Cuma Zayıflama Yarışması 10. Takım

Bu konuda sana katılıyorum gezegenim ben küçük çocukların bile kullanmasına gicigim annelerde gülüyor hepten deli oluyom.ay neyse polemik yaratmayım konu kapansın.
 
İyi etmişsin

Fulyayıda gruplaştır gevşedi toparlanması lazım
 
okuduğum yazıyı vaktiniz olursa okuyun çok hoşuma gitti
Farklılık

BB (baby boomer)kuşağı dediğimiz 1944-1965 doğumlu insanların;
– Delinen pantolonlarına yama vurmaları,
– Yıpranan giysilerini onarmaları,
– Sökülen ayakkabılarını dikmeleri,
– Patlayan futbol topunu sağlamlamaları,
– Bozulan radyoyu tamir ettirmeleri, sırf yoksulluktan değildi. Sadece tutumluluktan da değildi.
Onlar bunları yapmakla, kendinden sonraki nesile çok önemli bir mesaj veriyorlardı. Onlara;
– Eşleriyle araları açıldığında, alternatiflere yönelmeden aralarını düzeltmelerinin mümkün olduğuna,
– Çocuklarıyla aralarına kara kediler girdiğinde bu durumun vakit geçirmeden telafi edilmesinin gerekliliğine,
– Arkadaşlarıyla, komşularıyla, dostlarıyla bağları koptuğunda; yenilerini aramakla vakit kaybetmeyip, aralarındaki bağları tekrardan bağlamalarının kaçınılmaz olduğuna…müthiş bir örnek olması için, onların böyle bir yetenek geliştirmeleri için onlara “prototip” olmaya da çalışıyorlardı.
Yani bir yandan yeni neslin;
– Onarıcı,
– Telafi edici,
– Tamir edici,
– “Arabulucu” özellik kazanmasına önayak oluyorlardı.
Onların bu çabalarının “çaresizlikten”, yokluktan, fakirlikten, cimrilikten ileri geldiğini düşünen 1965-2000 kuşağı olan “X” ve “Y” nesli, bu sinyali alamadı. “Z” jenerasyonu da bu atıcı, değiştirici, vazgeçmeye hazır, çabuk sıkılan neslin özeti olarak hayata girdiler.
Bu nedenle yeni kuşak nesil;
-Aşırı alıngan
-Aşırı özgürlükçü
-Kendi ne kadar verdiğini değil de, ne kadar aldığını önemseyen
-Eşiyle bozuştuğunda,
-Arkadaşıyla atıştığında,
-Komşusuyla kavga ettiğinde, ortamı yumuşatmayı, aralarını düzeltmeyi, barışabilmeyi düşünemediğinden, beceremediğinden onları “değiştirmeyi” seçmek gibi stratejik bir hatanın içine düşebiliyor.
Söz gelimi;
– Bana arkadaş mı yok?
– Başka komşu mu yok sanki.
– Hiç dert değil, elimi sallasam ellisi.
– Küserse küssün…gibi “sanal efelik” taslayarak fıtratını bozabilmektedir. Bu nedenle önceki kuşak onlar için “Nereden türedi bu nesil?” diyerek hayretini ifade etmek zorunda kalabiliyor. Yani onların beceriksizliğine vurgu yapıyor.
Galiba;
“Tamirciliği” unutan yeni kuşağı gelecekte zor günler bekliyor.
Bu yazıyı güzel mirası için 1944-1965 doğumlulara ve tamirciliği unutan gençlere hatırlaması için gönderin….

Üşenip ,okumayanlar için;
Z kuşağı gerçeğinin nedenlerini anlatan yazıdır ...
 

Öğrendim ki…
Kimseyi sizi sevmeye zorlayamazsınız. Kendinizi sevilecek insan yapabilirsiniz, gerisini karşı tarafa bırakırsınız.
Öğrendim ki… Güveni geliştirmek yıllar alıyor, yıkmak bir dakika. Öğrendim ki… Hayatında nelere sahip olduğun değil kiminle olduğun önemli…
Öğrendim ki… İnsanların başına ne geldiği değil o durumda ne yaptıkları önemli…
Öğrendim ki… Bütün sevdiklerinle iyi ayrılman gerek hangisi son görüşme olacak bilemiyorsun.
Öğrendim ki… ‘Bittim’ dediğin andan itibaren pilinin bitmesine daha çok var.
Öğrendim ki… Sen tepkilerini kontrol edemezsen tepkilerin hayatını kontrol eder.
Öğrendim ki… Affetmeyi öğrenmek deneyerek oluyor.
Öğrendim ki… Ne kadar ilgi ve ihtimam gösterseniz bazıları hiç karşılık vermiyor.
Öğrendim ki…Düştüğün anda seni tekmeleyeceğini düşündüklerinden bazıları kaldırmak için elini uzatır.
Öğrendim ki… İki insan aynı şeye bakıp tamamen farklı şeyler görebilir…
Öğrendim ki… Anlatmak ve yazmak ruhu rahatlatır.
Öğrendim ki… Gerçek arkadaşlar arasına mesafe girmez. Gerçek aşkların da!
Öğrendim ki… Tecrübenin kaç yaş günü partisi yaşadığınızla ilgisi yok. Ne tür deneyimler yaşadığınızla var.
Öğrendim ki… Aile hep insanın yanında olmuyor. Akrabanız olmayan insanlardan ilgi, sevgi ve güven öğrenebiliyorsunuz. Aile her zaman biyolojik değil.
Öğrendim ki… Ne kadar yakın olursa olsunlar en iyi arkadaşlar da ara sıra üzebilir. Onları affetmek gerekir.
Öğrendim ki… Bazen başkalarını affetmek yetmiyor. Bazen insanın kendisini affedebilmesi gerekiyor.
Öğrendim ki… Yüreğiniz ne kadar kan ağlarsa ağlasın Dünya sizin için dönmesini durdurmuyor.
Öğrendim ki… İki kişi münakaşa ediyorsa, bu birbirlerini sevmedikleri anlamına gelmez. Etmemeleri de sevdikleri anlamına gelmez.
Öğrendim ki… Her problem kendi içinde bir fırsat saklar. Ve problem, fırsatın yanında cüce kalır.
Öğrendim ki… Sevgiyi çabuk kaybediyorsun, pişmanlığın uzun yıllar sürüyor..
 
Eskiler bunun karnında kurtmu var sürekli aç derlerde biz küçükken
Karnında kurtmu var vero ?
 
 
Hadi fulyam sen istersen yaparsın .

O kıyafetlerini giymek çok zor olmamalı
Onları gitmek yediğin yemekten tatlı olmalı

Evet canım minyonum ben
Her dem piliç olanından
 
bu yazıyı okuduğumda bir anım aklıma geldi oğlum 4. sınıfa gidiyor hersene önlük alıyoz hem iri hem kilolu yaşıtlarına göre ve ona göre önlük ve pantolon bulmak burda zor aldığım bir yer var ve pahalı satıyor ozamanın parası iyi bir para verip önlük aldım 2 yada 3.cü günü önlüğün bir yerini makasla kesmiş bende terziye götürüp zigzag yaptırdım ertesi gün velinin biri beni görüp dediki ya karıkoca çalışıyonuz 1tane çoçuğunuz var bir önlük alamadınmıda zigzag yaptırmışssın ne kadar cimrisin dedi sadece güldüm evet herşeyi çöpe atıyoz hiçbirşeyi tamir ettirmiyoz evet çoğu insan beni cimri olarak görsede buna ailemde dahil halimden menunum
 
Bacım eminmisin 1-2 gün yogunluktan menü yazmamış olabilirim .
Hadi biz altın kızlarızda diger hanımlar helede denemedeki bacıların menü vermeyi aksatmalarına anlam veremiyorum .
Takıma girmek istiyorlarsa tabi
 
İnsanları anlamak zor
 
Cok tatlısin ya. He kardes kardesı kıskanır . Ki . Olur öyle şeyler. Ben simdi 62 kilolardaym. Hala 38 bedenim ama işte aldım . Bana ozenme yaneee
Sende çok tatlısın canım benim.Aslında hiç kıskanç biri değilimdir de özendim işte.Artık özenmiyorum çünkü bende 62 kilo oldum çok şükür.
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…