- 25 Nisan 2014
- 4.058
- 7.534
- 168
Tam olarak bu işte. Gönüllü hizmetcilik. Bu çok ağır geliyor. Annemin evinde pek bişey yapmamışım. Alışkın değil bünye yok sabah kalk süpür sil yemek yap. Ben kalkıp duşumu alır işime gider is çıkışı keyfim ne isterse onu yapardım. Bi hayatım vardı ve su an bi karanlık başka bişey yok.
Her gün aynı şeylerin yapıldığı, rutinlerden oluşan bi kafese kapatılma hissi mi o? Ailenin evindeki az sorumluluk bol özgürlük içeren, kendi yarattıgın-kendi isteklerine göre yaşadığın hayatı özlüyo musun ? Evli degilim tabi sen ne anlarsın diyen olur muhakkak ama yazdıklarınız önceki yorumumda da söyledigim gibi benim korkularımı da yansıtmış. Fikir almak istedim sizdenBilmiyorum içimde ki hissi tarif edemiyorum işte. Bir çok kişinin keşke dediği şeyler bana batıyor. Resmen bunaldım. Bu monotonluk bana batıyor. Bu konu da şaka değil. Buraya da dalga geçilmesi adına değil belki benim gibi bu durumu yaşayıp tecrübeli bir dayanışma kurarız diye yazdım. Çünkü bu his 5. yıl itibariyle başlaması gerekiyor ama ben 1. yılda bunu yaşıyorum. Sorunun tamamına önemle cvp verirseniz ben bundan faydalanicam. Komik bulanlar için ise buraya dayak yiyorum yazmakla ruhsal boşluk içindeyim yazmak neredeyse eşit. Rica edicem hafife almayın.
Bende ozgurlugume duskunum ve bazen evlilik beni sikiyor ama sizinki yanlis anlamayinda biraz simarikliga giriyor. 24 yas evlilik icin biraz erken bir yas sayilir bu zamanda benim icin.Aslında denedim. Zaten narsist bir kişiliğim bu beni daha çok zorluyor. Biraz araştırdım ama tatmin edici pek yanıt yok. Hep ayrılıklar hep bu kadar beklemeseydim yazılı forumlar. Yani vakit geçtikçe üstüme geliyor herşey. Eşimin iyi niyetini bile kötü yorumluyorum.
Sana verilecek en güzel tavsiyeyi vereyimmi; sen bence hemen koş ve kendini at gördüğün ilk rezidansın çatısından. Kıyamam sana ne kadar sorunun varmış, ne kadar rahatlık batmış sana ya. Millet ne sorunlarla uğraşıyor yiyecek ekmeği yok, kocasından gördüğü şiddetin haddi hesabı yok birde dönde kendine bak, haftada 1 gün temizlik yapıyormuş ah yavrum benim ya kıyamam elceğizlerine, o narin parmacıklarına seninAçık sözlü dobra biriyim eğlenceli ama evini mabedi gibi kullanan ve huzurun en doruk zamanını evimde yaşadığımı iddia ederim. Ama evlendiğim günden beri evimde huzur bulamıyor hatta evimden nefret ediyorum. Her gelen pozitif bir enerjiyle evime bayıldığını söylüyor ama ben burayı bir cehennem havasında gördüğüm için 'Teşekkürler' deyip susuyorum. Bundan tam 1 yıl öncesine kadar bekardım. Evet yanlış okumadınız tam 1 yıl. Ama eşim ne kadar harika bir insan olursa olsun (ki çok efendi dürüst ve çalışkandır. Romantik ve süpriz yapmayı seven bir adamdır.) ben artık evli olmaktan sıkıldım. Bir kaç kez bunu konuşmaya çalıştık ama bi türlü geçmiyor bu sıkılma hissi. Evden eşyalardan ondan içinde bulunduğum herşeyden. Bilmiyorum ama bekar hayatım evliykenden 100.000 kat daha rahat ve daha keyifliydi. İlk zamanlar çocuk yapsam mı diye düşündüm ama çocuk istemiyordum bunu sırf erken anne olayım diye yapamayacaktım. Çalışmamı istemiyor ''herşeyimiz var araban kapıda istediğin yere git'' diyor ve bunları çok içten söylemesine rağmen bana batıyor. Sürekli beraberiz ev işi yapmaktan hiç hoşlanmıyorum kadın çağırıyor ama kadın haftada 1 geliyor yine işler 6 gün bana kalıyor. Bi kaç kez boşanmak istediğimi söyledim sevgim bitti dedim ailemle konuştum ama ailem içinde olduğum buhran depresyon ne dersiniz bilmiyorum ama duruma saçmalama flan diye yaklaştı. Bana bitecek gibi geliyor. Ama kafam karışık lütfen bi çözüm sunun.
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?