Aileyle mesafe

Babanıza ara sıra temizlikçi götürün belim agridi başım ağrıdı hastayım deyin ilk asamalarda daha sonrası vaktim yok vs diyin kardesiniz için hafta sonu için başka planlarımız var diyebilirsiniz sonraki haftalar rahatsızız yada türlü bahaneler ile geri çekin onada babama yardımcı ol vs diyerek beklentilerinizi söyleyin, halaniz kardesiniz laf söylemeye hakkı yok begenmiyrsaniz o halde buyrun yol burda benim elimden bu kadar geliyor siz buyrun daha iyisini yapın deyin, çocuğunuza olan tavrı dile getirebilirsiniz çocuğum seni en kadar severken ona bir oyuncagi çok gördün vs, babanız aileniz elbette bakacaksınız ama sadece siz değil, babanıza karşı birşey diyemiyorum yaşlılar birazdaha tahammülsüz ve kırılgan oluyorlar
 
ayy mesela aklıma geldi eşime o kadar kg yağ bidonlarını taşıttı ya babam, kardeşimin valizi için dur oğlum sen ver senin çantan var elinde diyor :) her geldiğinde normalde otogara kadar da biz bırakıyoruz. en son kapının önünden otobüs kalkıyo binsin gitsin dedim diye babam bana triplendi. arabayla neden bırakmıyoruz diye.
Anladım
Ben saygısızlık deyince çok daha büyük bir şey bekledim
Bu sebeple babamla arama mesafe koymazdım ben
 
siz kendinizi ne kadar kullandırmışsınız böyle, üstelik babanız dinçmiş yani eşinize de size de yazık.
kardeşinizin gelip sizde kalmasını da çok şaşırarak okudum, arada bir hadi ziyarete tamam ama her geldiğinde tüm haftasonunuzu ona vermenizin gram açıklaması yok bende mesela, parası olan, babasının evi olan adam sizde ne demeye kalıyor ki her gelişte.
ayrıca zeytinyağı olayında da çok haklısınız, el olana bile azıcık yardımında bire bin ikram ediyoruz, siz her şeye koşan taraf olarak neden böyle bir düşüncesizliğe maruz bırakıyorsunuz kendinizi, kendisi halletsin babanız her şeyini, bırakın Allah aşkına.
sinir oldum ya hem abinize hem babanıza, hem de sizin kendi çekirdek ailenizi bu kadar onlara feda etmenize.
 
abinizin bir dahaki gelişinde haftasonuna program yapın, bu hafta müsait değiliz deyin, baksın başının çaresine. bu kadar ikrama bir hediye almayı bile düşünememiş.

babanızın bir dahaki yardım ihtiyacında da yardım edin ama o büyük fedakarlıklarla değil.
evini de temizletmiyorsa temizlemeyin sizde, yani imkan varsa ben kişinin kendi evine bile yardım almasını, öyle kendini yora yora temizlik yapmasını gereksiz buluyorum. babanız da günün sonunda temizlikçi çağıracak ya da sizden rica edecektir.

benim sıralamam şöyle olurdu; kendim, çocuklarım ve eşim, sonrasında ailem gelirdi. siz de bir öncelik sıralamasını yapın bence.
 
Anladım
Ben saygısızlık deyince çok daha büyük bir şey bekledim
Bu sebeple babamla arama mesafe koymazdım ben
Yaşlıların zaten neye ne diyeceği belli olmuyor ve genelde hep erkek çocuk ayrımı da yapıyorlar benim dedem de dahil ve çok da mesafe koyamayacaktır ama bari kardeşine mesafe koysun kendini kullandırtmasın. Bir de hem konu sahibini kullanıyorlar hem de eşini. Kızlar her işe koştursun çünkü onların görevi bu. Erkek çocukları da fırsattan istifade babalarına bakmadıkları gibi bir de kız kardeşe yük olsunlar. Aynı benim dayım ama annem dedemin işlerine koşsa da dayıma bu kadar çok yüz vermedi neyse ki ve biz de müdahalede bulunuyorduk biraz daha büyük olduğumuz için. Konu sahibinin çocuğu çok küçük, şu an anlamıyor dayı dayı diye dolanıyor ama birkaç seneye o da anlamaya başlar ve dayısını evde fazlalık olarak görmeye başlar.
 
Babanızdan ziyade kardeşiniz büyük sıkıntı. Babasının evine gitmek istemez tabi adama hizmetci lazım sizi kullanıyor. Bunu öncelikle kesmeniz lazım. Eşinizi düşünsenize ne kadar ayıp bu? Size da kayınvalide vs aynı şeyi yapsa ne kadar tolere edebilirdiniz? Hediye olayı da pes zamanı yoksa parasını verebilirdi ben alamadım ihtiyacı neyse siz alın diyebilirdi. Ama demez çünkü çok iyi anladım kardeşinizi
 
Nasıl yaptın noram? Babam 80 yaşında kalp hastası, ben ufacık bi surat assam vicdanıma oynuyor. Benden asla ağzıyla bir şey istemiyor ama hal hareketleri, tavırları değişiyor, halamı kardeşimi arayıp şikayet ediyor. Onlar da bana babanı üzmüşsün diyorlar ve ben yine alttan almak zorunda kalıyorum
Halalar da çok biliyorlarsa kendileri baksınlar, hem birine muhtaç olup her işini gördürüp sonra hoşuna gitmeyen bir şey olunca başkalarına şikayet etmeye de ayrı gıcığım.
 
Merhaba, fikirlerinizi almak istiyorum. Benim babam (ileri yaşta) ve bir erkek kardeşim var (çalışıyor). Annemizi kaybettik uzun bir hastalık dönemi sonucunda. Ben evliyim çocuğum var. Babamı 2 yıl önce yaşadığım şehre taşıdım (sağlık sorunları vardı ilgilenebilelim diye)
Kardeşimin sürekli seyahat ettiği bir işi var 20 günde bir gelip haftasonlarını bende geçiriyor.

Yıllar içinde ailem için çok verici ve fedakar olduğumu düşünüyorum. Ama hep memnuniyetsizlik ile karşılaşıp bana ama özellikle de eşime karşı saygı da duyulmadı. (Eşim her işlerine koşmasına rağmen) sanki zaten yapmak zorundaymışız gibi davranılıyor ve yaptığımız şeylerden yine memnun olunmuyor. En son çocuğuma da değer verilmediğini hissetmeye başladım. Ve en çok bu beni rahatsız etti.

Bu sebeplerle ben artık biraz kendimi çekmek istiyorum. Bunu nasıl yapacağımı bilemiyorum. Açıkçası saygı görmek istiyorum ailemden. Yaptıkları hareketler karşısında utanıyorum bazen eşime mahçup hissediyorum.

Yine de ne kadar kızsam da ailem oldukları için ihtiyaçlarını vs düşünmeden edemiyorum. Çok afedersiniz ama enayi yerine koyulmaktan nasıl kurtulurum ve biraz değer görürüm acaba?
Önceliğini kendi Çekirdek aileniz olsun. Bu, yardıma ihtiyaçları olduğunda koşmamak anlamında değil. Kendi ailenizi ihmal edecek derecede bir fedakarlık, yapmayın. Yeri geldiğinde hayır diyin ve güçlü durun. Küm ne duygu sömürüsü yaparsa yapsın umursamayın. Size. Göre doğru olan neyse arkasında durun. Babanıza da şifalar dilerim.
 
Babanızda sıkıntılı ama asıl sorun
kardeşiniz sıkıntılı geldi bana. Bundan sonra geldiğinde babanızda orayı beğenmiyorsa başka bir yer bulsun kendine. Neden bu kadar gamsız, düşüncesiz kardeşi idare ediyorsunuz? Babanızın işlerine de eşinizi göndermeyin. Oğluna yaptırdın çok istiyorsa.
 
Son düzenleme:
Çok uzamasın diye yazmadım son zamanlarda olanlardan birkaç örnek vereyim.

Geçen hafta babam 100 km uzaktaki memleketimizinden zeytinyağı getirecekti (kendi bahçesinden üretiliyor, çevresine satıyor)

Babam kardeşime demiş beni götürsünler memlekete diye. Kardeşim bana söyledi ben eşime. Eşim işten izin aldı. babam tek uğraşamaz diye onu aldı götürdü 60 kg zeytinyağını asansörsüz evden 6 kat taşıdı. Zaten ihtiyacım olduğundan değil ama bir şişe alıp sağol beni buraya kadar getirdin yükümü taşıdın demedi. Tavrı, zaten yapacaksınız şeklinde.

Bir diğeri her 3 haftada bir kardeşim geliyor babamın evini sevmediği için bizde kalıyor. (Daha önce de aylarca kaldı başka şehirde çalışırken) Çamaşırını yıkıyorum, yedirip içiriyoruz, o haftasonumuzı kitliyor bir yere gidemiyoruz vs. Onu yemeğe vs mutlaka götürüyoruz (gene de beğenmiyor bir kesenize bereket falan demiyor)
haftasonu tek yeğeninin doğumgünüydü ve bir hediye bile almadan gelmiş. Açıkçası bu beni sinir etti. Salonda uzanıp tv yi açıyor yemeği önüne geliyor. eşim haftasonu ben neden kendi evimde misafirden beter oldum diye rahatsız oluyor ben de oluyorum ama benim kardeşim diye tolere ediyorum. Yani daha çok şey var da son olan iki olay mesela bunlar.
Evinize yerleşen kardeşiniz değil de kaynınız olsaydı gider gelir bık bık bık eşin başını yerdiniz. Biz de burada eşinize söyleyin çözmesi gereken o derdik. Kendi aileniz olunca çaresizim ne edeyim diyorsunuz. Kp. ve kayınoğlana tavrınız ne olursa kendi ailenize de o olmalı.

Olaya gel, baba memlekete götürsünler diye oğlunu, oğlu ablasını arıyor, abla da eşine söylüyor, adamla muhatp bile olmuyorlar. Hikaye şöyle olsaydı, kv. kızını, kızı ağabeyini arıyor, ağabey de eşine söylüyor. Hikaye böyle olsaydı hepmiz için sinir sebebiydi bence. Eşin açık açık konuşsun derdik, hatta boşan bunlarla ömür geçmez derdik. Aynı tavsiye, açık açık konuşacaksınız başka yolu yok.

Şimdi gelir ana baba hakkı vardır savunucuları, evet vardır ama kendi evlatları totosunu gezdirirken elin çocuğu mecbur değildir. Nasıl gelinlere gelince psikolojik şiddet diyorsam, damatlara da demeliyim.
 
Nasıl yaptın noram? Babam 80 yaşında kalp hastası, ben ufacık bi surat assam vicdanıma oynuyor. Benden asla ağzıyla bir şey istemiyor ama hal hareketleri, tavırları değişiyor, halamı kardeşimi arayıp şikayet ediyor. Onlar da bana babanı üzmüşsün diyorlar ve ben yine alttan almak zorunda kalıyorum
Ben zamanla katılaştım bu konuda. insanların benim duygularımı kullanmasına katlanamıyorum artık. kalp hastasıysa ona göre davransın o zaman. ölüm herkese var. şu an ölmeyeceğimizin bir garantisi yok ki. yaşlı da olsa ben bu kadar pervasızlığı kabul edemiyorum. halan, kardeşin aradığında tersleyeceksin. çok biliyorsanız gelip siz ilgilenin ya da herkes işine baksın diyeceksin. senin kadar kardeşin de sorumlu, kendisi ona göre iş bulsun babası bu kadar kıymetliyse. ben babanla ilgilenme vs kesinlikle demiyorum ama herkes de konuşurken 2 kere düşünsün ağzından çıkanı. alttan almıyorum, laf söylediler mi susmuyorum. herkesin eksiklikleri var. sen söylemedikçe insanlar kendilerini mükemmel zannediyorlar.
 
Üzücü bir durum. Fedakarlıklarınız göreviniz haline gelmiş. Babanızla aranıza mesafe koymanız doğru olur mu bilemedim, adam zaten 80 yaşına gelmiş ne kadar ömrü vardır bilinmez. Temizlik için mutlaka birini bulun, parasını versin. Ben kendi evime de temizlikçi alıyorum artık yetişemiyorum vs diyebilirsiniz.
Kardeşinizin sizde kalması saçma. Arada bir olsa neyse de rutin haline gelmesi hoş değil. Onun olacağı haftasonlarına iş ayarlayın, plan yapın. Gitsin babasında kalsın. Yavaş yavaş kırın bu düzeni.
 
Çok uzamasın diye yazmadım son zamanlarda olanlardan birkaç örnek vereyim.

Geçen hafta babam 100 km uzaktaki memleketimizinden zeytinyağı getirecekti (kendi bahçesinden üretiliyor, çevresine satıyor)

Babam kardeşime demiş beni götürsünler memlekete diye. Kardeşim bana söyledi ben eşime. Eşim işten izin aldı. babam tek uğraşamaz diye onu aldı götürdü 60 kg zeytinyağını asansörsüz evden 6 kat taşıdı. Zaten ihtiyacım olduğundan değil ama bir şişe alıp sağol beni buraya kadar getirdin yükümü taşıdın demedi. Tavrı, zaten yapacaksınız şeklinde.

Bir diğeri her 3 haftada bir kardeşim geliyor babamın evini sevmediği için bizde kalıyor. (Daha önce de aylarca kaldı başka şehirde çalışırken) Çamaşırını yıkıyorum, yedirip içiriyoruz, o haftasonumuzı kitliyor bir yere gidemiyoruz vs. Onu yemeğe vs mutlaka götürüyoruz (gene de beğenmiyor bir kesenize bereket falan demiyor)
haftasonu tek yeğeninin doğumgünüydü ve bir hediye bile almadan gelmiş. Açıkçası bu beni sinir etti. Salonda uzanıp tv yi açıyor yemeği önüne geliyor. eşim haftasonu ben neden kendi evimde misafirden beter oldum diye rahatsız oluyor ben de oluyorum ama benim kardeşim diye tolere ediyorum. Yani daha çok şey var da son olan iki olay mesela bunlar.
Güçlü olun ve bunların hepsine bir dur diyin. Eş ailesinin benzer konuları olduğunda burada hepimiz eşin buna dur demesini karısını ezdirmemesini, gerektiğinde kv yi kp i, görümceyi uyarması geeektiğini konuşuyoruz. Sizde okumuşsunuzdur. Eşinizi ezdirmeyin. Bu aileye saygısızlık demek değil, hakedilmeyen bir saygısoLığa dur demek. Güçlü olun. Benim babam da öyledir aynı mantıkta. Bu İnciri kırmam baya zamanımı aldı ama başka çare yok. Zaten, kıymet de bilibmiyorki. Yaptıklarınız değil yapmadıklarınız hatırlanıyor hep. Kardeş kullanmadı soeunu başka şekilde de olsa yıllarca yaşadıöm valla koydum mesafeyi kafam rahat.
 
şu yazdıklarınız o kadar doğru ki... anne rolü üstlendim sanki. kardeşimin evini taşımak için burdan 200 km gittik yazın, evini topladım koliledim. bunları yaparken kardeşlik görevimi yaptığımı düşünüyordum ama sonra bir şeyin farkına vardım. ben tam 8 kere ev taşıdım ve hepsinde eşim ve ben vardık sadece.
Eşine, çekirdek ailene hakettiği değeri ver ve ezdirme ne kendini ne eşini. Eşinde maşallah sana çok değer veriyor ki adamcağız hep koşturmuş. Ama onunda halettiği bu değil. Ve seninde hakettiğin bu değil. Bem de yıllarca yaptım yaşım 46 ama onca yılın sonunda öyle nankörlükşer gördüm ki. Tarif edemem. Kimse kıymet bilmiyor. Bilinse zaten sürekli sizden bişey beklenmezdi daha siz virşeyler yaparken bir denge olurdu
 
Yaşlıların zaten neye ne diyeceği belli olmuyor ve genelde hep erkek çocuk ayrımı da yapıyorlar benim dedem de dahil ve çok da mesafe koyamayacaktır ama bari kardeşine mesafe koysun kendini kullandırtmasın. Bir de hem konu sahibini kullanıyorlar hem de eşini. Kızlar her işe koştursun çünkü onların görevi bu. Erkek çocukları da fırsattan istifade babalarına bakmadıkları gibi bir de kız kardeşe yük olsunlar. Aynı benim dayım ama annem dedemin işlerine koşsa da dayıma bu kadar çok yüz vermedi neyse ki ve biz de müdahalede bulunuyorduk biraz daha büyük olduğumuz için. Konu sahibinin çocuğu çok küçük, şu an anlamıyor dayı dayı diye dolanıyor ama birkaç seneye o da anlamaya başlar ve dayısını evde fazlalık olarak görmeye başlar.
Kendini ezdirmesin de babasına kötü de davranmasın
Öyle bir sınır koysun ki
Bu zamana kadar göstermedikleri saygıyı göstersinler
 
Çok bilinçlisiniz hatta kırıldığıniz her noktada haklısınız. Uzaktan bizim ahkam iesmemiz çok kolay oluyor ama herkesin hayatında sizin gibi vicdan merhamet sahibi olan günün sonunda kimseye yaranamayan biri vardır, benim örneğim annemdi. Gerçekten hakkınızda akrabalarin ne diyeceğini umursamayin, madem ayıp günah telefonda sen niye böyle yaptın deme haddini buluyor insanlar gelip onlarda ev temizleyip kırkta yılda bir ilgilenebilir. He zaten yapicaklarindan değil laf olsun beri gelsin herkes işte. Benim annem en sonunda sinir krizi geçirmiş herkese bı ton laf saymıştı ve inanirmisiniz 40 sene kıymetli olmayan kadın kıymetli oldu. Size bunu demiyorum ama bencil olmanız lazım malesef. Önce kendi aileniz. Kendi kardesinize gelince açık açık söyleyin bence. Plan yapsanız evde olmasanizda evde durayım diyebilir sonuçta. Madem babasının evini pis buluyor 2 bez alsın eline sizin senelerdir yaptığınızı yapsın. Eşinize ve size sabır en önemlisi huzur ve mutluluk diliyorum. Kıymetli olan sizsiniz, sizde bu hayata 1 kere geliyorsunuz. Bırakın siz herkesi değil herkes sizi pohpohlasin birazda. Sonunda kötü olsaniz bile vicdanınızin rahat olduğundan çok eminim.
 
Üzücü bir durum. Fedakarlıklarınız göreviniz haline gelmiş. Babanızla aranıza mesafe koymanız doğru olur mu bilemedim, adam zaten 80 yaşına gelmiş ne kadar ömrü vardır bilinmez. Temizlik için mutlaka birini bulun, parasını versin. Ben kendi evime de temizlikçi alıyorum artık yetişemiyorum vs diyebilirsiniz.
Kardeşinizin sizde kalması saçma. Arada bir olsa neyse de rutin haline gelmesi hoş değil. Onun olacağı haftasonlarına iş ayarlayın, plan yapın. Gitsin babasında kalsın. Yavaş yavaş kırın bu düzeni.
Çok haklısınız. Babaya öesafa koyuşmaz ancak Şu yapılabilir mesela baba köye gitmek istediğinde hemen eşin izin alması yerine onların, müsait olduğu zamanda gidilmesi, ve uygunsa kardeş de yardıma gelmesi gerektiğinşn söylenmesi. Herşey öok kolay, olunca kuymetsiz de olmuş sanki. Yani inaanlar birilerine deatek oluyoraa bunun çok da kolay olmafdığını anlmalılar sanki.. Bab için, bu fikir geldi aklıma.
 
Çok uzamasın diye yazmadım son zamanlarda olanlardan birkaç örnek vereyim.

Geçen hafta babam 100 km uzaktaki memleketimizinden zeytinyağı getirecekti (kendi bahçesinden üretiliyor, çevresine satıyor)

Babam kardeşime demiş beni götürsünler memlekete diye. Kardeşim bana söyledi ben eşime. Eşim işten izin aldı. babam tek uğraşamaz diye onu aldı götürdü 60 kg zeytinyağını asansörsüz evden 6 kat taşıdı. Zaten ihtiyacım olduğundan değil ama bir şişe alıp sağol beni buraya kadar getirdin yükümü taşıdın demedi. Tavrı, zaten yapacaksınız şeklinde.

Bir diğeri her 3 haftada bir kardeşim geliyor babamın evini sevmediği için bizde kalıyor. (Daha önce de aylarca kaldı başka şehirde çalışırken) Çamaşırını yıkıyorum, yedirip içiriyoruz, o haftasonumuzı kitliyor bir yere gidemiyoruz vs. Onu yemeğe vs mutlaka götürüyoruz (gene de beğenmiyor bir kesenize bereket falan demiyor)
haftasonu tek yeğeninin doğumgünüydü ve bir hediye bile almadan gelmiş. Açıkçası bu beni sinir etti. Salonda uzanıp tv yi açıyor yemeği önüne geliyor. eşim haftasonu ben neden kendi evimde misafirden beter oldum diye rahatsız oluyor ben de oluyorum ama benim kardeşim diye tolere ediyorum. Yani daha çok şey var da son olan iki olay mesela bunlar.
Her ailede bir enayi seçilir. O ve ailesi herkesin her şeyine koşturur, gerekirse maddi destek çıkar, evi otel gibi kullanılır. Ama kimse o kişiyi sallamaz, insan yerine koymaz, saygı da duymaz. Ne zaman ki yapmaz,ondan kötüsü olmaz.
Ne yazık ki sizin ailenin enayisi sen ve kocan.
Kendini ezdirdigin yetmiyor, kocanı ve çocuğunu da ezdiriyorsun. O kadar vericisin ki onları da kıymetsiz yapıyorsun.
Benim annem de böyle,maalesef. Şöyle söyleyeyim,kardeşinin çocuğuna on seneye yakın tam zamanlı baktik,bizi anne baba bildi o derece. Ama sonra annesine yıllar içinde kötü davrandigimiz için (çocuğu uzdugu için kötü davrandik ki az bile yaptık bence) bizim kulisimizi yapmış. On sene çocuğa gece gunduz bakarken arayıp 'allah razı olsun' demeyen insanlar annemi arayip 'siz ne yapmışsınız,çocuğu annesinden ayırmak günah değil mi? Neden kovdunuz evden kadini' diye telefon açtılar. Sonra duzen kurdu,çocuğu aldı anne. Epey de düzeldi,güzel güzel bakıyor 🧿 ama bizim evin içine on yıl çocuğa bakmamiz çoktan unutuldu,sanki bir sene okul çıkışı annesi gelene kadar çocuğu evimizde agirlamisiz gibi bir konuma geçtik. Neyse ki çocuk psikolojisini etkileyen çağlarda bizimleydi, çok düzgün bir genç oldu. Tek tesellimiz bu.
aynı sekidle annem dedeme bayılır,dedem tek oğluna. Annem her fırsatta onları getirirdi,evde saklabanliklar yapardı mutlu olsunlar diye. Kendi yatak odasını verirdi kaç ay,o salonda babamla koltukta yatarlardi. Kumanda hep onlarda, onlar ne istiyorsa o yapılırdı. Ama dedemin yüzü oğlu onu ziyaret ederse gulerdi,ondan mutlusu olmazdı. Ama oğlu onu ziyaret etmezse annem palyacoluk da yapsa üzgün bakardı.
aynı sekilde annemin erkek kardeşi eskiden alemlere akıp karısını aldattığı için tonla borcu olurdu. Ödemezdi ödemezdi, haciz gelince annem (tabii ki o çalışmadığı için babam) yardımcı olurdu.
annemin kardeşleri çocuk evlendirecegi zaman annem onların evine kamp kurardi, günlerce konfeksiyon işçisi gibi dikişler dikerdi, her şeyle ince danteline kadar ugrasirdi. Ama hiçbir kardeşi ya da çeyizini yaptığı yegeni o kızını evlendirilen 'bir şey lazım mı?' demedi. Hatta iclerinde bir bahaneyle gelmeyenler oldu.
Çok uzatmayayım,son olarak ananem kışın bizde kaliyor. Annem kutusu 500-600 liralık takviyeler kullanır, kadına bol bol içirir ki daha sağlıklı olsun diye. Memlekete gittiğinde onlarin gereksiz hatta kötü olduğuna inandirmislar. Resmen kadını takviyelerle dhaa kötü yapmış muamelesi gördü annem.
Hah, konunuz bana annemi hatırlattı. Aslında hiç saf, vur kafasına al lokmasını kadını değildir. Çok cevvaldir normalde ama işte, ailenin enayisi seçilmiş. Görevini yapıyor.
bari siz yapmayın.
madem babanız çok yaşlı , laf edemiyorsunuz. Kardeşinize de mi laf edemiyorsunuz? Ev müsait değil deyin, gelmesin.
Dünyada alma verme dengesi diye bir şey var. Eğer siz bu dengeyi bozarsaniz,sadece verirseniz verdiğiniz kişiler asla size deger vermez. Bu kadar basit.
Bu kadar verici olmayı kesin, hatta biraz da bir şeyler talep eden taraf olun. Bence ailenizle aranız siz böyle olmaya başlayınca daha sağlıklı bir hal alacak
 
Son düzenleme:
Back
X