kesinlile katılıyorum.işte bakın yine aynı şeyi yapıyorsunuz.. neden sormuyorsunuz ağlatmayıp ne yaptığımı? neden hüküm veriyorsunuz? neden bu kadar önyargılısnız sevgili hocam?
hemen anlatayım, evet ağlatmadım, konuştum.. belki inanmayacaksınız ama 1 yaşından beri konuştum, hep olayların mantıklı tarafını gösterdim.. bir oyuncak istediğinde onu markette yerlerde sürüklemek yerine neden o oyuncağı o an alamayacağımızı anlattım.. ona dinlemesini öğrettim mesela.. çok ütopik geliyor size değil mi özellikle günümüz çocuklarına bakınca..
ben gestapo değilim hocam, evimizde kanun niteliğinde kural olmadı.. biz fazlasıyla demokratiğiz sanırım :) opsiyonları ben belirledim ama seçim hakkını onlara verdim.. o yüzdendir kendini ifade edemediği için oğluma "şımarık" damgasını vurun eğitimcimize (!) tepkim.. halbuki 1. sınıfa geçtiğinde öğretmenimiz taktir ile karşıladı, hala okulda taktir ediliyoruz yetiştirme bakımından..
elbette eğitim alıyorsunuz, bilginizi tartışmıyorum.. ama rica ederim şu ön yargılarınızı bir kenara bırakın.. olaylara bir de veliler açısından bakın..
ben öğretmen değilim.. sadece bir çocuk nasıl ağlamadan büyümüş hayret ettim. ee madem hep konuştunuz ağlamadı hiç bugüne kadar .yavrunuz bu okulda ne vardı da bu kadar ağladı acaba..işte bakın yine aynı şeyi yapıyorsunuz.. neden sormuyorsunuz ağlatmayıp ne yaptığımı? neden hüküm veriyorsunuz? neden bu kadar önyargılısnız sevgili hocam?
hemen anlatayım, evet ağlatmadım, konuştum.. belki inanmayacaksınız ama 1 yaşından beri konuştum, hep olayların mantıklı tarafını gösterdim.. bir oyuncak istediğinde onu markette yerlerde sürüklemek yerine neden o oyuncağı o an alamayacağımızı anlattım.. ona dinlemesini öğrettim mesela.. çok ütopik geliyor size değil mi özellikle günümüz çocuklarına bakınca..
ben gestapo değilim hocam, evimizde kanun niteliğinde kural olmadı.. biz fazlasıyla demokratiğiz sanırım :) opsiyonları ben belirledim ama seçim hakkını onlara verdim.. o yüzdendir kendini ifade edemediği için oğluma "şımarık" damgasını vurun eğitimcimize (!) tepkim.. halbuki 1. sınıfa geçtiğinde öğretmenimiz taktir ile karşıladı, hala okulda taktir ediliyoruz yetiştirme bakımından..
elbette eğitim alıyorsunuz, bilginizi tartışmıyorum.. ama rica ederim şu ön yargılarınızı bir kenara bırakın.. olaylara bir de veliler açısından bakın..
ben öğretmen değilim.. sadece bir çocuk nasıl ağlamadan büyümüş hayret ettim. ee madem hep konuştunuz ağlamadı hiç bugüne kadar .yavrunuz bu okulda ne vardı da bu kadar ağladı acaba..
İpekcim, sorun sevgi değil, bahsettiğim şey boğucu, sarıp, sarmalayan, yanlışı doğru gibi gösteren sevgi.bu çok geniş bir konu ve kişinin "sevgi" anlayışına bağlı.
senin beklentilerin ilgi yönünde sevgi iken sen bu açığı kendi çocuğunda kapatmak için elinden geleni yapacaksın, ama onun sevgi anlayışı tamamen farklı olabilir ve sen bunu farkında olmadan eksik verebilirsin.
eski kuşak anneler maalesef bu yönden çok bilgili değil.
hepimiz nasiplenmişizdir bundan.
kendi annemden örnek vereyim. bir misafirlikte bir şey döküp kırdığım zaman genel annelerin tepkisinin aynısını verip kızardı bana. çok utanırdım. çocuk halime nedense yüzlerine bakamazdım.
şimdi kızıma yapmıyorum aynısı. geçen bir hastaneye gittik eşim için sıra beklerken çay kurabiye falan koymuşlar misafirler için/ hastalar için.
kızıma sıcak çikolata verdim kağıt bardak olunca bir şey oldu paat yerde..
annem başlayacaktı ki tam kızmaya hemen susturdum..
"olabilir tamam ben de dökebilirdim, ablaya söyleyelim temizlikçiyi çağırsılar" dedim.
kızım o kadar rahatladı ki anlatamam. ama kızsaydım düşeceği durumu o kadar kalabalıkta sen tahmin et.
anaokulu öğretmeni ne biliyor ki mesela yeni mezun bir öğretmen. okulda okudukları kitaplar teoride işe yaramıyor pek.haklısın arkadaşım ama bizim yetemediğimiz durumlarda kabul et; öfke nöbetleri tepinmeler gibi..falan genelde işinin ehli insanlar tarafından çözümleniyor.. yani pedagog anaokulu öğretmen gibi..
office var ya nedense benim kızım da ağladı geçen sene. geçen sene yaşı küçüktü ondan mı diyeceğim sonra babamın hastalığı falan olunca nisandan sonra bölük pörçük gitti, sonra gitmiycem diye ağladı soğudu okuldan. aldım 1 ay kaldı diye.çünkü güvende hissedemedi kendisini.. bilemiyorum belki öğretmenden, belki çevreden, belki de çok bağırarak iletişim kurulmasından dolayı.. öğretmeni ile ne zaman konuşmak istesem aynen burada verilen fikirler gibi dışarı çıkartıldım :) halbuki sadece 2 saniye onun yanına oturulup güven verilse ortada sorun kalmayacaktı..
sorunu yine bir veli olarak ben hallettim inanır mısınız? öğretmenin nelerden hoşlandığını buldum, oğlumla çiçekler götürdük ve bir şekilde iletişim kurmayı başardım.. sonrası çorap söküğü gibi geldi.. sene sonunda birbirlerine sarılarak ayrıldılar, ama gelin bir de bana sorun o seneyi :)
kesinlile katılıyorum.
amaç çocuğu ağlatarak terbiye etmek değil.
en kolay yolu... kapat bir odaya ağlasın.
ama zor olan o ağlarken göz kontağı kurabilmek, güven hissi verebilmek..
bu doğru bak. sonra çocuk öz güvensiz oluyor. tatillerde yabancıların çocuklarına yaklaşına bakarsak eğer 2 yaşında çocuklar kollarında kolluk gün boyu kendi takılır. biz de sürekli arkalarından gölge gibi takip ederiz.İpekcim, sorun sevgi değil, bahsettiğim şey boğucu, sarıp, sarmalayan, yanlışı doğru gibi gösteren sevgi.
Senin kızına yaklaşımın doğru, katılıyorum. Benim annem de kızardı bana, hatta söze bile gerek yoktu, bakardı sadece. Ben de olduğum yere donardım.
Ben zararlı ve aşırı ilgiden bahsediyorum. Sanki oksijen gibi, hava gibi yanında olmazsa ölecekmiş gibi davranmamak lazım. Sonra sonuçları pek iç açıcı olmuyor.
Gelmeden geleceğe hazırlamak lazım diyorum. Toplum içinde nasıl davranması gerektiğini, nasıl ilişki kurması gerektiğini öğretmen lazım diyorum.
Mesela babaannem 5 yaşıma kadar bana kendisi yemek yedirmeseydi, her canım sıkıldığında haksız bile olsam biri kucağına alıp pışpışlamasaydı, ya biraz sosyal bir çocuk olsaydım.
Çocuk çocukla iletişim kurabilmeli, muhattabı 6 yaşına kadar sadece sen yani yetişkin biri olunca okulda da iletişim kuramaması çok çok normal. Şaşırmamak lazım.
office var ya nedense benim kızım da ağladı geçen sene. geçen sene yaşı küçüktü ondan mı diyeceğim sonra babamın hastalığı falan olunca nisandan sonra bölük pörçük gitti, sonra gitmiycem diye ağladı soğudu okuldan. aldım 1 ay kaldı diye.
bu sene şimdiden başladı stresi nolacak acaba diye.
haklısın arkadaşım ama bizim yetemediğimiz durumlarda kabul et; öfke nöbetleri tepinmeler gibi..falan genelde işinin ehli insanlar tarafından çözümleniyor.. yani pedagog anaokulu öğretmen gibi..
işte bakın yine aynı şeyi yapıyorsunuz.. neden sormuyorsunuz ağlatmayıp ne yaptığımı? neden hüküm veriyorsunuz? neden bu kadar önyargılısnız sevgili hocam?
hemen anlatayım, evet ağlatmadım, konuştum.. belki inanmayacaksınız ama 1 yaşından beri konuştum, hep olayların mantıklı tarafını gösterdim.. bir oyuncak istediğinde onu markette yerlerde sürüklemek yerine neden o oyuncağı o an alamayacağımızı anlattım.. ona dinlemesini öğrettim mesela.. çok ütopik geliyor size değil mi özellikle günümüz çocuklarına bakınca..
ben gestapo değilim hocam, evimizde kanun niteliğinde kural olmadı.. biz fazlasıyla demokratiğiz sanırım :) opsiyonları ben belirledim ama seçim hakkını onlara verdim.. o yüzdendir kendini ifade edemediği için oğluma "şımarık" damgasını vurun eğitimcimize (!) tepkim.. halbuki 1. sınıfa geçtiğinde öğretmenimiz taktir ile karşıladı, hala okulda taktir ediliyoruz yetiştirme bakımından..
elbette eğitim alıyorsunuz, bilginizi tartışmıyorum.. ama rica ederim şu ön yargılarınızı bir kenara bırakın.. olaylara bir de veliler açısından bakın..
Eh işte sorunun temeli özgüven. Kendine güvenmeyen çocuk tabi oturur ağlar, anneaaağğ diye haykırır. Çünkü birey değil, hiçbir şeyi tek başına yapmamış, fırsat verilmemiş ki. E sen 6 sene pışpışla, elinde kaşık evde kovalamaca oyna yemek yesin diye, sonra da sanki sihirli bir yer ya okul, anaokulu hocası ilk günden çocuk uyum sağlasın, senin 6 senede veremediğini 15 dk da alsın. E yani bunu bekleyen anneler çok beklersiniz. O çocuk orada ağlıyorsa sizin eseriniz, okula, öğretmene suç bulmayın.bu doğru bak. sonra çocuk öz güvensiz oluyor. tatillerde yabancıların çocuklarına yaklaşına bakarsak eğer 2 yaşında çocuklar kollarında kolluk gün boyu kendi takılır. biz de sürekli arkalarından gölge gibi takip ederiz.
bıçak çok radikal bir örnek. zaten aklının erdiği bir yaş ki bence 3,5 yaşında falan bıçağın zararlı olduğunu bilir. bilmiyorsa öğretilecek bu artık çok kolay aktivite kitaplarıyla çok eğlenceli artık çocuklarla zaman geçirmek.çocuğun örneğin bıçak almak istiyor çekmeceden eline sen hayır dedin anlattın ama çocuk işte inat ediyor başka bişeyle kandırmaya çalıştın olmadı attı kendini yerden yere istiyorum diyor.. sen napıyosun bu durumda ağlamasın diye veriyormusun ?
ben kesinlikle vermiyorum ağlatmaktan kastım bu..çocuğun örneğin bıçak almak istiyor çekmeceden eline sen hayır dedin anlattın ama çocuk işte inat ediyor başka bişeyle kandırmaya çalıştın olmadı attı kendini yerden yere istiyorum diyor.. sen napıyosun bu durumda ağlamasın diye veriyormusun ?
aslında geçene sene ısrar edebilirdim gitsin diye. ama baktım gerçekten mutsuz. bunlar oyun çocuğu olduğu için 1 haftalık bir kaç kere yapılan devamsızlık guruba girmelerinde sorun yaratıyor yani yalnz kalıyorlar.kesinlikle haklısın okuldan bir kere soğuyunca bir daha gitmek istemiyorlar ipek, onu da tecrübe ettim. sen anlatıyor musun okula gideceksin, arkadaşların olacak diye? ben anlatsam mı anlatmasam mı kararsız kaldım..
makul ve mantıklı bir yaklaşımda olduğunuz için sizi alıntıladım öncelikle onu belirteyim, sizi seçip sizinle kavga etmek için değil o yanlış anlaşılmasın :))
siz neden bu kadar önyargılısınız peki? çocuğu olmayan konuşmasın yorum yapmasın şeklinde bir yorumunuz var. bu da önyargı değil mi? ben daha büyük çocuklarla ilgileniyorum, onlar nispeten daha kolaylar bu kadar küçüklere göre zaten bilerek lise öğretmenliğini tercih ettim 20-30 tane 6-7 yaş grubu bana ağır gelirdi.
e şimdi ben bunu söyleyebiliyorum gönül rahatlığıyla siz neden söyleyemiyorsunuz? evet ben çocuğum için endişeliyim haklı olarak ama ben böyle yaparsam benim gibi bir çok anne de aynı davranışı sergilerse bu öğretmenin sınıfın hali nice olur neden diyemiyoruz ki?
bu arada sizin üstünüzden konuşmuyorum lafın gelişi, o, hiç istemiyorum kişisel polemik olmasını
çocuğu olmayan yorum yapmasını çocuğunuzu götürdüğünüz pedagog için de söyleyebiliyor musunuz? pardon bağyan sizin çocuk yokmuş randevuyu iptal edelim mi diyorsunuz?
kalp ameliyatı olmak için kalp ameliyatı geçirmiş bir doktor mu lazım illa? o zaman erkek doktor ne anlar vajinadan onda yok bile?
abartı ve saçma değil mi? ama sizinki de öyle duruyor burdan bakınca?
çocuk eğitimde hesap kitap yoktursa tamamen bambaşka boyutta bir yorum. o da egem abla'dan gelmiş. ona da şaşırdım kaldım. keşke böyle düşünmeseniz. öyle hesap kitap işi çocuk yetiştirme. en basit örneği süper dadı mı ne var televizyonda açın bakın o yerlerde sürüklenip krizler geçiren çocuklar hesap kitapla dediğiniz şeyle yani bilimsel yaklaşmayla nasıl düzeliyor.
ilk mesajımda da yazdım kabul edilmiş doğrular tektir. farklı yaklaşımlar olabilir ama o yaklaşımlar da belirlenmiştir. öznel olamaz. ayşe teyze cimciği, mehmet amca sopası, fatma abla tavizi değildir. mevcut yaklaşımlardan uygun olanı seçer ona göre davranış geliştirirsiniz.
başaramayanlar işi hesap kitapta aramasın, ben yapamıyorum desin bari, dürüst olsun.
ne bileyim ya böyle şeyler yazınca siz üzüldüm açıkçası, daha önce de yazmıştım başka bir konuda keşke ilk eğitim önce biz anne baba adaylarına verilse, yıllık seminerler falan olsa belediyelerde. gitsek katılsak bilgilensek coşsak...
neyse işte böyle..
umarım biz öğretmenler de dahil herkes at gözlüksüz bir dünyada yetiştirir çocukları. en iyi ben bilirim en büyük cehalet zira...
Kusura bakmayın da biz sizler gibi evde 2-3 çocuğu değil onlarca çocuğu bir sınıf içerisinde zapdetmeye çalışıyoruz. Vay vuy yapmayın hiç.. Asıl sizin çocuğunuzun öğretmenine vay yazık.. Bir çocuğun annesi gelip sınıfta onunla durmak istese bu sefer diğer çocuklar da annelerini yanlarına istiyorlar. Çocuğunuzu kendinize yapışık yetiştirmeden önce düşünecektiniz bunları.. Ağzı olan eğitimi diline sakız yapmış sanki çok biliyormuş gibi konuşmuyor mu tepem atıyor resmen.. Çok biliyorsanız alın çocuğunuzu evde yetiştirin hanımefendiler..
zaten veriyor olman anormal kaçar, vermiyor olman değil.ben kesinlikle vermiyorum ağlatmaktan kastım bu..
aslında geçene sene ısrar edebilirdim gitsin diye. ama baktım gerçekten mutsuz. bunlar oyun çocuğu olduğu için 1 haftalık bir kaç kere yapılan devamsızlık guruba girmelerinde sorun yaratıyor yani yalnz kalıyorlar.
ben geçen sene hissetim bnu tamam gerek yok çocuğu strese sokmaya dedim. ayrıldığımız zaman dedim sene daha güzel olacak demi, daha düzenli gideceğiz zaten diye.
şimdi yavaş yavaş diyorum az kaldı okulların açılmasına gibi.. ama tepki normal evet az kaldı diyor ama oraya gidince korkuyorum karşılaşacaklarımla.
bazı çocuklar atmaca gibi. aile etkinliği olmuştu her aile bir gün ya deney yapacak ya bir şey. biz de eşimle deney yaptık sınıfta. ağzımı açtırmayan çocuklar var. soru sorunca susmayan çocuklar var..
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?