Ah dgdln

“ne geçmiyor ki bu da geçer” diye düşünüyorum ben de..bak ben evimden, yuvamdan oldum, 4 aydır bi belirsizlikte beklemedeyim. İşe dönüşüm kabul edilmedi, mecburiyetten annemin evinde kaldım. Kızkardeşlerim zebellah kesildi. Biri hergün hastaneden gelip “bugün kesin koronayı kaptım” diye pis pis öksürüp, ömrümden ömür götürdü. Bir diğeri köye geldik, burda rahat bir nefes alırız diye sevinirken, annemi “nobahari etrafı dağınık bırakıyor, iş yapmıyor” diye geldi gitti, şişirdi. Evde inşaat vardı bu arada, zaten içeri dışarı her yer heryerdeydi. Benim çocuklarımın iki çamaşırını mesele ettiler. Annem bütün gün söylendi durdu bana. Yavrum sırtımda hangi işe yetişsem telaşından bi hal oldum. Şimdi o ablam gitti, bikaç gündür nefes aldık ama küçüğüm dişten dolayı saniye ayrı kalmaz oldu, bütün bedenim çürümüş halde resmen yorgunluktan. Benim annem ve kardeşlerime gösterdiğim ihtimamın yanında şu yaptıklarını aklım, beynim kabul edemiyor. Bu arada bir de Almanya’daki oturum işlemleri için şart olan Almanca sınavım var haftaya. Nasıl bıktıysam, rüyamda korona olmuşum, seviniyordum dün, sınava almayacaklar beni diye.
Ben melisa çayı içiyorum, en azından uyuyabiliyorum. Sınav stresinden uyku da uyuyamıyordum.
Senin de eşin uzaktaydı galiba değil mi? Yanında kim/ler var? Onlar biraz kolaylaştırmıyor mu bebek bakımını falan?
Allah yardımcımız olsun, gerçekten çok zor