canım çok yanıyor kızlar ben bu adamla ne hayaller kurdum 15 ay askerde bekledim.canımı çok yaktı hala bi umut arıyorum kaldıramıyorum nasıl nasıl olur diye kendimi yiyiyorum resmen
Canım benim,
Öncelikle ben başka şeyler yazacağım bu konu hususunda.. Çünkü bitmiş ilişkinin zaten çoktan "bitmiş" olduğu konusunda arkadaşlarım çok şeyler yazacaktır.
Sana bir hediye verilmiş... Paketi nedense hep "kırmızı ve acı" olan bu hediyelerin zamanla içinden kıymetli tecrübeler çıkar... En kıymetlileri de ne yazık ki bu kırmızı paketlerin içindedir. Yeter ki sen alman gerekeni al...
15 ay askerde beklediğin, gününü sabır ile geçirip gelmesini dilediğin bu adam, zamanında seni bir bebek gibi sevmiş olan aynı adam.. Ve fakat bu adam, yapabileceği en anlamsız şeyi de yapmış olan bir adam değil mi şimdilerde... En iyi erkeğin mayasını bile hareketlerimizle bozabiliriz bazen... Kızma bana, neden bahsettiğimi anlatacağım... Zira mayalarını tutturmak ve sürdürmek, bozulmasını engellemekten daha zor..
Bu hediye, daha sonra ki ilişkilerini biraz daha düzene koymak için sana verildi bence.. Senelerin hesabını tutma, kaç seneni vermiş olursan ol, yeniden başlayabileceğin bir yerdesin... Haketmediğini de göstermiş zaten.. Hiç üzülmene değmez... Bu ilişki sana şunları öğretmiş olmalı;
Bir ilişkide sürekli değer veren taraf olmak kötüdür. Mesela kıskanmak ve bunu sürekli belli etmek, kaybettirir.. Bulunmaz hint kumaşı zannetmeye başlar basit bünyesi, kendisini... Sürekli sözünü dinlemek, yönetici durumuna sokar... Her yaptığının hesabını vermek, kontrolcü bir hale getirir.. Sürekli ilgilenilmek, bunaltır... Yaşamın odağına alırsan, seni çevresinde döndürmeye başlar.. Zamanla kaybetme korkusunu yitirir.. Bu da saygısını yitirmesine neden olur... Kaçınılmaz olarak gözü de dışarı kaymaya başlar...
"Sevgimin yarısı bitti" cümlesinde, o yarıyı bitiren sebeplerin kötü şeyler olmadığına içten inandığım için yukarıda ki paragrafı yazdım.. Fazla değer görüp, şımarmış bir erkekten bahsediyoruz burada... Belli... Sıkılmış, haddi olmadan... Bence üstüne sünger çekilmesi gereken, üstünde çok durmaman gereken basit bir insanmış.. Kızma bana... Bu basit insan sonuç olarak sana kocaman bir tecrübe hediye edecek.. Doğru yerden bakarsan...
Bundan sonra ki ilişkilerinde, yüzde yüz hatalı değilsen, alttan alarak değil de "uzlaşarak" sorunları çözmelisin.. Çözülmüyorsa, çözene kadar tavırla hareket etmelisin... Aşırı kıskansan bile (ki hepimiz kıskancız) asla belli etmemelisin. Sonuç değişmez çünkü.. Kıskandığın bir olayın, zaman içerisinde aynısını, yeni ilişkinde muhatap tarafa yaşatarak vereceği tepkiye göre hareket etmelisin. Mesela kızlarla mesajlaştığını görüyorsun.. Ses çıkarma... Fake de olsa bir kaç hesap aç, bir şekilde kendini ona yakalattır. Hatta sosyal hikayeler oluştur.. "Filanlarla şuraya gittim çok eğlendim, şöyle espriler yapan biri".. Bırak önce ilk tepkiyi o versin... Sen değerini arttırmış olursun.. Hiçbir zaman, altından dahi yapılmış bir adam olsa, "her yaptığının hesabını verme"... 18 yaşında evlenen annelerimiz gibi değiliz bizler... Okuyoruz, çalışıyoruz ve dolayısıyla hep kendimize mukayet olmak zorunda olduk... Veli ya da vasi aramıyoruz, "eş" bulmaya gayret ediyoruz... Sen kendini bildikten sonra, her yaptığının hesabını verecek zihniyette olma bundan sonra ki ilişkilerinde.. Hiçbir zaman hayatının merkezine alma... Dünyanın en iyi eşine de sahip olsan, yaratılış fıtratı "şımartılmaya gelmez"...
İlk etapta daima kaybetme korkusunu yaşat ilişkilerine.. Seni kazanana kadar epey yor... Yor ki değerli olasın... Bulduğun ilk ilişkiye "Şöyle şeyler yaşadım, zor günler geçirdim" bile deme... Geçmişini asla anlatma, ailenden bile hiçbir vakit bahsetme... Belki yirmi senelik evliliğin sonunda, konu olsun diye anlatırsın... =)
Belki daha uzun yazılabilir... Ama ben bu sıkıntıyla daha fazlasını zaman içerisinde idrak edeceğine de eminim... Böyle sıkıntılar insanı çok olgunlaştırır... Bunu bir hediye kabul et... Karma ya da adalet, hangisine inanıyorsan, onun için de işleyecektir... Sana bizi yaratandan direkt iki mesaj vereyim, belki içine su serper...
Bu erkek arkadaşın için gelsin;
'Yeryüzünde bulunan hiçbir canlı yoktur ki, Allah, onun pençeminden tutmuş olmasın'. (Hud Suresi-56).
Bırak onun hesabını Allah görsün...
Bu da sonra ki ilişkilerinde, "Ama bu çok iyi bir insan" demeye vardığın vakit, seni durdurup, yumuşamana engel olup, kuvvetle devam etmen için gelsin;
Size hayat veren O'dur. Sonra sizi öldürüyor; sonra diriltecektir sizi. Gerçek olan şu ki, insan tam bir nankördür. (Hac - 66)
İnsan, her zaman.. en iyimiz bile.. fıtrat gereği daima nankördür...
Kendi değerini karşındakine kendin bildireceksin sonrasında...
Ve ben bunu yapabileceğine inanıyorum,
Yine de sen en iyisini bilirsin,
Selamlar,