Sırf evli olduğum için yüksek lisans yaparken daha ileri gidemeyecegimi söylemişlerdi çocuğum da yoktu o zaman. Neymiş evliymisim her yere kosturamazmisim. Görev alırken evliligimi bahane edermisim sanki atom parcalayacagim beyin ameliyatı yapacağım. Altı üstü yüksek lisans.Hadi tüm bunları bir kenara koyalım. Kadınlar çalışılmalı deniyor, değil mi? Elbette kadınlar ayakları üzerinde dursun. Fakat dünyanın hangi ülkesinde yetişkin kadın ve erkeğin çalışabileceği iş istihdam olanağı var? Mecbur çiftlerden biri evde kalmak zorunda kalıyor. Çocuk olunca iş tamamen değişiyor çünkü çocuk bakımı belli bir yaşa dek mecbur anneye kalıyor. Kadın çalışsa, erkek çalışmasa bile çocuk olunca denge mebur değişiyor. Ayrıca eşitliği kadın ve erkeğin çalışması olarak görmek ne bileyim çok saçma. Eşitlik kavramı bu değil.
Yukarıda yorumda da yazdım. Sırf kadın olduğu için işe alınırken, evli mi, çocuğu var mı diye sorguluyor iş verenler. Boşanmış, velayeti annede olan bir çocukla işler daha da zorlaşıyor.
Asıl problem eşitlik, kadın hakları diye kendimizi yırtıp; çalışmayan veya nafaka alan kadına asalak dediğimiz noktada başlıyor. Bu noktada da saygısızlık devreye giriyor. İnsanların kişisel tercihlerine saygısızlık yapılıyor. Nasıl bir insan evlilik hayatında çalışmak istiyorsa, bir diğeri de çalışmamak isteyebilir.
Hadi tüm bunları bir kenara koyalım. Kadınlar çalışılmalı deniyor, değil mi? Elbette kadınlar ayakları üzerinde dursun. Fakat dünyanın hangi ülkesinde yetişkin kadın ve erkeğin çalışabileceği iş istihdam olanağı var? Mecbur çiftlerden biri evde kalmak zorunda kalıyor. Çocuk olunca iş tamamen değişiyor çünkü çocuk bakımı belli bir yaşa dek mecbur anneye kalıyor. Kadın çalışsa, erkek çalışmasa bile çocuk olunca denge mebur değişiyor. Ayrıca eşitliği kadın ve erkeğin çalışması olarak görmek ne bileyim çok saçma. Eşitlik kavramı bu değil.
Yukarıda yorumda da yazdım. Sırf kadın olduğu için işe alınırken, evli mi, çocuğu var mı diye sorguluyor iş verenler. Boşanmış, velayeti annede olan bir çocukla işler daha da zorlaşıyor.
Asıl problem eşitlik, kadın hakları diye kendimizi yırtıp; çalışmayan veya nafaka alan kadına asalak dediğimiz noktada başlıyor. Bu noktada da saygısızlık devreye giriyor. İnsanların kişisel tercihlerine saygısızlık yapılıyor. Nasıl bir insan evlilik hayatında çalışmak istiyorsa, bir diğeri de çalışmamak isteyebilir.
Tabii ben de televizyonda ya da çevrede gördüklerimden söylüyorum, siz bu işin içindeyseniz elbette daha iyi bilirsiniz. Ben objektif olarak dışarıdan baktığımda gördüğümü söylüyorum. Hayatın gerçekleri elbette daha farklı olabilir. Ben kendim de iş bulup bir an önce çalışmak isteyen biriyim. Kadınların ekonomik özgürlüğü olsun isterim. Hiç kimseye eyvallahı olmasın isterim. Eski kocanın eline bakmasını istemem. Onun lütfedip verdiği parayı el mahkum beklesin istemem. O yüzden dedim en başında, bir kadın çok mecbur kalmadıkça bir erkekten kendisi için para almamalı. Şunu da düşünüyorum: benim annem ve babam boşansa, babam anneme ne kadar nafaka verebilir? Bu başlıkta bahsedildiği kadar veremez. Maddi durumu yok. Gençliğinde babam annemi çalıştırmamış. Bu sebeple benim anlayışıma göre babam nafaka vermeli ama verdiği nafaka da yetmez. Yani böyle bir durum olsa annem mecbur çalışmak zorunda. Kimsenin nafaka ile geçinebileceğini düşünmüyorum. O yüzden nafaka alıp çalışmayan insanların maddi durumlarının iyi olduğunu düşünmekte haksız da sayılmam. Kim nafaka ile geçinebilir ki?
bir duzeltme yapayım yanlıs anlasılma var galiba ;
Cocugu icki masasına oturtmadılar sadece yemekleri gostermisler. Ben cocugu icki masasına oturttular yazmadım . Kilitleme konusu da laf icabı yazdım cocuga odada kal diyorlar cocugu odasına yolluyorlar.
Ay ben çok yıprandım çalışıyorum diye ben insan değilim zatenKonu sahibi eski eşin aileden varlıklı olduğunu söyledi yani belki kadın adamdan hiç nafaka almasa bile kendi hayatını rahatça idame ettirebilir ama çocuğunun odaya kilitlendiğini veya içki masasına oturtulup babadan intikam almak için abuk subuk sözlere maruz kaldığını duymasına rağmen harekete geçmeyecek kadar umarsız bir baba maddi açıdan biraz daha rahat etsin diye neden kasıyoruz onu anlamıyorum. Mahkeme bu nafakayı uygun görmüşse ( ki bence maddi durumu iyi biri için çok büyük meblağ değil) biz neden kadın hem çalışsın hem çocuğa baksın diyerek kadını yıpratan bir sorumluluk altına itiyoruz? Çocuk zaten diğer çocuklara göre aile ortamından yeterince uzak kadın geçim derdine düşeceğine tüm zaman ve enerjisini çocuğuna ayırsın. Baba hiç değilse bunu sağlasın
Hatalı hatasıza cok bakıyor ya sanki kadının sozlu beyanı esastır erkek haklda olsa nafaka bağlanıyor malesef kadın hayasız bir yasam suruyor ve erkekte ona nafaka oduyorNeden vermeyecekmiş eski eşine hata yaparken düşünecekti onu.. hatasız boşansaydı eski eşine vermek zorunda kalmazdı. Ancak tekrar mahkeme açıp durumun kötüleşmesinden kaynaklı nafaka düşürülmesini talep edebilir eşiniz.
Çevremde gördüklerim de nafaka almayanlar. Adam babalık bile yapmamış, çocuklar on sekizi geçince peşine düşüyor. Kadın da o adamdan gelecek parayı beklememiş. İşin üzücü yanı şu: kadın çocuklara hem maddi hem manevi olarak bakıyor. Hanş manevi olarak olmayan baba maddi olarak da yok. Kadın elbette zorlanmıştır ama ne yapabilir? Adamın eline mi baksın? Gerçek hayatta böyle oluyor. Televizyondakiler ne kadar para koparırım peşinde.Televizyondakileri görüp de genele vurmayın derim.
O zikredilen rakamlarda nasıl karşılıklı anlaşma ile usulsuzluk yapılıyor, bir bilseniz aklınız almaz.
O çevrelere yakınım işim sebebi ile.
Ekranda ağlayarak çıkan kadınların bir çoğu akşamları ayrıldıkları kocaları ile buluşup karşılıklı hesap kitap yapıyorlar.
Mal kaçıran mı, para aklayan mı, vergiden muaf olan mı oo ne ararsanız var.
Devlet okullarinda okuyor cocuklarin cogu. Her seye sizin pencereden bakarsak caner erkin in ve acun ilicali nin gelirine sahip olmali her erkek. Kaldi ki hakim caner erkin in bile aylik 3 bin tl vermesine karar verdi. Cok gundem oldugu icin merak edip bakmistim. Yani normal kosullarda o ucretler yok. Devlet omuluna gider. Devlet okulunda spor ve muzik kursuna ucretsiz gider yine ayni sey olur. Ayrica emin olun bircok devlet okulu dersaneden devsirme anne babanin gozunu boyamak.icin cocuklari oldugundan farkli gosteren sozde okullardan bin kat iyi. Ha ted veya bahcesehir ya da maya kolejine gonderirsiniz o baska. O da zaten ayda 2 bin olmaz
Maalesef öyle çünkü toplum olarak çalışan kadın bile olsa evlilikte sorumluluğun çoğu kadının omuzlarına biniyor. Erkek eşine destek olmuyor vs vs.Sırf evli olduğum için yüksek lisans yaparken daha ileri gidemeyecegimi söylemişlerdi çocuğum da yoktu o zaman. Neymiş evliymisim her yere kosturamazmisim. Görev alırken evliligimi bahane edermisim sanki atom parcalayacagim beyin ameliyatı yapacağım. Altı üstü yüksek lisans.
Bunlar seni ilgilendirmiyor. Evlenirken biliyordun adamın boşanmış olduğunu. Bence söz hakkin yok1750 tl kızı için nafaka veriyor , 1250 tl de eski eşi için nafaka veriyor eşim.
eski eşine vermesin , 8 yaşındaki çocuk için de 1750 tl nafaka cok fazla
Ne gibi acaba.Bu konu çok yakın zamanda seyir değiştirecek bakın görün.
Buraya not düşüyorum.
Nafaka zaten tarafların verebileceği oran üzerinden hesaplanır.Tabii ben de televizyonda ya da çevrede gördüklerimden söylüyorum, siz bu işin içindeyseniz elbette daha iyi bilirsiniz. Ben objektif olarak dışarıdan baktığımda gördüğümü söylüyorum. Hayatın gerçekleri elbette daha farklı olabilir. Ben kendim de iş bulup bir an önce çalışmak isteyen biriyim. Kadınların ekonomik özgürlüğü olsun isterim. Hiç kimseye eyvallahı olmasın isterim. Eski kocanın eline bakmasını istemem. Onun lütfedip verdiği parayı el mahkum beklesin istemem. O yüzden dedim en başında, bir kadın çok mecbur kalmadıkça bir erkekten kendisi için para almamalı. Şunu da düşünüyorum: benim annem ve babam boşansa, babam anneme ne kadar nafaka verebilir? Bu başlıkta bahsedildiği kadar veremez. Maddi durumu yok. Gençliğinde babam annemi çalıştırmamış. Bu sebeple benim anlayışıma göre babam nafaka vermeli ama verdiği nafaka da yetmez. Yani böyle bir durum olsa annem mecbur çalışmak zorunda. Kimsenin nafaka ile geçinebileceğini düşünmüyorum. O yüzden nafaka alıp çalışmayan insanların maddi durumlarının iyi olduğunu düşünmekte haksız da sayılmam. Kim nafaka ile geçinebilir ki?
Adamın biri şey diyordu kadınlara nafaka verilmesin. Babalarından kalan maaş da verilmesin bizle evlenmek zorunda kalsinlar. Bir sokak röportajında yaşlı bir adam söylüyordu bunu.Hadi tüm bunları bir kenara koyalım. Kadınlar çalışılmalı deniyor, değil mi? Elbette kadınlar ayakları üzerinde dursun. Fakat dünyanın hangi ülkesinde yetişkin kadın ve erkeğin çalışabileceği iş istihdam olanağı var? Mecbur çiftlerden biri evde kalmak zorunda kalıyor. Çocuk olunca iş tamamen değişiyor çünkü çocuk bakımı belli bir yaşa dek mecbur anneye kalıyor. Kadın çalışsa, erkek çalışmasa bile çocuk olunca denge mebur değişiyor. Ayrıca eşitliği kadın ve erkeğin çalışması olarak görmek ne bileyim çok saçma. Eşitlik kavramı bu değil.
Yukarıda yorumda da yazdım. Sırf kadın olduğu için işe alınırken, evli mi, çocuğu var mı diye sorguluyor iş verenler. Boşanmış, velayeti annede olan bir çocukla işler daha da zorlaşıyor.
Asıl problem eşitlik, kadın hakları diye kendimizi yırtıp; çalışmayan veya nafaka alan kadına asalak dediğimiz noktada başlıyor. Bu noktada da saygısızlık devreye giriyor. İnsanların kişisel tercihlerine saygısızlık yapılıyor. Nasıl bir insan evlilik hayatında çalışmak istiyorsa, bir diğeri de çalışmamak isteyebilir.
Soru sahibine mesaj attım. Çocuğu kilitliyorlar içki masasına oturtuyorlar demişsiniz bunlar suç ihbar ediyorum dedim.Ne gibi acaba.
Hatalı hatasıza cok bakıyor ya sanki kadının sozlu beyanı esastır erkek haklda olsa nafaka bağlanıyor malesef kadın hayasız bir yasam suruyor ve erkekte ona nafaka oduyor
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?