- 25 Mayıs 2008
- 18.351
- 3.215
- 423
- Konu Sahibi LivreAmour
-
- #41
Teşekkür ederim öncelikle anlayışınız için. İşte tam olarak da söylediğim bu. Herkesin konuya reaksiyonu farklı olabiliyor. Benim dert diye gördüğüm ya da görebileceğim bir başkasına ovvvv bu da dert mi ya dedirtebilir. Benim konu başlığında ki amacım, yeni çocuk yetiştirmeye başlayan arkadaşlarımın buna dikkat etmeleriydi.aslinda bu tarz bir seyi bir pedagog da soyluyordu,
tam hatirlayamiyorum simdi.
ama ozellikle kiz cocuklarinin gunumuzde kimseye guvenmeyeceksin diye yetistirilmesi sonucu ciddi aile ici guven problemi yasadiklarina dair,
tabi verisi olan bir soz olmadigi icin ben cok hak vermemistim.
ama siz de boyle hissettiginize gore dusunmek gerekir.
ben sahsen annem tarafindan kimseye muhtac olma denilerek yetistirildim. Ama babam farkli kafadaydi, her zaman sey derdi, ben sizi meslek edinin diye okutmuyorum, kendinizi iyi ifade edebilin diye okutuyorum, yoksa insan her isi yapar yine kendine bakar. Ben de boyle dusunuyorum, her sekilde kendime bakarim, cocuklarimi da zaten belirli bir birikimim olduktan sonra yaptim, yani onlara da bakarim. Elbet dunyanin binbirturlu hali var da gerekirse en dusuk islerde de calisilir yani. Saglik sihhat izin verdigince.
siz de bence biraz daha rahatlamaya calisin,
ve elinizden geleni yaptiktan sonra elinizden gelmeyen icin de "Let it go" diyeceginizi dusunun sadece, zaten baska da yapilacak bir sey yok. Bunu kabullenince daha rahatlarsiniz umarim.
Bilmem, belki de.Issiz oldugunuz icin acaba anneme layik olamadim diye mi dusunuyorsunuz?yani isiniz olsa kimseye mudana etmiyorum oh ne guzel demez misiniz?annenizi hakli buldum yarin bir gun sizin de cocugunuz olsa boyle yetistireceksiniz muhtemelen. Siz herhalde issizlik psikolojisiyle bosluga dusmussunuz
Bilirim allah kurtarsinBilmem, belki de.
evde sıkılıyorum, işsizliğin en sıkıcı yanı bu.
Benim ki rahatlıktan, piireeemses yetiştirilmekten kaynaklı şımarıklık..... Böyle bilin. Mücadelesini veremeyeceğim artık.Ablacım anlatamadım sanırım gözümüz parada değil. Bir de koca parası yiyorsun yazmadım zaten, başına bir iş gelirse arkanda duracak 2 destekçi var yazdım. Buraya yazanların hiçbiri paragöz insanlar değiller zaten, söylemeye çalıştığımız şey şu ki manevi destek var zaten ailelerimiz dostlarımız var ama; maddi destek çok lüks bir şey herkes ancak kendine yetiyor bu devirde. Sende 1 değil 2 tane maddi destek var, yani aslında büyük bir lükse sahipsin ama farkında değilsin. O elindeki maddi destek aslında çok büyük bir şey, herkeste yok bende yok mesela.
Manevi olarak da zaten arkanda annen var, kocan var 1 değil 2 kişi var. Manevi desteğim yok demeni anlayamadım çünkü doğru değil. Hayatta sahip oldugun bir suru sey var yani, ben de bir gun muhtac kalacak miyim seklindeki dusuncen yersiz bence.
Cherry alnından öpüldün şu anIyi de ablacim zaten hayatin gayet tozpembe, sana her turlu maddi imkani sunmus muhendis etmis okumus, bilincli bir anne var, elinde meslegin var, gezdim tozdum diyorsun, maddi manevi dayanabilecegin bir erkek var, istemiyorsan calismayip evde oturma luksun var ... sen kumarci/alkolik babanin kizi olsaydin, evi gecindirmek icin paralanan bosanmis 2 cocuklu kadinin kizi olsaydin, universiteye cebinde 20tl ile gitseydin her gun, hayatta mucadele etseydin inan bana tam su anda uhuhuhuh annem de bunu dedi diye aglamazdin.
Psikolog hakli, sen hayatinda zorluk gormemissin kiHayatinda hicbir problem yok, kaygilarin yersiz, kimseye muhtac olmazsin arkanda koca parasi var, anne parasi var; koca manevi destegi var, anne manevi destegi var .. yaslanabilecegin 1 degil 2 kisi var. Benim maddi olarak kimse yok ama 1 gun de durup muhtac olur muyum diye korkup aglamadim. Bence hayatta sahip olduklarina nankorluk ediyorsun.
ben sizi çok ama çok iyi anlıyorum. yıllarca yaşadığı bir sürü şey "prenses" olarak görüldüğü için her zaman küçümsenen, seninkiler problem mi maskesi altında empati görmeyen biri olarak. (neyse ki artık böyle insanları hayatımda arkadaş olarak barındırmıyorum). bu acı yarıştırma olayı bizim kültürel kodlarımızda var. bu toplumda bu olay böyledir: biri bir probleminden bahsettiğinde diğeri mutlaka kendi "devasa" problemlerini anlatarak karşındakinin hakkı olmadığını iddia eder ve aslında alt çizgide bir gururlanma da var: "bak ben ne büyük problemlerle baş ettim, yakınmıyorum sen minicik sorunlarla başa çıkamayacak kadar güçsüzsün". bu nedenle bu yapılanın "empati ya da teselli" olmadığını bilecek kadar yetişkin bir kadınım artık.Benim ki rahatlıktan, piireeemses yetiştirilmekten kaynaklı şımarıklık..... Böyle bilin. Mücadelesini veremeyeceğim artık.
İnşallah darısı başına o zaman. Bir gün aynı dallarınız kırılınca bakalım bu efelikleriniz kalacak mı...İçimde aslında korunmaya muhtaç bir çocuk olduğunu yazdım zaten. Öyle mahmut abi edalarında değilim. Niye yok biliyormusunuz tutunacak dalınız ?
Tutunacak dalları hep maddiyatla ölçtüğünüz için...
Birinin de, livreamour sen çabalama-bu iş bende demesine ihtiyaç duyuyorum. Sırt yaslamak manevi anlamda şuan en büyük ihtiyacım. Bence birine duygularımızla yaslanmalıyız. Çok zor oluyor sonra.
Insanlar en iyi niyetleriyle size kötü hissetmeyin iyi durumdasınız ne mutlu dediler.Bunları ben mi yaşattım size ya da yaşatıyorum ?Bazı şeyleri dert edinebilmem için, mesleğimin ve eşimin olmaması mı gerekiyor ? Gerçekten bu kadar kötümüsünüz ya, bunu anlayamayacak kadar ?
Bakış açısı, elbette bu sizin görüşünüz. Ben yanlış yaptığını düşünüyorum daha küçücük çocuğa bunu ısrarla dikte etmesi olayında. Onun dışında öl dese ölürüm, canım ciğerim, çok da fedakar bir anne. Ama işte benim “güçlü olacağım” takıntım beni ruhen çok yıpratttı. Demir lady olmak istemiyorum ben :) 3 ayrı psikologada danıştım bu durumu zamanında. Aldığım cevap hayat senin istediğin ve kurguladığın gibi tozpembe olamayabiliyor çevresinde oldu.
Benim ki rahatlıktan, piireeemses yetiştirilmekten kaynaklı şımarıklık..... Böyle bilin. Mücadelesini veremeyeceğim artık.
Rica ederim ablacım öyle demedim. Tabi ki her insan farklı farklı. Yani aslında annen küçükken net, somut şekilde senden bir şey yapmanı beklememiş aslında ama o konuşunca sen baskı altında hissetmişsin anladığım kadarıyla. Ama annen sadece konuşmuş. Yani üst ne beklenti koyup ilke bunu başar dememiş, 20yaşında artık hayata atıl eve para getir dememiş... Yani sadece konuşmuş, net ciddi bir beklenti oluşturma varmış gibi gelmedi bana. Bilemedim daha önce psikolojik baskıya uğramadığım için (uğrasam da ya tınmam ya karşı tarafı gırtlaklarım herhalde) bana travma yaratacak bir psikolojik baskı var gibi gelmedi. Belki de bu konuda uzman bir terapiste görüşmelisin.
Sarılabiliyor muyum sizeben sizi çok ama çok iyi anlıyorum. yıllarca yaşadığı bir sürü şey "prenses" olarak görüldüğü için her zaman küçümsenen, seninkiler problem mi maskesi altında empati görmeyen biri olarak. (neyse ki artık böyle insanları hayatımda arkadaş olarak barındırmıyorum). bu acı yarıştırma olayı bizim kültürel kodlarımızda var. bu toplumda bu olay böyledir: biri bir probleminden bahsettiğinde diğeri mutlaka kendi "devasa" problemlerini anlatarak karşındakinin hakkı olmadığını iddia eder ve aslında alt çizgide bir gururlanma da var: "bak ben ne büyük problemlerle baş ettim, yakınmıyorum sen minicik sorunlarla başa çıkamayacak kadar güçsüzsün". bu nedenle bu yapılanın "empati ya da teselli" olmadığını bilecek kadar yetişkin bir kadınım artık.
baskıcı bir anneyle yetiştiğinizden muhtemelen siz kendinize hiçbir zaman güçsüz de olma, yardım isteme, destek bekleme hakkı tanımadınız ki bu insan için en temel ihtiyaçlardan. bu haklara sahip olamadığınız gibi, yardımı şefkatı, birine yaslanmayı da öğrenemediniz, içiniz bunu kabul etmiyor, yanınızda birileri de olsa düştüğünüzde kendinizden başkası olmayacağı fikri sizi güçlü tutuyor ama çok da yalnızlaştırıyor. iyi anlıyorum çünkü ben de böyleyim. gidemeyeceğimi hissettiğim her ilişki, benim elimi ayağımı bağlayan her şey beni boğuyor çünkü kendim dışında bir liman görmüyorum, sanki ne olacaksa da olacak ben hep sonunda orada tek başıma olacağım. bu hisler hep yetiştirilmekten çocukluktan içinize yerleşen hisler. artık kocaman bir yetişkinsiniz, hayatta başkalarını da ihtiyacınız olabileceğini, zayıflıkların başarısızlıkların çok normal ve insanca oldugunu kendinize hatırlatmanız lazım. bunlar "güçsüzlük" değil, hatta "birine ihtiyaç duymak" da. eğer mental açıdan bakış açınızı değiştirirseniz bu kavramlara zamanla daha iyi olacaktır. benim insan ilişkilerim eskiye oranla çok daha samimi oldu son yıllarda, çünkü ben de kendimi açmayı, hata yapmayı ve insan olduğumu hatırladım.
fakat bakış açınız hep "güçlü olmak" üzerine olursa ilişkilerinizde hep "güç" perspektifinde döner. ortaya samimi ve sizin ruhunuzu doyuran bir şey çıkmaz. bu süreçler birden olmuyor, adım adım ilerliyorsunuz. kendinize zaman tanıyın ve neyi nasıl tanımladığınız üzerine yeniden düşünün.
Ben de çalışıp tüm dünyayı gezdim ama sizin gibi kötüsüne çok az denk geldim ve asla yanımda barındırmadım. Evet lay lay lom yaşıyorum ama asla sizin gibi kendi mutsuzluğumu etrafa saldırarak atmaya hiç çalışmıyorum.İnşallah darısı başına o zaman. Bir gün aynı dallarınız kırılınca bakalım bu efelikleriniz kalacak mı...
Bayılıyorum böyle lay kay lom yaşayanların beylik laflarına..
Ha unutmadan evet herşeyi çalışarak kendi paramla aldım okuduğum okulların parasını da çalışıp kazandım. Ailemde hayatta olan kimse yok .. Ama şu dram modunda yakınıp millete laf sokma lüksüm nedense olamadı.
Şu kafa yapısıyla ancak insanları itersiniz. Siz kazandığınız para ile dünyayı gezerken ben aileme bakıyordum. İşte aramızdaki fark bu....Ben de çalışıp tüm dünyayı gezdim ama sizin gibi kötüsüne çok az denk geldim ve asla yanımda barındırmadım. Evet lay lay lom yaşıyorum ama asla sizin gibi kendi mutsuzluğumu etrafa saldırarak atmaya hiç çalışmıyorum.
Güç kime göre neye göre.Hepımız agır seyler yasıyoruz ama kalkıp işimize gıdıyoruz .Ne bıleyım.Güçlü görunecegız dıye bır yerlerımız yırtılıo.Ama her seye aglayan kadınlardan nefret edıorum.Kendını acındıranlardan.Baktıgımızda onlar bızden daha guclu gıbı.Bılmıorum gercektenKızlar selam, bu konuyu yeni evlat yetiştirmeye başlayan kızkardeşlerim için açmak istedim. Çünkü genç kızlığım ve genç kadınlığım hep bu mutaç olma korkusu ile geçti. Çalışan bir annenin çocuğuyum ve iki kardeşiz benden 14 yaş büyük bir ablam var ve o da ikinci annem gibi oldu. Çocukluğum gündüzleri anneannemde akşamları ve haftasonu kendi evimde geçti. Annemin yorucu ve yıpratıcı bir işi vardı, o dönemlere göre beyaz yaka bir işti ama üzerindeki psikolojik baskı çoktu zannediyorum. Tahammülsüz sürekli gergin bir kadındı, hala daha öyle. Ablama pek yetişemedi ama beni hep “kimseye muhtaç olmayacaksın, herşeyine kendin yeteceksin, kendine yaslanacaksın, ben sizler için çalışıyorum okuyacaksın” baskısıyla büyüttü. İyi bir üniversitenin kabul gören bir bölümünü dereceyle bitirdim, mühendisim, sosyal hayatı aktif gülen güldüren bir kadın oldum hep, ama içim o derece yıpranık ki; en ufak bir hata da , hastalıkta, tartışmada, kendimi inanılmaz kimsesiz hissediyorum. Kimseye müdana etmediğim için ve çocukluğumun buhranına sarılıyorum. Günlerce dua ettiriyordu bana annem, ‘allahım birine muhtaç olacaksam muhtaçlığım bir tek sana olsun’ diye. Başarı, seyahat, dostluk ve keyifle dolu bir yaşantım oldu ama arka planda hep bu var. Geç evlendim, neredeyse tüm dünyayı gezdim. Ama küçücük bir şehire tıkılıp kaldım. Evliliğimin hemen arkasından salgın başladı. 1.5 yıldır işsizim. Şuan da bu duruma takık vaziyetteyim. Sürekli tetikteyim, lütfen bunu çocuklarınıza yapmayın.
Güçlü çocuk, güçlü insan yetiştireceğim diye kızların içindeki o naif dişil enerjiyi yok etmeyin. Demir lady değiliz biz. Lütfen çocuk yetiştirirken buna dikkat edin...
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?