bende çalışıorum henüz çocugum yok yaza dogcak kısmetse ama çalıştıgım için çok şanslıyım
Allahın sevgili kuluyum bana bunu nasip ettiği için:)))) hergün sabah yataktan kalkarken off diorum sonrada şükürsüzlüğüm için özür dileyip teşekkür ede ede şükür ede ede işe gidiorum:)))
işlerimi yetiştiriorum çünkü evde çocuk olmadıgı için koydugum yerinde kalıo
eşimde bu konuda çok yardımcı saolsun:)))
ütüyü ben yapmam mesela sadece nevresim ütülerim o kadar oda iki haftada bi:))eşim yapar
perde asmak,sıvı sabun doldurmak,yagdanlığa yağ doldurmak,bitmiş tuvalet kağıdı,havlu kagıdı yerine koymak onun görevi
ayrıca eşim iki gün evde bi gün yok yani gece nöbetçi oldugunda bütün gün evde ve ben yemek yaptıysam o yanına bişey mutlaka yapar
yemek yoksa yemek yapar ban abi tek salata sofra kurmajk kaldırmak kalır:)))
çamaşırlarını asla oraya buraya atmaz
banyoyu temizleyerek çıkar
bi yerde kıl tüy gördüğünde hemen şarjlı süpürgeyle çeker
perde asmakta onun görevi
temzilik yapmasa bile dağılmasına izin vermez korur yani bu yüzden evim dagılmaz anca toz olur:)))
şu an için zorlanmıorum:)
daha dün akşam işten gelince bu konuyu konuştuk , istiyor ki işten geleyim yemek,bulaşık,çay ayrıyetten her akşam bir kısım temizlik yapayım hep koşturayım yani hiç oturmayayım, diyo ki izlemiş şu günler oturdun şunları yapabilirdin , dedim sen yapmıyorsun sen bayansın diyo bunları bilerek evlendin yoksa evlenmeseydin , dedim bende sen de bende çalışıyoruz işte ama sen yan gelip yatıyosun gelince ben çalışıcam ay başında maaşımı vermem sen erkeksin evi geçindir işine gelmiyosa evlenmeseydin diyomuyum diyorum ses çıkarmıyo
havalardan mıdır nedir kolumu kaldıracak halim yok birde gereksiz kaprisleri çekmek, bir bayanmış gibi eşimin yaptığım işe karışması iyice sinirimi bozuyor , çalışınca gerçekten herşey yarım oluyor , yarım iş kadını , yarım ev hanımı yarım eş , birde çocuk olunca yarım anne olmam umarım
Anaaa. Eşinin de maşallahı varmış şaka gibi! Valla geç geldiğim için benim de kolumu kaldıracak halim olmuyor, bakıyorum benimki kalkmış haldır haldır iş yapıyor... Ama ne zamandan beri biliyor musun??? Benim otobüslerde 2,5 saat gidiş 2,5 saat geliş sıkış tepiş nasıl seyahat ettiğime şahit olduğundan beri (Gerçi ondan önce de sadece seninki gibi yapmazdı da "tembelsin" derdi dolaylı olarak) gıkı çıkmıyor artık.
Müsaadenle kınıyorum eşini
şimdi burda azıcık bana da cvp hakkı doğmuş :)
evet benim eşim süpürge bile tutar ben çok şanslıyım ve evet budur neler var neler çalışıpta maaş kartına kadar eşinde olanımı ararsın şiddet görenimi,eşinden harçlık alanımı uzar gider.....
çalışıyorum yoruluyorum koşturuyorum ama evimdeki huzuru aşkı hiçbişeye değişmem cnm bu biraz karşılıklı anlaşmaya bağlı gözümden anlar yorulduğumu yada psikolojimi ona görede davranır benim ki sadece kısa bir örnekti cımbızlanacağını tahmin etmedim açıkçası o cümlenin açılımı epey uzun
Evlendikten sonra yaklaşık 1 yıl çalışmadım.
Hem evimin işini yaptım rahat rahat, hem eşimle ilgilendim (eşim eve erken geliyor), hem kendime arkadaşlarıma zaman ayırdım.
Dolayısıyla hem eviyle, eşiyle ilgilenen hem de sosyal bi kadın oldum.
Tek dezavantajı harcamalarıma çok dikkat ettim, o kadar.
Son 1 yıldır çalışıyorum, hayat tempom en üst düzeyde..
Sabahın köründe kalkıyorum, (sabahları asabi uyandığım için) eşimin suratına bile bakmıyorum, hızlı hızlı hazırlanıyorum ve çıkıyorum yola.
Şimdilerde hava soğuk, trafik, otobüs gelmez, bi gelir tıklım tıklım.. Ay şu adam bana dokundu mu? taciz mi edecek korkusu.. (çünkü otobüste tutunmuyorum bile o kadar kalabalık)
Sonra işe geliyorum, (öyle çok konuşkan sosyal bi ortamım zaten yok) bi de yönetici pozisyonunda olduğum için ister istemez biraz mesafeliyim.
Patronların istekleri bitmez, koştur, organize et vs.. ve en önemlisi yaranama..
Akşam saat 5,30 da işim tamamen bitmesine rağmen saat 19,00' u bekle ki mesai dolsun.. can sıkıntısı...
Sonra mesai biter, eşim almaya gelir, kafam davul gibi ne şakalaşmak isterim, ne muhabbet etmek..
Akabinde köprü trafiği..
Eve gelirim daha üstümü bile çıkarmadan doğru mutfağa, dünden yemeğim yoksa yemek hazırla sofra kur (bazen eşim bu aşamada yardım eder)
Yemeği yedik mi, kaldır sofrayı, bulaşıkları hallet, çay koy..
Koş içeri üstünü değiştir (duş almak hak getire) elini yüzünü yıka, makyajını sil, gel çayı demle..
o demlenene kadar, etrafı toparla, çamaşırları as/topla, acil ütü varsa yap.
Çayı eşim hazırlar, otur biraz tv izle (yarım yamalak), sonra bardakları toparla.ve vaktin kalırsa eşinle iki kelam et.Ve bu haftanın 6 günü böyle.
Noldu? gün bitti, doğru yatağa.. ertesi gün? aynı.. aynı.. aynı..
Hani sosyallik? hani özgüven?
Kendisine bile yetemeyen, zaman ayıramayan, hem ev işinin hem kendi işinin altından ezilen bi kadın profili.. ne öz güveni allasen?
He ay sonu noldu? aldın maaşını, borcu öde, fatura öde.. ayda 2 kere kuaföre gidip saç yaptırmak mı özgürlük..
Bana bu anlattıklarımda bi özgürlük tınısı gösterin yahu..
Halbu ki çalışmadığımda hem evimde hem kuaförde istediğim gibi kendimle ilgileniyordum (bakım)
Arkadaşlarımla çıkıp dışarı bişeyler paylaşabiliyordum (sosyallik)
En azından oturup evimde haber izleyebiliyodum, kitap okuyabiliyodum, araştırabiliyodum (kültür)
Eşime gayet iyi bir moralle ve uykusunu almış bi suratla hoşgeldin diyebiliyordum, ve yemeğini çayını önüne getirirken gocunmuyodum (ilgi,alaka)
Aileme zaman ayırıyordum, sorunlarıyla ilgilenebiliyordum (akraba bağları)
vs.. vs.. vs..
Çalışan kadın, kabah işe, akşam eve, yemek ye, evi toparla yat.. hani sosyallik? iş arkadaşlarınla yemekte iki kelam etmek mi? otobüste göt göte işe yetişmeye çalışmak mı?
Bu mu hayat? sosyallik bunun neresinde?
Bana kalırsa şu zamanda kadın modern köle.
Hem ev işinin hem kendi işinin hem çocuğunun kölesi..
kendisi için değil, hep başkaları için çırpınan anaç bir organizma.
Çocuk olduğunu düşünemiyorum bile.
Esimle mesleklerimiz ayni,
ayni saatte ise gidip ayni saatte geliyoruz ,
tabi ayda 4-5, bazen 6 gun 24 saat tuttugu nobetleri saymazsak :)
Konu sahibi esin hic yardimci olmuyor mu ?
Esim benim elim ayagim gibidir ,
temizlik yemek vs her isi beraber yapariz
misafir gelse de ayni gelmese de...
Yani yaptigi islerden dolayi baskalarindan cekinmez
2 cocugumuz var .
Hep de soylerim eger esim boyle yardimci olmasaydi 2. cocugu asla yapmazdim,
yuzune de soylerim ,annesine babasina da :)
Cunku ne demisler tek cocuk hic cocuk, iki cocuk cok cocuk :)
arkadaşlar yorumlarınızı okudum ama içim şişti ya.ben anlatayım:
evliliğimin ilk yılı çalışmadım hayat çok monotondu.hatta son zamanlarda psikolojim bozulmak üzereydi ve işe başladım rahat ettim.
eşim çok titiz değildir ev işi konusunda hiç baskı yapmaz zaten yapamaz.bi şey derse temizlik malzemelerinin yerini biliyorsun derim susar:) haftanın bir günü akşam birlikte temizlik yaparız.yemek hariç her işi yapar.ben 18.00gibi evde olduğum için eşim gelene kadar yemeğimi yaparım.böylelikle cumartesi bana kalır dinlenirim uyurum güzel yemekelr yaparım pazarda gezeriz.
şu anda doğum iznindeyim evdeyim çoğu işimi kendim yapıyorum çünkü zamanım var.ancak bütün alışveriş işleri eşime ait.sabah işe gitmeden ekmeğimi bile alır kapıya asar ben uyanınca alırım kapıdan(bayat ekmek sevmiyorumda).yine çamaşır asar.sofrayı ben toplarım o bebeğimizle ilgilenir.birlikte duş aldırırız ben kızımla ilgilenirken o ortalığı toparlar.sonra ben koltuğa uzanırım çayımı demler hazırlar meyvemi getirir.makinada yıkanmış bulaşıklar olursa onları yerleştirir.çünkü bütün bebekle ilgilenip yorulduğumu düşünür:)
ama yakın zamanda işe başlayacağım bakalım çocukla çalışmak nasıl olucak.ama burdan anladığım kadarıyla bana ciddi anlamda destek olan bir eşim varmış.sanırım bu konuda şanslıyım.aslında öyle olduğumu düşünmüyordum ama burayı okuyunca fikrim değişti.
Evlendikten sonra yaklaşık 1 yıl çalışmadım.
Hem evimin işini yaptım rahat rahat, hem eşimle ilgilendim (eşim eve erken geliyor), hem kendime arkadaşlarıma zaman ayırdım.
Dolayısıyla hem eviyle, eşiyle ilgilenen hem de sosyal bi kadın oldum.
Tek dezavantajı harcamalarıma çok dikkat ettim, o kadar.
Son 1 yıldır çalışıyorum, hayat tempom en üst düzeyde..
Sabahın köründe kalkıyorum, (sabahları asabi uyandığım için) eşimin suratına bile bakmıyorum, hızlı hızlı hazırlanıyorum ve çıkıyorum yola.
Şimdilerde hava soğuk, trafik, otobüs gelmez, bi gelir tıklım tıklım.. Ay şu adam bana dokundu mu? taciz mi edecek korkusu.. (çünkü otobüste tutunmuyorum bile o kadar kalabalık)
Sonra işe geliyorum, (öyle çok konuşkan sosyal bi ortamım zaten yok) bi de yönetici pozisyonunda olduğum için ister istemez biraz mesafeliyim.
Patronların istekleri bitmez, koştur, organize et vs.. ve en önemlisi yaranama..
Akşam saat 5,30 da işim tamamen bitmesine rağmen saat 19,00' u bekle ki mesai dolsun.. can sıkıntısı...
Sonra mesai biter, eşim almaya gelir, kafam davul gibi ne şakalaşmak isterim, ne muhabbet etmek..
Akabinde köprü trafiği..
Eve gelirim daha üstümü bile çıkarmadan doğru mutfağa, dünden yemeğim yoksa yemek hazırla sofra kur (bazen eşim bu aşamada yardım eder)
Yemeği yedik mi, kaldır sofrayı, bulaşıkları hallet, çay koy..
Koş içeri üstünü değiştir (duş almak hak getire) elini yüzünü yıka, makyajını sil, gel çayı demle..
o demlenene kadar, etrafı toparla, çamaşırları as/topla, acil ütü varsa yap.
Çayı eşim hazırlar, otur biraz tv izle (yarım yamalak), sonra bardakları toparla.ve vaktin kalırsa eşinle iki kelam et.Ve bu haftanın 6 günü böyle.
Noldu? gün bitti, doğru yatağa.. ertesi gün? aynı.. aynı.. aynı..
Hani sosyallik? hani özgüven?
Kendisine bile yetemeyen, zaman ayıramayan, hem ev işinin hem kendi işinin altından ezilen bi kadın profili.. ne öz güveni allasen?
He ay sonu noldu? aldın maaşını, borcu öde, fatura öde.. ayda 2 kere kuaföre gidip saç yaptırmak mı özgürlük..
Bana bu anlattıklarımda bi özgürlük tınısı gösterin yahu..
Halbu ki çalışmadığımda hem evimde hem kuaförde istediğim gibi kendimle ilgileniyordum (bakım)
Arkadaşlarımla çıkıp dışarı bişeyler paylaşabiliyordum (sosyallik)
En azından oturup evimde haber izleyebiliyodum, kitap okuyabiliyodum, araştırabiliyodum (kültür)
Eşime gayet iyi bir moralle ve uykusunu almış bi suratla hoşgeldin diyebiliyordum, ve yemeğini çayını önüne getirirken gocunmuyodum (ilgi,alaka)
Aileme zaman ayırıyordum, sorunlarıyla ilgilenebiliyordum (akraba bağları)
vs.. vs.. vs..
Çalışan kadın, kabah işe, akşam eve, yemek ye, evi toparla yat.. hani sosyallik? iş arkadaşlarınla yemekte iki kelam etmek mi? otobüste göt göte işe yetişmeye çalışmak mı?
Bu mu hayat? sosyallik bunun neresinde?
Bana kalırsa şu zamanda kadın modern köle.
Hem ev işinin hem kendi işinin hem çocuğunun kölesi..
kendisi için değil, hep başkaları için çırpınan anaç bir organizma.
Çocuk olduğunu düşünemiyorum bile.
Bazen çalıştığım için kendimi çok kötü hissediyorum galiba kendime acıyorum.
Sabahın kötünde evden çıkıp akşam hava kararınca eve koşa koşa girmek, yolda en çabuk hangi yemeği yapacağımı,temizliğe nerden başlayacağımı hesaplarken günden yeni çıkmış bi kadın kafilesi görmek, onların şen kahkahaları eşliğinde dedikodularını dinlemek bana kendimi kötü hissettiriyor.
Diyoruz ki kendimizi garantiye alıyoruz, emekliliğimiz olacak falan filan doğru ama emin olun o kadar çok ev kadının sigorta primlerini eşleri ödüyor ki yani yaş geldiğinde onlarla aynı maaşı alacağız.
Kendi paranı kazanıyorsun doğru ama nasıl kazanıldığını bildiğin için rahat harcanmıyor en azından ben düşünmeden alamıyorum hesap hesap .. ama bir ev kadını rahatça giyime kuşama para harcıyor yiyip içip istediği gibi geziyor.
iş yerindeki sorumlulukları ve stresi saymıyorum bile.
Ev alırken eşim senin maaşına göre kredi çekeriz diyor yani maaşımı en az 7 yıllığına yok sayacağım ve eşimden harçlık alacağım eee ne oldu benim ekomomik özgürlüğüm.
Biliyorum oldukça karamsar bi tablo çizdim ama kendimi bu günlerde böyle hissediyorum.
Çalışma evde otur diyeceksiniz ama ailem beni çok zor okuttu onların emegini göz ardı edemem. Tabiki mesleğimi de çok seviyorum ama ne bileyim çok yoruluyorum.
çocuk zaten ayrı üzüntü elalemin çocukları için gösterdiğim sabrı kendi çocuğuma gösteremiyorum eve gelirken uyumuş olsun, biraz kafamı toplayayım diye dua ediyorum. Bu da ayrı bi vicdan azabı. Yine de çok şükür binlerce iş arayanı düşündüğümde çok şanslıyım diyorum.
kesinlikle katılıyom ne değeri 9 canlı görüyolar hersey çalısan kadının ustunde .. ailelerimiz okutmuş bizim için değil elin oğlu için :)
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?