(Umut hafta sonu ızmir yolunda koşu yaparken Aslı’yı da yürüyüş yaparken görür. Bir süre halisülasyon gördüğünü düşünse de Aslı’nın ta kendisi olduğunu anlaması uzun sürmez. )
Umut: Aslı! (Aslı duymaz. Kulağında kulaklık vardır. Umut yanına doğru yaşlaşır ve kulağından kulaklığı çeker.) Aslı!
Aslı: (Aslı'nın keyfi yerindedir. Umut'u terslemez.) Sen nerden çıktın ya?
Umut: Koşu yapıyordum.
Aslı: Yetmedi mi peşimden koştuğun :)
Umut: Bakıyorum da havaya girmişsin..
Aslı: Girmemek mümkün mü? Buraların en havalı çocuğu peşimde!
Umut: Buraların en havalı çocuğu sevgilin olsa daha havalı olmaz mı?
Aslı: Cık! Olmaz.. Sen peşimdesin ben yüz vermiyorum, düşün!
Umut: Çok naz aşık usandırır ama!
Aslı: Tek gayem bu :)
Umut: Neden ama?
Aslı: Senden hoşlanmıyorum.. “Aşkın basit olduğu” kadar basit!
Umut: Buna inanmıyorum işte..
Aslı: Havan batsın, ne diyim!
Umut: :) Hayır havadan değil.. Benden hoşlandığına eminim ben..
Aslı: Benim haberim olmadan senin nasıl haberin oldu?
Umut: ızin versen seni de haberdar ederim ama..
Aslı: (Kızar.)Bak! Keyfim yerindeydi konuştum seninle.. Ama seninle de adamakıllı iki kelime edilmiyo..
Umut: Ben anlamıyorum seni.. Benim bildiğim bi erkek seni sevdiğini söylediğinde karşılık verirsin ya da vermezsin olur biter.. Sen benim sevdiğime inanmıyosun ya..
Aslı: Hoşlanmadığımı da söyledim.. Kabul etmiyosun ki..
Umut: Etmem.. Sen beni öptün.. Sen hatırlamıyor olabilirsin ama ben hatırlıyorum ve nasıl bir öpücük olduğunu biliyorum
Aslı: ınan bana içimde sana karşı hiçbişey yok!
Umut: (Aslı’nın dudaklarını göstererek) ızin verir misin?
Aslı: Ooo.. ızin ister mi oldun? Çok geç kaldın ama..
Umut: Ya özür dilerim.. Gerçekten! Seni üzdüğümü biliyorum..
Aslı: Gerek yok.. Hoşlanmıyorum senden.. Başka bişey bilmene gerek yok..
Umut: (Sıkılır.) ıyi peki tamam.. O zaman hiçbişey olmamış gibi.. Sen de benim derslerime gireceksin.. Ben de sana her öğrenci gibi davranıcam.. Sen de her öğrenci gibi olacaksın.. Elbet böyle olursa unuturum ben de..
Aslı: Nasıl istersen! Yeter ki düş yakamdan artık! (Umut durur. Aslı gider.)
(Aslı akşam sitede Önderle oturur. Zeynep’i beklemektedirler. Önder’e söylemeye karar verir. Ne de olsa olay bitmiştir artık.. Önder’in sinirleneceği bişey kalmamıştır yaşanan)
Aslı: Önder sana bişey söylicem.
Önder: De hadi..
Aslı: Ama hiç kimseye söylemek yok.. Zeynep’e bile..
Önder: Merak ettim doğrusu.. Bu Zeynep’in bile bilmediği şeyi..
Aslı: Söyleme. Tamam?
Önder: Tamam, hadi
Aslı: Önder..
Önder: Ne var Aslı? Hadi..
Aslı: Önder.. Umut Hoca bi süredir peşimde benim..
Önder: Nasıl? Nasıl yani peşinde?
Aslı: O kadar çok şey var ki anlatacak hangisinden başlayacağımı bilmiyorum..
Önder: Ne diyosun sen ya? Anlat hadi, bu zamana kadar ne bekledin?
Aslı: Üstesinden gelirim sandım.. Geldim de aslında.. Hem eğlenceliydi başlarda..
Önder: Aptal.. Anlat!
Aslı: Peki (Olan biten ne varsa hepsini anlatır.) Böyle işte..
Önder: (Önder donakalır.. Aslının anlattıklarını bi türlü oturtamaz kafasında.. Bi türlü canlandıramaz gözünde..) Peki.. Yarın Görüşürüz.. Hoşça kal..
Aslı: Bişey demicek misin?
Önder: Hayır..
Aslı: Önder, hayır, küstün mü bana..
Önder: Bunu bi daha asla yapmam.. Şaşırdım sadece.. Umuttan bekliyordum da senin anlatmamana şaşırdım.. Neyse ben gideyim.. Sonra konuşuruz, tamam?
Aslı: Sakın kızma bana..
Önder: Tamam.. (Öper.) Hadi iyi geceler..
Aslı: Gidiyo musun? Zeynep gelecek..
Önder: Kız kıza takılın siz.. Hadi görüşürüz..
Aslı: Tamam. Bye!