Stresten diş etlerime inme indi.

Toplumun geneli nezaket yoksunu ve dusuncesizken, sizin kadar ince düşünen insanlar için ben çok üzülüyorum...
sağlığınızdan olacak kadar dert etmemeye çalışın.
Bu kadar büyütecek bir şey Yok.
O kırılacak, bu incinecek derken paramparça olan siz olacaksınız sonunda. Bırakın herkes herkesin nasıl olduğunu bilsin, ona göre davransın. Birinin cimri olması sizin suçunuz degil.
Eşiniz de zaten çok sık görmediği insanları biraz idare edebilecek olgunluktadır.
Sizin kendinize dert ettiğiniz kadar dert etmeyecek hiç biri :)
 
Nasıl başardın bunu peki? Çünkü ben herkesin ayıbını örtmekten, birbirlerine karşı korumaktan çok yoruldum.

Biraz zor ana dedim ki herkes birbirinin eksiğini görüp ona göre davransın

Mesela eşin babanın bu tavrını bilse o arabaya ayağını koymaz

Baban da söylenmez oldu bitti

Boşuna yıllardır bunu gizledin şimdi söyledin olaylı oldu

Mesela insanlar çocuklara söz verir ve tutmaz unuturlar sanır

Anne babalar da çocuk üzülmesin diye bahane uydurur vs

Yapmıyorum çocuk aileden kim dürüst kim değil öğrensin

Neden yapmadı söz verdi vs deyince de anlatıyorum o öyle biri bazen yapmayacağı şeyleri söz verir vs vs diye anlatıyorum

Sonuçta o da gardını alıyor hayatta böyle insanlar olduğunu herkesin koşulsuz iyi olduğunun gerçek olmadığını öğreniyor
 

Açıkça söyleyeyim, her iki tarafta da var.
Sen herkesin senle aynı farkındalık-incelik-zeka seviyesinde olmasını bekleyerek, sorununu bu beklentinin hayalkırıklığı sonucu açığa çıkan öfkenle besliyorsun. Bunu böyle söylüyorum çünkü aynı yoldan geçtim-hala da yer yer geçiyorum.
Bir ipin ucuna geçmiş, karşı taraftakileri tek başına çekmeye çalışıyorsun.
Demek istediğim o ipi bırak. Bırak çekme.

Şişeyi mi istiyor, cevap verme; yakınındaki çöp kutusuna atıver. "Alacaksan buradan al da oyna. Bu şişenin yeri burası" de geç. Tartışma, direnme, bildiğini oku.

Eşimde de resmiyet yoktur benim İdrak.
Garsonla kanka seviyesinde konuşur, bir gereksiz samimiyet herkesle. Ya güzel güzel ver siparişini, adamı kendinle niye muhabbete mecbur bırakıyorsun, işinde gücünde adam vakti ona göre. Ama dinletemiyorum. Bırakıverdim.
Geçen sene tatile gittiğimiz otelin, klimasını söktü. İnanabiliyor musun?
Ya sen tamircisi misin otelin, sen müşterisin! Bi resmiyetin, ağırlığın olsun. Klimanın iyi soğutmadığını düşünüyorsan resepsiyonu arar iletir, çözümünü istersin. Budur ya.
Benimki ise ne yaptı?
"Bu klimanın bakımı gelmiş, yaptırmamışlar; filtreleri toz içinde şuna bak Gangsta" dedi, söktü filtrelerini yıkadı!!!
Adamlara da diyor sonra "Klimalarınızın temizlik vakti gelmiş, bizim odadakini ben hallettim ahahahah. Bi yıkatın olm o filtreler ne halde bi görseniz, dayanamadım söktüm ben yıkayıverdim"

Kaçmak istedim İdrak.. O andan kaçmak istedim.
Ama katılıp güldüm adamlarla birlikte ve "Kocamdır diye demiyorum, çok hamarattır, tatile geldiği otelin klimasını söküp temizleyecek kadar. Bu arada yakınlardaki bi hastanenin adresini bi kağıda yazar mısınız benim için. Ne olur ne olmaz yanımda bulunsun. Takıntılı temizlik rahatsızlığı artarsa oraya gideriz" dedim. Utandırdım. Gülmek zorunda kaldı.
Sonra lobiden çıkarken diyor "Niye öyle olmayan şey uydurup konuşuyorsun?" .. "Sen olmaması gerekenleri yaptıkça ben de olmayanı uydurmakta beis görmüyorum" tarzında bir şeyler söyledim.
Bu sene eli kaşınmadı ilginçtir ki.

Öfkelenmiyorum İdrak. Kendi bildiğimi okuyarak katılıyorum. Onlar beni toparlasın, beni toparlarken anlasın...
Bırak demem o yüzden, düzeltme, engelleme. Sen yapacağını yap, olana tüy dikiver gerekirse, dışarıdan nasıl göründüklerini kendileri de görür bir gün.
 
Son düzenleme:

Diyorum ya en sonunda hepsi birden ağız birliği yapmışcasına "her şeyi çok büyütüyorsun" diyorlar. Sanki o olaylar olurken triplere giren, kabalaşan ve kalp kıran onlar değilmiş gibi. Oğlum için de aynı şeyleri yaşıyorum. Gittiği her yerde mutlaka eşyalara zarar veriyor huzursuzluk çıkarıyor. Mahvoluyorum peşinde koşmaktan. E bıraksam eve zarar veriyor sen rahat rahat duruyorsun diyecekler. Durmasam "sen çok yıpratıyorsun kendini" diyorlar. Yeminle bezdim :)
 

Evet maalesef çocuk konusunda da sürekli uyarıyorum eşimi. Yapmayacağın sözü verme, verdiysen ne yap et yerine getir diye. Dediğiniz çok doğru. Çocuğa anlatmak gerekiyor durumu. Lakin "kötü bilmesin kimseyi" düşüncesini yok edemiyorum. Halbuki insanlar kötü, bencil ve kaba. Bunu en sonunda öğrenecek, neyi engelliyorum ki...
 

Hay zaten ben eşimle toplum içine çıkmaktan kaçıyorum. Seninki de çok fenaymış ya. Bilirim o yerin dibine girme isteğini :) sen olayı çözmüşsün. Olay anında müdahale edip orada bırakıyorsun mevzuyu sanırım. Ben sonrasında da kendimi tüketiyorum neden diye.

Bir ara sanki siparişle eş seçiliyormuş gibi "ben yanlış seçim yaptım" deyip duruyordum. Neyse ki onu aştım. Bir de bu durumu aşabilsem en azından mevcut ömrünü kısaltmam sinir stresle.
 

Oğlun için bir şey diyemem, ben de çok tedirgin oluyorum bir başkasının evinde çocuklarım zarar verince. Nasıl rahat davranılır bilmiyorum, çareyi gitmemekte buldum...
çünkü gerçekten geriliyorum...
ama koca koca insanların kırıp döktüğü senin sorumluluğunda degil. Bu kadar kontrol etmen mümkün de değil...
karakterler, insanlar farklı farklı. Herkes herkese uyumlu olacak diye bir şey Yok. Saygı bozulmasın, varsın görüşmesinler. Bir şey olmaz.
 

Biriktirme gözünü seveyim.
Biriktirme diyeceğini-yapacağını yap söyle geç ve evet, o anı o anda bırak.
Çünkü senden başka kimse bu kadar önemsemediği için ha-tır-la-ma-ya-cak. Heceliyorum, üstüne basıyorum "Senden başkası, aynı şiddette aynı anı hatırlamıyor çünkü bir tek sen en ağır duyguyu o hatıraya yükleyip hafızana kazıyorsun, onlar o önemi vermiyor".

Bu yüzden bırak.
Sizi sokakta gören, eşini ve seni hatırlamayacak.
Mahçup olduğun garson için, siz hiçkimse değilsiniz.
Anlatabiliyor muyum?
Eğlencene bak, kimsenin totosunu örtme, herkes kendi çıplaklığı ile gün gelsin yüzleşebilsin.
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…