• Merhaba, Kadınlar Kulübü'ne ÜCRETSİZ üye olarak yorumlar ile katkıda bulunabilir veya aklınıza takılan soruları sorabilirsiniz.

Lisans mezunu evli calismayan hanimlar

Lisans mezunuyum 3 yabanci dilim var ve suan calismiyorum.
Bebegim dogup krese baslayana kadar da calismayi dusunmuyorum.
Bunalimda degilim cunku bu zamanlarin tadini cikarmaya bakiyorum :KK66:
Sonucta birgun calisacaksiniz.soylemek istedigim bu tahsille hic calismasaydiniz ne hissederdiniz gecici donemler herkes icin tatil gibi gelir keyfini cikarir .cunku cocuk buyuyunce nasilsa ise baslicam dusuncesi vardir
 
Beni rahatsiz eden uretici degil tuketici olmak
Canım o konuda çok haklısın. Benim geçerli sebeplerim var. Bir bebeğim 17 aylık şimdi ikinci olacak.
Hamileyken çalışamıyorum. Bir kaç rahatsızlığım var. Bu yüzden ilk hamileligimde 5 aylıkken bıraktım. Istiyorum ki çocuklarım bi üç yaşına gelsin. Onlarla vakit zaten dolu dolu geçer.
Ama elbette sevdiğim işi yapınca mutlu olurum. Bu zamana kadar zoraki çalıştım ayaklarim hep geri geri gitti yıllardır. Öğrenim kredisini ödedim. Açıköğretim okudum ikinci üniversite kapsamında bunun masraflarını karşıladım. Kendi ihtiyaçlarımi karşıladım evlenmeden onceydi hepsi.
Hem onlisans petrokimya mezunuyum hem de sosyoloji mezunuyum. Hayalim hep sosyolojiden sonra psikoloji yüksek lisans yapmaktı. Seneye küçük bebeğim 1 yaşına gelince ona da başlayacağım inşallah. Ve sıkı bir Kpss hazırlıkla inşallah memur olurum.
Olmasa bile özel sektör de olur. Ama asgari ücrete değil. Bu zamana kadar hep asgari ücrete çalıştım. Ve iki çocuk için bakıcı bile asgari ücrete çalışmaz herhalde. O yüzden iyi maaşlı bir işe bakacağım.
Uzun süredir kafamın içinde dolaşan sürekli yazayım dediğim ama yazamadigim bir taciz hikayem var. Kendi rumuzumla mi yazsam yeni rumuz mu alsam bilemedim. Hayatımdan arindirdigimi tamamen bunu çözdügumu düşünüyordum aslında biraz da öyle ama o pisliğin halabaşka hayatları karartıyor olması ihtimali beynimi kemirip duruyor. Tabi ki hamilelikten dolayı u kadar hassasim.
Insanlar cekinmeden bana anlatabilsin diye psikoloji okumak istedim hep. Faydalı olayım ve bundan haz alayım diye.
Hem bu aşamada da tamamen arınmış temizlenmiş ve tamamen faydalı bir insan olmayı hedefledim.

Son olarak çocuğu olmayan kadınların kesinlikle çalışması gerektiği düşüncesindeyim. Çünkü bağlayıcı bir şey yok. Çok uzun oldu kusura bakma lütfen. Çocuğun yoksa durma başla bence iş aramaya. Üretici ol. :)
 
Sonucta birgun calisacaksiniz.soylemek istedigim bu tahsille hic calismasaydiniz ne hissederdiniz gecici donemler herkes icin tatil gibi gelir keyfini cikarir .cunku cocuk buyuyunce nasilsa ise baslicam dusuncesi vardir

Simdi soyle soyleyeyim. Ben bunu tatil gibi gormuyorum cunku mezuniyetimden sonra da calismadim.
Yani demek istedigim ara vermis degilim hic calismadim.
Oglum krese baslayinca calismak gibi bir planim var tabi ama bunun da bir kesinligi yok.
Cunku buyuk ihtimalle oglum krese baslayacak yasa geldiginde esim 2. cocugu isteyecek ve boylelikle calisma durumu yine ertelenicek hatta belki konusu kapanacak.
Bu durum beni mutsuz eder mi bilmiyorum. Zaman gostericek.
 
Canım o konuda çok haklısın. Benim geçerli sebeplerim var. Bir bebeğim 17 aylık şimdi ikinci olacak.
Hamileyken çalışamıyorum. Bir kaç rahatsızlığım var. Bu yüzden ilk hamileligimde 5 aylıkken bıraktım. Istiyorum ki çocuklarım bi üç yaşına gelsin. Onlarla vakit zaten dolu dolu geçer.
Ama elbette sevdiğim işi yapınca mutlu olurum. Bu zamana kadar zoraki çalıştım ayaklarim hep geri geri gitti yıllardır. Öğrenim kredisini ödedim. Açıköğretim okudum ikinci üniversite kapsamında bunun masraflarını karşıladım. Kendi ihtiyaçlarımi karşıladım evlenmeden onceydi hepsi.
Hem onlisans petrokimya mezunuyum hem de sosyoloji mezunuyum. Hayalim hep sosyolojiden sonra psikoloji yüksek lisans yapmaktı. Seneye küçük bebeğim 1 yaşına gelince ona da başlayacağım inşallah. Ve sıkı bir Kpss hazırlıkla inşallah memur olurum.
Olmasa bile özel sektör de olur. Ama asgari ücrete değil. Bu zamana kadar hep asgari ücrete çalıştım. Ve iki çocuk için bakıcı bile asgari ücrete çalışmaz herhalde. O yüzden iyi maaşlı bir işe bakacağım.
Uzun süredir kafamın içinde dolaşan sürekli yazayım dediğim ama yazamadigim bir taciz hikayem var. Kendi rumuzumla mi yazsam yeni rumuz mu alsam bilemedim. Hayatımdan arindirdigimi tamamen bunu çözdügumu düşünüyordum aslında biraz da öyle ama o pisliğin halabaşka hayatları karartıyor olması ihtimali beynimi kemirip duruyor. Tabi ki hamilelikten dolayı u kadar hassasim.
Insanlar cekinmeden bana anlatabilsin diye psikoloji okumak istedim hep. Faydalı olayım ve bundan haz alayım diye.
Hem bu aşamada da tamamen arınmış temizlenmiş ve tamamen faydalı bir insan olmayı hedefledim.

Son olarak çocuğu olmayan kadınların kesinlikle çalışması gerektiği düşüncesindeyim. Çünkü bağlayıcı bir şey yok. Çok uzun oldu kusura bakma lütfen. Çocuğun yoksa durma başla bence iş aramaya. Üretici ol. :)
Umarim hersey gonlunce olur cok calismissin baskalarina faydali olursun umarim kotu anilarin silinip gider aklindan cocuklarina sarilirsin.
 
Ben, İstanbul'daki bir üniversitenin güzel bir bölümünden mezunum. 8 yıl çalıştım hiç çalışmamayı düşünmedim lakin 2 sene öncesinde iş yerindekiler ve memnuniyetsiz eşim beni çileden çıkarana kadar. Çok iyi bir yerde çalışıyordum ama gece 2 de işten çıkmak ve yönetici adaletsizliği psikolojimi ve evliliğimi ayrıca sağlığımı bozmaya başladı. Oradaki hırsımı yemek yiyerek bastırmaya çalıştım 100 kilo oldum. Şimdi işten ayrıldım spor ve diyetle eski bene ulaşmaya çalışıyorum. Yukarıda güzel bi tespit var bi süre iş hayatında olup eve çıkınca daha rahat oluyor herhalde insan. Ama bi yandan ilkokul 3. Sınıftan beri sınavlara hazırlanmak o kadar yorgunluk boşa mı gitti şimdi diye evde otururken düşünüp üzülmüyor değilim hatta bu konu beni çok rahatsız ediyor. Tek sıkıntım bu yönde.
Tebrik ederim sizi
 
Nickimde belli aslında yaşım. 37 yaşındayım. 30 yaşında anne oldum, çocuğumu emanet edebilecek kimseyi bulamayınca çalışma hayatı için çok ara girdi. Şimdi başvursam da karşılık alamıyorum.

Lisans alanım da çorak bir alan olduğu için şanssızım galiba(fizik) Yine de durmuyorum, kpss yi deniyorum hala. Ders çalışıyorum.

Yabancı dilim iyiydi ama daha ileri seviyeye taşımaya çalışıyorum. Seneye sınavsız ikinci üniversite hakkımdan faydalanmaya niyetliyim.

Bir yandan da çocuk büyütüyorum, 1. sınıf olduğu derslerinde extra özen gerekiyor.

Evde oturmaktan kaynaklı kilolarımı vermek için asılmış durumdayım vs.

Eğer kendimi mutlu etmek için birşeyler yapmayı bırakırsam o zaman depresyona girebilirim.

Karşılığını maddi olarak görmesem de köşe yastığı gibi hissetmemek için bile kendimi geliştirmeye devam ederdim sanırım. Bugün görmezsem başka bir zaman görürüm karşılığını.

Umudumu kaybetmek beni çökkünlüğe iter o yüzden hep bir gün dönerim çalışmaya diye düşünüyorum.

Tavsiyem kendinizi geliştirecek şeylerle meşgul olun evde olduğunuz sürece. Yoksa bizim gibiler için ev çekilecek dert değil
Ev bizim gibileri koreltiyor ben de hep biseylerle mesgul olmaya calosiyorum hersey iyi gibiyken biri tutup bi laf edince biseyden anlamayan evde yemek yapmaktan baska bi ise yaramayan biri gibi imalarda bulununca aniden cokuntu yasiyorum bende bunu asmaya calisiyorum
 
Tezsiz yüksek lisans mezunuyum. Evlenmeden önce çalışmak zorundaydım ve evlendikten sonra da 1yıl devam ettim borçlarımızı kapatmak için. Üniversiteden sonra toplam çalışma hayatım 5yıl sürdü. Ama bitmesini iple çektim.. Çalışmak bana kabus geliyor. Eşim asgari ücretle çalışıyor ama bununla yetiniyorum çünkü bana göre çalışmaktansa aza kanaat etmek büyük mutluluk. Böylece hem evime hem eşime hem kendime daha verimli olabiliyorum. Ayrıca mutluluğun tek formülü iman, sabır ve dua.. Siz kendi isteğinizle mi işten ayrıldınız
Sizi tebrik ederim
 
Hayatta en nefret ettigim seydir ev hanimi olmak. 8yillik is hayatindan sonra inanilmaz zor ve skici geldi bana. Kendimi ise yaramaz bir asalak gibi hissediyorum. Bildigim 3 tane dile yazik hadi kendimi gectim :KK66: evet sanirim depresyon iste bu
Bazen kendimi cok yetersiz bagimli ve ezik hissediyorum
 
Bir ara boş bir dönemim olmuştu. Önemli bir sınavımı vermiştim ve birden o yük üzerimden kalkınca boş durma hakkım olduğunu hissetmiştim sanırım. Yani çalışıyordum ama beni mesaim yok, işim olunca gidip yapıyordum. Ama işe gitmedikçe sana iş verme ihtimalleri de azalıyor benim işimde, varlığını unutuyorlar sanırım :KK70: Evde oturuyordum daha çok. O dönem yabancı dizi izliyordum ve kitap okuyordum çok, ama roman sadece. Sonra durdum düşündüm ki, hem dizilerdeki hem de kitaplardaki karakterlerin bir hayatı var. Onlar o hayatı yaşıyor, ben sadece onların hayatını izliyorum. Hiç bir şey üretmiyorum. Üretmiyorsam eğer, kimseye bir faydam olmuyorsa o zaman aslında yaşamıyorum da. Silkelenip kendime geldim bir süre sonra.
Mesele para kazanmak değil. Mesele amaçsız olmamak. Kendi yediğini içtiğini temizlemek, kendi giydiğini yıkamak bu kategoriye girmiyor bence. Ancak profesyonel çalışan bir temizlikçi iseniz, ya da birinin evinde yardımcı olarak çalışıyorsanız bu bir "iş yapmak" olarak sayılabilir. Ev işleri hiç bitmiyor diyor bazı kadınlar, evet bitmez çünkü her gün tekrar ediyor. Her gün yiyeceğine göre her gün de bulaşık çıkacak. Ama bunların gün içinde ne kadar zamanını alacağı kadının kendisine bağlı. Ben her şeyi minimum yapıyorum, eşim de yapıyor bir şeyler kendine göre, aç değiliz, pislik içinde de değiliz. Ama gün içinde ev işleri denilecek işlere ayırdığım zaman bir saattir. İki haftada bir temizlik için kadın geliyor zaten temizliği o yapıyor. Bazıları her gün sabahtan akşama iş yapıyor ve yetişmiyor diyor, sanırım o insanların hobisi bu. Boşluktan kaynaklandığını düşünüyorum.
Çocuk derseniz.. Evet bence çocuk doğurmak ve yetiştirmek önemli bir iştir. Çünkü dünyanın geleceği bakımından doğrudan önemli bir aktivite. Ama bu hamilelik (zor geçiyorsa hamileliğin tamamı olabilir) ve çocuk 2-3 yaşına gelene kadar geçerli. Evet bir kadının veya evlilikteki dengeye, kişilerin karakterine göre erkeğin kendi isteği ile, çocuğunu yetiştirebilemek için iş hayatına ara verip 2-3 yıl çocuğuna bakmasını doğru buluyorum. (İsteyen veya mecbur olan daha erken de dönebilir.) Zaten bu dönem çocuğa bakmanın en fazla "iş" olduğu dönem. Sonrasında ise anne evde çocuğun başında kalmakta ısrarcı olduğunda, çocuğu kreşe vs. göndermediğinde anneye aşırı bağımlı, sosyal problemleri olan, televizyona da bağımlı bir çocuk, çocuğu çoktan unutmuş aslında bütün gün kadın programları izleyen bir anne çıkabiliyor ortaya. 2-3 yaşından sonra aslında çocuk da dahil herkesin yeniden hayata devam etmesi gerekiyor aslında. Yoksa evde hem kadının hem de çocuğun hayatı askıda kalmış gibi oluyor. Sonra çocuk yaşı gelip mecburen okula başladığında kadın bu sefer hayatını bağladığı çocuk bağımsızlaştıkça daha da bunalıma giriyor.
Benim mesela para konusunda işimden istediğim şey; çok para kazanıp zengin bir profesör olayım :) Ki bu sayede parayı dert etmeyelim, eşim çalışmak zorunda kalmasın :KK70: Benim eşim mühendis. Bir şeyler yaratmayı seviyor, bir şeyler öğrenmeyi seviyor ama ülke şartlarında para getiren iki seçeneği var birincisi, bir özel şirkete girip zengin bir adam daha da zengin olsun diye gece gündüz çalışacak, ikincisi devlete girip zaman doldurup, saçma saçma müdürlerin derdini çekecek. Devleti tercih ediyor ve şu an da devlette çalışıyor. Ama onun becerilerinin böylesine harcanması beni çok üzüyor. Saçma insanlar o iş yapabiliyor diye kurumun bütün işlerini onun tepesine yığdıkça ve bunun kendisine stresten başka getirisi olmadıkça ben stres oluyorum. Evde kendi işini bir süre yaptı ve çok iyi para kazandı ama garantisi yok. Bu yüzden istiyorum ki ben çok kazanayım, o evde otursun. Evde üretsin. Ürettikleri çok para kazandırmasa da bir işe yarasın, insanlar tarafından kullanılsın, onun içine sinsin, o tatmin olsun hayatından.
Anlatmak istediğim, evde oturmak var evde oturmak var.. Ve mesele para kazanmanız da değil. Üretmek... Çünkü bu dünyaya geliyoruz, bir süre yaşayıp ölüp gidiyoruz. O aradaki zamanı boş mu geçireceğiz yoksa üreterek mi, mesele bu.
Zaten mesele anlattiginiz gibi tamda.vakit gecirmek icin mitlaka biseyler bulunuyor bis durmuyorum zaten .mesele ise yarar ne yaptigi insanin.aslinda evi cekip cevirmek cocuklara esine bakmak vs bunlar basli basina buyuk bir is ve taktire şayan seyler ama bir insanin kendini degerli hissetmesi icin bazen yeterli olmuyor.bizim toplumda evdesin isin gucun yok joker eleman muamelesi gorebiliyorsun
 
İşimden hem stresten arınmak hem de bebek sahibi olup onu kendim yetiştirebilmek için ayrıldım. Eğer maddi durumumuz biraz daha iyi olsaydı vicdan azabı çekmez ve çok mutlu olurdum. Geçen haziranda işten ayrıldım. Uzun süredir giremediğim kadar denize girdim, bol bol guneslendim. Sonbahar gelince açıkogretimden ikinci üniversiteye başladım ve yeni şeyler öğrenmek beni çok mutlu etti. Bunun yanında dikiş kursuna yazıldım. Bir süre önce sıkılıp bıraktım ama şimdi de Rusça kursuna başlayacağım. Yani hayatımın kontrolü benim elimde.
Bu eğitimlerin de boşa gittiğini sanmıyorum. Donanımlı bir insan olarak ben de bilinçli bir şekilde çocuğumu büyütmeyi düşünüyorum. Bilgimi illa metalastirip satmam gerekmiyor. Zaten kıymetini de bilen yok. Zira çoğumuz keyifle yapılacak işlerde çalışmıyoruz. Kölelik sisteminden kurtulmuş biriyim ve eğer bir gün bilgime ve özel hayatıma saygı duyulan bir iş bulursam çalışırım ama zor görünüyor.
Sizlerin yazilari baska acilardan bakmami sagliyor tesekur ederim
 
böyle konularda atıp tutan hayal dünyasında yaşayan çok oluyor konu sahibi
çalışmamak için geçerli sebebe çocuk dersek eğer o da 12 sene için geçerli
tembel bir teneke değilsen çocuktan 12 sene sonra çalışmaya devam edecen
ya da tembelliğini kabul edecen
samimi olmak en iyisi
Tembellik degil esimin ben calisirken beni sabote etmesi asil mesele.yani yokusa surmesi.hal boyle olunca cocuklarin huzurunu on planda tutup kendinden odun veriyosun haliyle
 
Ben önlisansliyım. Farklı şehire gelin geldm is başvurulari donus olmadı olanda benim iciME sinmedı. O esnalarda spora gittim yüzmeye gittim ve hatta halk oyunlarına katıldım. Yaz demeden kış demeden.. Şuan bir bebeğim var onunla ilgileniyorum hamileliğimden sonra gidemedim haliyle. O yüzden depresyona hiç girmedim gibi birsey. Zaman zaman bunaldiğim oluyor ama uzun süreli değil. Maşallah diyeyim .
Ancak huzurum herşeyim yerinde olmasına rağmen bebeğim biraz büyüsün is ortamina giricem. Çalışmak insana iyi geliyo hiç olmassa kurslara gidicem.
Sana tafsiye ederim kursları. Ücretsiz kurslarda mevcut günümüzde
 
Zaten mesele anlattiginiz gibi tamda.vakit gecirmek icin mitlaka biseyler bulunuyor bis durmuyorum zaten .mesele ise yarar ne yaptigi insanin.aslinda evi cekip cevirmek cocuklara esine bakmak vs bunlar basli basina buyuk bir is ve taktire şayan seyler ama bir insanin kendini degerli hissetmesi icin bazen yeterli olmuyor.bizim toplumda evdesin isin gucun yok joker eleman muamelesi gorebiliyorsun
Bence eşine bakmak bir iş değil işte. Eşiniz kendine bakamayacak durumda yatalak vs değilse. Çünkü o da bir birey bu toplumda. Çok yaşlı değilseniz hala üretme çağında. Neden ona bakmak diye bir iş olsun ki. Çocuklara bakmak da dediğim gibi ilk iki sene evde kalmayı gerektirebilecek bir iş bence. Sonrasında kreşlere okullara gitmeleri gerekiyor ve annenin de kendi hayatına bakması lazım. Eve bakmak dediğim gibi zaten hiç iş olarak görmüyorum. Günde bir saatte her iş bitiyor normalde. O yüzden hak veriyorum ben çalışmayan kadınlara işin gücün yok denmesine. Bence herkes bir şeyler yapmalı.
Ama diyelim ki bu kadın bir ressam. Evinde profesyonel resimler çiziyor. Bunları satamıyor olabilir. Dediğim gibi önem verdiğim şey para değil. Bu bir iştir işte bence. Çünkü yaşadığımız dünyaya bir katkıda bulunmuş oluyor. Evden çıkmasına da gerek yok illa ki. Bu insan joker eleman muamelesi görmesin işte.
Diyelim ki her gün evinizi dip köşe temizliyorsunuz, her gün her şeyi çamaşır suyuna yatırıyorsunuz, her gün çamaşırlar yıkanıyor, bütün gün ev işi. Bunun yaşadığımız dünyaya ne katkısı var? Temizlik, eve bakmak yaşamı idame ettirmek için gerekli. Ama bunlar bir kadının çalışmamasına sebep olacak kadar zaman almamalı işte. Bunlar yaşadığımız dünyaya bir şeyler katmanın size getireceği değerlilik hissinin yanından bile geçemez.
Bütün gün evde çalışıyorsunuz ve değerli hissetmiyorsunuz. Bu toplumun bakışından kaynaklanmıyor bence. Siz de gerçek değeri olan bir şey yapmadığınızı bildiğiniz için öyle hissediyorsunuz. Oysa mesela evdesiniz madem kalkıp en basitinden bir web sitesi yapsanız. İnsanlara yemek yapmayı öğreten ya da bildiğiniz başka şeyle ilgili blog yazsanız. O zaman kendinizi bir şeyler yapmış gibi hissedersiniz.
 
Bence eşine bakmak bir iş değil işte. Eşiniz kendine bakamayacak durumda yatalak vs değilse. Çünkü o da bir birey bu toplumda. Çok yaşlı değilseniz hala üretme çağında. Neden ona bakmak diye bir iş olsun ki. Çocuklara bakmak da dediğim gibi ilk iki sene evde kalmayı gerektirebilecek bir iş bence. Sonrasında kreşlere okullara gitmeleri gerekiyor ve annenin de kendi hayatına bakması lazım. Eve bakmak dediğim gibi zaten hiç iş olarak görmüyorum. Günde bir saatte her iş bitiyor normalde. O yüzden hak veriyorum ben çalışmayan kadınlara işin gücün yok denmesine. Bence herkes bir şeyler yapmalı.
Ama diyelim ki bu kadın bir ressam. Evinde profesyonel resimler çiziyor. Bunları satamıyor olabilir. Dediğim gibi önem verdiğim şey para değil. Bu bir iştir işte bence. Çünkü yaşadığımız dünyaya bir katkıda bulunmuş oluyor. Evden çıkmasına da gerek yok illa ki. Bu insan joker eleman muamelesi görmesin işte.
Diyelim ki her gün evinizi dip köşe temizliyorsunuz, her gün her şeyi çamaşır suyuna yatırıyorsunuz, her gün çamaşırlar yıkanıyor, bütün gün ev işi. Bunun yaşadığımız dünyaya ne katkısı var? Temizlik, eve bakmak yaşamı idame ettirmek için gerekli. Ama bunlar bir kadının çalışmamasına sebep olacak kadar zaman almamalı işte. Bunlar yaşadığımız dünyaya bir şeyler katmanın size getireceği değerlilik hissinin yanından bile geçemez.
Bütün gün evde çalışıyorsunuz ve değerli hissetmiyorsunuz. Bu toplumun bakışından kaynaklanmıyor bence. Siz de gerçek değeri olan bir şey yapmadığınızı bildiğiniz için öyle hissediyorsunuz. Oysa mesela evdesiniz madem kalkıp en basitinden bir web sitesi yapsanız. İnsanlara yemek yapmayı öğreten ya da bildiğiniz başka şeyle ilgili blog yazsanız. O zaman kendinizi bir şeyler yapmış gibi hissedersiniz.
Tesekurler
 
Bence eşine bakmak bir iş değil işte. Eşiniz kendine bakamayacak durumda yatalak vs değilse. Çünkü o da bir birey bu toplumda. Çok yaşlı değilseniz hala üretme çağında. Neden ona bakmak diye bir iş olsun ki. Çocuklara bakmak da dediğim gibi ilk iki sene evde kalmayı gerektirebilecek bir iş bence. Sonrasında kreşlere okullara gitmeleri gerekiyor ve annenin de kendi hayatına bakması lazım. Eve bakmak dediğim gibi zaten hiç iş olarak görmüyorum. Günde bir saatte her iş bitiyor normalde. O yüzden hak veriyorum ben çalışmayan kadınlara işin gücün yok denmesine. Bence herkes bir şeyler yapmalı.
Ama diyelim ki bu kadın bir ressam. Evinde profesyonel resimler çiziyor. Bunları satamıyor olabilir. Dediğim gibi önem verdiğim şey para değil. Bu bir iştir işte bence. Çünkü yaşadığımız dünyaya bir katkıda bulunmuş oluyor. Evden çıkmasına da gerek yok illa ki. Bu insan joker eleman muamelesi görmesin işte.
Diyelim ki her gün evinizi dip köşe temizliyorsunuz, her gün her şeyi çamaşır suyuna yatırıyorsunuz, her gün çamaşırlar yıkanıyor, bütün gün ev işi. Bunun yaşadığımız dünyaya ne katkısı var? Temizlik, eve bakmak yaşamı idame ettirmek için gerekli. Ama bunlar bir kadının çalışmamasına sebep olacak kadar zaman almamalı işte. Bunlar yaşadığımız dünyaya bir şeyler katmanın size getireceği değerlilik hissinin yanından bile geçemez.
Bütün gün evde çalışıyorsunuz ve değerli hissetmiyorsunuz. Bu toplumun bakışından kaynaklanmıyor bence. Siz de gerçek değeri olan bir şey yapmadığınızı bildiğiniz için öyle hissediyorsunuz. Oysa mesela evdesiniz madem kalkıp en basitinden bir web sitesi yapsanız. İnsanlara yemek yapmayı öğreten ya da bildiğiniz başka şeyle ilgili blog yazsanız. O zaman kendinizi bir şeyler yapmış gibi hissedersiniz.
Bazen esinizle ayri bir mucadele icinde olmaniz gerekiyor bir iste var olabilmek icin.sizin biseyler basardiginizi gorup buna engel olmak adina her turlu psikolojik baskiyi uygulayan bende oldugu gibi .ve sizi sindirip soz hakkinizin olmasini hazmedemeyen esle bas etmek ayri bir durum tabi.ama bunlarla umarim basederim
 
Bazen esinizle ayri bir mucadele icinde olmaniz gerekiyor bir iste var olabilmek icin.sizin biseyler basardiginizi gorup buna engel olmak adina her turlu psikolojik baskiyi uygulayan bende oldugu gibi .ve sizi sindirip soz hakkinizin olmasini hazmedemeyen esle bas etmek ayri bir durum tabi.ama bunlarla umarim basederim
Benim eşim de ben biraz tembelleşsem hemen üstüme gelmeye başlar. "En son ne zaman alanınla ilgili bir kitabı o sadece zevk için okudun" favori sorusuydu bir ara. Ne yapayım, her alanla ilgili okuyorum ama kendi alanımla ilgili sadece bir işim olunca okuyorum. Geçen de senin İngilizcen gerilemiş dedi sinir etti beni. Biraz işe gitmesem hemen başlar boş duruyorsun, bir şey yapmıyorsun diye...
Başedebilirsiniz inanıyorum. Kimsenin sizi değersizleştirmesine izin vermeyin.
 
Lisans mezunuyum mühendisim iki yıldır çalışmıyorum onbir aylık kızım var evet mutsuzum calismayan tek kisiyim çevremde hepsi memur devlette yada özelde iyi yerlerde ben evde kpss olmadı özelde sıkıntılı bulunduğum yerde sonuç evde mutsuz eşinin eline bakan bir bayanım ...
 
Back
X