Mutsuz evliliklerin çocukları...

yazılanların çoğunu okudum. Allah güç ve sabır versin. Çok zor şeyler yaşayan arkadaşlar olmuş. Bunların üstesinden gelmek yaraları sarmak o kadar zor oluyor ki bazen..

bu tür durumlar yalnızca kişiyi değil çevresini ve bir ömür boyu kuracağı ailesini de etkiliyor. ben evlendikten sonra fark ettim, annemin mükemmeliyetçi yapısını ne kadar aşmaya çalışsam da evliliğimde bazı yerlerde farkında olmadan bunu kopyaladığımı, eşimle olan tartışmalarımızın anne babamın tartışmalarına ne kadar çok benzediğini...

ailem çok şükür mutsuz bir aile değildi. 28 yıla yakın evli olan anne babam hala arada sevgilerini belli eder. sadece arada yaşanan tartışmalar kavgalar farkında olmadan bilinçaltımıza işleniyor demek ki...

bana nazaran eşim daha zor bir çocukluk ve ergenlik geçirmiş. bunun sıkıntılarını ilişkimizde çok yaşıyorum maalesef. onun yalıtılmış, yalnız, sevgisiz geçen yıllarının oluşturduğu hasarı tamir etmek kolay olmuyor. baskıcı bir anne ve ilgisiz bir baba karışımın ölümcül etkisini yaşamış eşim. bu yüzden hayattaki herşeye karşı olabildiğine hassaslaşan eşimle iletişim çok zorluyor beni bazen. iyi niyetli takılmalarım bile bazen kendine duyduğu saygıyı sorgulamasına ve şiddetli tepkiler vermesine sebep oluyor. bu hassasiyetlere ayak uydurmak, onu iyileştirmeye çalışmak, güven vermek bir doktor edasıyla yaralarını sarmak...

mutsuz evliliklerin çocukları yalnızca kendilerinin hayatlarını değil etraflarındaki insanların hayatlarını da alabildiğine zorlaştırıyor. kalıcı iyileşme uzun yıllar alan bir süreç ve bu süreçte kendileri kadar onları sevenler de çabalamak ve sabır göstermek zorunda kalıyor. bundan yana bir şikayetim yok yeterki iyileşsin eşim ama bazen zorlandığımı hissediyorum. ne yapacağımı şaşırdığım ve geri çekildiğim zamanlar oluyor. yıkım derin olunca iyileşme de zor oluyor...inşallah zamanla herkes bu tür yaralarını sarıp iyileşir. herşeye rağmen yaşaıyorsak devam etmeli ve yeniden çabalamalıyız..
 
Mikado... Bu topiği açman harika olmuş...
Ne hikayeler var onca güçlü kadının altında...
Cudana senin hikayene ayrı bir yerde bakıyorum...
Babanı canı gönülden tebrik ediyorum. Allah ona güç kuvvet versin hayatı boyunca.
 
Halam vefat etmeseydi bu evlilik düzelirdi. Çünkü halam annemi çok severdi ve kardeşinin vurdumduymaz olduğunu bilirdi. Anneme haksızlık yaptırmazdı.
Hatta bu aldatma meselesi peydahlandığında halamın anneme 'yapma etme' demeleriyle durulmuş konu.
Halamın bi eli hep babamın üstündeydi. Gençliğinde de halam bakmıştır babama, evlendiğinde de elini çekmemiştir. Ne mal olduğunu bildiği içindir belki de.

Hani dedim ya iyi ki halamın enerjisiyle büyümüşüm diye..Halam çok değişik bi insandı. Fevkalede bi insanlığı vardı.
Halamın kendi bebeği zehirli ishal hastalığından melek olmuş. Onun sevgisini babamda ve sonra da bende yaşamış diye düşünüyorum. 2001 de vefat etti halam.
Hep derdi ki, ben kızımı subayla evlendircem. Çok isterdi rahmetli.Dilinden de düşürmezdi. Yani nasıl bi şeyse, hala düşündüğümde tüylerim ürperir.. Halamın vefatından 11 yıl sonra bana aşık olan adam subay çıkıyor. Tabi benim de aşık olduğum.:)
Halamın isteği de yerine gelmiş oluyor. Ve bunu ailede herkes bilir. Halamın böyle dediğini. Herkes şaşırıyor tabi, halam geliyor akıllarına..
Bunu eşime anlattığımda şok olmuştu..Ara ara halamdan bahsederim, halanı tanımak isterdim der. Ah keşke olaydı da tanıyaydın diyorum ben de..

Halamın vefatı ailemizde büyük eksiklik yaratmıştır. Özellikle de bende çook..
Çok arıyorum onu, keşke yaşasaydı diyorum. Bebişimi de görseydi.
 
Biyolojik babamı tanımıyorum. Ben 1,5 yaşımda iken annem ayrılmış. Bir çoğunun aksine benim annem cesurmuş. Dedem gibi birisi bile sözünü geçirememiş ki, koca kim ... :)

Ayrılırken dedem çocuğunu bırak gel demiş, 1-2 ay kadar kaşı tarafın burnu sürtsün diye bırakmış, ama bırakmak denemez. Her hafta yanında bir amca oğlu belinde silah, elleri poşetlerle mama, bez vs. benim yanımda.

O dönemden hatırladığım -kısa bir süre annem çalıştığı ve dedem de beni istemediği için- çocuk esirgemede kaldığım gecelerden bir kaçı sadece. en son çok hastalandığımda yuvadan anneme telefon geliyor kızın ölüyor diye bir daha da bırakmadı zaten beni. Hatta hasta olduğumda dedemdi başımda bekleyen, ortancaların olduğu büyük balkonda yatarken üstümü örten.

Dedem-anneannem üst katta biz alt katta annemle oturuyorduk. Ben gündüz anneannemdeydim, teyzemin kızı da olurdu çok eğlenirdik onunla.
Camdan çatıya çıkar, bakona atlar, dört dönerdik o zaman kocaman, şimdi gözüme küçük gelen o evde. 4-5 yaşımdayken dedem vefat etti. O yaşlardaki halim içine kapanık, konuşmayan, -annem asabi olduğu için çok dayak yedim- ağlamayan bir çocuktum.

Annem beni hiç bırakmadı, arkadaşlarıyla yemeğe, sinemaya, plaja vs... 5 yaşımda falanken annem tekrar evlendi. Üvey baba sıfatını yakıştıramam çünkü bana babamın yaptığı babalığı yaptı, haksızlık etmek istemem. Beni hiç ezmedi -annem ezdirmedi, kendi yetti zaten- 2 kardeşim oldu, onlardan çok benim dediğimi yapardı.

Annem dediğim gibi asabiydi bayağı, iş hayatı, sosyal hayatı, düğün, dernek, akraba vs hiçbir şeye izin vermedi babam. Resmen eve kapandı annem, yıllarca evde bile şalvar giydi. Bizim gözümüzde rahatsız gibi bir hali yoktu, babamla mutlu gibiydi. Annemin amca çocukları hep bizde, anneannemde kalırlardı. Yedirip, içirmeyi çok severdi babam. (Geçmiş zaman kullanıyorum çünkü, 1997 de ayrıldılar annemle.) Ramazan aylarında iftar, sahur en az 10 kişi olurduk. Komşuluklar çok güzeldi, kapılarımızda kilit yoktu. (dedemin binasıydı zaten.)

Dışarıyla ilişkiler böyle iken ev içinde annem bize çok katıydı. az dayak yemedim. Kardeşim merdivenden düştü beni dövdü, unutamadıklarımdan biri. İlk okula giderken bulaşık yıkardım, misafirlere çay servisi yapardım, misafirlerin çocuklarına bakardım. Kendi kardeşlerime de çok baktım ortanca olan kız kardeşim küçük anne derdi. Yaşımdan büyük yük ve sorumluluk alınca annem ezdi diye tabir ediyorum işte. Hep bir şeyleri düzeltmem gerek, yanlış işleri yoluna koymam gerek, ara bulmam gerek, aman annem sinirlenmesin azar işitmeyeyin, dayak yemiyeyim...

Evde oturup ders çalıştığımı hiç bilmem, ortam yok çünkü. Derse otur, _ay_ git ekmek al, git tuz al, git bilmem ne al... tabi bunlar tek tek alınır hep, bir arada değil. (Allah'tan zeki kızım da okulda anladıklarım hep yetti de arttı bana ) "Hayır" demeyi öğrenemedim ben, annene hayır diyemezsen başkalarına nasıl diyebilirsin ki, şimdi bazen annem diyor bana ve kız kardeşime, -eşlerimiz için özellikle- HAYIR demeyi bilin. Sana diyebildik mi ki, şimdi değişip hayır'ı öğrenelim, zaman istiyor.

O dönemdeki yaptıklarını büyüdükten sonra -yani bundan 3-5 sene evvel- anneme söylemeye başlamıştım, üzülünce artık söylemiyorum. Yılda bir anca Çünkü O da çok çekti babamdan. Ayrılmadan evvelki son 5 sene hepimiz için faciaydı, gerçi bize kötülük yapmıyordu ama annemle kavgaları arasıra şiddete başvurması. Üni.yi Trakyada okudum, her Cuma gelir, Pazar dönerdim. Kavgalı iseler yine ağlaya ağlaya dönerdim okula.

Üst komşumuz "sen gelince annenin yüzü gülüyor" derdi. Ben biraz daha özel bir çocuktum herkese göre, babası yok, üvey var falan. Annem için de özeldim ama çocukluk dönemimde fena tramvalar yaşattı bana. Babam da severdi, hala sever. annemle kavgalarında araya girdiğim anda geri çekilirdi. Yıllar sonra kız kardeşime demiş "O bana baktığı zaman dünya bir yana O bir yana" diye.

Ama işte kendi aralarında da olsa kavga , etkilenen çocuklar oluyor. Gece çıt olsa uyanırdım, "acaba kim kimi kesecek" diye. Yıllarca en ufak ses yükselsin -başkaları dahi olsa- kulaklarımı tıkardım.

Bir ara devam ederim.
 
Evet insan yas ilerledikce ve tecrübeler edindikce anliyor hayati...

annem hep derdi anne olunca anlarsin,ama ben bir cok seyi anne olmadanda anladim,bizim dogru onlarin yanlis gördügü seyler meger sadece bizim iyi olmamiz icin söylenen sözler oldugunu...

ah anacim neler cekmis ve hala dim dik ayakta,cocuklari icin,cok hatalarla dolu babam

biz cocuklarin büyüdükce babamiza karsi gelmemiz,annemi korumaya calismak.

cogu seyler yanlis gitti,hatta hersey yanlis yapildi,ama artik babam 70 e geldi ve tabi ki duruldu,her ne kadar cok nefret ettigim küfürden vazgecmediyse...


cocuklarinda gelisimi sagliksiz oldugu icin yaptiklari hatalar.....
 
ben de mutsuz bir evlilikte büyüdüm
babamla zaten sevmeden evlenmiş annem
annemı kıskanan,aka boka kavga çıkartıp kırıp döken bağırıp çağıran ama dışarıya melek gibi görünen,bizimle asla ilgilenmeyen babam
annemın 50 kere dayak yıyıp dedemlere teyzemlere gıdışı ve her defasında çocukları var bakamayız dıye sahip çıkılmayan eve gönderılen anacım
ayakları üzerinde durmaya çalışan ve her defasından babamdan köstek gören
aşağılanan,küçük görülen
ama bizi mis gıbı buyuten annem
ileri görüşlü kendını yetiştiren erkek gıbı annem
gözumuzun önunde dayak yıyen ama korkumuzdan mudehale edemediğimiz annem KURBAN OLURUM ONA
ılkokula gıderken ev işlerıyle tanışan,annesı evi terk ettiği için kardeşine de bakmak zorunda olan küçük yaşta dağ gıbı sorumluluk alan ben
miilet hafta sonu sınema cafe gezerken evde temızlık yapan ben
hala ayrılmayan 25 yıldır aynı evde yabancı gıbı yaşayan,yenı yenı lazım oldukça konuşan ama konuşma uzadıkça yıne kavga potansiyeli olan anne ve babam
yanı bu özetinde özeti arkadaşlar,GÖZLERİM YAŞARDI BU ARADA
şimdi kuzu ama babam,kzıım oğlum dıyen,annemden özür dileyen ama ne fayda
annem zamanında çok ıstedı ama guvenemedı kendıne çok sonra kurtardı kendısını Allaha şükür
çok ısteyende vardı annemı ama bız karşı çıktık çocuğuz ya şimdiki aklım olsa..
annem evlenıp mutlu olsaydı adam gıbı bı adamla evlenıp mutlu bır kadın olup herşeyı yaşasaydı
babam keza daha ıtaatkar bı kadınla evlenıp ona sözunu geçirseydı biz belkı şimdı daha değşik konumlarda olurduk
ben boyle hakkını arayamayan,kavka içinde buyuduğumden kavga yada ağız dalaşı edemeyen,pısırık bı ınsan olmazdım
korkmazdım dışarda bıle yaşanan en kuçuk kavgadan ağlamazdım
hem çok merak edıp hem korkmazdım evlılıkten vs vs
ANNEMİ ÇOKKKKKKKKKK SEVİYORUM,BURDAN BIR KEZ DAHA HAYKIRIYORUM ALLAH ONU BAŞIMDAN EKSİK ETMESİN......
 
yıllardır oturup bir masada yemek yemeyiz mesela
arkadaşlarım gıttığımde böyle bir tablo varsa garipserim sankı benım yaşadığım normalmiş gıbı
bizim yemek masalarımız genelde kavgayla süslenıp yerle bir olurdu çunku
bızım dışarı gezmelerımız bağırış çağırışlarla bezenır,elaleme rezil olunup noktalanırdı mesela
karı koca yaşlanmış ama hala el ele tutuşuyolarsa kıskanırım,neden annem ve babam da başkalarıyla böyle mutlu olamadılar dıye
hiçbir evlilik çocuk var dıye yurutulmemeli bence
anne babanın da hakkı mutlu olmak çunku
tekrar evlensın yada evlenmesınler başkasıyla
çocuklar emin olun daha sağlıklı buyurler o mutsuz ev çatısının dışında...
 
Biraz daha şanlıyım ben o konuda, annem cesurdu. Ancak ikinci evliliğini bitirene kadar biz kötü etkilendik. Onu da şöyle açıklıyor, 2. kez evlendi ayrıldı demesinler, bir de kardeşlerim küçük, aramızda 6 ve 7 yaş vardı.

Annem evde dikiş diker her eksiğimizi alırdı. Bayramlıktan, evdeki koltuğa kadar. Evin badana boyasını yapar, o zamanlar soba var, kurar kaldırır. Yani bildiğiniz erkek işlerini yapardı. Annem erkek olmalıydı diye konuşuruz kız kardeşimle aramızda.

Ben de çalışmaya başladıktan sonra biraz daha rahat etti annem ve kardeşlerimde büyümüşlerdi ancak o zaman ayrıldı.
 

Allah rahmet eylesin mekanı cennet olsun...Ölümünün üzerinden bunca yıl geçtikten sonra bile bu kadar saygı sevgi ve özlemle anılmayı herkes hak etmez...
 

devamını bekliyorum... bu arada bende hala yanımda yüksek sesle bile konuşulmasına dayanamıyorum...hatta burada insanların birbiriyle tartışması bile üzüyor yoruyor beni...
 
bi ben ters çıkmışım aranızda :)
çok güzel kavga eder , çatır çatır hakkımı ararım.
ama ablamlar öyle değil.
ben ezdirmem kendimi.
ki kendime geldikten sonra babamada cevap verdim.
kendi kendimi yetiştirdim.
ama en büyük hatam sırf evden kurtulmak için 2 yıllık yazıp şehir dışına kaçmaktı.
kendi geleceğimi kendim harcadım.
anne ve babamın duruma abimle bizede yansıdı.
abim çok hırcındır. bide annem sağolsun sen erkeksin, paşasın diye diye üstümüze saldı abimi.
çok dayak yemişimdir abimden hele bi seferinde hastanelik etti beni.
kim sayesinde onu egosu yüksek yetiştiren annem sayesinde.
en son 21 yasındaydım galiba el kaldırdı , tam yumruk atıcak elini tuttum.
ben bunca eziyet çekerken sen nerdeydin , nerde senin abiliğin dedim. evden dışarı fırladım.
abim duruldu epey , hatalarını anladı tabi bizde anladık hatta barış yapalı 2-3 ay oldu :)
kavga benimle ise korkmam , müdehale edemeyeceğim her kavgadan korkarım bana sıçrar diye.
bende böle garip çirkef bişe oldum :)
 

malesef bende bu yüzden çok huzursuz bir çocukluk geçirdim..onların bitmek bilmeyen kavgaları,ayrılıkları o kadar olumsuz yansıdı ki bana evlilikten son derece soğumuştum.hani bize yansıtmamak gibi bir çabalarıda olmadı hiç bir zaman cahillik işte en azından şimdi cahilliklerine veriyorum..çoğu zaman annemi boşanmalarına dair ikna etmeye çalıştım babamı zerre kadar istemiyordum evde huzursuzluğun kaynağı o ve sonu gelmeyen kaprisleriydi çünkü dışarının sinirini evden çıkarmıştır her zaman!düşünürdüm gecelerce,günlerce hatta kendime zarar vermek gibi girişimlerimde olmuştur ne yazık ki.ama Allahıma şükür ki üniversite kaçışım oldu tüm bu olumsuzluklardan duymuyorum,görmüyorum ya en azından kafam rahat.uğruna düşündüğüm tek şey var artık hayatımda oda kendim,geleceğim.yaşanılan o zor günlerimi geride bıraktım hayatımı yaşıyorum doğrusuyla,yanlışıyla yeter ki diyorum Allahım utandırmasın.ve tabi ki bana sevgiyi veren yegane varlığım sevdiğim adama minnet duyuyorum sayesinde evlilik bana uzak değil artık aksine onunla yaşamımı birleştirmeyi,kendi evimin hanımı ve anne olmayı sabırsızlıkla bekliyorum..tüm o olumsuzluklara rağmen kendimi şanslı bile sayıyorum ve son olarak aile de bir yere kadar hükmünü sürdürüyor bunun bilincide varıldığında çokta önemli değil Allahım ailesinden yana sıkıntı çekenlerin yardımcısı olsun..
 
Allah rahmet eylesin mekanı cennet olsun...Ölümünün üzerinden bunca yıl geçtikten sonra bile bu kadar saygı sevgi ve özlemle anılmayı herkes hak etmez...

Amin canım, teşekkür ederim. İnşallah cennetliktir benim canım halam. Babamın tarafında olsun annemin tarafında olsun bir kişi bile çıkıp ta halam hakkında kötü söz söylememiştir şimdiye kadar. ''Çok özel biriydi'' der herkes. Gerçekten de çok özel biriydi.


ben de aynen, hakkımı ararım.
hayatta pısırık duramam.
hatta bi olay anlatayım sizlere.

eşime ykmden bi ayakkabı aldık, baya da tuzluydu fiyatı. aldıktan 2 hafta sonra kıbrısa geldik. baktık ki ayakkabının tabanı çekmiş. çıkmış gibi duruyo. hayatta giyilecek vaziyette değil. tabi bizde ne fiş var, ne de ayakkabının kutusu. allahtan ykm kartı ile yaptığımız bi alışverişti. ykmye mail attım, durumu anlattım böyle böyle. tamam dediler, yollayın, kendi firmasına yollayalım. yolladım ykmye, ordan greyder in fabrikasına gitti ayakkabı, bekledik bekledik 2 ay geçti hemen hemen. hatta daha fazla. sonucunda ayakkabıyı yapmış firma. tabanını değişmişler. zaten yeniydi. allahtan benimle iletişime geçen hanım da çok iyiydi, ilgilendi sağolsun.

dün elimize geçti ayakkabı ve eşim dedi ki ''sen uğraşmasaydın ben unutmuştum çoktan bunu'' ben de '' biliyorum böyle şeylerle uğraşmazsın, ama pısırık olmayacan hakkını arıcan, o kadar para verdik, yazık günah değil mi dedim''

bizimki hiç uğraşmaz böyle şeylerle.ben de son raddesine kadar ararım hakkımı.
 
Bu olayların bizleri daha güçlü kıldığı kanısındayım. Dışarıdan bakan herkes çok sağlam insanlar görüyor. Her yaptığının hakkını veren, düzenli falan.

Diğerlerinden daha çabuk büyüyorsunuz, her şeyi daha önce kavrıyorsunuz. Bu da çok daha fazla şeyi üstlenmenize sebep oluyor. İstemeden, alışkanlık olmuş çünkü.

Müdahele edip düzeltemeyeceğim şeyler için de fazlasıyla daralıyorum. Bırak sana ne ama yok illa hallolacak...

30 lu yaşlara yaklaşırken de depresyon, sonrasında panik atak. Elhamdulillah, paniğim uzun süredir atakta değil.

Ciddi, aklı başında ilişki yaşayamadım, bilmiyordum çünkü. Eşimden çok şey öğrendim bu konuda. Ama beni anladığını söyleyemem. Yaşamayan bilemez bu hisleri.
 

Evet insan erken büyüyor.
 
Ben de bu tip bir evliligin cocuguyum ama ayrintiya simdi girmicem, yazsam roman olur.
Ben sunu hic mi hic anlamiyorum, hepimizin mi babasi b.k ? Yasitim olan ve benden yasca buyuk olan kusaklarin hepsinde adam gibi babalik yapan adam ender. Bizden onceki kusaklarin erkeklerinden niye hic adam cikmamis? Niye hep kadinlar mutsuz: hayatlari neden bu prsikopatlara katlanarak gecmis ?
Bu adamlar niye adam olamamislar ?
 

canım sana kesinlikle katılıyorum hayata bir sıfır yenik ve önde başlanıyor böyle ailelerde çünkü gözlerini ilk ailende açıyorsun onların yanlışları ve doğrularıyla yaşıyorsun o evden çıkana kadar tabi..kendimi bir 10 yıl kadar ilerde görüyorum yaşımı yansıtmıyorum kesinlikle çevremde de böyle biliniyorum olsun gurur duyuyorum yinede kendimle yaşadığım tüm olumsuzlar bana ders olmuştur her zaman ders almayı bir amaç edindim kendime öyle devam ediyorum hayatıma sevdiklerim benimle olduktan sonra gerisinin önemi yok gözümde böyle bakmak lazımmış hayata öğreniyorsun..
 

canım yaa düşünme bile bunları bırak onlar kendi pisliklerinde boğulsunlar inşallah! onları irdelemeye kalkarsak çıkamayız içinden yoksa kelimeler yetmez sen tükenirsin onlar yine bildiğini okur çünkü ..
 

Hayir, gercekten merak ediyorum, onceki kusaklarda neden bir tek duzgun, mutlu evlilik yok? Bence sosyologlar bu konuyu arastirmali, cidden merak ediyorum cunku bir aciklamasi var mi dye.
 
Pısırık ben de değilim. Bazen kendime güven konusunda sıkıntılarım eskisden çok olurdu ama şimdi çok nadir, o da duygusal zamanlarımda falan.

Hele de başkalarının haklarını korumak konusunda çok iyiyim. Ben düzelteceğim ya bazı şeyleri.

Ufak tefek tamir işleri vs. biz yapardık kız kardeşimle, çünkü annemden öyle gördük. Evlendim baktım eşim yapıyor, tamam dedim. Ama istediğim an olmuyor ya aldım yine çekici elime.
 
Son düzenleme:
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…