Halam vefat etmeseydi bu evlilik düzelirdi. Çünkü halam annemi çok severdi ve kardeşinin vurdumduymaz olduğunu bilirdi. Anneme haksızlık yaptırmazdı.
Hatta bu aldatma meselesi peydahlandığında halamın anneme 'yapma etme' demeleriyle durulmuş konu.
Halamın bi eli hep babamın üstündeydi. Gençliğinde de halam bakmıştır babama, evlendiğinde de elini çekmemiştir. Ne mal olduğunu bildiği içindir belki de.
Hani dedim ya iyi ki halamın enerjisiyle büyümüşüm diye..Halam çok değişik bi insandı. Fevkalede bi insanlığı vardı.
Halamın kendi bebeği zehirli ishal hastalığından melek olmuş. Onun sevgisini babamda ve sonra da bende yaşamış diye düşünüyorum. 2001 de vefat etti halam.
Hep derdi ki, ben kızımı subayla evlendircem. Çok isterdi rahmetli.Dilinden de düşürmezdi. Yani nasıl bi şeyse, hala düşündüğümde tüylerim ürperir.. Halamın vefatından 11 yıl sonra bana aşık olan adam subay çıkıyor. Tabi benim de aşık olduğum.:)
Halamın isteği de yerine gelmiş oluyor. Ve bunu ailede herkes bilir. Halamın böyle dediğini. Herkes şaşırıyor tabi, halam geliyor akıllarına..
Bunu eşime anlattığımda şok olmuştu..Ara ara halamdan bahsederim, halanı tanımak isterdim der. Ah keşke olaydı da tanıyaydın diyorum ben de..
Halamın vefatı ailemizde büyük eksiklik yaratmıştır. Özellikle de bende çook..
Çok arıyorum onu, keşke yaşasaydı diyorum. Bebişimi de görseydi.
Biyolojik babamı tanımıyorum. Ben 1,5 yaşımda iken annem ayrılmış. Bir çoğunun aksine benim annem cesurmuş. Dedem gibi birisi bile sözünü geçirememiş ki, koca kim ... :)
Ayrılırken dedem çocuğunu bırak gel demiş, 1-2 ay kadar kaşı tarafın burnu sürtsün diye bırakmış, ama bırakmak denemez. Her hafta yanında bir amca oğlu belinde silah, elleri poşetlerle mama, bez vs. benim yanımda.
O dönemden hatırladığım -kısa bir süre annem çalıştığı ve dedem de beni istemediği için- çocuk esirgemede kaldığım gecelerden bir kaçı sadece. en son çok hastalandığımda yuvadan anneme telefon geliyor kızın ölüyor diye bir daha da bırakmadı zaten beni. Hatta hasta olduğumda dedemdi başımda bekleyen, ortancaların olduğu büyük balkonda yatarken üstümü örten.
Dedem-anneannem üst katta biz alt katta annemle oturuyorduk. Ben gündüz anneannemdeydim, teyzemin kızı da olurdu çok eğlenirdik onunla.
Camdan çatıya çıkar, bakona atlar, dört dönerdik o zaman kocaman, şimdi gözüme küçük gelen o evde. 4-5 yaşımdayken dedem vefat etti. O yaşlardaki halim içine kapanık, konuşmayan, -annem asabi olduğu için çok dayak yedim- ağlamayan bir çocuktum.
Annem beni hiç bırakmadı, arkadaşlarıyla yemeğe, sinemaya, plaja vs... 5 yaşımda falanken annem tekrar evlendi. Üvey baba sıfatını yakıştıramam çünkü bana babamın yaptığı babalığı yaptı, haksızlık etmek istemem. Beni hiç ezmedi -annem ezdirmedi, kendi yetti zaten- 2 kardeşim oldu, onlardan çok benim dediğimi yapardı.
Annem dediğim gibi asabiydi bayağı, iş hayatı, sosyal hayatı, düğün, dernek, akraba vs hiçbir şeye izin vermedi babam. Resmen eve kapandı annem, yıllarca evde bile şalvar giydi. Bizim gözümüzde rahatsız gibi bir hali yoktu, babamla mutlu gibiydi. Annemin amca çocukları hep bizde, anneannemde kalırlardı. Yedirip, içirmeyi çok severdi babam. (Geçmiş zaman kullanıyorum çünkü, 1997 de ayrıldılar annemle.) Ramazan aylarında iftar, sahur en az 10 kişi olurduk. Komşuluklar çok güzeldi, kapılarımızda kilit yoktu. (dedemin binasıydı zaten.)
Dışarıyla ilişkiler böyle iken ev içinde annem bize çok katıydı. az dayak yemedim. Kardeşim merdivenden düştü beni dövdü, unutamadıklarımdan biri. İlk okula giderken bulaşık yıkardım, misafirlere çay servisi yapardım, misafirlerin çocuklarına bakardım. Kendi kardeşlerime de çok baktım ortanca olan kız kardeşim küçük anne derdi. Yaşımdan büyük yük ve sorumluluk alınca annem ezdi diye tabir ediyorum işte. Hep bir şeyleri düzeltmem gerek, yanlış işleri yoluna koymam gerek, ara bulmam gerek, aman annem sinirlenmesin azar işitmeyeyin, dayak yemiyeyim...
Evde oturup ders çalıştığımı hiç bilmem, ortam yok çünkü. Derse otur, _ay_ git ekmek al, git tuz al, git bilmem ne al... tabi bunlar tek tek alınır hep, bir arada değil. (Allah'tan zeki kızım da okulda anladıklarım hep yetti de arttı bana) "Hayır" demeyi öğrenemedim ben, annene hayır diyemezsen başkalarına nasıl diyebilirsin ki, şimdi bazen annem diyor bana ve kız kardeşime, -eşlerimiz için özellikle- HAYIR demeyi bilin. Sana diyebildik mi ki, şimdi değişip hayır'ı öğrenelim, zaman istiyor.
O dönemdeki yaptıklarını büyüdükten sonra -yani bundan 3-5 sene evvel- anneme söylemeye başlamıştım, üzülünce artık söylemiyorum. Yılda bir ancaÇünkü O da çok çekti babamdan. Ayrılmadan evvelki son 5 sene hepimiz için faciaydı, gerçi bize kötülük yapmıyordu ama annemle kavgaları arasıra şiddete başvurması. Üni.yi Trakyada okudum, her Cuma gelir, Pazar dönerdim. Kavgalı iseler yine ağlaya ağlaya dönerdim okula.
Üst komşumuz "sen gelince annenin yüzü gülüyor" derdi. Ben biraz daha özel bir çocuktum herkese göre, babası yok, üvey var falan. Annem için de özeldim ama çocukluk dönemimde fena tramvalar yaşattı bana. Babam da severdi, hala sever. annemle kavgalarında araya girdiğim anda geri çekilirdi. Yıllar sonra kız kardeşime demiş "O bana baktığı zaman dünya bir yana O bir yana" diye.
Ama işte kendi aralarında da olsa kavga , etkilenen çocuklar oluyor. Gece çıt olsa uyanırdım, "acaba kim kimi kesecek" diye. Yıllarca en ufak ses yükselsin -başkaları dahi olsa- kulaklarımı tıkardım.
Bir ara devam ederim.
Selamlar arkadaşlar;
Burada sürekli mutsuz evlilikler ve mutsuz kadınlar üzerine konuşuyoruz..Ama hep göz ardı ettiğimiz asıl büyük sorun çocuklarımız..Kavga hatta şiddet içinde bir ailede büyütülen ama gerçek anlamda neler yaşadığı pek de umursanmayan çocuklarımız..Boşanmak mı doğrusu yoksa çocuklar analı babalı büyüsün bahanesine sığınarak devam etmek mi ?
Ben de dahil olmak üzere pek çoğumuz anne babalarımızın kavgaları huzursuzlukları içinde büyüdük...Peki aşabildik mi bunları ?Aşmak için neler yapmalıyız? Çocuklarımıza da faydası dokunabilecek paylaşımlar yapmaya ne dersiniz?
Allah rahmet eylesin mekanı cennet olsun...Ölümünün üzerinden bunca yıl geçtikten sonra bile bu kadar saygı sevgi ve özlemle anılmayı herkes hak etmez...
bi ben ters çıkmışım aranızda :)
çok güzel kavga eder , çatır çatır hakkımı ararım.
ama ablamlar öyle değil.
ben ezdirmem kendimi.
ki kendime geldikten sonra babamada cevap verdim.
kendi kendimi yetiştirdim.
ama en büyük hatam sırf evden kurtulmak için 2 yıllık yazıp şehir dışına kaçmaktı.
kendi geleceğimi kendim harcadım.
anne ve babamın duruma abimle bizede yansıdı.
abim çok hırcındır. bide annem sağolsun sen erkeksin, paşasın diye diye üstümüze saldı abimi.
çok dayak yemişimdir abimden hele bi seferinde hastanelik etti beni.
kim sayesinde onu egosu yüksek yetiştiren annem sayesinde.
en son 21 yasındaydım galiba el kaldırdı , tam yumruk atıcak elini tuttum.
ben bunca eziyet çekerken sen nerdeydin , nerde senin abiliğin dedim. evden dışarı fırladım.
abim duruldu epey , hatalarını anladı tabi bizde anladık hatta barış yapalı 2-3 ay oldu :)
kavga benimle ise korkmam , müdehale edemeyeceğim her kavgadan korkarım bana sıçrar diye.
bende böle garip çirkef bişe oldum :)
Bu olayların bizleri daha güçlü kıldığı kanısındayım. Dışarıdan bakan herkes çok sağlam insanlar görüyor. Her yaptığının hakkını veren, düzenli falan.
Diğerlerinden daha çabuk büyüyorsunuz, her şeyi daha önce kavrıyorsunuz. Bu da çok daha fazla şeyi üstlenmenize sebep oluyor. İstemeden, alışkanlık olmuş çünkü.
Müdahele edip düzeltemeyeceğim şeyler için de fazlasıyla daralıyorum. Bırak sana ne ama yok illa hallolacak...
30 lu yaşlara yaklaşırken de depresyon, sonrasında panik atak. Elhamdulillah, paniğim uzun süredir atakta değil.
Ciddi, aklı başında ilişki yaşayamadım, bilmiyordum çünkü. Eşimden çok şey öğrendim bu konuda. Ama beni anladığını söyleyemem. Yaşamayan bilemez bu hisleri.
Bu olayların bizleri daha güçlü kıldığı kanısındayım. Dışarıdan bakan herkes çok sağlam insanlar görüyor. Her yaptığının hakkını veren, düzenli falan.
Diğerlerinden daha çabuk büyüyorsunuz, her şeyi daha önce kavrıyorsunuz. Bu da çok daha fazla şeyi üstlenmenize sebep oluyor. İstemeden, alışkanlık olmuş çünkü.
Müdahele edip düzeltemeyeceğim şeyler için de fazlasıyla daralıyorum. Bırak sana ne ama yok illa hallolacak...
30 lu yaşlara yaklaşırken de depresyon, sonrasında panik atak. Elhamdulillah, paniğim uzun süredir atakta değil.
Ciddi, aklı başında ilişki yaşayamadım, bilmiyordum çünkü. Eşimden çok şey öğrendim bu konuda. Ama beni anladığını söyleyemem. Yaşamayan bilemez bu hisleri.
Ben de bu tip bir evliligin cocuguyum ama ayrintiya simdi girmicem, yazsam roman olur.
Ben sunu hic mi hic anlamiyorum, hepimizin mi babasi b.k ? Yasitim olan ve benden yasca buyuk olan kusaklarin hepsinde adam gibi babalik yapan adam ender. Bizden onceki kusaklarin erkeklerinden niye hic adam cikmamis? Niye hep kadinlar mutsuz: hayatlari neden bu prsikopatlara katlanarak gecmis ?
Bu adamlar niye adam olamamislar ?
canım yaa düşünme bile bunları bırak onlar kendi pisliklerinde boğulsunlar inşallah! onları irdelemeye kalkarsak çıkamayız içinden yoksa kelimeler yetmez sen tükenirsin onlar yine bildiğini okur çünkü ..
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?