Bu şartlarda yurtdışı mantıklı mı?

Yurtdışına çıkarsan hem çalışıp hemde kızının tedavisi ile ilgilenmek zor olmayacak mı peki? Beni lütfen yanlış anlama, Ab vatandaşı değilsen anladığım kadarı ile prosedür çok uzun, zahmetli. Arabanı satsan o para seni 1 sene bile götürmez.
 
Bu seneyi pas geçtim artık ama hala araştırıyorum. Evliliğim yürümüyor zaten, kızımın durumu da bir seneye netleşir, inşallah evladım toparlar, ben de kendime bir çıkış kapısı bulurum. Yoksa hayat böyle çok zor…
 
Inşallah kızında düşündüğün gibi bir sıkıntı çıkmaz, çabucak toparlar kuzum branşını bilmiyorum ama görümcemin eşi sınıf öğretmeni; 5 yıl kadar Suudi Arabistan'da görev yaptı. Acaba Almanya'daki okullara bu şekilde gitme gibi bir şansın olabilir mi?
 
Maalesef benim branşımda Almanya’ya alım yok, sanki kısmetim her yerden kapalı. Sınıf, İngilizce, Almanca, Türkçe ve din kültürü öğretmeni alıyorlar. Hayat benden ne istiyor bilmiyorum. Okulumu birincilikle bitirdim, KPSS’den dereceyle atandım, İngilizceyi kendi imkanlarımla B2 seviyesine getirdim, Almanca’yı B1’e kadar getirdim ama tıkandım, olmuyor bir türlü. Yurt dışı öğretmenlik sınavında benim alanımda bir tane Gürcistan’a öğretmen aldılar sadece, kızımın durumu olmasa artık her yere giderim de kızımın tedavisi beni düşündürüyor. Bazen de Türki cumhuriyetlere aldım oluyor. Çocukları eşime bırakıp gidebilir miyim acaba, terapistim bana bırak diyor mesela da ben dayanır mıyım bilmiyorum.
 
Bence sadece yurt disina gidelim diye gidilmemeli. Oradaki standartlariniz buradakinin altinda olacaksa ben olsam gitmezdim.
Burada belieli bir statunuz varsa ozellikle oraya gidip vasifsiz islerde calisip ikinci dunya insani muamelesi gormek hic kolay bir sey degil.
O yuzden gercekten daha iyi is bulabilecekseniz, daha iyi gelir, daha iyi ev, sosyal olanaklar bunlar degerlendirilmeli.
Diger secenek belki cocugunuz iyi egitim alacak ama mutsuz ebeveynler kultur karmamasi irkcilikla mucadele bunlar da dikkatle degerlendirilmeli
 
Bu islerin cok incigini cincigini dusunursen eyleme gecemezsin.Yurt disi planin varsa en az hic calismadan seni 1 yil goturecek bir para ayarlayip sonra harekete gececeksin.Oyleymis boyleymis ohooo zaten biz millet olarak dusune dusune eyleme gecemeyenlerdeniz.Her kafadan bir ses cikar heves kirilir ilerde keske yapsaydik ne kaybederdik dersiniz.Ama dedigim gibi bir de cocuk varsa ailecek sizi hic calismadan 1 yil goturecek bir paraniz cebinizde olsun.Yoksa girmeyin bu islere perisan olursunuz oralarda.
 
A2 İngilizce temel düzeyde İngilizce biliyorsunuz demek, benim hazırlık öncesi böyleydi ve şu an bile B1 belki B2 seviye İngilizcem, 4. Sınıfım ve İngilizce bölüm okuyorum. Yani sizin seviyeniz sandığınız gibi iyi değil.
 
Arkadaşlar biz konuşuyoruz filan da şimdi bir haber gördüm. İsveç’te polis izniyle Kuran-ı Kerim yakmışlar. İyi de bu insanlar o zaman orda Müslümanlara huzur vermez ki?
 
O ülke bizim gibi çok mülteci almış, bazı İsveçliler kadınları korumak için çete kurmuşlar. Maalesef İsveç'in de ırkçı olacağı belliydi. Biz de 10 senede nasıl değiştik.
 
Bana da hiç cazip gelmiyor. Kısa sureli yaşamak isterim. Hatta yüksek lisansımi falan orda yapmak istiyordum ama burs kazanmak için çok kasmam gerekecekti amann dedim. Yoruldum çünkü kaç yıldır okul hayatım bitmedi hem çalışıp hem okuyup hem aile, anne olmaya çalıştım vs vs.

Doğası ve temizliği bana cazip geliyor. Ama ben insan seviyorum ya. Can can konuşmak isterim tanımasam bile. Gerçi pandemiden beri ne akraba görüyorum ne adam akıllı dışarda insanlarla görüşüyorum. Ama iş arkadaslarimla makara yapmak bile yetiyor.

Kiralardan ve ev durumlarından dolayı bu ara ben de çok bunaldigimi hissediyorum, mültecilerin sürekli artması kaygilandiriyor ama sanırım yine de uzun süreli yurtdışını heveslemezdim. Hani iş yerim herşeyi hazirlasa. Geçici görevlendirme verdik sana deseler bile Max 3 yıl falan isterim gibi geliyor.

Çocuk konusunda da çok katılıyorum. Bizde önceden her okuyan birşey oluyordu çünkü okuyan azdı. Okumak, meslek sahibi olmak o yüzden hala büyük bir şey gibi geliyor. Ama Avrupa avrupaysa işte orda kaynakçılık da önemli , bütün meslekler önemli. Bizde ara eleman giderek azalıyor. Bir ara hepten azalmıştı meslek liselerindeki kat sayı meselesi yüzünden çok kalite düşmüştü. Şimdi yine meslek öğrenen gençler var ama çoğu sadece üni bitirerek masa başı yüksek maaşlı bir iş elde edebileceğini düşünüyor. Açık öğretim uzaktan eğitim vs derken zaten herkes üniversite mezunu. Ben de çocuklarım mutlu olduğu işi yapsın istiyorum. Ben mesela tamir yapmayı çok severim. Bu tarz meslekler de beni oldukça tatmin ederdi. Ama iki yıllık bile kucumsendigi için üniversite için kasmistim baya.
 
Size de katiliyorum, sosyal cevresi genis, sohbet muhabbet seven biri icin ilk zamanlar cok zor oluyor.
Kisa sureli gorevlendirme/master&doktora vs icin gidilip geri donulse bu sefer oranin artilarinda kaliyo insanin akli; ya keske orda mi devam etseydim sabredip, tam da alismaya yeni baslamistim diyor insan TRye donmeyip yurtdisinda devam etsen, tam olarak nereye ait oldugunu, mutlu olup olmadigini sorgulayarak geciyor zaman,, artilari cok evet ama zorluklari da var tabiki. Ama hayatta zaten ne kolay ki? Sizin dediginiz gibi kisa sureli egitim, calisma vs amacli gidilip denenebilir ve kisi mutluysa orda kalip devam eder yasamaya sartlar musaitse.
 
Oldukça hassas bir dönemden geçtiğin için olayların olumsuz taraflarını görmeye meyillisin bence. Diyelim ki atama ile öğretmen olarak gidemedin, mesela neden İngiltere start up vizesini araştırmıyorsun? Atıyorum anaokulu açma fikrin var ya da sana uyabilecek herhangi bir iş olabilir. Detaylarını araştır vizenin, nedir ne değildir iyice öğren. Gerekirse is planın için destek al. Sonrasında kocanın sana olan borcunu alır, arabanı vs satar paşalar gibi gidersin. Bu benim ilk aklıma gelen fikir, bunun gibi onlarca değişik yol vardır kesin. Bence biraz daha sakin davranmaya çalış, herşeyin çok hızlı olmasını istiyorsun ama 2 çocukla gideceksen herşeyi ince ince düşünmen lazım.
 
Teşekkür ederim neden olmasın araştıracağım
 
en büyük problemimiz zaten işsiz güçsüz üniversite mezunu yığınlar maalesef. herkes üniversite mezunu olmalı gibi saçma sapan bir takıntı var. 24 yaşında üniversiteden mezun hiçbir baltaya dağ olamayan bu alıma giren genç dolu ortalık. ülkenin en büyük sorunu da bu bence
 
Yani sen bilirsin konu sahibesi her şeye razıyım dersen olur. Dil bilmeyenler genelde füzüksel işler yapıyorlar onlar da hem yorucu, hem parası az max 1200 Euro belki. 2 kişi çalışırsanız 2500Euro olur yaşarsınız ama anca geçinirsiniz. Bir de ev bulmak artık çok zor, hele ki 3 kişilik aile evi bulmak imkansız. Paran varsa bile bir şekilde boş ev yok, hele ki yabancıysan zaten ev bulma maratonuna 10-0 geride başlıyorsun. Senle kocan zor şartlarda çalışırsınız ama oğlunuz AB pasaportuna yaiayıp kaymağını yiyebilir. Kısacası ben yaşarım bir şekilde oğlum kurtulsun diyorsan olur tabi neden olmasın. Sadece burda ev araba varsa satmayın dönecek yeriniz olsun.
 
O ülke bizim gibi çok mülteci almış, bazı İsveçliler kadınları korumak için çete kurmuşlar. Maalesef İsveç'in de ırkçı olacağı belliydi. Biz de 10 senede nasıl değiştik.

Yani bu batı ülkeleri de acaip, tonla mülteci alıyorlar sonra yerel halkın başına bela oluyor. Etrafta ipsiz sapsız acaip tipler geziyor insanlar haliyle korkuyor. Bu politikacılar mal gerçekten , ipsiz sapsız tipleri doldurup insanların vergileriyle besliyorlar ... Gösterilen tepki haklı ama gösterme biçimi tabi ki çok yanlış. Alın birer pankart yazın ülkemde mülteci istemiyorum diye. Neyse derdinizz adam gibi ifade edin, başkasının inancına saygısızlıkla bu iş olmaz, haklıyken haksız duruma düşersin. İslam sevmemeye de hakları var tabi ki ama bu şekilde olmaz, çıkıp düzgün bir şekilde dillendirirsin bunu.
 
Yurt dışında beni en çok düşündüren kısım iklim.

Ne yalan söyleyeyim sosyal çevremi,olmayan arkadaşlarımı,minimum olan akrabalarımı hiç umursamıyorum.

Ama bu sıcak iklimi hiç bir yerde bulamam ki…

Türkiye dışında bir kaç ülkeye gezme fırsatım oldu. Gezme derken o kadar yağmurlu,karlı ve acayip soğuk yerler ki sürekli araç ile alışveriş merkezine gidildi.

Şöyle bir dolaşmaya korktum alışkın değilim ki o kadar kara. Botlarımın altına bir aparat taktılar,kaymayayım diye. Topuklu çizme giyemiyorsun zaten. Pazar diye bir kavram yok,karın içine pazar nasıl kurulsun?

Benim için en sıkıntılı durum da deniz! Azıcık güneş görsem kendimi denize atan ben o gördüğüm ülkelerdeki havada üşürüm gibime geliyor.

Tabii tüm bunları İzmir’de anlatmak çok kolay. Denize girebilmek için 45 dakika yol mesafesi sürüyor.

Ülkemin diğer yerlerinde yaşasaydım,bu anlattıklarım geçerli olmayacaktı elbet.

Allahım hepimizin gönlüne göre versin inşallah. Herkes istediği yerde,istediği gibi mutlu olsun,sağlıklı olsun inşallah.
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…