- 2 Kasım 2013
- 7.796
- 37.040
- 748
- Konu Sahibi Idrakyollariiltihabi
-
- #41
Ben de öyle düşünüyorum.
Temas olayını hiç sevmem, kişisel alanımın taciz edilmesine tahammül edemem.
Genelde her konuya mantıkla yaklaşır, hayvanlar ve çocuklar dışında bir durumla alakalı duygularım devreye girmez.
Bir şey söylediysem o yapılana kadar beyin yerim, ama ben zaten onu söylüyorsam yapılmalı.
Gereksiz olsa niye söyleyeyim değil mi?
Ve bir şey sorulmadıkça fikir beyanından hiç hoşlanmam hele eşim de benim gibi olunca kavga kıyamet gırla bizim evde.
Geçen gece balkondan görünen en az 10 km ötede ki tabelanın nereye ait olduğu konusunda tartıştık, o derece psikopatız.
Haritalar açıldı, navigasyondan sokak sokak ilerledik falan o derece ruh hastası yani, çünkü o yanlış olamaz.
Ama bana göre hep yanlış.
Ona göre de ben hep onu suçlarmışım, hata kabul etmezmişim.
Ve tahammül edemediğim en büyük şeylerden biri de pratik zekalı olamamak, çoklu düşünememek.
O sebeple bizler, sürekli direktif veriyoruz o sebeple mutsuzuz ona rağmen her şey eksik kalıyor, ne yapalım yani, teşekkür edileceğine bir ton şey düşünüp hayata geçirdiğimiz için bir de laf işitiyoruz.
Sizden farkım sıcakkanlı ve girişken bir insanım ama tek bir laf ya da en küçücük bakışa içimde biriktirdiğim tüm nefreti kusar, siler atarım.
Eşinize ettiğiniz bedduaların aynılarını çokça etmişliğim var.
İşte o kadar kırılıyoruz ki ama bunu dile getirmeye utandığımızda karşıdakine bizce en kötü gelen cümlelerle aynı şekilde incinmesini umut ederek zehir saçıyoruz.
Niye çok güçlü olmaya çalışıyorsun ki? Herşeyi kontrol etmeye? Çok zor değil mi hayat böyle?
Diyorsun ya acı ile beslenmedim. Zaten öyle olsan ağlar sızlardın insanlar seni teselli ederdi. Ama sen tam tersine belki acılarınla bile restleşip üste çıktın.
Acını da yaşa, sevgini de yaşa, öfkeni de yaşa ama dozunda beaa. Hep aykırı gidersen olmaz
Bırak azcık rahatla gitsin yaa...
Hahaha güzeldiYok yahu annem değişik bir insan. Benzemez kimse ona :) aksine o sevgisini çok rahat dile getirir, pek konuşkandır. Hatta çok konuşkandır arada sussa güzel olur mesela.
Ben de yetişkinlerle mıç mıç olmaktan hiç hazzetmem. Tatlı bir çocuk mu gördüm uzaktan bir göz kirparim o kadar. Başkasına dokunmaktan hoşlanmam. Anneme babama kardeşlerime sarildigim sayılırdır. Kolay kolay özür dilemem gamsizimdir. Burnum yere düşse almam sanırım. Savunma hali kızınca can yakma isteği sivri dil. Pihhuu hepsi var. Ama eşimle ilişkim öyle değildir. Eski iliskilerimde insanları çok gözlemledim. Ne bileyim hatalarimi gördüm düşündüm. Beni asıl değiştiren eşim oldu sanırım. Burcum aslan bizim biraz hayran olmamız lazım içten içe gelen bir kibir var çünkü. Hayranlık yoksa içten içe ezerim. Bilinçli değil tabi ki sadece yeni yeni farkına varıyorum. Eşim tanıdığım en sağduyulu insan. Onunla kavga etmek çok zor. Neden çünkü o kadar mantıklı konuşur ki öylece kalakalirsin. İnce ruhlu davranır. Damarima basmaz. Öyle kavga etmeyiz sinirliyse kabuğuna çekilir düşünür ilismez. Öyle öyle kırmamak için fevri harekette bulunmadım. Zaten karşında sakin ve mantıklı konuşan biri varsa direkt sakinlesiyorsun kavga etme isteğin de kaçıyor.
Bu ruh hali karşıdaki insanla çok ilintili. Bir de tepki vermeden önce biraz düşünmek. Gerçekten bu bana ne kazandıracak? Bu fikir bir sürü saçmalıktan korudu beni. Dusunmedigim zaman hep keşke diyorum çünkü. Bir de üşenme. Aynen üşenme. Bazen öfkelenmeye üşeniyorum of şimdi buna kim trip atacak? Gibi.
Özeleştiri yapmaya baslamissiniz bu çok önemli bir adım. Ben de öyle öyle kendimi esime açtım. Kendinizi kapattikca mutsuz oluyorsunuz sevginizi soyleyemedikce daha çok ofkeleniyorsunuz. Öfke de en çok sahibine zarar veriyor ne yazık ki. Umarım ic huzurunuzu bulursunuz.
Çok uzun oldu ya tüh
Hahaha güzeldi
Anlattıkların aslında herkeste parça parça olan şeyler. Baya toplama bilgisayar gibisin :)
Ama burda seni şahsen tanımayan insanlara hatanı veya diğer türlü bütün duygularını çok rahat dile getirebiliyorsun, hatta baya eğlenceli ve akıcı dille.
Mesela bende biraz delidolu çok konuşan çok gülen neşeli ama dışardan soğuk ve istemediğimde kimseyle enerjisel etkileşim bile kurdurmayan biriyim, eşim tatlı dilli ama asla özür dilemeyen ve hatta özür dilemesini gerektirecek bir durum içine girmediğini düşünen biri.
O benim bu halimi kabullendi mecburen, bende özür yerine bir iki sıradışı kıvranışını gördüğümde yapmak istiyor ama yapamıyor durumundan dolayı onu (mecburen)
Neden mecburen, denedik birbirimiz üzerinde değişimleri ama olmuyor. Olmuyorsa kabullenelim dedik.
Ne bileyim, en baştan beri böyleysen bi orta yol bulunması lazımdı bu zamana kadar.
Valla milletin hayatını merak etmedim.Bir an acaba ben mi yazdım diye düşündüm :) şu hayatta seni çileden çıkaran şey ne diye sorsalar pratik düşünme ve konuşma yoksunluğu derim. Ağır konuşanlara zaten tahammülüm yok, buna bir de düşünce yavaşlığı eklenince elim ayağım titriyor sinirden. Boş konuşulmasından, gereksiz sorulardan nefret ediyorum. Genellikle insanların hayatlarıyla ilgili de meraksız bir insanım. Meraksız oluşumu da kibire bağlıyorlar.
Sizi harlayan o işte. Belki öyle davranmasa siz çoktan bunu yenmistiniz. Benim sağlam bir cenem vardır insanın üzerine iyi giderim. Can acıtacak lafları bulur yapıştırırım. Pis bir şey. Bu yüzden kavga etmekten kacinirim insanlarla. Eşinizle oturup bunu konuştunuz mu başbaşa?Uzun olsun daha iyi. Okumaya ilgili sıkıntım yok okurum yardımı olsun yeter ki :)
Maalesef bizde durum aynı değil. Eşim de sinirli, çabuk parlayan bir insan. Bana göre daha naif ve sabırlı ama asla sizin eşiniz gibi kavgadan kaçacak bir insan değil. Dik bir insan o da.
Valla milletin hayatını merak etmedim.
Onun yerine açarım tlc kanalını, ev dönüşümlerini izler, bana kattıklarına bakarım.
Dekorasyon meraklısı bir tip olduğumdan değil, aksine üşenirim bile.
Ama bakış açısı genişletmek ve altı üstü 4 duvarı nasıl farklı hale getirebileceğini öğrenmek, zeka ürünü geliyor bana.
1 metrekarelik alanın nasıl türlü türlü değerlendirileceğini görmek, milyonlarca insan hakkında konuşmaktan daha fazla perspektif oluşturuyor.
Eşime de bu çok saçma geliyor, duygusuzlukta itham ediyor beni.
Aman ruh hastasıysak öyleyiz, karakter bu.
Yapacak bir şey yok.
Ayrıca değişmeyi istemek gerek, ben asla istemiyorum.
Bence siz de istemiyor ama çevre baskısıyla kendinizde yanlış bir şey bulup onu değiştirsem mi diye akıl bocalamasındasınız.
Gelmeyin bu oyuna derim.
Bana göre seksi olan en büyük özellik zeka, hazır cevap(ama patavatsızlık değil)Yani hemen hemen böyleydim ama aynı evde yaşayınca durum farklılaşıyor tabi. Sevgililik döneminde beğenilme kaygısı ile daha yumuşatılmış bir model sundum eşime. Şimdi Dilber Ay gibi şalvar çekiştirip sigara yakıyorum. Çok seksi gerçekten.
Sizi harlayan o işte. Belki öyle davranmasa siz çoktan bunu yenmistiniz. Benim sağlam bir cenem vardır insanın üzerine iyi giderim. Can acıtacak lafları bulur yapıştırırım. Pis bir şey. Bu yüzden kavga etmekten kacinirim insanlarla. Eşinizle oturup bunu konuştunuz mu başbaşa?
Bana göre seksi olan en büyük özellik zeka, hazır cevap(ama patavatsızlık değil)
Ha ama ayrıca beğenilmekten hoşlanırım ama beğendiklerini söyleyen insanların yanında kendimi yererim.
Ya ben sana yazdığım bütün mesajları okuyunca bende baya psikopatım sanırım
Ya amaaan salla gitsin, diyesim var. Ama madem yüzleşmeye başladın demek ki dönüşüme ihtiyacın olduğunu hissediyorsun.
Acaba samimiyetsiz de gelse sana, yapmadığın bazı şeyleri yapmaya, söylemeye mi başlasan. Belki öyle öyle gerçekten rahatlayacaksın :/
Bence aileden gelen bir durum olabilir, örneğin özür dilendiğini görmediyseniz, hep ben haklıyım diye biri varsa etrafta siz de zorlanabilirsiniz bu konuda, mükemmeliyetçi, inatçı olabilirsiniz.
Bir de aslında derinde çok hassassınız, kendinizi yetişkinlerden koruyor, kaybetme, haksızlığa uğrama korkusu yaşıyor ve saf olana daha rahat sevginizi gösteriyor olabilirsiniz.
Ama bu şekilde hayat da zehir oluyor biraz, aklıma önerebileceğim bir şey gelmiyor ama umarım bir çare bulursunuz, özellikle bu kadar kırıcı konuşmak bir noktada çok soğutur karşıdakini ve pes eder.
Ben bir şeyleri hep "böyle yapmamalıyım, hafifletmeliyim" diye kendi kendime düşüne düşüne ağırdan ağırdan azaltabiliyorum bazen.
Ben de dizi izleyeyemem, biran önce bitmesi lazım ki başla bir şeye odaklanabileyim.Ya ama bu kadar olmaz ki. Eşim tlc kanalından nefret ediyor. Her seferinde "yine buldun kendin gibi garip garip şeyler" deyip kapatmak istiyor ki ben neredeyse bütün programlarını zevkle izliyorum. Ağır yaşamları bile. Zaten bu kanal dışında bir şey izlemeye tahammülüm yok. Dizi izleme özürlüyüm. Denedim ama iki bölümden fazla izleyemedim hiçbir diziyi. Dekorasyon işleri bana göre değil. Bilmiyorum dediğiniz gibi üşengeçlikten mi, işime yaramayan ve bir amacı olmayan her şey gereksizdir düşüncesinden mi. Bir de çok çabuk sıkılıyorum her şeyden. Devamlılık sağlayamıyorum hiçbir hususta.
Elbette çevre baskısı ile değişmek istemiyorum. Lakin kimsenin sevilme hakkını da elinden almak istemiyorum. Ben dahil, herkes sevgiyi hissetmek ister en nihayetinde.
Anladım. Aslında sorun burada. Damariniza basildikca siz daha çok üzerine gidiyorsunuz. Arada duvarlar oluşuyor. İletişim duvarları kaldırır. Her kavga duvara bir tuğla daha ekler. Kavgalar da çözümsüz bitiyordur büyük ihtimalle. Kavgadan bunalinca kenara cekiliyorsunuz sorun da halı altına supuruluyor. Sonra birden ortaya çıkıyor. Oldu mu sana kısır döngü.Konuşmaya çalıştık diyelim. Konuşmanın sonu illa ki kavgayla sonuçlandı. İletişim kurma konusunda Engelliyiz şu sıralar.
Yemin ediyorum duygulansam gözlerimi ovalarım’ ay rimelim gözüme battı’ diye.Hassas bir insanım zaten. Çok çabuk kırılıyorum, çok çabuk gözlerim dolar ama ışık hızıyla ortamı terk ettiğimden kimsenin haberi olmuyor tabi.
Ben de dizi izleyeyemem, biran önce bitmesi lazım ki başla bir şeye odaklanabileyim.
Yabancı dizi çok izlerim ama hikayelerin bölümlük sona erdiği, sezona yayılmayan 40 dk da hatmedilen dizilerden.
Sevilme meselesine gelince.
Ben sevgimi göstermiyor olabilirim ama o gün eşime karşı iyi duygular içindeysem çok zahmetli de olsa sevdiği yemeği yaparım.
Ya da söylediğim bir şeyi hemen yaptığında içten bir teşekkür eder ‘ hadi gene iyisin beynin yanmadı dırdırımdan’ derim.
Saçlarımı dalgalı yapmamı pek beğenir eşim, eğer öyle yapmışsam bilin ki onu sevindirmek içindir.
Yani benim biçimim bu, benden dahası çıkmaz.
Sizinki de farklı bir yöntemdir ama illa ki vardır.
Eşiniz bunu görmek istemiyor olabilir, ya da arayıp bulmaktansa sunulmasını tercih ediyor olabilir.
Keskin çizgileriniz olması geçen yıllarla onu yormuş olabilir aynı zamanda benimki gibi insanı çileden çıkaran (maşallah Allah bağışlasın) bir oğlunuz da var.
Hepsi birleşince sizin zorluğunuz ağır geldi muhtemelen.
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?