kendini severek bir şeyleri düzelten var mı

Kpssyi kazanarak,ailemden ayri hayat kurarak, beni dibe çeken epey uzun bir iliskiyi bitirerek,duygusal boşlukta bir erkek tarafından duygusal ve cinsel olarak sömürülerek en son ise yeterince acı çekip yeter be diyerek :) Hayat çark gibi bir alttasın bir üstte. Ben inanmiyorum videolar izleyerek bir seyler olacağına. Hedefler koy kendine onları gerçekleştirdikçe kendini sevmeye baslayacaksin
işte bunları yapmak da enerji istiyor ama bende kucuk kucuk hedefler koyarak başladım bakalım
 
Sorum başlıktaki gibi. Kendimi yavaş yavaş sevip kabullenmeye başladım ama bu klasik bi söz mü yoksa gerçekten hayatınızda kendinizi sevmek bir şeyleri değiştirdi mi? Bu sorum başından beri kendini sevenler için değil de sonradan sevmeye başlayanlar için daha çok ama tabi ki herkesin yorumlarını bekliyorum.
Başlığınız gibi kişisel gelişim konusunda kendime bi topik açtım hatta. Bundan uzun zaman önce toksik bir ilişkim vardı. Karşımdakine enayi derecesinde fedakarlık yaptım. Kendimi unuttum ona taptım. Sonra ne oldu değer görmedim hep kırıldım incindim. Bir gün yeter artık dedim kendimi sevmek istiyorum kendimi herkesten her şeyden değerli görmek istiyorum dedim. Beni üzen sıkan kim varsa hayatımdan çıkardım kendimi geliştirmeye başladım. Kendime yatırım yaptım özetle. Ve artık çok daha güçlü hissediyorum
 
Başlığınız gibi kişisel gelişim konusunda kendime bi topik açtım hatta. Bundan uzun zaman önce toksik bir ilişkim vardı. Karşımdakine enayi derecesinde fedakarlık yaptım. Kendimi unuttum ona taptım. Sonra ne oldu değer görmedim hep kırıldım incindim. Bir gün yeter artık dedim kendimi sevmek istiyorum kendimi herkesten her şeyden değerli görmek istiyorum dedim. Beni üzen sıkan kim varsa hayatımdan çıkardım kendimi geliştirmeye başladım. Kendime yatırım yaptım özetle. Ve artık çok daha güçlü hissediyorum
bakayım topiğinize. ben de topik acmıstım da yazmadım 2 gündür. ne zaman basladınız siz peki?
 
Başlığınız gibi kişisel gelişim konusunda kendime bi topik açtım hatta. Bundan uzun zaman önce toksik bir ilişkim vardı. Karşımdakine enayi derecesinde fedakarlık yaptım. Kendimi unuttum ona taptım. Sonra ne oldu değer görmedim hep kırıldım incindim. Bir gün yeter artık dedim kendimi sevmek istiyorum kendimi herkesten her şeyden değerli görmek istiyorum dedim. Beni üzen sıkan kim varsa hayatımdan çıkardım kendimi geliştirmeye başladım. Kendime yatırım yaptım özetle. Ve artık çok daha güçlü hissediyorum
ben zaten topiğinize bakmışım hatta beğenmişim de pardon :D
 
Mukkemmeliyetci bir ailem var. Surekli elestiren, asiri kontrolcu. Dolayisiyla cocukluk ve genclik donemim pek mutlu gecmedi. Universite yillarimda mutluydum cunku daha ozgurdum, kendimi bulmustum yine de en buyuk hatam sevgi kirintisi icin fedakarlik yapmamdi. Oysa sadece karsi tarafin totosunu kaldirmaktan ve kendini de kolelestirmekten baska birsey degildi. 40lı yaslarimda sanirim birseyler degisti. Bazi seyleri daha bir net olarak fark ediyorsun. Hayir demwyi ogrendim. O can ise ben de canim diyorum. Duygu vampirlerine, surekli negatif enerji verenlere katlanamiyorum. Yavas yavas etrafindaki insanlari temizledim. Benim farkina varmam 40li yaslarimda oldu. Olgunlasmayla beraber. Gec oldu ama olsun.
 
Ben kotu bir iliski sonrasinda kendine deger vermek ile ilgili bir sarki yazmistim (soz muzik aranjman bana ait). Sozleri ingilizce ama cevirisini yazmak istiyorum:

Uyaniyorum, hep gec, hep yorgun, bikkinim
Masamin uzerindeki cicekler solmus, sinirleniyorum
Ama bir seyler degisti, bazi seyler degisti
Icten ice daha mutluyum, daha guclu
Iyi ki seninle evlenmemisim
Iyi ki simdi yuzunu gormuyorum

Eve geliyorum, hep yorgun
Yagli bir fast food soyluyorum aksam yemegi niyetine
Ve dusunuyorum da hakliydin bana demistin ki
Bana demistin ki sen yalniz olmaya mahkumsun
Ama iyi ki su an oldugum kisiyim
Bazi seyler degisti, bazi seyler degisti
Icten ice daha mutluyum, daha guclu
Iyi ki seninle evlenmedim
Iyi ki simdi yuzunu gormuyorum

Reklam gibi oldu biraz ama icimden paylasmak geldi.


Bu sarkiyi söyleyen sen misin? 😳
 
Ben de sizin gibi kendine yaranamayanlardanım. Ne yapsam yetmiyor memnun olmuyor kendim :KK45:

İnsanların bana bakıp da başarı olarak gördükleri şeyi ben kendime baktığımda başarsızlık olarak görüyorum çok tuhaf. İyi bir üniversitedeki iyi bir bölümü bitmesine yakın bıraktım. Şimdi başka bir mesleğim var. Herkese göre bu büyük bir cesaret, idealist bir adım. Oysa ki ben hala başaramadın , olmadı diye kzııyorum kendime. Çok acı.

Hep mükemmeli bekliyorum. En ufak bir hatamda gözümden düşüyorum. Hep kendime yaranmaya çalışıyorum. İyi bir şey yapsam daha kendimi tebrik ederken içimdeki ses bana eskileri hatırlatıyor.

1 yıl önce tvdeki bir bilgi yarışmasına katılmıştım. Yaklaşık 5 dk sürmüştü benim kısmım. Sunucu bana demişti ki '' kendinize çok mı kötü davranıyorsunuz? '' Adam beni 2dk'da çözmüştü,Eve gidip çok ağladığımı hatırlıyorum. Hiç bitmeyen bir mücadele kendini kendine kanıtlamaya çalışmak. Neyse yeterince dram yaptım gidiyorum :KK53:

çok tanıdık, sanki ben..
 
Sorum başlıktaki gibi. Kendimi yavaş yavaş sevip kabullenmeye başladım ama bu klasik bi söz mü yoksa gerçekten hayatınızda kendinizi sevmek bir şeyleri değiştirdi mi? Bu sorum başından beri kendini sevenler için değil de sonradan sevmeye başlayanlar için daha çok ama tabi ki herkesin yorumlarını bekliyorum.
Kendını sevmeyen hiç bir şeyı sevmezmış .Sev kendını :)
 
Kendimi oldum olası severim, megolamanlığın zirvesi😂
O sebeple değişecek şey bulamıyorum, başkaları değiştirsin kendini.

Bu cevap yeterlidir umarım😂😂
 
Ben hiç kimseye hayır diyemıyordum önceden. Millet üzülmesin ben üzülürüm kafasındaydım. Nasıl ki baktım iyilikten maraz doğuyor beni enayi yerine koyuyorlar. İşte o zaman herkes Benim g.tümü yesin kafasına girdim😃 o gün bugündür kafam aşırı rahat
 
Bana göre kendini sevmekten çok kendini tanımak ve olduğun gibi kabullenmek hayatı değiştiriyor.
Yapı olarak mükemmeliyetçi biriyim. Eleştiriye tahammülüm de çok azdı önceden. Sürekli kendimi savunmaya çalışıyordum olumsuz bir eleştiri olduğunda. O yönümü biraz değiştirdim.
Biri ‘sen şöylesin’ mi dedi?
Evet, öyleymişim diyorum.
Biri ‘neden bunu böyle yapmadın’ mı dedi?
Demekki elimden o kadarı gelmiş diyorum.
Ve inanın kafam çok rahat.. kendimle de kavga etmiyorum artık bazı şeyleri kabullendikten sonra.
 
Sorum başlıktaki gibi. Kendimi yavaş yavaş sevip kabullenmeye başladım ama bu klasik bi söz mü yoksa gerçekten hayatınızda kendinizi sevmek bir şeyleri değiştirdi mi? Bu sorum başından beri kendini sevenler için değil de sonradan sevmeye başlayanlar için daha çok ama tabi ki herkesin yorumlarını bekliyorum.
Ben de mesela kendinizi nasıl sevmeye başladınız bunu merak ediyorum. Siz de bana yol gösterseniz?
Yaptıklarım herkese yeterli gelirken ben kendimden hiç memnun değilim. En sert eleştirdiğim, yerden yere vurduğum tek kişi belki de kendimim. Herkese empatiyle yaklaşabilir, sebeplerini anlayabilirim ama bunu kendim için yapamıyorum. Kimseye kin tutmam, affediciyim. Ancak kendi hatalarımı asla affetmiyorum. Velhasıl konunuza böyle dalmak istemezdim ama bana da öğretin lütfen, elimde kalacağım yoksa.:)
 
Ben de mesela kendinizi nasıl sevmeye başladınız bunu merak ediyorum. Siz de bana yol gösterseniz?
Yaptıklarım herkese yeterli gelirken ben kendimden hiç memnun değilim. En sert eleştirdiğim, yerden yere vurduğum tek kişi belki de kendimim. Herkese empatiyle yaklaşabilir, sebeplerini anlayabilirim ama bunu kendim için yapamıyorum. Kimseye kin tutmam, affediciyim. Ancak kendi hatalarımı asla affetmiyorum. Velhasıl konunuza böyle dalmak istemezdim ama bana da öğretin lütfen, elimde kalacağım yoksa.:)
Aslında bu konudaki diğer kişiler daha doğru yol gösterebilir çünkü ben daha başlangıç aşamasındayım 😄. Meditasyonla başladım öncelikle; kendini sevme, özşefkat meditasyonları. Her halimle sevilebileceğimi fark ettim. Ki bu en önemlisi bence. Kendi zayıf ve güçlü yanlarımı tanıdım. İçimdeki acımasız sesi fark ettim ve o sesi değiştirmeye kendimi ona karşı savunmaya başladım. Bu sorunumun temelini fark ettim; aşırı eleştirel bi ebeveyne sahibim, artık değişmiş de olsa. Geçen gün de burdaki bi yorum sayesinde şemalarım olduğunu fark ettim şimdi kitabını okuyup o konularda kendimi iyileştiricem. En iyisi aslında terapi almak da almadım ben.
 
Eveeettt. Kendini seversen kendine yanlis yapmazsin. Baskalarinin seni uzmesine izin vermezsin. Cocuklarina da bunu ogretirsin. Hayata daha positif bakarsin. Kendine saygin olur. Karsindakinede.
 
Uzun uzun ciddili yazsanız sizin yorumlarınızı seviyorum 🙄

Teşekkür ederim.
Şimdi "Şuralarımı mı yabtırsam, şuramdan şu kadar yağ çektirip şu yanıma mı ekletsem" diye bir miktar suratımı inceledikten sonra "Kendimi her halimle çoq sefiyorum" yazmak ne kadar doğru olacak bilmiyorum ama. :)
Biraz dağınık anlatabilirim, açım çünkü kafam yemekte :))

Ben kendimi sevmeyi sağlıkta değil, hastalıkta öğrendim.
Çok eziyetli bir insandım, kendime yapmadığım-yapılmasına izin vermediğim eziyet kalmadı desem, çok da abartmış olmam.
Bu fiziksel görünüm oldu kah, kah hayallerinden vazgeçme oldu, kah maddi-manevi kullandırma oldu. Kurduğum büyük büyük çoğu hayalden vazgeçtim ve bunu "İmkansızlıktan" yaşamadım, öyle isteniyor/mutlu olsunlar bari diye vazgeçtim.

Tam manasıyla özgür bir ruh olarak doğmama karşın (Burç murç merak eden olursa kova/yükselen ikizlerim), her geçen seneyle birlikte kafeslendim, kah bunu annem-babam bilmeden, iyiliğim için yaptı, kah birkaç sevgili, kah ben, kah o, bu şu...
Toplum baskısı, yok elalem ne der'i, aman adı çıkmasını, şurayı şöyle okusun da zeki bilinsin'i, aman namusuydu-adı çıkmasınıydı osuydu busuydu... Hepimizin az ya da çok yaşadığı (Şanslı bir azınlığımızın maruz kalmadan yetişebildiği) o klasik şeylerin hepsini (Hassas biriydim, doğam öyleydi) over doz yaşadım kendime göre. Ne örnek alacak-kollayacak bi abla vardı ailede, ne başka biri, sülalede çoğu kişinin kolay eleştirdiği-bakışlarıyla dövdüğü biriydim. Kardeşim için çok siper olmuşluğum var bu konularda.

En sonunda bir hastalık nüksetti ve ben kendimle beraber herkesi akabinde 2-3 sene yıktım, manen öldürdüm.
Ne arkadaş koydum/kaldı, ne komşu, ne ana-baba... Ailem o süreçte elbette çok üzüldü yıprandı ancak şanslıydım ki nihayetinde onlar da kendilerini, yaptıkları hatalar üzerine sorgulamaya başladı.

Aynı hastalık sürerken, çeşitli iftiralara maruz kaldım ve işin bktan yanı kulağıma da getirdiler zerre düşünmeden. :)
Neler demediler ki, "..roin kullanıyoğmuş ondan olmuş", "Aman da çok sevdiği biri varmış ortada komuş"a kadar her şeyi söylediler. Belki normalde bunları duysam koymazdı ancak hasta yatağında olunca ve bir şey yapamayınca koyuyor, 21-22 yaşında filandım sanırım, gençliğim bitti dedim.

İlk kez gördüğümüz tanıdığımız bu hastalığı anlayana kadar ömrümden ömür gitti ki bunu ancak aynı hastalıktan mustarip insanlar anlayabilir. Damgalandığınız, ötelendiğiniz, olası bir evlilik yaparsanız üremenize kadar, bilgisi olmayıp fikri olan herkesin karıştığı bir hastalık bu. Türkiye gibi bir yerde, o senelerde deli ilan edildiğiniz.

Sonra sevecek hiçbir şeyim kalmayınca elimde... Deliliği severek başladım.
Eserekli hallerimi sevdim, "Sktr" çekmelerimi sevdim, ters bir lafta "Senin ağzını öyle bir yırtarım, 40 terzi bir araya gelse dikemez" demeyi sevdim.

Kelebek gibi bir insandım, işte böyle olacakmış da ben, ben olacakmışım, böyle olacakmış da "Hayır" demeyi, taviz vermemeyi bilecekmişim... Bir süre lanetli bir bal porsuğu gibiydim, öylesine saldırgan, diliyle deşen cinsten.
O halimi de sevdim, çünkü o halden geçip dönüp baktığımda, yargılamamayı o halimde öğrendim.
Her küfredene terbiyesiz dememeyi, her ters bakana sorunlu dememeyi, her somurtkana soğuk dememeyi, her geri duranı alık zannetmemeyi o hallerim öğretti.

Bir insanın, deli karikatürüne gülememesi, dalıp gitmesi, içinden ağlamak gelirken ilaçlar sebebiyle ağlayamayıp öyle bakması ne demektir, öğrendim. Bunu çok az kişi bilir.

Ben o hallerimi sevmeseydim, ölürdüm.
%60 intihar oranı veriyorlar bize. :)

Her ne ise, ömrümde görmediğim kilolara çıktım ilaçlarla, o zaman anladım ki ben kendime çok "Zayıf kal,kilolusun" eziyeti etmişim 50li kilolarımda. 60lı kiloları da sevdim, 70lileri de... Onları geri verirkenki irademi de sevdim.
Her sene aldım-verdim. Sövdüm-sevdim.

Odak problemi yaşadım, bir atak sonrası konuşmayı unuttum. 3 ay kekeledim.
Kelimeleri bir araya getirip de cümle kuramadım o halimi de sevmek zorundaydım, severek yenmek zorundaydım.

Daha burada yazmak istemeyeceğim pek çok ayrıntı...
Dünyayı tersinden görmek nedir, bilirim. Bunu görüp de sağlam çıkan biriysem, tamam benden güçlüsü de yok.
Misal alır burayı biri bel altı yapmak için kullanır korkum yok, kanatamazlar tunç gibiyim, deli(!) cesaretidir zayıf yönlerim ortada gezerim.

Bir şeyi ispatlamak istersem ispatlarım, istemezsem isteyen istediğine inanabilir.
Her şekilde ben, kıymetliyim. "Aslaaa yapmaaam" dediğim hiçbir şey yok.

Misal bugün uzun bir aradan sonra bisiklete bindim, binerken "Ya bu yolu hiç sevmiyorum, yanlışlıkla birine çarparsam diye geriliyorum öf" diye geçirdim içimden ve sonra "Amaan pardon derim, sanki kaburgasını kıracağım da" diye geçirdim bastım pedala. Olay bu. Bize "Pardon" dediler de öldük mü? Biraz da biz pardon deyiveririz, nolcak?

Sağlığınızla sınanacağınız hale gelmeden sizler de anlayın kıymetinizi derim.
 
Son düzenleme:
Back
X