Diyetisyen Dr.Ayça Kaya 1 Ayda 8 Kilo Zayıflatan Liste


kesinlikle ayni sey bendede var. kilo verdikce kendime baktigimda bendeki fazlaliklar daha gozume batiiyor.
 
kizlar meraba ben bu topige daha once bakip nasilsa uyamicam diye geri cikmistim o zaman 59 kiloydum su an 54 :) 1 2 kilo daha vermem gerek ama yediklerime dikkat etmemeye basladim spor yapiyorum duzenli ama diyetsiz olmuyor orasi kesin bende size katilmak istiyorum yaza kadar yaglarimdan kurtulmam lazim

sizler bu listedekinin disina cikiyor musunuz? uymak zor olmuyor mu:18:
 
tesekkur ederim canim, tabi biraz sarkmalar oldu (yine sukurler olsun cok degil) fakat sporla desteklenmis olsaydi daha guzel olacakti

asudecım kolunda sarkmalar olustuysa 1 kiloluk dambılla egzersızler yoksa 2 kucuk 0.5 lık su sıselerıyle yapılan egzersız cok ıse yarıyor birde burda yaşda cok onemlı ben 46 yasındayım bu yasta vucut kendını artık toparlayamıyor kolayca gencken bende kilo alıp verdım hemde sporla desteklemeden cok fazla sarkma olmamıstı emınımkı su anda kilo verdıgımde bacak ıclerım ve kollarımdakı yaglar gıdınce sarkma yapacak spor salonuna uyeyım artık onunla desteklemem lazım... ınsallah hepımız yaza kadar ıstedıgımız kılolara ulasırız yada ona yakın kilolara... Artık ınce kıyafetler gıyılecek cok daha fazla fazlalıklarmız gozukecek yıne yazın kazanlarla mantolarla falan kapatabılıyorduk...
 

Aynı hatayı bende yaptım spor salonuna uyeyım hergun gıtmedım ama gıtmeyede calıstım allah ne verdıysem yedım nasıl olsa yakıyorum dıye ama oyle olmadı daha da kilo almısım... ama diyetısyenler ilk 2 hafta nedense spor vermıyor 2 haftadan sonra duzenlı hergun 45-50 dk. arası yuruyus onerıyorlar senın verecek az kilon var kolaylıkla verebılırsın az azimle
 
kızlarrr merhaba herkese, bugün 2. listeyi yaptım ben, bundan sora da öle yapıacam, tartıda regl olduğum için hala 75 çıkıorum canım sıkıldı ama olsun napalım, cesebe, vuslat, seva, ve bilimum diğer arkadaşlar, hepinizi özledim walla , bugün alışweriş merkezine gitcektim ama temizlik yaptım ve de tükendim walla, bakalım yarın ne olcak asudecim tam gaz gidiyo, bizler nal topluyoruz walla kaçamaklar olduysa da ben ruhen diyetteyim ,, bu da önemli

bugünkü mönüm:
sabah: 4 yk yulaf ezmesi, 1 yk müsli, 1 bardak süt, 1 elma
öğlen: 1 tost, meyve suyu
ara: 1 bardak ayran, 4 erik 10 badem
akşam: balık, salata yiyeceğim muhtemelen

temmuz gibi tatil planım war bikini giymem lazım ve de kilo vermeden geniş çaplı bişe almayı düşünmüyorum
 
selam kizlar
ben 3 gündür rüyamda tartildigimi görüyorum ama az kaldi yarin sabah sonunda tartilabilecem umarim iyi birsey görürüm..
bugünki menüm
sabah bir bardak su
2 kizartilmis k.ekmegi üzerine ton baligi karisimi(tarifi dün yazmistm)
öglen
firinda bi tepsiye kücük köfteler yapip koydum yanina patates dogradim ve sebze
bunlardan biraz yedim ama tabagimin yanina bol yogurt koydum ve bir kase salata
aksamada
heralde müsli yapip yerim
 
slm kızlar bende kilomu yazmıştım listedemiyim acaba??2 gündür aşırı derecede kaçırdım.yarın tekrar başlıcam..
 

selam parissimacım bende aynı bugün akşama kadar temizlik ve tükendim valla, sporda yapamadım üstüne aslında niyetim yapmaktı ama yemek ütü derken geceyi buldu ve ben daha şimdi oturdum yeşilçayımı içiyorum. bugün ancak 1,5 lt su içebildim
 
kızlar bişey sorucam ya spor yapınca normalde daha hızlı kilo verilmez mi bende niye öyle olmuyo sıkılaşma var ama kilo da çok bi değişiklil olmuyo 300 500 gr anca..

üstelik bu hafta regl olma haftam ve belirtiler(şişkinlik ve karın ağrısı) başladı bile yarın kesin yüksek çıkacakmışım gibi geliyo ama günlük aldığım kalori 1200 en fazla

1350 kalori.. her gün kalori sepeti bir sitede ne yediysem yazıyorum oda hesaplıyo..günlük jillian prog uyguluyorum suyumu da genelde 2 2,5 lt mutlaka içiyorm ve yeşilçay

rezene 5 i bir yerde yani ne bulursam içiyorum ama benim bu yaptıklarıma karşılık tartı ve metabolizmam bana aynı cevabı vermiyormuş gibi geliyo... sizce neden bilgisi olan

var mı kas dokusu ile mi ilgili acaba yoksa mutlaka bir gün kırılma noktası olacakmı
 
‘’AZ AZ YE, SIK SIK YE’’ KAVRAMI...
‘’AZ AZ YE, SIK SIK YE’’ KAVRAMI...
‘’ Direnç, Ayar Mekanizması ve Sistemin Bu Konudaki Yanlışları’’
Mevcut sistemde yapılan kalori hesapları gibi; kilo vermek için alınan kalorinin yakılan kaloriden az olması gerektiği veya harcanan kalori miktarı ile alınan kalori miktarının farklı şekillerde formüllenerek çıkan sonuca göre tavsiyelerde bulunulur. Bunun için çok değişik hesaplama şekli vardır ve çoğunlukla birbirini tutmaz. Ve bu yöntemle her zaman bazal metabolizma için gereken kalori ile alınan kalori arasındaki fark kadar kilo verileceği anlamına gelmez.
Özellikle; kilo verme esnasında vücut direnç noktaları oluşur. Bu direnç bölgelerinde ne kadar beklenmesi gerektiğini, sürelerini çok iyi bilmeden ve vücut ayar mekanizmasını dikkate almadan, kalori hesabı yaparak kilo vermeye çalışan insanlar bir süre sonra hiçbir şey yememelerine, hatta sadece su içmelerine rağmen (su içsem yarıyor kavramı buradan çıkıyor) tartıda kilo veremediklerini ifade ederler. Bunun en temel sebebi ise; işte bu direnç ve ayar noktalarıdır.


Şimdi gelelim dirençlere ve vücut ayar mekanizmasına! Tamamen doğal bir sürecin sonucu vücudun alışık olmadığı bir direnç ve beynin bedenen değişime henüz tam olarak hazır olmamasından dolayı, bedenin geçici sürelerde kilo vermeye karşı direnç göstermeye çalışmasıdır. Vücut ayar noktası ise; metabolizmanın kendini korumaya yönelik mevcut düzen ve alışkanlıklardan farklı bir sürece girdiğiniz için “ne oluyor kıtlık mı var?’’ dercesine siz az kalori alsanız dahi, normal yaptığınız işleri eskiden olduğundan daha az kalori ile idareli yapar hale gelmesidir.

Her iki durumda da, vücut; bazen belli kilolarda direnç gösterir ama bedenin ve zihnin bir bütün olarak bu değişik süreçte olduğunu anladığında, zayıflama sürecinde olduğunuzu, bunun için de hedefe uyumlu yaşadığınızı hissettiğinde, kendini bırakır ve bir alt direnç kadar daha hızlı kilo kaybı sağlamaya başlar. Burada bilinmesi gereken şey, bu kilo kaybını göremediğiniz süreçlerde neyi ne kadar bekleyeceğini bilmek ve bu süreçlerin farkına vararak, yaşananların doğal bir süreçten kaynaklandığını anlamak, sabır ve farklı bir dayanma gücü ile aşılacağını keşfetmektir. Çünkü her şeyin bir sebebi varsa eğer, çözüm ayrıntıları iyi okuyabilmekte saklı olacaktır.
Ben Halil Kargulu olarak kendi çalışmalarımda, bu dirençler ile ilgili yaşayacaklarımın bilincindeydim. İlk 10 günde 15 kilo verdikten sonra, 10 ile 20. gün arasında, aynı tutarlılık ve kararlılıkla, hedefe tam uyumlu olarak yaşamama rağmen, 1 gram bile veremediğim gibi, üstüne 1 kilo daha alarak bu süreci aşmaya çalıştım. Eğer ben de pek çok insanın yanıldığı gibi, “metabolizmam durmuş, artık kilo vermem imkansız’’ diyerek mazeretler üreterek ya da üretilmiş mazeretlere kanarak kendimi strese sokup tekrar eski düzende, sağlıksız ve dengesiz yemek yemeye devam etseydim sonuç daha farklı olurdu. İşte o zaman 20 ila 30. gün arasında sabretmemin mükafatı olarak, bedenimin bana armağan ettiği ve takılan dirençlerin kırılmasından dolayı, vücudun kendini tamamen bırakarak son 10 gündeki yaklaşık 11 kiloyu ve toplamdaki 27 cm’lik belden incelmeyi gerçekleştiremezdim.


Ve ben de tam hedefe varacakken geri dönenlerden olurdum. Bütün bu bilgilerin ışığında; siz de tam hedefe varacakken geri dönenlerden mi olacaksınız, yoksa bu yaşanan direnç ve ayar noktalarının çok doğal bir süreç olduğunu kabul ederek hedefe tam uyumlu ve kararlı bir şekilde zayıflamaya devam mı edeceksiniz?

Kalori hesabı kavramı bildik tanımlamaları ile kesinlikte çarpıtılmıştır ve yanlış sonuçlara dayandırılmıştır. Günümüzde etiketlerin üzerindeki kalori değerleri miktarlara göre hesaplanmış verilerdir. Oysaki hesaplama, gıdaların sindirimi başladıktan sonra, oluşturacağı kalori değerine göre yapılmalıdır. Aynı önemde ikinci bir nokta ise, alınan kalorinin protein, yağ ya da karbonhidratlar hangisinden sağlanmış olduğu da, sindirim sürecinde açığa çıkaracağı enerji değeri açısından farklı bir hesaplama gerektirecektir. Çünkü etiket rakamları ile aynı miktardaki kalori değerleri, vücut üzerinde farklı etkiler yapmakta ve zannedilen sonucu vermemektedir. Üstelik bir de bugünkü şekliyle, vücut ayar ve direnç noktalarını hesaba katmayan kalori hesaplamaları içeren yöntemler söz konusu ise, zayıflama çabaları; başarısız sonuçların başlangıç süreçlerinden başkaca bir noktaya da ulaşamaz.


Dolayısıyla, hiçbir zaman kalori hesabına göre zayıflamaya kalkmamalı ve zayıflamada kalori saymaktan çok; alınan gıdaların bizde uyandırdığı hislerin bilincinde, kendimizi en iyi hissettirecek besinlerle, açlık hissini kontrol ederek yediklerimize özen göstermeliyiz.
Besinlerin kalori miktarını bilmeli, dikkat etmeli ama bazal metabolizma ve gıdalardaki kalori hesapları ile zayıflamaya kalkmamalıyız. Bu formüllere takılıp kalmak bizi zayıflatmaz sadece kendimize olan güvenimizi baltalar.


Günümüzde; dengeli ve sağlıklı beslenme tavsiyeleri adı altında, “Sık-Sık Ye Az-Az Ye” gibi, tamamen ideal kilosuna sahip aşırı yağ rezervleri bulunmayan kişilerin, daha gerekli olarak değerlendirebilecekleri tavsiyeleri; kilosundan rahatsızlık duyan, zayıflamaya çalışan kişilere de uygulanabilir göstermek büyük haksızlıktır.
Bu şekilde tavsiyelerde bulunulması; bence son derece sakıncalıdır ve kişiyi devamlı bir şeyler tüketmeye yöneltmektedir.


Son alınan öğünler tadımlık da olsa, bazı kimyasallardan dolayı, aşırı açlık hissi yaşatarak hem devamlılığı aksatır, hem de yedikçe acıkan, acıktıkça yiyen bir kısırdöngü ile zayıflama programlarını sabote eder. Bunu tavsiye eden uzmanlar; günümüzde uygulanan diyetlerde ‘’ sık-sık ye, az-az ye’’ kavramını şu mantıkla dile getirmektedirler.


Bazal metabolizmanın çalışması için; vücudun enerjiye ihtiyacı vardır. Eğer biz sık- sık devamlı enerji verecek bazı gıdalar tüketirsek, metabolizmanın daha hızlı çalışarak daha çok kalori yakacağı düşünülmektedir. Evet, doğrudur. Metabolizma daha çok çalışır, kalori yakar ama ancak ve ancak son alınan gıdanın enerjisi kadar kalori yakılır. Bu ‘’sık-sık ye, az-az ye’’ kavramının mevcut stoklara bir faydası kesinlikle yoktur. Tamamen ideal kilosuna sahip insanlar için geçerlidir.
Kilo sorunu yaşayanlar için değil. Üstelik hangi tür gıda ve içeriklerden enerji sağlandığı da, kalori hesaplamalarını etkilemektedir.


Tekrar tekrar üstüne basarak söylemek istiyorum ki, mevcut düzendeki benzer tavsiyelerin hepsi sadece ve sadece formda kalmak ya da mevcut kilomuzu korumak için yapılabilecek tavsiyelerdir. Kilolu insanların zayıflaması mümkün olmadığı gibi, moral olarak da takıntılara yol açmaktadır.


Şimdi kendi dünyamızdan küçük bir örnek verelim. Bu yöntemi denemeye çalışmış olanlara hiç yabancı gelmeyecektir. Günlük 3 ana öğün olan yemek zamanımızı, sık sık ve az yemek üzere 6 öğüne çıkardığımızı varsayalım. İster tam gün bir işte çalışalım, ister evde olalım, ister öğrenci olalım, ister sadece ergenlik çağında bir birey fark etmez.
İnsanlar günlük yaşamlarında bedenen, beynen bazen her ikisi beraber sürekli bir şeyler yapar haldedirler. Bedenin ve beynin aynı anda istirahatte olduğu uyku bile bir eylem sonucudur. Sonuçta gün içinde iş, okul, ev, sosyal ilişkiler derken birçok ortam içinde oluruz. Günde 3 öğün olarak yiyebildiğimiz yemeklerin saati bir hafta boyunca çoğunlukla birbirini tutmayan saatler olacaktır. Yaşam, teknoloji ile birlikte hareket kabiliyetimizi azaltsa bile bir yerlere yetişme, geç kalma, erken davranmak zorunda olma gibi, bir dolu yetersizlik duygusu yükler bizlere. Teknoloji hayatımızın her alanında hızla ilerliyor ve bizde hep birşeylere yetişmeye çalışıyoruz.
(Hadi bir an önce’nin, yemek karşılığı değil midir Fast-Food zaten?)


Uzun yıllardır, insanlar zaten düzenli yenilen öğlen yemeklerini falan unuttular. Yemeklerin saatleri değil sadece adları kahvaltı, öğlen ve akşam yemeği olarak kaldı. Çoğunlukla bunlarda brunch, ikindi kahvaltısı gibi değişik saatlere kayan öğünler haline geldi. Akşam yemeklerini ise gece 21.00’den, 22.00’den önce yemek de pek mümkün olmuyor.


Şimdi böyle bir düzen içinde yaşamak zorunda olan bir insana, diyette olma mantığındaki zaman kavramı ile günde 6 kez yemek yemeyi düşünmesini öneriyorsunuz. Kabul, diyelim ki kilo vereceğiz diye başladık. Ucunda zayıflamak var ya her şeyi uygulamaya razıyız tabi ki. İlk birkaç gün, belki bir hafta bu sisteme bağlı kalmaya zorladık kendimizi. Ama sonrasında kaymalar kaçınılmaz olacak, bir toplantı ya da bir görüşme, çocuğun okulu, sınavlar ve daha kişisel bir çok etkenle bunu uygulamak imkansız hale gelecek. İnatla uygulamaya çalışanlarımızın ise her saati saymaya, hesaplamaya başladıklarına şahit olacaksınız. Ve bir müddet sonra bu sayma işlemi de takıntı haline dönüşecek.


Özellikle sayma odaklı zayıflama ile ilgili yapılan bazı bilimsel testler son derece çarpıcı sonuçlar ortaya koymaktadır. Kilo ile mücadele ederken kalori sayan, çıktığı merdiveni sayan, lokmalarını sayan, saatlerini sayan, şişman birçok insanda saymak üzerine bir saplantı oluştuğu gözlemlenmiştir. Geçen zamanla birlikte, bu insanların büyük bir bölümü yoldaki ağaçlardan, gazetedeki haberlerin kelime sayısına kadar, günlük yaşam içinde karşılaştıkları her objeyi sayan makineler haline gelmişlerdir. Ve bu algı bozukluğu öyle kolay kolay geçirilebilen bir takıntı olarak kalmamış, ciddi tedaviler de gerektirmiştir.


Her fırsatta aynı şeyi tekrarlıyorum. Ben bunu beynime kazıdım, sizlerin de kesinlikle atlamasını istemiyorum. Ruh ve beden her zaman beraber hareket eder. Bedenimizde olan her şey ruhumuzu, ruhumuzda olan herşey de bedenimizi etkiler. Günlük yaşam rutininize uymayan bir yöntem asla başarılı olamaz. Ve sadece yöntem için, günlük yaşam biçiminizi değiştirmeye kalkmak da asla kalıcı olamaz. Aynen ruh ve bedenin birlikte hareket etmesi gereği gibi, bu ikisi arasında da denge kurulması gerekir.


Kilo problemi olan insanlar çok iyi bilirler. Bedeninize uymayan bir kıyafeti alıp, genişleterek giymek, bedeninize uyar hale getirmek demek olmuyor. Ruhunuz bu görselliği reddediyor ve hala o kıyafetin bedeninize uymadığını düşünüyorsunuz. Zayıflamak için de aynı örnekten yola çıkabiliriz. Bedeninize; az -az ye, sık- sık ye komutunu verebilirsiniz ama ruhunuz ve iç dünyanız bunu reddediyorsa; ya durmadan yemek düşünmeye başlar, ya sayma takıntısına yakalanır ya da bir gün pes eder, sil başa dönersiniz. Unutmayın ki, sizler mevcut kilonuzu korumaya çalışmıyorsunuz, sizler bedenine ağır gelen fazla kilolarınızdan kurtulmaya çalışıyorsunuz.


Sonuç olarak; hangi dönemde ne tür tavsiyeler vereceğimize dikkat etmeli ve insanları devamlı tüketime sevk edecek, yeni yeni damak tadı oluşturacak sürekli yiyecek takıntılı bir ruh haline sokacak her türlü yöntemden vazgeçmeliyiz.


Şişman insanın problemi; sık ya da çok yemesi değil, sık acıkma hissi yaşayıp çok doygunluk hissi yaşamak istemesinden kaynaklanmaktadır. Ruhun doyurulması için bedenin aracılığıdır bu. O halde az ye sık ye değildir formül. Tüketimi az düşün, ruhunda sık doygunluk hisset olmalıdır. Bu da ancak zaman, sabır, biraz mücadele ve biraz da bilgi gerektirmektedir.
 

Asude tebrik ederim seni, darısı başıma diyorum. inşallah ben de verebilirim... 2.5 ay çok güzel bir zaman ne uzun ve ne kısa ve 17 kilo mükemmel... :) güzel bir moral oldun bana...
 

canım sporun en iyi tarafıda bu zaten bedenin yığılması küçülmesi kilo azaldıkca insan spor yaptığı gibi zayıf görünmüyor beden boşalıyor salanıyor sonuçta spor ise buna izin vermiyor hem zayıflatıyor hem küçültüyor
 


canım diyet yaptığımı anlamalarını istemiyorum çünkü daha çok üstüme gelecekler boş ver kendin üzme sen böylede güzelsin felan diyerek beni yolumdan azdıracaklar hem içlerinde bir kaç kişi var ki çok kıskancdırlar inan bana ne ise canım
1 ve ya 2 aydan sonra her kesi şaşırtmak istiyorum amma görünün o ki çok zor olucak bu gün pasta yemeli olucam azda olsa dikatları üstüme çekmemek için

zaten şimdiden moralim pozuldu canım keçen pazarertesi 72 kiloydum bu sabah tartıldım 73.200 hafta içinde yaptığım kaçamaklar bana korkulu ruya gibi geri döndü bu günüde atlatıyım yarın tam qaz diyete başlıyıcam inş
 
Son düzenleme:
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…