Kızlar, problem sevgilimin ailesi


Hiiiiç şahsi zemine çekmedim. Zaten ne dedim, burayı geç gerçek hayatta da böyle bir durum varsa önünü almazsın dedim. Konu sahibi anladı zaten beni ama kamasutra, köri ve küçük penis gerçekten de enfes fikir alışverişiymiş.
 
Çok yakın bir arkadaşımın yengesi de eniştesi de Hindu. 2 kardeş iki kardeşle evlenmişler. Aileleri de gayet uyumlu karşıladı bildim bileli maşallah çokta mutlular. İngiltere de yaşıyorlar arada Hindistan a gidiyorlar. Biz mesela mangal yaparken arkadaşın eniştesi kokusu çok güzel ama yemem derdi. Zaman ne gösterir bilinmez Just hayırlısı olsun da ben hala İtalyan dayım
 
Çiftlerin inanç ve hatta ibadetler konusunda dahi aynı düşüncelere sahip olmaları gerektiğini düşünüyorum.
Ben ateistim mesela inançlı biriyle hayatım çok zor geçer hele de baskıcı bi tipse .
Sizin erkek arkadaşınızın inancı konusunda bilgim yok .
Önemli olan size ileride bazı konularda baskı yapıp yapmayacağı .
 

evlendikleri kişiler ingiliz hristiyan mi? : D




ikimiz de ateistiz : D
ailesi sıkıntı eder mi diye sordum sadece :)
 
evlendikleri kişiler ingiliz hristiyan mi? : D





ikimiz de ateistiz : D
ailesi sıkıntı eder mi diye sordum sadece :)
A pardon o kısmı unutmuşum =)
Ee söylemek zorunda mı ?
Sonuçta inanç kişiye özel bi durum .
Bence illa bilmeleri gereken biişey değil gibi ama..
 
italyanlar kadınlara nasıl davranacaklarını iyi biliyorlar bir de bakımlılar
ama düşünce şekillerini çok sevmiyorum açıkçası ben :/
fazla egoizm soğutur aşığı demişler

İtalyanlar evlenilecek değil eğlenilecek erkek bence :) Valla benim bu aralar gönül eğlendirdiğim herif italyan. Soydaşlarına göre sıradan ama yaptığı işte çok başarılı 1000000000 kg egosu var. Küstah, kendini beğenmiş, terbiyesiz, ukala. Tanıştığımızda beni de ezmeye kalktı ama ben yer miyim hiç peahhh...
Neyse kur yapıcam diye yemek pişirdi kahveler yaptı güzel güzel davrandı yani isteyince çok tatlı olabiliyormuş?!? İyi vakşt geçirdim.

Yine de haklısın o egolarla hayat geçmez.
 
Gözüme çarpan hatalar var. Bir kere ''Bizim kültürümüz'' diye bir şey yok. Başka bir ülkede yaşamaya gittiğin vakit artık ''Oranın kültürü'' vardır. Orada geçirdiğin süreden bağımsız olarak. Yani sen sürekli ''Bizim kültür/onların kültürü -Burada Hint kültüründen bahsediyorum- '' diye karşılaştırma yaparsan kendini boşuna yorduğunla kalırsın. Böyle durumlarda aklıma nedense arada kalmış Almancı çocukları geliyor, hiç hazzetmem kendilerinden.

Sonracığıma, sen zaten halihazırda orada bir meşgalenin içindesin. Aynı senin gibi oraya bambaşka bir yerden gelecek olan biriyle yola çıkmak 2. hata. Entegrasyon azalır. Sana zararı dokunur. Hani yaşadığın yerden biri olsa oluru kesinlikle vardır. Ama bu adamın izni çıkacak da, oraya gelecek de bla bla bla. Mesela Türk bir çiftimizi düşünelim. Bunlar evlenip başka bir ülkeye yaşamaya gidiyorlar. Yine aynı sorunlar çıkar. Kopmalar yaşanır. Zaten yaşanıyor da. Çünkü gözler açılıyor. Alternatifler hiç olmadığı kadar göze batıyor. Çok cezbedici. Tabii bu bahsettiğim kadın çalışmıyorsa daha fazla yaşanıyor. Çalışan kadın kendine ait bir çevresi olan kadındır. Ama çalışmıyorsa napacak? Kocasını bekleyecek, belki arada hava almak için bir yerlere gidecek. Çocuk yapacak. Çalışmadığı için başka bir kültüre adapte olmuş kocasının davranışlarına anlam veremeyecek. Pek çevre edinemediği için yalnızlıktan bunalacak. Koca tarafı açılmış göz + evdeki kadının adapte olmamış halinin itici gelmesi + sürekli davranışlarının sorgulanması yüzünden, kadın tarafıysa ''gurbette'' yalnız bırakılmak + ihmal edildiğinin düşüncesi + çevrede olup bitenlerden geri kaldığını düşünmesi sebebiyle bu yıkıma start verecek. Bu yıkım öyle bir hızlı olacak ki, onlar bile ne olup bittiğini anlamayacak. 2'yi 1'e uydurmak zordur bu yüzden. Ama sen oradan biriyle birlikte olduğunda bu sorunlar kalmayacak. Çünkü 1'i 1'e uydurmak kolaydır. Umarım anlatabilmişimdir.

5 yıl meselesine bu kadar takılmamalı. Söz uçar demişler. Hepimiz konuşurken böyle gelişigüzel laflar ederiz. Ama zaman ilerleyince düşüncelerimiz değişir. Daha yaşın 25'e gelmeden hemen bu denli büyük ölçekli planlar yapmaman gerektiğini düşünüyorum. Geldiğin kültürün etkileri hala devam ediyor. Fazla acelecisin. Biraz akışına bırak. Zamana ihtiyaç var. 18 yaşında liseden yeni mezun olmuş insanlar değilsiniz. O işin içine hemen aileyi katmak istemeyebilir. Elbette 5 yıl bu adamı bekleyecek değilsin. Lafla peynir gemisi yürümez demişler. Yani ''Bu adam bana umut vermeye devam ediyor, 5 senem boşa gidecek'' fikrinden kurtul. Bir şeyleri harcamayı gerçekten istemeyen birine onu zaten harcatamazsın.

Bence bu işin oluru yok. Bu adama takılı kalmak oradakileri görmeni engelleyecektir. Ve bu adam Hint kültürü gibi bir kültürden geliyor, yaşı da arttıkça özüne dönmek isterse senin için geri dönüşü zor olur. Bunu da manevi anlamda söylemiyorum. Bulunacak alternatiflerin olmaz halihazırda, bunu anlatmaya çalışıyorum. Mis gibi Avrupa kültürünü bırakıp Hint kültürüne bulaşmak hiç akıl karı değil. Türkler arabesk bir kültürden gelir, dolayısıyla kadınları romantiktirler. Duygularını derin yaşarlar. ''Öl de öleyim'', ''Senin için canımı vereyim'', ''Gel dedin de gelmedim mi?'' cümleleri şarkılarında bile 16568667 kez geçer. Ama Hintliler öyle değil. Kast sistemi onları bir sürü psikolojisine sürüklemiş yıllardan beri. Türklerden daha fazla sürü psikolojisiyle hareket ediyorlar. Bu psikolojiden kurtulmaları çoook uzun bir zaman alır. Yani bu adamın ceketini alıp senin için İtalya'ya koşmasını bekleme.

Ateist olması senin için bir rahatlama unsuru olarak görülebilir belki, ''Ha bak bu farklı, onlar gibi olmaz'' diye düşünebilirsin ama doğru sayılmaz. Türklerin ateistleri de yetiştikleri ortamdan nasiplerini alırlar mesela, sırf bu tercihlerinden dolayı kesinlikle ''farklı'' olarak nitelendirilemezler. Belki biraz daha farkındalıkları artar o kadar.
 
Son düzenleme:
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…