Muhtaç Olma Korkusu

aynısını babam derdi bana. benim kızlarım her işi yapar kimseye muhtaç olmaz. iyiliğimiz içindi elbet. arabanın lastiğini değiştirmekten tutun da pek çok şeyi bana öğretmiştir. ha çok işime yaradı dediği gibi her işimi kendim hallederim. ablam biraz daha hanım yetişti o da sonradan gerçi her işi öğrendi. aslında annneniz kendinize yetmenizi kimseye muhtaç olmamayı öğretmeye çalışmış kendince. başarılı da olmuş. ama insanız neticede şartlarımız değişebilir. ben de asla hata yapmamalıyım psikolojisinden çıkamadım hiç. mükemmel olmak zorundayım sürekli. çok büyük bir baskı oluyor insanın üstünde haklısınız. umarım yenersiniz.
 
Konu sahibi, seni en iyi ben anlarım:) benim ailemden 'oku,kismeye muhtaç olma' sözünü belki yüz bin kere duymuşumdur. Annem, kendisini okutmadilar diye ve potansiyeli olduğunu düşündüğü için çok kızgın ailesine (sonradan açıktan okudu) . O hırsla 'ben okumadım çocuklarım okusun / beni okutmadilar,okula gidenlere pencereden bakar aglardim. Ben kendi cocuklarimi okutuyorum onlar da salak, karnede üç getiriyor' falan muhabbetleri falan evimizin olmazsa olmaziydi
Babam da hep 'erkek okumasa da olur - her işi yapar ama kadın okumalı, yarın bir gün pştun pzevenkin eline bakmamali' derdi
İyi geceler cümlesi kadar sık duyduğum cümleler bunlar.
Onları anlıyorum ama bu benim hayatım. Anne ya da babamin (ki babamı çok severim) hayallerinin benim hayatımın önüne geçmesine asla izin vermek istemem.
Ablam mesela, böyle bir evde büyüyen bir çocuk olarak unisi biter bitmez evlendi, bir de çocuk doğurdu :) şimdi eşi ve çocuğuyla evinde çalışmaktan gayet mutlu.
Mutlu yani, mutlu olmanın binlerce yolu var.
Ben de 25 yaşındayken işten istifa edip Avrupa turuna çıkmıştım, döndüm bir buçuk seneye yakın iş bulamadım. Günlük part- aylık part çalışıp ailemden yüz lira bile istemeden kendimi gecindirip boş vakitlerinde de seyehat ettim. Ailem mutlu değildi bu durumdan ama ben çok mutluydum.
Sonuçta mutlu olmanın bin türlü yolu var, dediğim gibi.
Kimse ailesinin istediği şekilde yaşamak zorunda değil. Uçurtma avcısında bir söz vardi 'Çocuklar, boyama kitabı değildir. Onları en sevdiğin renklere boyayamazsın'
Sen de bunu kabul et bence.
Ne annenin hayalindeki çocuk olmak zorundasın ne baska bir şey.
Hatta anneyle yüzleşmek çok iyi gelir böyle durumlarda, kendimden biliyorum:))
 
Soruldu mu bilmiyorum ama peki babanız ? O nerdeydi? Ben güven ve emniyet duygusu babadan alınıyor diye biliyorum yanlışsa düzeltin lütfen. Siz kendinizi emniyette hissetmiyorsanız, her an birilerine muhtaç olacağım telaşı içindeyseniz bunun sebebi babanızdan alamadığınız güven de olabilir.
 
Bence anneniz çok doğru bir öngörü ile çocuk büyütmüş. Günümüz hayat koşullarında 'Allah kimseyi kimseye muhtaç etmesin' çok doğru bir mantık. Ama sizin kişiliğiniz buna uygun olmadığı ve tam olarak onun ne yapmak istediğini içselleştiremediğiniz için size yanlış gelmiş.

Hayatta çocuklarımıza en büyük tavsiyemiz : kimseye sırtınızı dayamayın olmalı.
 
Bizi de kimseye muhtaç olmayın diye büyüttüler ama bu kimseye sırtını yaslama, kimseye güvenme vs demek değildi ki. Yeri geldiğinde masaya yumruğunu vurup ceketini alip çıkabilecek gücün olsun demekti. Ya siz olayı yanlış anlamışsınız ya anneniz yanlış anlatmış bilemedim.
 
Öyle kıymetli ki bu. Gerçekten. Dün geceden sonra bunları duymak çok iyi geldi. Rahatsızım, düzelemiyorum, ağlattın beni
 
Ben neredeyim, ne diyorum. Siz neredesiniz. Neyse.
 
Amaçsız ve sebatsız olsaydım şuan hedeflediğim yerde ve hayatta olmazdım. Çok açık soracağım ? Hiç mi sevilmediniz ? Neden bu kadar kötüsünüz ? Bunun adı kötülük çünkü. Bile isteye insan kırmaya yaralamaya çalışmak. İstiyorsunuz ki çocukken yaşadığınız travmaları ben de yaşamış olayım ki , anca o zaman. Yazık. Eşinize inanılmaz üzüldüm. Gerçekten.
 
Öncelikle teşekkürler, ama lütfen bazı yazarlar annemi yerdiğimi söylemiş ki; tek saç teline canımı veririm. Benim konudaki tek amacım; çocuk yaşta elbette bu konuda bilgilendirilir çocuk da baskı yapılmazdı. Sonuçlarını bildiğimden uyarmak istemiştim.
 
O günlerin mükafatı orada, ahirette inan bana. Yaralarından kocaman sarılıyorum kardeşim benim.
 
Belki de , babam biraz daha çekingen bir yapıdadır. Annem baskındır benim, yani annem ne derse o olur :)
 
Tavsiye... işte anahtar kelime. Bana tavsiye edilmedi. Yıllarca beynim didiklendi. Hep en iyi en başarılı en akıllı en bilmem ne olmam için...
 
Ben neredeyim, ne diyorum. Siz neredesiniz. Neyse.
enteresan gercekten

baska gezegenden konusmuyoruz
konunuz muhtac olma korkusu ve annenızın yetıstırme tarzı ıcın keske boyle yetıstırmeseydı ıyı yapmadı demıssınız
bende burdakı cogu arkadas gıbı annenız dogru olanı yapmıs dedım
bana verdıgınız cevap ıse ben ne dıyorum sız ne dıyorsunuz seklınde

sahı gercekten ne dıyorsunuz ???
 
Ben işin psikolojik boyutunun eğer kişi genlerinde güçsüzse, erkek gibi canhıraş yaşamak istemiyorsa bu yaşamı, onu çok zorluyor çoculukta yapılan bu baskı demek istiyorum.

Gerek konuda gerek yorumlarınızda sizin tabirinizle sürekli bir "naif dişil enerji" vurgusu var ama benden söylemesi dişil enerji öyle zannettiğiniz gibi naif bi enerji değildir; aksine dişlidir, güçlüdür, dayanıklıdır, sızlamadan yapılması gerekeni yapandır, üretendir, yaratandır, hırçındır ve hatta yıkıcıdır.

Evet erkek fiziksel kondisyonu itibariyle kadından çok daha iyi bi konumdadır. İşte bu yüzden kadın her zaman erkekten çok daha iyi bi savaşçı olmuştur, olmak zorundadır zira aksi halde varlığını sürdüremez.

Dönün bi doğaya bakın mesela. Yalnız başına, kimseye yaslanmadan yavru büyütürken aynı anda tüm koşullara; doğaya, diğer canlılara ve kendi türünün erkeklerine meydan okuyan dişilere bi bakın. Nerede naiflik? Doğanın kendisi dişildir bi kere, siz doğanın düzeninde herhangi bi naiflik görebiliyo musunuz?

Bi insanlık tarihine bakın sonra, kadınların çesitli sebeplerle sistematik olarak çektiği eziyetlerden kaçını erkekler atlatabilir bi düşünün. Hayatı kimseye muhtaç olmadan, canhıraş yaşayan cinsiyet kimmmiş, kendine yetmek sadece kariyerden mi ibaretmiş yoksa maddi manevi bi bütün olarak var olma savaşı mıymış, anneniz size ne anlatmaya çalışmış bi bakın.

Bazı aileler bile isteye bu dişil gücü kızlarının elinden almaya, onların kollarını kanatlarını kırmaya çalışırken arkanızda dağ gibi duran ve bi gün sizi de kendi gibi dağ gibi görmek isteyen bi kadını yersiz suçluyorsunuz. Bu kadar güclüyken, potansiyelinizi gerceklestirin diye çabalayan bi anneniz varken yapabileceklerinizi düşünüp bundan haz almak yerine kimseye yaslanamama (bakın yardımlasamama, bağ kuramama demiyorum cünkü siz de demiyorsunuz) korkusu yaşamanız ne derece sağlıklı bunu düsünün.
 
Son düzenleme:
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…