Muhtaç Olma Korkusu

Teşekkür ederim öncelikle anlayışınız için. İşte tam olarak da söylediğim bu. Herkesin konuya reaksiyonu farklı olabiliyor. Benim dert diye gördüğüm ya da görebileceğim bir başkasına ovvvv bu da dert mi ya dedirtebilir. Benim konu başlığında ki amacım, yeni çocuk yetiştirmeye başlayan arkadaşlarımın buna dikkat etmeleriydi.
Elbette kimseye muhtaç olmayacaksın diye konuşulsun ama bu konuyu çocuğu büyütürken hayatının merkezine koymasın. Sonrasında sürekli bu endişeyi yaşıyor insan. Hayatında herhangi bir süreçte aksaklık olduğunda ruhen yerlere kapaklanabiliyor. Ben bundan bahsediyorum.
 
Bilmem, belki de.
evde sıkılıyorum, işsizliğin en sıkıcı yanı bu.
 
Benim ki rahatlıktan, piireeemses yetiştirilmekten kaynaklı şımarıklık..... Böyle bilin. Mücadelesini veremeyeceğim artık.
 
Cherry alnından öpüldün şu an
 
Benim ki rahatlıktan, piireeemses yetiştirilmekten kaynaklı şımarıklık..... Böyle bilin. Mücadelesini veremeyeceğim artık.
ben sizi çok ama çok iyi anlıyorum. yıllarca yaşadığı bir sürü şey "prenses" olarak görüldüğü için her zaman küçümsenen, seninkiler problem mi maskesi altında empati görmeyen biri olarak. (neyse ki artık böyle insanları hayatımda arkadaş olarak barındırmıyorum). bu acı yarıştırma olayı bizim kültürel kodlarımızda var. bu toplumda bu olay böyledir: biri bir probleminden bahsettiğinde diğeri mutlaka kendi "devasa" problemlerini anlatarak karşındakinin hakkı olmadığını iddia eder ve aslında alt çizgide bir gururlanma da var: "bak ben ne büyük problemlerle baş ettim, yakınmıyorum sen minicik sorunlarla başa çıkamayacak kadar güçsüzsün". bu nedenle bu yapılanın "empati ya da teselli" olmadığını bilecek kadar yetişkin bir kadınım artık.

baskıcı bir anneyle yetiştiğinizden muhtemelen siz kendinize hiçbir zaman güçsüz de olma, yardım isteme, destek bekleme hakkı tanımadınız ki bu insan için en temel ihtiyaçlardan. bu haklara sahip olamadığınız gibi, yardımı şefkatı, birine yaslanmayı da öğrenemediniz, içiniz bunu kabul etmiyor, yanınızda birileri de olsa düştüğünüzde kendinizden başkası olmayacağı fikri sizi güçlü tutuyor ama çok da yalnızlaştırıyor. iyi anlıyorum çünkü ben de böyleyim. gidemeyeceğimi hissettiğim her ilişki, benim elimi ayağımı bağlayan her şey beni boğuyor çünkü kendim dışında bir liman görmüyorum, sanki ne olacaksa da olacak ben hep sonunda orada tek başıma olacağım. bu hisler hep yetiştirilmekten çocukluktan içinize yerleşen hisler. artık kocaman bir yetişkinsiniz, hayatta başkalarını da ihtiyacınız olabileceğini, zayıflıkların başarısızlıkların çok normal ve insanca oldugunu kendinize hatırlatmanız lazım. bunlar "güçsüzlük" değil, hatta "birine ihtiyaç duymak" da. eğer mental açıdan bakış açınızı değiştirirseniz bu kavramlara zamanla daha iyi olacaktır. benim insan ilişkilerim eskiye oranla çok daha samimi oldu son yıllarda, çünkü ben de kendimi açmayı, hata yapmayı ve insan olduğumu hatırladım.

fakat bakış açınız hep "güçlü olmak" üzerine olursa ilişkilerinizde hep "güç" perspektifinde döner. ortaya samimi ve sizin ruhunuzu doyuran bir şey çıkmaz. bu süreçler birden olmuyor, adım adım ilerliyorsunuz. kendinize zaman tanıyın ve neyi nasıl tanımladığınız üzerine yeniden düşünün.
 
İnşallah darısı başına o zaman. Bir gün aynı dallarınız kırılınca bakalım bu efelikleriniz kalacak mı...

Bayılıyorum böyle lay kay lom yaşayanların beylik laflarına..

Ha unutmadan evet herşeyi çalışarak kendi paramla aldım okuduğum okulların parasını da çalışıp kazandım. Ailemde hayatta olan kimse yok .. Ama şu dram modunda yakınıp millete laf sokma lüksüm nedense olamadı.
 
Son düzenleme:
Birinin de, livreamour sen çabalama-bu iş bende demesine ihtiyaç duyuyorum. Sırt yaslamak manevi anlamda şuan en büyük ihtiyacım. Bence birine duygularımızla yaslanmalıyız. Çok zor oluyor sonra.

Bu sizin görüşünüz ama bunun doğru olduğun dair kanaatinizin dayanağını anlayamadım

Bu dünyaya yalnız geldik yalnız gideceğiz

Kimseye sırtımı dayama ihtiyacım yok, şimdiye kadar da olmadı, yaşım 40, manevi olarak birine dayanmak nasıl olur bunu da bilmiyorum
 
Bunları ben mi yaşattım size ya da yaşatıyorum ?Bazı şeyleri dert edinebilmem için, mesleğimin ve eşimin olmaması mı gerekiyor ? Gerçekten bu kadar kötümüsünüz ya, bunu anlayamayacak kadar ?
Insanlar en iyi niyetleriyle size kötü hissetmeyin iyi durumdasınız ne mutlu dediler.

Kalktınız en cikarilmayadak mesajları çıkarıp çok afedersiniz en saçma cevapları verdiniz.

Ne tuhafsınız pes!
 

Bence sorun annenizde değil sizde. Demir lady olmak istemiyorsanız olmayın en küçük olumsuzlukta yere yıkılın, kendi yapabileceğiniz ben beceremem diyerek başkalarının üzerine yıkın. Şikayet ettiğini ne varsa yapmayın, kimse yapacaksın diye başınıza silah dayamıyor. Güçlü yetiştim diye şikayet eden insan da gördüm ya pes. İlla birine manevi olarak sırtınızı yaslamak istiyorsanız eşiniz ne güne duruyor? Bunu yapamıyorsanız eş seçiminizde sorun var demektir. Psikologlar haksız değiller, siz kendinize günah keçisi annenizi bulmuşsunuz bence
 
Benim ki rahatlıktan, piireeemses yetiştirilmekten kaynaklı şımarıklık..... Böyle bilin. Mücadelesini veremeyeceğim artık.

Rica ederim ablacım öyle demedim. Tabi ki her insan farklı farklı. Yani aslında annen küçükken net, somut şekilde senden bir şey yapmanı beklememiş aslında ama o konuşunca sen baskı altında hissetmişsin anladığım kadarıyla. Ama annen sadece konuşmuş. Yani üst ne beklenti koyup ille bunu başar dememiş, 20yaşında artık hayata atıl eve para getir dememiş... Yani sadece konuşmuş, net ciddi bir beklenti oluşturma varmış gibi gelmedi bana. Bilemedim daha önce psikolojik baskıya uğramadığım için (uğrasam da ya tınmam ya karşı tarafı gırtlaklarım herhalde) bana travma yaratacak bir psikolojik baskı var gibi gelmedi. Buncacık laftan kırılmaz, bükülmezdim ben. Belki de bu konuda uzman bir terapiste görüşmelisin.
 

Görüşmüş hepsi hayat sandığınız gibi tozpembe değil demiş. Kendisine sorsan demir lady ama pamuk şeker gibi suyu görünce eriyor ama suçlu annesi. Hani bazen diyorum ki iyi ki çocuğum yok. Hayatını ada. O ayağının üstünde dursun diye nasihat et ama sonucu böyle olsun. O kadının yerine koyuyorum da kendimi Üzülüyor insan.

Neyse konu sahibi size hayatta başarılar ama başarısızlıklar da bu hayatın parçası sakın unutmayın.
 
Benim annem tam tersi ev hanımıydı, naif, sevgi dolu. Bizi de annem okuyun, çalışın, eşinize muhtaç olmayın diye büyüttü. Ve küçüklüğümüzden itibaren sorumluluk verdi, ilkokul 4. sınıfa giderken pazara gitmiştim tek başıma pazar görmüştüm, sürekli değil tabi bir kez. Ama normalde de annemle gider poşet taşırdık. Faturaları yatırma işi de bizdeydi, tabi o zamanlar bizzat gidip yatırıyordun. Yemek, temizlik, bulaşık vs onları saymıyorum. Evlenince annemden gördüğüm ev işini ben yapıyordum, yemek, temizlik, çamaşır, ütü vs. Onun dışında market alışverişini iş çıkışı tek başıma yapıyordum. Ayda 1 Migros’a gidip deterjan, tuvalet kağıdı vs alıyorduk, ama gıda ve acil alınması gerekenleri hep ben alıyordum. Kirayı ve faturaları da ben ödüyordum. Meğerse her şeye yetişirim, güçlüyüm, muhtaç olmayayım düşüncesi beni erkekleştirmiş. Sonra kendime geldim de eşimden talep etmeye başladım bazı şeyleri, artık kendimi çektim. Her şeye yetişme çabamı bıraktım. Ekonomik özgürlüğü olmayan anneleri anlıyorum da çalışan anneler neden böyle davranır. Kendisi mutlu muydu? Kadının bir mesleği olsun, okusun, çalışsın ama bütün yükü sırtlamasın. Erkekler de nasıl olsa o kendisi halleder diye düşünüyor. Ben evi o kadar iyi idare ediyordum ki eşim sürekli ailesine yardım ediyordu.
 
Sarılabiliyor muyum size
 
Ben de çalışıp tüm dünyayı gezdim ama sizin gibi kötüsüne çok az denk geldim ve asla yanımda barındırmadım. Evet lay lay lom yaşıyorum ama asla sizin gibi kendi mutsuzluğumu etrafa saldırarak atmaya hiç çalışmıyorum.
 
Sizinle birebir ayni durumda buyutuldum. Ayni sekilde dunyanin gezmedigim yeri kalmadi. Okullar başarılar dereceler. Bir dinem çalıştım simdi evdeyim ustune pandemi. Ve annemin o sozleri bende de heo suçluluk hissi uyandirir. Aslinda mutluyum ama sanki bu durumda mutlu olmam anlikmis. Ufacik bir sendelemede birine muhtac olur korkusu içime işlemiş. Hala daha işlenir annem tarafindan. Halbuki gün bugün. Yarın var miyiz yok muyuz muamma. Ve asla doğru bulmuyorum bu durumu. Mümkün oldugunca annemin bu dusuncelerini kendimden uzak tutuyorum
 
Konu sahibinin her seyi var ama gercek bir dost ve sevgi yok hayatinda.esinize sevginiz var lakin ask yok cevrenizde arkadasiniz cok fakat omzunda aglayacaginiz dostunuz yok ve siz her seyi anneye yükluyorsunuz yanlis buluyorum..yalnizlik psikolojisi yasiyorsunuz ki bunun ne makamla ne mevkiyle ne de parayla ilgisi var guclu durmayi yasayarakta ogrenebilirdiniz ama anneniz sizi oyle guzel yetistirmiski üzulmeden ve belki cok fazla dagilip dokulmeden guclu bir durus kazanmissiniz..gercek bir ask ve gercek dostlara sahip oldugunuzda bu psikolojininde olmayacagini dusunuyorum.siz bence sevilmek ilgi görmek sımartilmak istiyorsunuz.umarim mutlulugu bulursunuz
 
Şu kafa yapısıyla ancak insanları itersiniz. Siz kazandığınız para ile dünyayı gezerken ben aileme bakıyordum. İşte aramızdaki fark bu....

Ama ben şikayet etmezken siz şikayet ediyorsunuz ne garip

Neyse hakettiğiniz türde bir yaşam inşallah kısa sürede sizi bulur. Ama hakettiğinizin mutluluk olduğunu düşünmüyorum. Şükür için sebep gerek. Dilerim kısa zamanda sebepleriniz olur.
 
Başka bir sorun daha olabilir mi annenizle anlatmadığınız burda
 
Güç kime göre neye göre.Hepımız agır seyler yasıyoruz ama kalkıp işimize gıdıyoruz .Ne bıleyım.Güçlü görunecegız dıye bır yerlerımız yırtılıo.Ama her seye aglayan kadınlardan nefret edıorum.Kendını acındıranlardan.Baktıgımızda onlar bızden daha guclu gıbı.Bılmıorum gercekten
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…