annemden sürekli "babanın evinde öyle miydin, baban herşeyi alır yapardı, baban şöyle böyle düşünürdü" vs diyor.. yani bu yüzden de bana her eşin baba gibi olmasını gerektiği gibi geliyor... öyle olur ya da olmalı demiyorum, annemden öyle duyunca herkesin öyle sanırım diye düşünüyorum. biliyorum öyle demem kötü oldu.. düşünüyorum annemin sözleri "baban çizik eşyada oturtmadı seni el oğluna bak" gibi şeyler söylüyor sanırım çok benimsiyorum..
daha yeni evliyim ben. aynı düşündüğünüz gibi oldu; perdeler halılar eşyalar hepsini değştiler annemler. annem şimdi benim perdelerime falan laf ediyor babaanneninkilere benziyor vs diyor... bunlara çok alınıyorum. annem "baban yeni ev(sıfır evi kastediyor) aldı bana şu yaşımda; sen (çok özür dileyerek diyorum) dul kadın mısın ki o seni ikinci el evde oturtacak" diyor. o zaman dolup dolup geliyorum eve
Daha önceki açmış olduğunuz konuları okudum da eşim bana hiç kıyamaz beni hep korur, beni yoruluyosun diye çalışmama izin vermiyor gibi konu açmışsınız? 3 aylık kısa bir sürede bence her şeyi sorun haline getirmişsiniz kendinizce. Hiç bi yer baba evi gibi olmaz ama insanın kendi yuvası da baba evini aratmaz. Alışma dönemi diye bişey vardır. Boşanmak istiyorsanız siz bilirsiniz bu hayatı yaşayan sizsiniz. Evlenip ayrıldıktan sonra baba evine gitmek te eskisi gibi olmaz bunuda iyi düşünmelisiniz.
annemden sürekli "babanın evinde öyle miydin, baban herşeyi alır yapardı, baban şöyle böyle düşünürdü" vs diyor.. yani bu yüzden de bana her eşin baba gibi olmasını gerektiği gibi geliyor... öyle olur ya da olmalı demiyorum, annemden öyle duyunca herkesin öyle sanırım diye düşünüyorum. biliyorum öyle demem kötü oldu.. düşünüyorum annemin sözleri "baban çizik eşyada oturtmadı seni el oğluna bak" gibi şeyler söylüyor sanırım çok benimsiyorum..
daha yeni evliyim ben. aynı düşündüğünüz gibi oldu; perdeler halılar eşyalar hepsini değştiler annemler. annem şimdi benim perdelerime falan laf ediyor babaanneninkilere benziyor vs diyor... bunlara çok alınıyorum. annem "baban yeni ev(sıfır evi kastediyor) aldı bana şu yaşımda; sen (çok özür dileyerek diyorum) dul kadın mısın ki o seni ikinci el evde oturtacak" diyor. o zaman dolup dolup geliyorum eve
Ne güzel ilte ankara gibi bir yerde hazır çevre edinmişsiniz. Yıllarca özellerde sürünmek istemiyorsan atanıp bir yıl sürünüp eş durumundan Ankara'ya gelirsin zor birşey değil bu üstelik bahsettiğin illere atanırsan h. Sonu Ankara'ya gidebilirsin. Baba evi başkadır orda bulduğun rahatı eşinde bulamayabilirsin. Bence bekar hayatınla şimdikini kıyaslaman anlamsız
benim akıl danışacağım bir annem vs yok... teyzemlere desem "boşver abartıyorsun"; anneme desem "en iyisi boşan" diyecek... teyzemlere göre her ne olursa olsun bir evlilik ASLA bitmemeli, anneme göreyse eşimle biz birbirimize göre değiliz... yakın arkadaşım ise "aman boşan bekarlık en iyisi" diyecek. eminim. benim tarafsız birilerinden yönlendirmeye ihtiyacım var...
evlilik benim için erkendi; henüz hazır değildim ben... annem hazır olmadığım halde beni evliliğe itendi...
çok uzatmak da istemiyorum hemen anlatayım... eşime karşı çok çabuk nefret doluyorum ben... Allah için çok iyi birisi; beni savunmak için herkesle tartışır gerekirse. bizim evliliğimiz zor oldu biraz; babam vermek istemedi falan. eşim çok çabaladı, çok yıprandı. ağır hakaretler duydu annemden yine de o bir anne dedi benim göstermediğim saygıyı gösterdi. evlendikten sonra da asla değişmedi. evcimen, evinden hiç çıkmayan birisi. utangaç, sakin biridir(genel olarak).
sorunum şu ki eşimle bazı konularda uzlaşamıyorum. eşim devlette mühendis. ben özel bir kurumda öğretmenim. eşim 5de paydos ediyor ve çok rahat masa başında oturuyor, kontrol ve onaylar mı yapıyormuş ne. yani yorucu birşey değil. ben özel eğitimde öğretmenim ve çalıştığım kurumda çok ağır çocuklar var. inanın tenefüslerde bile(15 dk) velilere dönüt vermekten affedersiniz lavaboya gidemiyorum. çok aşırı yorgun düşüyorum, halim dermanım hiç kalmıyor. ayrıca özel eğitimde çok ağlıyorum; çocuklara ailelerine... eşim bunları görüyor, kendi rahatlığı da ortada. atanalım diyorum; ben lise de öğretmenlik yapayım yarım gün; rahat olayım. hem de maaşım şuankinden daha fazla olacak. eşim ise "biz ta lisedeyken arkadaşlarla hayal kurduk ankarada aynı mühitte yaşıcaz" diye. ya onlarla hayalleri var diye ben özellerde mi sürüncem, kabul edemiyorum bunu. çalışma evinde dur diyor ki niyeti bu zaten ben çalışmıyım. Allah aşkına şu yüzden ankarada kalmak istemesi çok mu normal?
bir diğeri eve, eşyalara heveslenmemi çok kötülüyor. babam takıntılı birisidir ve bizi hiç ikinci el evde oturtmadı(yanlış anlamayın lütfen ikinci el evleri ya da oturanları dışlamıyorum ben). takıntıydı bu onda sadece, eve ilk ben gireyim derdi. evlenirken eşim de ikinci el bi ev beğenmişti babam kızımı ikinci el evde oturtmam diye sorun çıkarınca eşim MECBUREN sıfır ev tuttu. annemler şuan yeni bir eve taşınıyorlar, modern lüks bir ev. eşyaları hep yenilediler falan. eşim bana ne gerek var çok gereksiz falan dedi ama yaklaşık bir saat bu konuda laf sayındı. "ne varki ben 23 yaşıma kadar 3 oda takımı değiştim, babam yeni ve güzel eşya seviyor değişiyor" dedim. olay etti bunu siz gösteriş meraklısınız vs diye. imkan varken eşya değişmek falan kötü birşey mi ki? eşime kalsa biz evlenirken zaten 3 takımı 3bine alıp çıkacaktık. yatak örtüsü aldım çok beğendim karacahome'un 180 tl verdim; ona o kadar para verilir mi ne abartıyosun vs dedi. tüm hevesim kursağımda kaldı, çok üzüldüm.
annemler taşınıyor sabah onlara gittim perdeler için; eşimde ben de babamları bir göreyim dedi(yakınlar annemlerle babasıgilin evi). tamam yarım saat sonra buluşalım gecikme sakın dedim. güya beypazarına gidecektik. herşeyi ayarladık falan. eşimi bekledim yarım saat geçti gelen yok, mesaj attım geciktin diye, ses yok... 20 dk sonra aradı beyfendi zahmet edip görmüş telefonu; babamlara gelsene burda olalım bugün dedim. cinlerim tepeme geldi. gelmiyorum dedim kapadım telefonu. ta yarım saat sonra döndü tamam çık geliyorum diye. geldi neymiş babası hep beraber kahvaltı edelim demiş. başka gün mü yokki babası çalışmıyor zaten yarın bile edebilirlerdi kahvaltı ama biz arkadaşlarla gidicektik beypazarına.
içime sinmiyor böyle olunca bu evlilik. baba evinde daha rahattım. babam her nazımı çekerdi, tartışırdık misal babamla babam evden gider yarım saat elinde jelibon, çikolata vs ile gelirdi gönlümü almak için hatalı ben olsam bile. babamla eşim çok farklı. öyle bir evden böyle bir eve gelmek içime sinmiyor. bilmiyorum, devam etmek istemiyorum bu evliliğe...
sen Öğretmen olduğuna eminmisin? Ben karşımda 5 yaşında bir kız çocuğu gördüm sanki...benim akıl danışacağım bir annem vs yok... teyzemlere desem "boşver abartıyorsun"; anneme desem "en iyisi boşan" diyecek... teyzemlere göre her ne olursa olsun bir evlilik ASLA bitmemeli, anneme göreyse eşimle biz birbirimize göre değiliz... yakın arkadaşım ise "aman boşan bekarlık en iyisi" diyecek. eminim. benim tarafsız birilerinden yönlendirmeye ihtiyacım var...
evlilik benim için erkendi; henüz hazır değildim ben... annem hazır olmadığım halde beni evliliğe itendi...
çok uzatmak da istemiyorum hemen anlatayım... eşime karşı çok çabuk nefret doluyorum ben... Allah için çok iyi birisi; beni savunmak için herkesle tartışır gerekirse. bizim evliliğimiz zor oldu biraz; babam vermek istemedi falan. eşim çok çabaladı, çok yıprandı. ağır hakaretler duydu annemden yine de o bir anne dedi benim göstermediğim saygıyı gösterdi. evlendikten sonra da asla değişmedi. evcimen, evinden hiç çıkmayan birisi. utangaç, sakin biridir(genel olarak).
sorunum şu ki eşimle bazı konularda uzlaşamıyorum. eşim devlette mühendis. ben özel bir kurumda öğretmenim. eşim 5de paydos ediyor ve çok rahat masa başında oturuyor, kontrol ve onaylar mı yapıyormuş ne. yani yorucu birşey değil. ben özel eğitimde öğretmenim ve çalıştığım kurumda çok ağır çocuklar var. inanın tenefüslerde bile(15 dk) velilere dönüt vermekten affedersiniz lavaboya gidemiyorum. çok aşırı yorgun düşüyorum, halim dermanım hiç kalmıyor. ayrıca özel eğitimde çok ağlıyorum; çocuklara ailelerine... eşim bunları görüyor, kendi rahatlığı da ortada. atanalım diyorum; ben lise de öğretmenlik yapayım yarım gün; rahat olayım. hem de maaşım şuankinden daha fazla olacak. eşim ise "biz ta lisedeyken arkadaşlarla hayal kurduk ankarada aynı mühitte yaşıcaz" diye. ya onlarla hayalleri var diye ben özellerde mi sürüncem, kabul edemiyorum bunu. çalışma evinde dur diyor ki niyeti bu zaten ben çalışmıyım. Allah aşkına şu yüzden ankarada kalmak istemesi çok mu normal?
bir diğeri eve, eşyalara heveslenmemi çok kötülüyor. babam takıntılı birisidir ve bizi hiç ikinci el evde oturtmadı(yanlış anlamayın lütfen ikinci el evleri ya da oturanları dışlamıyorum ben). takıntıydı bu onda sadece, eve ilk ben gireyim derdi. evlenirken eşim de ikinci el bi ev beğenmişti babam kızımı ikinci el evde oturtmam diye sorun çıkarınca eşim MECBUREN sıfır ev tuttu. annemler şuan yeni bir eve taşınıyorlar, modern lüks bir ev. eşyaları hep yenilediler falan. eşim bana ne gerek var çok gereksiz falan dedi ama yaklaşık bir saat bu konuda laf sayındı. "ne varki ben 23 yaşıma kadar 3 oda takımı değiştim, babam yeni ve güzel eşya seviyor değişiyor" dedim. olay etti bunu siz gösteriş meraklısınız vs diye. imkan varken eşya değişmek falan kötü birşey mi ki? eşime kalsa biz evlenirken zaten 3 takımı 3bine alıp çıkacaktık. yatak örtüsü aldım çok beğendim karacahome'un 180 tl verdim; ona o kadar para verilir mi ne abartıyosun vs dedi. tüm hevesim kursağımda kaldı, çok üzüldüm.
annemler taşınıyor sabah onlara gittim perdeler için; eşimde ben de babamları bir göreyim dedi(yakınlar annemlerle babasıgilin evi). tamam yarım saat sonra buluşalım gecikme sakın dedim. güya beypazarına gidecektik. herşeyi ayarladık falan. eşimi bekledim yarım saat geçti gelen yok, mesaj attım geciktin diye, ses yok... 20 dk sonra aradı beyfendi zahmet edip görmüş telefonu; babamlara gelsene burda olalım bugün dedim. cinlerim tepeme geldi. gelmiyorum dedim kapadım telefonu. ta yarım saat sonra döndü tamam çık geliyorum diye. geldi neymiş babası hep beraber kahvaltı edelim demiş. başka gün mü yokki babası çalışmıyor zaten yarın bile edebilirlerdi kahvaltı ama biz arkadaşlarla gidicektik beypazarına.
içime sinmiyor böyle olunca bu evlilik. baba evinde daha rahattım. babam her nazımı çekerdi, tartışırdık misal babamla babam evden gider yarım saat elinde jelibon, çikolata vs ile gelirdi gönlümü almak için hatalı ben olsam bile. babamla eşim çok farklı. öyle bir evden böyle bir eve gelmek içime sinmiyor. bilmiyorum, devam etmek istemiyorum bu evliliğe...
Bu şekilde ifade etmeyelim lütfen doğuda görev yapan insanlar sürünmüyorlar. Evet sıkıntıları var ama sürünmek çok ağır bir kelime.
Artık evli olduğunun ve büyüdüğünün farkına varmalısın
Bilmem kaç yaşıma kadar bilmem kaç tane koltuk değiştirdim nasıl bir ifadedir yakıştıramadım bir eğitimciye
Baban seni nazlamış olabilir ama artık büyüdün bunu görmen gerek. Kocalar maalesef babalar gibi olamıyor. İşin seni çok zorluyorsa başka bir çalışmanın yolunu tabi ki bulabilirsin, ama 5 te paydos ediyor olması eşinin çok kolay çalıştığı anlamına gelmez, her işi zorlukları var.
Annenle sorunların neyse bunu iki yetişkin gibi çözmeyi dene ama dost acı söyler bence sorunun annen değil babanın seni şımartmasına duyduğun özlem. Ev şöyle olsun eşya böyle olsun gibi bir şey değil hayat, imkanınız varsa ilerisi için yatırım yap, eşyalar bazen hiç işe yaramıyor. Biraz sert gelebilir yorumum ama gerçekten bazı şeyleri tarafsız düşünmen gerek. Ortada boşanmayı gerektirecek bir şey göremedim en azından senin açından
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?