattım.
Akşama büyük kıyamet kopacak gibi hissediyorum. Ben ne yapacağım bu adamla?
canım Allah kolaylık versin sana, evet belliki sağlam bir kıyamet kopacak, çünkü bir benzerini yaşadım 1,5 ay hiç konuşmadı benimle sırf ne yapmayı düşünüyorsun iş aramayacak mısın yoksa ne yapacaksın dedim diye hatta konu açmıştım nasıl barışacağım diye o zaman anladım ki üslubum biraz sert olmuş, ona onun işe yaramadığını düşündürtmüşüm.
sen olabildiğince ılımlı konuş, o çok sert gelecek sana sen alttan al yine de, onu ezmeden ne istediğini ve neden istediğini güzelce açıkla.
canım Allah kolaylık versin sana, evet belliki sağlam bir kıyamet kopacak, çünkü bir benzerini yaşadım 1,5 ay hiç konuşmadı benimle sırf ne yapmayı düşünüyorsun iş aramayacak mısın yoksa ne yapacaksın dedim diye hatta konu açmıştım nasıl barışacağım diye o zaman anladım ki üslubum biraz sert olmuş, ona onun işe yaramadığını düşündürtmüşüm.
sen olabildiğince ılımlı konuş, o çok sert gelecek sana sen alttan al yine de, onu ezmeden ne istediğini ve neden istediğini güzelce açıkla.
aaaa öyle mi? kusura bakmayın lütfen kendi konularımla ilgili bildirim gelmiyor bana ben de unutuyorum kontrol etmeyi, böyle gözden kaçırıyorum hay allah..Bende sizin konunuzu okumuştum. Son durum ne diye sordum, o soruyu ciddiye almayın. Durumu siz burda yorum yaparken anladım :)
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?