- 4 Aralık 2012
- 2.995
- 4.437
- 333
- 39
- Konu Sahibi _asmunikal_
-
- #3.581
Eki Görüntüle 1944609 @Scosnob al bacıcım senin için))
Köy yolunun henüz girişi ve sürekli yana kayıyoruz:))))
Şoförle iddaya girdim. Şefim busefer kalmayacaz yolda diyor ben kalacagiz diyorum. Öğle yemeğine.
Okyanusya sen ahçimiydin??? Sanki başka bisey gibi hatirliyorumda hayvanlarla ilgiliEki Görüntüle 1944609 @Scosnob al bacıcım senin için))
Köy yolunun henüz girişi ve sürekli yana kayıyoruz:))))
Şoförle iddaya girdim. Şefim busefer kalmayacaz yolda diyor ben kalacagiz diyorum. Öğle yemeğine.
Ahçı:))) neden olmasın ikinci ögretim gastronomi okunur vallahi keyfineOkyanusya sen ahçimiydin??? Sanki başka bisey gibi hatirliyorumda hayvanlarla ilgili
zaten ilk alışverişimi martta ancak yapıcam, almazsam temmuzda sizden beklerimalmaaaa gününde alalım
günün ne zaman
:)Ahçı:))) neden olmasın ikinci ögretim gastronomi okunur vallahi keyfine
Hayir tatlim Kırsal Kalkınmada tarim bakanligina bagli destekleyici kurumda uzmanım. Ab projelerini denetleyip kontrol ediyorum
Mino nun siyah gülünü çok sevdim ama arkadaştan okuduğum için bırakıyorum kendime alıp devam edeceğim . Altını çizmek vs istiyorim.
Akşama ince mehmed lere başlarım inşallah
Hakan Günday__Az bitti.
Günday'ın kalemini özlemişim. Kitap hakkında yazacak çok şey var ama adı gibi az gelir cümleler, ben çok sevdim.
İçimi acıtmadı mı evet acıttı, bazen hissizleştiğim satırlar da oldu.
Öyle ki bazen ne olduğunu anlamam için bazı cümlelerin üzerinden iki kere geçmem gerekti, bunun sebebi anlaşılamadığı için değil de büyük bir olayı o kadar sıradan ve doğal anlatıyor ki, nasıl ya böyle değildir, yanlış mı okudum diyorsunuz.
İki kahramanımız var; Derda ve Derdâ , biri kız biri erkek, yaşları çok ufak ama yaşadıkları o kadar derin ki, küçük bedenleriyle bu kadar yükü nasıl kaldırıyorlar şaşırıyorsunuz. Okuma yaşlarında, sıralarda oturmaları gerekirken biri evlendiriliyor biri de hayatta yalnız başına yaşama tutunmaya çalışıyor. Farklı şekilde yollarını çizseler de birbirini tanımayan bu insanın bir noktada hayatlarını kesişmesini okuyorsunuz. Kitaptaki her karakter mutlaka birbiriyle bir şekilde kesişiyor ve siz aman bu kadar da olmaz diyemiyorsunuz çünkü göze serilen hayatı yaşayanların olduğunu biliyorsunuz.
Beni kitapta mutlu eden bir nokta da şuydu; "O günden sonra Derda, hücre hücre öldü ve gün gün yaşlandı. Çünkü derdi korku değil, korkuyu beklemekti. Ve korkuyu beklemek, korkudan beterdi. Bir zamanlar, birinin yazdığı gibi.." Bu satırları okuduğumda, aa Oğuz Atay ve korkuyu beklerken hikayesi değil mi bu dedim, hatta yanılıyorum mu acaba diye üzerinde düşündüm ve kitabın ilerleyen sayfalarında Atay'ın ismini açıkça gördüm ve o zaman sayfaları daha da keyifle okudum.
Kitap satırları arasında tanıdık satırlara rastlamak ayrı bir güzellikti, iyi ki @kalinkaselin bu kitabı bana almış ve ben de okumuşum. @minerva1988 bu kitaptan sonra Marquis de Sade'nin kalemini merak ettim.
____________
Yeni kitabım;
Richard Bach__Martı; 147 syf.
Gizim ya bu yorumları word belgesinde topluyor musun ? Toplamiyorsan topla bayıldım ya lütfen sadece buralarda kalmasın . Alalım sade birlikte okuyalım canımHakan Günday__Az bitti.
Günday'ın kalemini özlemişim. Kitap hakkında yazacak çok şey var ama adı gibi az gelir cümleler, ben çok sevdim.
İçimi acıtmadı mı evet acıttı, bazen hissizleştiğim satırlar da oldu.
Öyle ki bazen ne olduğunu anlamam için bazı cümlelerin üzerinden iki kere geçmem gerekti, bunun sebebi anlaşılamadığı için değil de büyük bir olayı o kadar sıradan ve doğal anlatıyor ki, nasıl ya böyle değildir, yanlış mı okudum diyorsunuz.
İki kahramanımız var; Derda ve Derdâ , biri kız biri erkek, yaşları çok ufak ama yaşadıkları o kadar derin ki, küçük bedenleriyle bu kadar yükü nasıl kaldırıyorlar şaşırıyorsunuz. Okuma yaşlarında, sıralarda oturmaları gerekirken biri evlendiriliyor biri de hayatta yalnız başına yaşama tutunmaya çalışıyor. Farklı şekilde yollarını çizseler de birbirini tanımayan bu insanın bir noktada hayatlarını kesişmesini okuyorsunuz. Kitaptaki her karakter mutlaka birbiriyle bir şekilde kesişiyor ve siz aman bu kadar da olmaz diyemiyorsunuz çünkü göze serilen hayatı yaşayanların olduğunu biliyorsunuz.
Beni kitapta mutlu eden bir nokta da şuydu; "O günden sonra Derda, hücre hücre öldü ve gün gün yaşlandı. Çünkü derdi korku değil, korkuyu beklemekti. Ve korkuyu beklemek, korkudan beterdi. Bir zamanlar, birinin yazdığı gibi.." Bu satırları okuduğumda, aa Oğuz Atay ve korkuyu beklerken hikayesi değil mi bu dedim, hatta yanılıyorum mu acaba diye üzerinde düşündüm ve kitabın ilerleyen sayfalarında Atay'ın ismini açıkça gördüm ve o zaman sayfaları daha da keyifle okudum.
Kitap satırları arasında tanıdık satırlara rastlamak ayrı bir güzellikti, iyi ki @kalinkaselin bu kitabı bana almış ve ben de okumuşum. @minerva1988 bu kitaptan sonra Marquis de Sade'nin kalemini merak ettim.
____________
Yeni kitabım;
Richard Bach__Martı; 147 syf.
Yorumlarını okumalara doyamam.Hakan Günday__Az bitti.
Günday'ın kalemini özlemişim. Kitap hakkında yazacak çok şey var ama adı gibi az gelir cümleler, ben çok sevdim.
İçimi acıtmadı mı evet acıttı, bazen hissizleştiğim satırlar da oldu.
Öyle ki bazen ne olduğunu anlamam için bazı cümlelerin üzerinden iki kere geçmem gerekti, bunun sebebi anlaşılamadığı için değil de büyük bir olayı o kadar sıradan ve doğal anlatıyor ki, nasıl ya böyle değildir, yanlış mı okudum diyorsunuz.
İki kahramanımız var; Derda ve Derdâ , biri kız biri erkek, yaşları çok ufak ama yaşadıkları o kadar derin ki, küçük bedenleriyle bu kadar yükü nasıl kaldırıyorlar şaşırıyorsunuz. Okuma yaşlarında, sıralarda oturmaları gerekirken biri evlendiriliyor biri de hayatta yalnız başına yaşama tutunmaya çalışıyor. Farklı şekilde yollarını çizseler de birbirini tanımayan bu insanın bir noktada hayatlarını kesişmesini okuyorsunuz. Kitaptaki her karakter mutlaka birbiriyle bir şekilde kesişiyor ve siz aman bu kadar da olmaz diyemiyorsunuz çünkü göze serilen hayatı yaşayanların olduğunu biliyorsunuz.
Beni kitapta mutlu eden bir nokta da şuydu; "O günden sonra Derda, hücre hücre öldü ve gün gün yaşlandı. Çünkü derdi korku değil, korkuyu beklemekti. Ve korkuyu beklemek, korkudan beterdi. Bir zamanlar, birinin yazdığı gibi.." Bu satırları okuduğumda, aa Oğuz Atay ve korkuyu beklerken hikayesi değil mi bu dedim, hatta yanılıyorum mu acaba diye üzerinde düşündüm ve kitabın ilerleyen sayfalarında Atay'ın ismini açıkça gördüm ve o zaman sayfaları daha da keyifle okudum.
Kitap satırları arasında tanıdık satırlara rastlamak ayrı bir güzellikti, iyi ki @kalinkaselin bu kitabı bana almış ve ben de okumuşum. @minerva1988 bu kitaptan sonra Marquis de Sade'nin kalemini merak ettim.
____________
Yeni kitabım;
Richard Bach__Martı; 147 syf.
Skosnob bu da son canım. Köye ulaşım imkansız, ana yola cıktık dönüyoruz. Yoksa istedigin diğer fotolardan da atardim
Buralardan böyle kızlar
Memleketimden hayat şartları manzaraları...
Işim bu :)Neden gittiniz canım bu havada?
Teşekkür ederim bir de çaban için
Sev onu :)) dene bi kere__giz__ yorumların gel beni oku diyor ama kitapla ilgili öğrenmek istemeyeceğim şeyler vardır belki diye gözüm korkuyor.Hakan Günday'a karşı inanılmaz ön yargılıyım ama şu yorumdan sonra okusam mı diye düşünmedim değil
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?