- 26 Mayıs 2018
- 8.212
- 38.816
- 548
- 51
- Konu Sahibi tatlikedicikcik
-
- #381
Biz bu konuları önceki sayfalarda epeyce konuşup tartıştık VEdeGeo.Herkes oğretmen olamaz
Hele bizim ulkemizdeki gibi hic olmaz
Hic birsey olamiyorsan bari öğretmen ol mantiği
Garsonluk hizmet sektorudur oda hizmet eder öğretmen gibi
Ki arkadaş öğretmen değil egitim fakültesi mezunu
11 gunluk bir aradan sonra cokta enerjik donmüstum oysaki:)))Biz bu konuları önceki sayfalarda epeyce konuşup tartıştık VEdeGeo.
Çok istememe rağmen itiraz edemiyorum size,enerjim bitti çünkü.
Millet nerdeyse öğretmeni garsona yakıştırmayacak ahahaAnladığım kadarıyla o garson siz öğretmen
Eğer öyleyse olmaz bu iş
Davul bile dengi dengine
Herkes eşit tabi ki küçümsemek asla olmaz ama denk gelmek diye birşey var
Yanlış anlaşılmaması için baştan belirteyim; kesinlikle diploma almayı gereksiz görmüyor, küçümsemiyorum; herkes imkanının el verdiği yere kadar, eğitim-öğretim hayatını ilerletmeli. Ancak çeşitli sebeplerden bunu başaramamış olup, kendini geliştiren insanlar yok mu? Var. Ya da tam tersine bilmem kaç diploma sahibi olup, yerinde sayan yok mu? O da var.
Gözümün önünden bir örnek vereceğim;
Babam yüksek lisans mezunu; annem ilköğretim.
Bana sorsanız hangisi bilgide, çağda, hayatın içinde daha önde diye; rahatlıkla "Annem" derim.
Annem her gün gazete okur, tvde söyleşi-tartışma- belgesel-realty show vb. programları takip eder, kardeşimin-benim elimde bir kitap görse ister alır okur ve bekar zamanlarında evlerinde koca bir kütüphanesi varmış dedemin, o zamanlarda da çok kitap okumuş, sosyal ve "Her insandan bir şeyler öğrenebilirim" felsefesinde yaşayan sıkı gözlemci ve iyi dinleyici bir kadındır.
Mezuniyetini bilmiyor olsanız ve karşılıklı konuşsanız, üni. mezunu zannedersiniz.
Babam; yapı olarak asosyal biridir, insanlarla pek iletişim sever biri sayılmaz ve kimin ne dediğini pek umursamaz. Günlük gazetesini annem gibi okumaz, tvde ancak 7-24 haber izler; arada kore/western diziler varsa onlar ilgisini çeker, milyon kez Şaban filmi izler... Kısacası aynı çemberin içinde dönen bir yapısı vardır, kendine yeni bilgiler katmaktan ziyade, kafa boşaltmaya bakar. Sohbet ettiğinizde üni. okuduğunu anlarsınız -diksiyonu düzgün, kelime bilgisi iyidir- ama sınırı olduğunu fark edersiniz, bilindiktir standarttır. :)
Yani kişinin karakterine, kendisini ne kadar geliştirmeye açık olduğuna bakar bu işler.
Lise mezunu olmasından ziyade, konunuzda sorun edeceğim şey okumaya meraklı olmaması.
Hatta şunu da ilave edebilirim; illa bir kitaptan okumak değil, öğrenme isteği olan ve merak edebilen insan, bilgi ihtiyacını, kendisine zevkli gelen her kanaldan toplamaya çalışır ve bu da beraberinde bilgi birikimini getirir.
Bu da yetmez; ne kadar bilgili olursa olsun, bir insan o bilgiye yakışır şekilde davranacak olgunluk ve farkındalıkta değilse, cahildir. :) Bu da aile terbiyesine, yetiştiği ortama, arkadaşlık ilişkilerine, konuşma tarzına, öfke kontrolüne, vicdanına, tecrübesine, özetle her yerden alabildiği, içine kattığı "Doğru" eğitime bakar.
Ben nelere dikkat ettiğimi yazayım:
1)İnsanlığına:
Yalan-ukalalık-bi abartı gösteriş içinde olan kişiler benim için baştan elenir. Yalanın pembesi, beyazı olmaz, şahsi çıkar için mazereti de olmaz; özür kabul ederim ama güven asla eskisi gibi olmaz, acaba ile de ömür geçmez. Benim yanımda, başkasına yalan söylediğini görsem de biter, buradan zaten anlarsınız "Sizin yanınızda başkalarına nasıl davrandığını takip edin" açık verir, yalan-kabalık vb. Böyle tipleri baştan eledim.
2)Alçak gönüllülük ve çalışkanlık:
Eşimin mesleğine bakmadım, eğitimine - öğretimine baktım. Sevgili olduğumuz zamanlarda (Henüz nişanlanmadan) bi işsiz kalma durumu yaşadı. Eğer o süreçte "Ben X mezunuyum, orada burada çalışamam" demiş olsaydı, otomatikman elenmiş olurdu. Herkesin kendi tercihi, elbette çalışmak istemeyen çalışmaz ama ben kendim gibi birini aradım; üni. mezunuyum gittim vaktinde ufak bi şirkette alakam olmayan sekreterlik işinde de çalıştım, boş durmaktan iyidir dedim. Eşimde de bu özelliği aradım ki var "Ekmeğini taştan çıkarır da ailesini aç koymaz" dedirtmeyi başardı bana, gitti gerektiğinde diplomasını kaldırdı ve sanayide işe girdi o süreçte ve bu hareketi ile gözümde apayrı güzel bir yere oturdu.
3)Aile yaşantısı ve anne babaya davranış:
Ne anne babayı kaldırıp atsın, ne ana kuzusu olsun; erkekte buna bakarım. Bir insan anasını hastalığında yaşlılığında bile kaldırıp atıp "Geber" diyebiliyorsa, ben o insandan korkarım ki bana da bir gün aynını yapabilir. Anasına yapan bana mı yapmaz? Ama, sallabaş insan da sevmem. Eşim üni.den gelince ayrı eve çıkmış bir gençti. Arada anne-babasına uğrardı elbette, ama evini ayrı tutmuştu. Bu benim için önemliydi; bunun adı bağımsızlık demektir ve annesine bağımlı olmayan bir erkek, Türkiye şartlarında elmas kadar değerli bir şey. Bunu iyi süzmek-takip ve tespit etmek gerekiyor. Bir önceki erkek arkadaşımdan ayrılma sebebim de buydu. Evlensek, muhtemelen şimdiye boşanmış olurduk çünkü ağzında gemi, yuları anasında bir adamdı.
4)Hayvan sevgisi, merhametli oluşu.
Nasıl bir evlilikValla öyle bir evlilik yaptım ki.. Seninki benımkının yanında hiç kalır. Sen garson olmasını sıkıntı etmıyorsan ki edilecek bisey degıl bence sorun yok
ben baska herhangi bir meslekle kiyaslamadim hanimefendi . Her mesleğin zorluğu vardır. Öğretmenliği kolay bir meslekmis gibi gostermeniz bilgisizliğinizden bunu vurguladım.Sen de amelelik yap o zaman cok zorsa. 5 ay tatilsiz ve 12 saat mesai ama baştan söyliyim
Ay gece gece gülme krizine girdim yaaAcilen eğitilmeniz lazım. Yazık sizin çocuklarınıza. Etrafta aşağılık diye diye geziyorlar herhalde.
Arabesklikle helaliyle para kazanıyor demenin ne alakası var. Kadın çalmıyor çırpmıyor çalışıp kazanıyor diyor yani. Buna mı takildiniz cidden ??İnşallah yine bir sosyal deney konusu falan değildir.
Bu kadar arabesk olmaya gerek yok helaliyle para kazanıyor falan..
Ben öğretmen olsam garson erkekle evlenmem prensip meselesi.
Sen evleneceksen de size ne ulan deyip geçmesini bil, hayır kafan niye karışıyor onu anlamadım
Ben öğretmen olsam derken??Duyanda doç. dr. prof. dr. sanacak. Öğretmenliğe saygım sonsuz ama garsonla kıyaslanacak kadar zor ve ulaşılamaz bi meslek gibi konuşuyor herkes. Senenin 5 ayı evde yat. Haftasonu yok. Yarım gün çalış. Valla öğretmenler paşa gibi yatıyor kimse kusura bakmasın. Bence garsonluk bin kat daha kutsal meslek zorluk konusunda.
Arka sayfalarda da böyle örnekler çok verilmiş de servisin şoförü müydü sahibi miydi aynı zamanda :)) mesela esnafla evlenmiş yüksek lisanslı bir hanım. Esnafın muhtemelen maddi durumu iyidir. Sadece diploma eksik... başka maddi manevi beklentiler karşılanıyordur yani. Sanırım anlatabildimBenim İngilizce öğretmenim okulumuzun servis şöförü ile evlenmişti; gayet güzel bir evlilik yürütüyorlar hala. Tabi ki bu her evlilik için geçerli olmayabilir zira evliliklerin yürümesi için pek çok ilişki dinamiğinin bir arada bulunması gerekiyor. Meslek bir engel değil sadece, bunu söylemeye çalışıyorum.
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?